Ramazan konuşmaları ag Baştarafı 2 incide Kını, Yalova safası gibi oyunlar meş. hurdu. Hele Yazıcı oyunu halk arasm. da pek rağbet bulmuştu. Bu oyunda Karagözle Hacıyvat arasmda geçen şu konuşma ustaca, tertip edilmiş bir te. kerlemeden ziyade, Hacıyvadın tım. traklı konuşma lisaniyle alay eden bir hazırcevaplık nümunesidir. Hacıyvat — Yazıcı olmak için ada. bı umumiyeye hizmet maksadına meb. ni olup ulümu mütenevviada meharet lâzımdır. Meselâ ulümu riyaziyeden cebir! Karagöz — Yok, ben öyle cebre ge. lemem, aklmı başma topla! — Ya hesap, ya hendese? — Hesap işlerindeki bilgiçliğimi gel de bizim bakalla alışveriş yaparken gör! — İlmi heyete ne diyeceksin? — Sorduğu geye de bak, bu da 1Af mi ayol! Onu her şeyden daha iyi bi. lirim, Meselfi şık bir bey gördüğüm gi. bi cebinde mangiz var mı, yoksa nanay mi, bir bakışta anlarım, — Hikmet! — Ondan sual olunmaz! — Fenni celili servet! — Tanımam. —Eimi? — Servet efendiyi, — Hay köftehor hay... Timi Jaxreye ne buyrulur? — Bilirim, Amerikan lâmbalarmda gok gaz yanmasın diye, geceleri kan. dil yerine yakılan idare lâmbası!... — Hay zekâ ve idraki zayıf ve Kalil Herif hay... O değil, benim dediğim 1. dare usulü. “ — Ben idaremi çok iyi bilirim, — Tarih? — Bilmiyecek ne var, 1308, — Düstur! — Bunun vardalı soyunu bilirim! — Umüuru siyasiye? — Sıya sıyadan da çakarım. Hele dört çifte olursa, Bundan başka 1skar. moz oyunu da bilirim, — Eyi, güzel, hepsini bildin. Ya; mantık! — 00000! Onu Hepsinden Iyi bilL Tim: hem de çok sever, bayılırım, — Ne bilirsin canım? — Üstüne yoğurt dökerler, içine kıyma koyarlar, en çok Ramazanlarda pişirilir. i — Vay budala vay, KosKoca mantr. ği mantı yaptın, çıktın işin içinden, aşkolsun sana! a i M0 Yüz yıllardanberi zevkle, Heyecönle seyrettiğimiz Karagöz, insan neslinden mi geldi? Yoksa muhayyel bir gahrs mıydı? Hangi gehirde doğdu, nerede yaşadı, ne zaman öldiü?. Tarihimizde de 'bu hususta vesalke dayanan malümat yoktur. Bazı eski Tük eserleri, Karagözle Hacıyvadm adımı söyliyerek, tafsil†vermeksizin Karagöz oyununun mevcut olduğunu yazıyorlar. Bazıları Karagözü yaşamamış, muhlay' yel bir “tip” olmak üzere gösterdikleri gibi, bazıları da yaşamış hir insan ve Hattâ daha İleri giderek bir çingene olduğunu, Bursada, yapılarda amele - lik yaptığını iddig ediyor. Bu muhtelif rivayetler arasında sağlam ve salim bir hakikatin ortaya gıkmasma İntizah etmek en doğrusu. dur. Fakat, açıkça söylemek lâzımge. lirsa, Karagöz içtimaiyatımıza kadar Karışmış, halk onu hakikt bir sima, şahsiyet olmak Üzere tanrmıştır. Bu itibarla, vardr, yoktu? yaşamıştı, ya. samamıştı? gibi münakaşaları yap - mak lizumsuzdur. * Karagöz oyunu muhtelif istihaleler geçirmiştir. En ücra köylerde oynan. dığı gibi, en lüks yerlerde ve hatt saraylarda bile oynanmıştır. Karagöz oynatanlar arasmda çok usta adam. lar, sanatkârlar yetişmiştir. Bunlar dan başka bir yazımda bahsedeceğim. Mskalemi bitirmeden evvel, size sa. rayda oynatılan bir Karagöz oyunun. dan bahsedeyim: Ustad Ahmet Rasim, saraylarda oy- natılan Kâragöz oyunlarmdan bahse. i * derken, İkinel Abğiilhamld devrinin meşhur Karagözelilerinden Mehmet e. fendinin oğluna anlattığı su hikâyeyi naklediyor. Mehmet efendi diyor ki: “Bir gece hayal oynanması hakkında irade geldi. Perdeyi kurdum, oynatmı. ya başladım. Sıra gelmişti, şarkisma başlıyacak: Aya bak, yıldıza bak Şu karşıki kıza bak! Diye