ünün meselesi : Vergiler Atatürk'ün nutku vergiler bahsine ehemmiyetli bir kısım ayırmıştır. Bu kısım şöyle hulâsa olunabilir: 1 — Devlet gelirini yeni vergiler koy arak değil, mevcud vergilerin tarh ve cibayet usullerini ıslah ederek arttırmız. 2 — Herhangi bir mali karar alırken, bunun, milli faaliyet ve--istihsal, yani verginin bizzat ana kaynağı Üzerinde yapacağı tesirini gözönünde tutu. Büz, Maliye memurları halkia temaslarında, tıpkı dahiliye memurları gibi, n çalışan bir halk hlikilmetinin mam göstermeli ve azami emniyet ve Ir tabii vasfı olan azami dikkat ve ihti. ar vermelidirler. 4 — Kanunun bazine lehine tesbit ettiği hakla, kanunun mükellefi karşı, Jaştırdığı vazifeyi denk tutunuz! Osmanlı imparatorluğunun vergi ans mesi şuydu: haksız da olsa, halktan mütemadiyen almak! bu usul tabi bir aksülâmelis şu mukavemeti Yaratınış. tır: haklı da olsa vergiyi ödememeğe çal müsadere halini alınca, onun, vazife hissini besliyecek olan ahlâki den hiçbir gey ortada kalmaz. lişmak! vergi bir ceza, bir gasb, bir kıymetin. Cumhuriyet hükümetleri, şimdiye kadar, halka vergi terbiyesi vermek, ya. Dİ bunu vazife ve barç telâkki ettirmek ve ödetmek için, hayli uğraştılar. İki tarafta da eski zihniyetin hiçbir eseri kalmamış olduğu iddia edilemez. Yeni hükümet vergileri makulleştirmekte, buzünkü zaruret ve ihtiyaçlara uydur. makta, tahsil ve cibayet usullerini devlet ve halk menfaatine ıslah etmekte devam ederken, vatandaşlar kendi vazifelerini yapmak hususunda $imdikin. den daha büyük ve samimi bir slâka duyacaklardır, Hükümet haklılığını arttır. dıkça kuvvetini de arttırmış olur: kendi vazifesini daha iyi yaptığına İnanm. ca, kargısmdakine vazifesini yaptırmak için daha titiz davranır. Yani vergi da. vasında daha iyi bir adalet ve rasyonelliğe doğru gidişin, müsamahaya meylet, mek manasma tefsir edilmesinden çekinilmek lâzımdır. Devlet, larh ve ciba. yetto emniyet unsurunu çoğalttığı kadar mwüsamahasmı azaltır. , emniyeti sulistimal cürmüne karşı Vergi bahisleri, eskidenberi, demagoji mevzuu olarak alınmak âdet olduğu için, gerek Atatürkün direktiflerini, gerek Celâl Bayar hükümetinin bu direk. tifler üzerinde kuracağı yeni usul ve nizamları tefsir ve izah ederken, Büyük Reisin “karşılıklı vazife” tâbiri üzerinde sik sık durmalıyız. (Ulus) Çaba Gazeli Almanya - Japonya - Italya ittifakı TAN'da Ömer Rıza doğrul yazıyor: u paktın imzastle, bütün dünya devlet. Merin ez al bareketlerile mütemadiyen “çi Uç devlet bir cep. be Kürmüş olüyorldr, Bu”cephe, üç devletin İ de müklm faaliyetlere © giriştiği bir. sirada kurutuyor. Japonya, Uzak Şarkta büyük bir Jarmı parçalamaktadır. Almanya, müs. kelerini geri almak için uğraşıyor, ve yen! bir harekete geçmek devrinde bulunu. yor Anlaşdan bu hareketin başlangıcı Alman müstemleketerine alt hükümlerini mek olacaktır, Versay muahedesinin 119 utcu (Omaddâ, «8 Almanya, bütün mtlatemlekeleri Üzerin. de haklarmdan, galip devletler iehine fera, gat.etmiş ve Versay muabeğesinin 22 inel maddesinin tıpkısı olan o Milletler cemiyet! , misakınm 22 #nei maddesi, bu müstemleke, teri inkişaf ettirmek işini galip ( devistlere meden! bir emanet olarak vermiştir. Alman. Kahven CUMHURİYET de M. Turhan Tan