Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
—a O c — Yi v Kiraladığım odadan Talât pnşanını evinde Apelyan: — Evet, bu plânın tanzimiyle bu günden itibaren meşgul olmalıyız.. Ötos mobil kullanân —arkadaşımız da vâr.. Her şey yoölundadır.. ÖsmanlIı impata- torluğunun sadrıâzamı ârtık sön gün- lerini yaşamaktadır. Zakaryan: — Firar plânımı hâzırlamâak üzere büu âkşam bizim evde töplanacağız.. Arkadaş Tehliryânim —bu — töplantrya iştirakine lüzum yöktuür.. Ö Ttahâtçâ kendi işlerine Hâketti. Beh — Orağsı sizin bileceğiniz iştir, şimdi müsaadenizle ben yeni evimi ki- ralamrya gidiyorum. Neticeden Apelya- nı haberdar ederim, o da size malümat verir... Odayı tetmıya muvaffak ölur- sam bu akşam taşınırım, aksi takdirde yârımaâ kâlif... Herhâlde yarını akşâfmi bir yerde bülüşabiliriz. Zakaryan: — Öyleyse yatın akşam da Eftyan: ıt övinde toplanıfız. Bit gün sotira saâat 9 da Eftyanın evinde buluşmak üzere arkadaşlardan ayrıldım. Hardenberg'de kiralık oda Hardenberg sokağına gidetek 37 numaralı binafiti kapısını çaldım. İh- tiyar kapicı ne istediğimi — sotuhca; kapıda asılı duran “Kkirâlik öda,, İevhas sını göstererek, kiratı olduğumu;, kira- lrk odayı görmek istedifimi söyledim. Kapıcı, kiralıkk odanını birinci katta oturan Dittmarın'ın dairesinde olduğu- nu göyliyerek? — Buyürun, çıkım, madam sizi gez- dirir, dedi. Biraz sonra madam Dittmann'ın ka pısint “ç'ılışoruu;i.' 'Kâîıtiı'mı çıkan hizmet çi İtiza biraz evvel kapıcıya söyledikle- rimi tekrar edince, hizmetçi: — Bir saniye müsaade ediniz; ma- dama sorayım;, dedi ve biraz söhnra gelip beni salona aldı. Beş dakika sorıra madam Dittmmanti salona girdi. 35-40 yaşlarında oldukça güzel bir kadındı. Başiyle beni selâmladıktan — sonra beni tepeden tırnağa süzdü ve uzufm bir isticvaba başladı. Kim olduğumu, nere- den geldimiği, neteye gideceğimi, niçin Almanyaya geldiğimi, Berliride akra- bam olup olmadığını, geceleri saat kâağ- ta döndüğümü; sevgilim olup olmadığı- nr, ne işle meşgul olduğumu öğrenmek istiyordu. Cebimden pasaportumüu çıka rarak İranlı olduğumu, Berline makine tahsili için geldiğimi, tahsilimi biti- rinceye kadar orada kalacağımı, Berlin de akraba namımma kimsem olmadığını, akşamları erken eve döndüğümü, sevgi- İlm bulunmadığını söyledim ve ev sahi- birmi tamamen tatmin elmek üzere, de- dim ki: — Bön buraya eğlenmeğe değil, tah sile geldim... ' —- Na kadar zamari evimde kalmak istiyorsutluz? ) — Berni sik sık &v değiştirmeği söv- mem.. Mütekabilen — biribirimizden memnun olursak, sonuna kadar burada karılım... — Buradan memnun kalatağınız muhakkaktır.. Bir defa temizlikteti Yü na. Büyük söylemek ölmasın ama, bü- tün Berlinde betiim kadar titiz kadım bulamazsınız.. Pisliğe katiyen taham- mül edemem... Öndan sonra kiracıla- rıma ailem efradı göziyle bakar onla- ra katiyen yabancı Tmmuamelesi Yap- mam.. Herhalde memnün kalacağından eminim... — Siz de beniden memnün kalacaksı: niz madam, evde kireeı bulunduğunun farkında bile olmrıyacaksınız. . — Buyurun odayı görün, bakaâlım beğenecek misiniz, diyerek, madâm Dittmann beni Hardenberg sokağına bakan bir odaya götürdü. Odanın her tarafını gözden geçir- dikten sonra arz kalsın sgevinçten oynı- yacaktım, çünkü oda tam Talât paşanın oturduğu apartmanla karşı karşıya idi. Cadde geniş olduğu için vakıa Talât paşanın evinde olup biteni gözle takip "i " a Öb S eadkkdkdür -d:—a.