okuyacaktık. Tam (aya bak!) diyeceğim sırada bir de perdenin sağ tarafma bakayım ki, Sultan Hamid bi. zi kenardan gözetlemiyor mu? Bir anda hatırıma yıldız kelimesinin böy. Ie bir yerde ağza almmasmdan dolayı bilâhare giriftar olacağım akvbet gel. di: Aya bak, havaya bak Karşıki tavaya bak! Dedim, işin içinden siyrıldem.,, Bir de Şeyhülislâm Fbussuud eter. dinin Karagöz oyunu hakkında verdi, ği şu fetvaya bakıp ibret almız: “Bir gece bir mecliste bir zıllti Hayal oyumu getirilip imam ve Hatip olan Zeyyid ölmecliste olup oyunu Ahırma kadar seyreylese şer'an imametinde ve hitabetinde azle müstahak olur mu? â *“Elcevabi: ; ! “Eğer ibret Için nazarr edib ehli Kal fikri ile tefekkür ettiyse: “Olmaz!,, : Hüseyin Rüştü Tırpan Almanya Atlantikte tehdit ediyor! Ma Bastarafı 1 incide ise, müteaddit defalar ispat edilmiş . tir. Bundan böyle, Frananyla Afrikadaki Fransız müstemlekeleri arasında, Ak. denizdeki mlnakalâtm, Sicilya, Sar , denya, Pantelarya ve Baleardaki Hal yan hava ve deniz üsleri dolayısiyle tehlikeye girdiği de malümdur. Portekiz adaları meselesi, şimdi, şarki Afrikadaki Fransız müstemle. kelerile Fransa arasmdaki münakalâ. tı alâkadar etmektedir. Akdeniz tehli. kesinden sonra, işte, şimdi de, Atlan. tik tehlikesi başgöstermeye başlamış. tar. Bu Hususta, dikkati celbeden hâdi- se, Alman Harbiye nazırı fon Blom- berg'in Asor adalarma beklenilmedik seyahati olmuştur. Bu seyahat, bu 8- yın başında, bir behane ile yapılmış- tır, Mareşal fon Blomberg yalnız se yahat etmemiştir. O kadar ki, bazf Portekiz gazeteleri: “Alman işçilerinin Maderi ziyareti” serlevhası altında yazdıkları yazılarda, sene Ti 150.000 alman işçisinin yaz tatiline gönderildiklerini ve Maderden geçtik. lerini haber vermişlerdir. Bu 150.000 işçi tabit bir defada gel memişlerdir vâ şüphesiz vatanlarma da dönmemişlerdir. İçlerinden binler. oesi Kap.Ver ve Bisagos adalarma yer. leşmiş bulunmaktadırlar. O zamandanberi, Portekiz adalarına girmek adetâ imkânsız bir hal almış. tır, Şimdi oralarda mazot ve benzin depoları kuruluyor ve mümkün oldu. ğu kadar gizli tutulan esrarengiz ve hümmalı bir faaliyet var. Diğer taraftan, Portekiz resmi ma. hafilinde, Mader ve Asor adalarınm malt ve idari cihetten ana vâtandan ayrılması mevzubahs olmaktadır. Niçin Ilzum görüldüğü bir türlü anlaşılmıyan bu tedbir, bir müddet evvel mevzubahs olan daha umumi di. ğer tedbirlere doğru atılmış bir adım fayılabilir: yani, bazı Portekiz adala, rınm Almanyaya satılması veya ter, kedilmesi,, Bu meselenin Portekizde, halkm büyük bir galeyaniyle karşıt. Taşmış olduğu malümdur. Faşist Portekiz hükümetinin, müs, temlekelerini böylede satmaya teşeb . bis etmesinin halkın muhalefetiyiş karşılaştığı görünce, işi daha gizlice ve başka bir şekilde yapmayı karar. laştırmış olduğu sanılmaktadır. Bu gekil şudur: Mader ve Asor adalarmı — Otomobili neye böyle boyattın? Bir tarafı yeşil, öteki tarafı mavi... — Kaza yapmam ihtimaline karşı? — Anlamadım! — Bunda anlamıyatak ne var? Şa- hitler biribirlerine zıt söylerler, kazayı benim yaptığım anlaşdmazi —Hararetin 39 derece ha! Bu soğuk havada ne tali! zZzemane Kadıncağız, kızını yeni tuvaleti ile görünce şâşaladı, kıyafeti fazla açık sa çık görmüş olacak ki hiddetle: —Bu kıyafetin hiç hoşuma gitmiyor, kızım, diye söylenmeğe başladı. Genç kız likaydane cevap verdi: — İyi amma anneciğim, ben bu fu» Valeti senin için giymedim ki, başka. — “Yirmi dört saat için,, diye ben. 