yazıyor; AHVE henüz mübiyeti meçhâi bir ne. batken tabiatile işimden de mahrumdu. | Şazi adlı bir Arap şeyhi, 6 ismi ölmüyan ağasın yapraklarını yiyen develerde bir di. rilik, canlılık yüz gösterdiğini görerek kah. ve İle alâkalandı. Onun halifelerinden Ömer de Yemendeki Zübeyd kasabası yakınlarında bulunan Usak dağında münzevi iken mtrgi. dinin kegfini Geri götürdü, kahve. pişirme usulünü icat etti, Fakat o ağnca ve dalların. dan Loplanan tanelere kahve dönmesi isti, are ve kıyas suretiledir. Daha doğrusu keyif ehlinin buluşudur. Çünkü arâpçada Okahve şehve vezninde içki demektir. Hattâ Araplar “şarab içildi, yerinde o “Kahve içtiği, de derler. Gene kahve 0 dildö koku manasına gelir ve bu suretle kullanılınca Tayihanın m0 radini olur. Kamus mütercimi Asım, büyük seerinde bu noktaları kaydettikten © sonra kahvenin şehveti kestiğine do işaret etmeği unutmaz, Maçhüi bir nebat iken dünyanm - kasa hir müddet içinde . en meşhur meta haline ge. Jen kahvenin bizim yurdumuza ilk girişi554 | yılmdadır. Halepli © Şems adi: bir açıkgöz, Şeyh Şazi De müridi Ömerin keşiflerinden 4ç yü sonra bütün Arabistanda, Misrda ve hattâ Suriyede tanmdığı halde o Anadoluya, Rumeliye giremiyen kahveyi . pişirilir, içi, lir bir kara inci diye . İstanbula getirdi, © samans kadar ayran içen Osmanlı Türkleri, ni hızla kahve tiryakisi yaptı. Fakat bu mübarek metan tadi, güzeles | kavrulduktan sana el değirmenlerinde çeki. Sr güziriim MEĞEYİN Sezmçlase otien bağ M malcinelerde ÖğÜLUdÜNU için tadını key. ir iptal et. on büyük fincan kahve içenler bu değişikliğe henüz şevk'erini Mliştıramamışken ortaya binde pigiren makine çikti, Şık ve zarif bir şey. Fensin yarattığı bi. ! barp Us meşguldür ve bu harp ile Çin 2 dir, İ | yanm bü medeni emaneti tekrar ele geçir. mek Üzere giriştiği mücadelenin inkişaf et, mek Üzere olduğu.bu sırada, İtalya da Ak. denirin mukadderat: üzerinde mühim bir te, sir yapacak olan; işlerle: meşguldür. “© *- , BA,üş devletin ani bir taarruz © vaziyeti malları bü sırada böyle biz arilağına İle &- ralarında çalışma beraberliğini sağlamlama. ları, şüphe yok ki, dikkate değer bir hâdise, Bı suretle Avrupa fle Asya devletlerinden çü, tevilere müslait bir maksat etrafında toplkamış olüyorlar. İspanya hâdiseleri bu tevillerin ne dereceye varacağını (pek açık göstermekte ve balşeviklikle mücadele zih. niyetinin neler $OAt edebileceğini anlatmak tadır, Bn bakımdan yeri paktı, birtakım taha. nele ja müstakil #milletlerin iç işlerine mü- dahale için bir vesile saymak yanlış olmez. Araba bu anlaşma ve beraber çalışın de. mok rasilerin de böyle bir faaltyete girişmele. ri için bir yol aşmaz mı?” in tarihi tün Aletlar gibi bunda da gülümsiyen zeki hali var. Fakat dişleri aranma (o konulan iri kıyım kahve ununu (o homurdanarak ve bir tutam mlak duman püskürerek tek saniye içinde sim-'yah su baline getirmesi boşuma gitmedi. Kahve ağır ağır pişmek, köpüre köpüre kaysamak için yaratılmıştı. Makine onun bu hususiyetini öldürüyce?.. Terzihanelerde çalışanlar Işkanununun tatbiki- ni isteyecekler Şehrimizdeki terziler çarşamba günü Ter, zler cemiyeti merkezinde bir toplanti yapa, tuklardır. Toplaştıda, terziler, ig dairesi mer kezine gürderiimek üzere