&#ı' O el ne yapıldığını dürbünle gözetlemek kabildi etmek kölay değildi, fakat bir dürbinle bu işi odamdarn mükemmel surette ya- pâbilecektim, Bundan başka — öturdu- ğum yerden Talât paşanın evine girip çıkanları da tesbit edebilecektim. Odanin bu fevkalâde müsâit vâzi- yetini görünce madam Dittmarın'a oda- sını beğendiğimi söyledim. Salona dö- nerek pazarlığı bitirdik. Üç aylığını peşin vererek akşama taşmacağımı ha- ber verdim. Bunun Üzerine madam de- di ki$ “— Bu dakikadarı itibaren öda si- zindir, ne zaman isterseniz taşmabilir- siniz. Bir iki saate kadar döneceğimi söy liyerek yeni tuttuğum evden — ayrıldım. Biran evvel arkadaşlara müjdelemek istiyofdum. Ayni sabırsızlıkla beni bek liyen Apelyafıa vaziyeti arılatınca, des di ki: : — Mübalâga ediyorsun, bu kâdar müsait bir oda bir günde buluflur mu? — Meşhur derbi meseli bilir misin? “Arama ile bulunmaz, meğer rastgele,, derler.. Bafla dâ tasteldi, istediğimden alâsını buldum... Hem benim — artık kaybedecek vaktim de yoktur. Talât pa şa beni bekliyor.. Bavulumu alıp gidi- yörüm ! i — Acelen ne, hiç ölmazsa bu gece de burada kal, yarın sabah erkenden gidersin.. Bu kadar acele etmekle ev sahibinin de şüphesini celbedeceksin. « Azizim ben buüğünkü işi yarına birakmam... Belki bu gece ömrümde bir dâha ele geçiremiyeseğim bir fir- sdt Zühüur edecektir. ' — Bügün çok Heyecanlısın.. — Sa- kin heyecana kapılıp yanlış bir hareket yapmıyasın. — Müsterih öl -- '-sim., Ben heye- canlanmasırır da, * ti teskin et- mesini de bilirim. .». >.iye kadar bir falsö yaptığımı görüln mMÜ?4 'Arkadaşımı kararımı değiştirmiyece- girmi anlayınca ısrar etmedi. Bilâkis eş- yalatımı toplamak hüsusunda yardım etti. Ayrılmak üzere öldüğümüz gira- da birdenbire sördü: — Peki âma, ev sahibimize ne diye- veğiz? — Bünü hiç düşünmedik.. Sahi, bu kadına ne diyeceğiz? — Herhalde mukniü bir sebep göster meliyiz. —« Madâm hasta öolduğunu, doktora gittiğini biliyor değil mi? — Tabiif, profesör Gassizer'e gitti- ğimi söylediğim zaman, madam da onu çok methetti. — Mükemmel, o halde işimiz kolay laştı demektir. Madama profesörün tav- siyesi üzerine odanı değiştirmek mec- buriyetinde kaldığını söyliyeceğiz. — Profesör bu evi niçin beğenme- miş olacak? — Bu evde elektrik yok... Halbuki hava gazı ziyası sana fena geliyor, asa- bınr bözüyor... Bundan mükemmel se- bep mi olur? , — Öyleyse madamı çağırır bu - işi de bildiğin gibi halledersin. Arkadaşım vaziyeti madam Stell- baum'a anlattığı zamarı, zavallr kadın itiraz etmedi, bilâkis beni teselliye ça- lrşarak dedi ki: — Ne yapalım oğlun: sakın üzülme. Arkadaştan ayrılmak kolay değil ama, her şeyden evvel itisana sıhhat lâzım- dır... Yalnız hiç olmassa uzak bir yere gitme. — Daha bir oda bulmadım. Birkaç gün otelde talacağım... Bu civarda bir oda bulmrya çalışacâğım. Bu muhavereden sonra ev sahibem ve arkadaşımla vedalaşarak yeni odama gittim. Madam Dittmann odamı bir gelin odası gibi süsletmiş, mektebe gideteği- mi düşünerek bir köşeye de büyük bir yazı masası yerleştirmişti. İstirahatimi düşündüğünden dolayı kendisine teşek kür ettiğim zaman: — Görüyorsunuz ya, dedi, ben