'den on lira almıştın. Bir ay oldu, hd. 14 vercoeksin. — Yölan söylemedim ki, hakikaten o param yirmi dört saatte harcadım! m Ankara - Istanbul tayyare seferleri İstânbulla Ankara arasındaki tayyare #6. ferlerinin bazı değişiidilder yapdmıştır. Bun dan mozrs, Pazardan başka her sabah amat oDdN İstanbuldan Arkaray bir yolcu tayya. esl “kalkacaktır. Ankaradan İstanbula, ge. ne Pazardan manada hergün saat 14.10 da tir İyyaro hareket edecektir. Tetanbuldan Arka. TâYA gideiek yolcular için her sabah saat do. kuzda Karaköydeki Havayolarmın bilet gi pesinin öntnden bir otobtis hareket edecek. tir. Sabahları saat yedide yapılan sefer kal. Lerlmıştar, Bir Bulgar diplomatı yag” Baştarafı 1 incide Bulgarlatanm altı milyon nüfusu olduğunu, buna mukabil Balkan antantı devletlerinin 86 milyon nüfusa malik bulunduğunu gözden UZAK tutinamak lAzımdır. Bu vaziyette Bul. Karistanın Balkanlarda mihf bozmakta kiç. bir menfaati olamıyacağı aşikârdır... Daref, Bulgaristandaki Türkler hakkında, da şunları söylemiştir: “— Bulgaristandaki Türklere fena mus- mele ettiğimizden bahsediliyor. Bence bu e. #astizz bir iddinder, Memleketimizde Pomak Tarla beraber 600 bin yani umum nüfuzun onda biri nisbetinde Türk vardır. ya martta yapılacak yeni seçime iştirak et. mekten Türkleri meneden biçbir şey yoktur. Türkler de seçime gireinler ve mümessiile. Tini meciine göndersinler. rize "Türkiye fo münasebetlerimizi (sklaştır. mayı pek istiyoruz ve İstanbula gelişimin bir maksadı da budur. Türkiye fe Bulgaristan kültürel münasebetlerinin tekviyesi irikân. Yarımı araştıracak ve bu iş için Üniversite rektörile görüşeceğim... malt ve idarf bir istiklâle sahip kıl mak... Bu adaların kendi senayiiyle Yardımsız geçinmelerine imkân yok. tur. Almanyaya bazı Jmityazlar veri. lince mesele gürültüsüzce ve sessiz? halledilmiş olacaktır. XY İY NL NNE Pardesü İki kişi ayni zamanda lokantadan çıkıyorlardı. Biri ötekine yaklaşarak mahcubane sordu? — Siz tarih hocası bay Mehmet mi- siniz? — Hayır. — Fakat ben tarih hocası bay Meh- medim ve sırtınıza giydiğiniz pardesü de benim malımdır! Çocuktan al haberi! Çocuk, koşa koşa annesinin yanına gitti: — Anne! Anne! ; — Ne oldun? Bu telâşm ne? — Bay Hamidi ablamla öpüşürken gördüm. Kadın gülümsedi : — Zarar yok yavrum, onlar gele- cek hafta evleniyorlar, Çocuk biraz düşündükten sordu: sonra — Babamla hizmetçi kız ne zaman evlenecekler? ere Kadın — Hani bana geminin her ta. rafı gezdirecektiniz? o Pervaneleri göstermediniz?. Zor bilmece “Trende köylü kadın çocuğuna: — Sepette ne var? diye sordu, eğer bilirsen sana bir salkımını veririm. Hikâyeci Gazetenin yazı müdürü, genç hikâ- yecinin getirdiği müsveğdelere baktı ve: — Yazınız hiç okunmuyor, dedi, böyle iken neden daktilo ile yazmıyor sunuz? Hikâyeti güldü: — Daktilo bilseydim hikâye ile pa- ra kazanmağa kalkar mıydım? ge” by i i kendin Müşkül vaziY Kadıncağız, komşusuna — Doktor ne dedi? wi ©— Doktor, eğer sudan başk? wi içmesine müsaade edersem on elimle öldürmüş olacağımı söyle y — O halde sen de sudan Hİ şey verme, ni öldürür! Nişanlı / Bayan Zehra, hizmetçi kız8 ediyordu: gi — Evlenmek hakkın tabit* bana öyle göliyer Ki oe acele davrandın, Nişanim olan biletçisinin daha adını bile bilmi? yr — Adımı bilmiyorum ama sınt aldım. yz Hdkim — Kendini müdafaö Mozmn — İmkân yok;