kira- aile efradr göziyle bakarım... Bu masa rahmetli kocamın çalışma ma- sasıydı... Başka bir şeye ihtiyacınız o- lursa, İlk!lma,ym. söyleyin... Kocamını kütüphanesi, lügat kitapları emrinize LA — Baş rollerde' 17 günü akşamı ALRA GARERNN Türkçe sözlü İstanbul sinemacılık âleminde ilk defa olarak! | İkinciteşrin çarşamba | N İLAVETEN: Şanlı ördumuüzün Ulu Önder Atatürk huzurunda yaptığı 3 " be ei S ll a KU V. 4 l D d v P J » LiFi 4 LA "i # ” BOHEME | DÂAHİ BESTEKAR PUÇİNİ'nin ölmez eseri Martha Eggerth - Jean Kiepura | sinemasında ' gösterilecektir, SO e e eei SARAY 18 kadın Bir şairi linç ettiler Romanyanın Ciresu köyünlde, bundarn bir müddet evvel orkünç bir citayet iş lenmiş, Jorj Kuhirezu adında 60 yaşırnıs da bir şair, on sekiz metresi tarafımdan İinç edilmiştir. Jörj, çok sevdiği karter ölüp te yalnız başına kalınca, fena halde canı sıkılmiş, '&Yenii ilhamlar,, âlmak için bir çok kâ. dımnlarla ve genç kızlarla İdüğüp kalk - fhağa başlamıştır. Hattâ bir aralık köyde, bu 6Ö0 lık ihti. Yartım ön sekiz metresi bulunduğu yo- lunda bazı şayialar alıp yürümüştür « Hakikaten, ihtiyar şair, her kadıfa kendisiyle evleneceğini vaadeden ihtiyar bir zampara idi. Fakat bu vaziyet uzun sürmemiş, bütün bu kadınlar, işin iç Yüzünü anlayarak şona karşı, aşk yeri. he, hiddet, krskarıçlık ve kin beslemeğe / başlamışlardır. Güntn birinde de, toplu bir halde şairin oturduğu köşke hücüum etmişlerdir. İhtiyar şair, hiç bozmamış ve her za- man olduğu gibi, otları yeni yazdığı bir şiirle teshir etmek istemişse de bü- yük bir maharetle söylediği güzel aşk şiirleri, artık bu kaklınlar üzerinde, her # riki tesiri yapmamıştır. lise yerine yetişen — jandarmalar, Ü. uü genç kız, kadın ve dullardarı mü. leri dönmüş bir halde çırpımdıklarını, ağladıklarını, inlediklerini görmüşler- dir. — Büunların ortasınlla da — ihtiyar şalirin gözleri oyulmuş, parçalatımış cesediyle karşılaşmışlardır. Altmışından #onra azan betbaht ihti. lanmış, karısının yanına defneklilmiştir. On sekiz kadın, cinayet suçiyle mahke- meye Verilmişlerdir. Ü hedi ğ sadüğün el BĞ ği e l amededir.., Biran evvel yalnız kalmak İçin sözü uzatmıyor, kısa bir teşekkürle çenesi biraz gevşek olan madamdan — kürtül- mak istiyordum. Halbuki o aldırış bile etmiyordu. Şimdi de kocasının tercümei halini anlatmırya başlamıştı. Yarrm saat süren bu konferansı da dinlemek mecbu riyetinde kaldım, çünkü daha İlk ak- şamdan mesele çıkarmak — İstemiyor- dum, Nihayet madamın hikâyesi bitti diye sevinirken, bu sefer de hizmetçiyi Sağırıp $u emri verdi: — — Herr Tehliryan bü gece misafiri- mizdir,.., Akşam yemeğini beraber yice ceğiz, ona göre hareket et.... Sonra bana dönerekt — Bu davetimi reddetmiyeceğiniz- den eminim dedi... İster istemez buna da muvafakat ettim. yemeğinin çok neşesiz geç- tiğini söylemeğe lüzum yoktur sanırım. Sekiz genedenberi erkekten mahrum kal mış olan zavallır madam Dittmann tesa- düfün eline geçirdiği erkeğe hoş görün- mek için hiç bir şeyden geri durmuyor, Mmasada servisi bile bizzat yapıyordu.. Başka şerait altında ev sahibemin mu- vaffak olacağı muhakkaktı. Genç ol- | Mamakla beraber, henüz ihtiyar da sa yılmıyan ev sahibem hakikatte çirkin de değildi. Bilâkis kelimenin tam ma- nasiyle olgun kadındı... Bütün bunları takdir ediyordum, fakat aklım fikrim Talât paşada olduğu için geceyi de ma damla beraber geçirmekten korkuyor, madamın bin bir türlü manidar söz ve harekâtını anlamamazlığa vuruyordum. Madam Dittmann — şimdi de yabancı gençlerin Berlinde maruz bulundukla- ©t felâketlerden bahsediyor, birçok vic dansız kadınlar yüzünden yabarlcı genç lerin nasıl perişan olduklarını hazin * hazin anlatarak şu neticeye varryordu: (Devamı var) İ a Kai <« SEN HAYDND :— (ESTRELLİTA) Mevsimin &n eğlenceli ve en cazip opereti EİTTEÜ New « York a e g nin en Ş büyük Metropoliten l n O ar ln hlv di Operasından , olacı Önümüzdeki pâzartesi akşamı idklE — SAKARYA sinemasinda Rejisör ROUBEN MAMULİYAN'ın bBir filmidir Baş, diş, nezle, grip, romatizm? ve bütün ağrılarınızı derhal kesçr. tcabında cünde 3 kaşe alınabilir isim ve markaya dikkat. Taklitlerinden sakınınız « Bir söz kâfi __I__stanb_q__ı_". ALKAZAR İramvay şirke Sinemasında 21 İkincikânun 1911 tarihli Bu baftaki büyük Ül vveemen 1;* ;nf:a“em ; muvaffakiyetini 1081 Yü 18 Irin. Teşrindöt ve yeni ilâna kadar pazardan büs' günlerde gidiş - geliş kış ?"’g'w : Gangsterler karşı karşıya Filmine edyun /— gİŞLİ ŞEBEKESİ ! Yöllar İlk ı::ı 10 — Şişli « Tünel 15 29 No, Baş röllerde: 1« Şişli bayea ğ; il — Şişli - Beyazıt 715 GE P JOSEPH | ei ar SANaN ’::: 1 CALLEİTA Fatih « Harbiye — 615 2 "4 12 — Harbiye- Fatih — 7,00 z;;j 12 A Aksaray - Harbiye 6.35 # Harbiye « Aksaray 7.20 14 — Maçka-'Tünel — 19.50 | Tünel - Maçka 16 — Maçka - Beyazit Beyazıt » Maçka — 7.10 16A Şişli (depo)-E. önü. 615 -7 | Eminönü - Maçka 6.45 Maçka « Eminönü T7.20 17 — Şişli - Sirkeci 7.00 Sirkeci « Şişli 7.BO Bu heyecanlı film görülmemiş mu. vaffakryetlörle devam ediyor. 1TA Meö. köy-Eminönü 645 İ EminöniüzMec. köy. T.20 İSTANBUL: _ 18,30 plâkla dans Musikisi, 19 Safiye piyâ 1S8A Tüaksim « Beyazıt 7.20 no ve keman refakatile, 19,30 könferans, dok tor Fahrettin Kerim, (Fikir yorgunluğundan 19 korunma), 20, Sadi Ve Arkadaşları tarafın. dan Türk müsikisi ve halk — şarkıları, 20,80 Ömer Rıza tarafımdan arapça göylev, 20,45 Semahat ve arkadaşları tarafımdan Türk müu sikisi ve halk şarkıları, (saat ayarı), 21,15 orkestra, 22,16 aJans ve horsa haberleri ve ertesi günün programı, 22,80 plâkla solölar, | 22 opera va operet parçaları, 28, sön. BÜREŞ: 18 plâk, 19,15 radyo örkestrası, tarafmdan | gg hafif müzik, 20,35 şarkılar, 21.15 cazband, 22,45 Rumen havaları, BUDAPEŞTE: ' sigan oörkestrası, 24.10 cazband, ü Beyazıt - Taksim — T.52 Kurtuluş - Beyazit 6.15 Beyazit - Kurtülüş T.00 Şişli (depo)-E. önü 6.05 Eminönü-Kurtuluş 6.35 Küurtuluş-Eminönü T.05 BEŞİKTAŞ ŞEBEKESİ Bebek - Eminönü 6.380 Fiminönü - Bebek 6.d0 Bebek - Beşiktaş — — Ortaköy Aksaray - 6.80 Aksaray - Ortaköy 7.15 | 84 — Beşiktaş - Fatih — 7.00 Fatih - Beşiktaş — 7.40 İSTANBUL $ŞEBEKESİ 32 — Topkapı « Sirkeci — 6.20 Sirkeci - Topkapr — 6.50 1D9A 10 ııaç;ık erkestra, 20,10 plâk, 2110 var. ?:ğ;ü?'maî 33 — Yedikule - Sirkeci 6.15 21 hafif müzik dans havaları, 2245 Skeç, Sirkeci « Yedikule 645 238 opera örkestrası, * L Edirnekapı-Sirkeci 6.10 | Sirkeci-Edirnekapı Gd0 " VF İ * 4 İ K iğ 4 'at —- Alkşam postasi — bi > DK ' 13 İKİNCİTEŞRİN—İ937 —DÜNYA SİNEMACILIĞININ ŞAHESERİ — BEYAZ PERDENİN GöÖZBEBEĞİ ' : ÇA KASAA D AA <