bir istida hazırl. yacaklardır. "Derzihaneler kanunun şümulü dışa b. rakılmış, son defa da genel bir emirle tatbik mevkiine konulan 48 santlik mesai bu mhea, saselerde tatbik edilmemiştir. Halbuki, fs, tanbulda olduğu gibi büyük şehirlerimizin bir çoklarında mühim bir yeküna baliğ terziha, nelerde çalışan binlerce kalfa ve çırak var, dır. Bunlar da işçi olduklarından — haftada 4$ #antiik mesaiye tabi tutulmaları İcap etmek | tedir. Terziler bunun temini için iş daivegi umumi merkezine başvuracaklardır. Parası: birikliren, yarısını sağlar Ulun! Ekosomi ve Artırma Kurumu ESERSE EE EEEAAN ERİ SESEEAE RL EERARMŞ ea > Le TİKİ Ramazan ve Karagöz Ye Karagöze gitmek, Kargözün tuhaflıklarını seyretmek, eski ramazan gecelerinin en başında gelen zevklerinden biriydi Yazan: Hüseyin Rüştü Tupan Çocukluğumuzda, Ramazanm ufuk. lardan evlerimize ruh ve ağız tadı ge. tiren uhrevi bir yolcu gibi doğmasmı candan bir sevinçle beklerdik. Ramazanın geldiğini bekçi babanın: Ramazan geldi dayandı, Camiler nura boyandı. Top atıldı kandil yandı, Kalbimiz ona inandı. İnci mercan dize geldik, Başlar tacı iki Arzeyledik size geldik, Diye okuduğu “mani” lerden anar, g£evinir, kalbimizde (O heyscanlı inşi. rahlar duyardık. Çünkü Ramazanm geldiğini müjdelerdi. Ve bu müjdenin içinde Karagözlü seyretmek zevki, ne. şesi vardı. Gülmek vardı. Büyüğümüzü, küçüğümüzü şevk ve Şataret içinde bırakan bu ayın çabuk | bitmemesi için dualar ederdik. Rama. zan, büyükler için dua ve ibadet, kil çükler için de eğlence ve neşe ayı idi. Hele Karagöze gitmek, Karagözün tuhaflıklarını seyretmek, Ramazan ge- celerinin en başta gelen zevklerinden biriydi. Mahalle kahvelerinin sağ ta- Tafımdaki bir köşesine kurulan dört köşe beyaz perdenin karşısmda, daha Hacıyvadın sesini işitmeden, Karogö. zün ikide bir başından arkaya doğru düşen ışkırlağını görmeden, yürekle rimiz sevineten hopler, tebesslim du - daklarımızda çiçeklenirdi. Perdeye 1k evvel Hacıyvat çıkar: — OL; hay hak, çok şükür yetiştik azana! Dedikten sonra: Kurulur bir sahai ummane seytan perdesi, Çok sefa icra ölur cünbüşü handan perdesi, Bir kassaj destandır eş'arı Nazrmım benim, Kimlere şayeste bu kimlere © nihat perdesi, Zahirde bir gez temaşa eyleyip sen ibrebal, Gör ne suret gösterir ayinei' devran perdesi, Diye meşhur perde gazelini okurdu. Ve biz bunu anlamadan alkişlar, a. kışlardık. Bunun arkasından da şu tekerleme. Yi okurdu: Evvelâ resmeyledim resmi zılâl Perde kurdum, şem'a yaktım, Gösterem zillü hayal Şeyh Küşteridir pirimiz, talim etmiş Bilsin diye ehli hal!... Bunlar biter bitmez de; Yar bana bir eğlence Yar bana bir eğlence! Diye, yüksek sesle bağırmıya baş. lar, bu suretle Karag'özü tahrik etme. ye çalışındı. Ve nihayet Karagöz, per- denin köşesinden ışkırlağı (başından fırlamış bir halde aşağıya atlar, “Ha. cıyvat Çelebi, ile döğüşe başlardı. İn , boğuşmaları gür ve dinç kah. kahalarma, ihtiyarlarm öksürüklü ve pısırık gülüşleri karışırdı. Karagözün eğlendirici mahiyetinden başka, milli ve mahalli âdetleri tahki. ye eden başka başka hususiyetleri var. dı. Oynanan oyunların hemen ekserisi milli âdetle muhtelif “tip” lerdeki adamlarm şive. lerini, dig birer birer göster. mesi itiba mühimdi. Bu oyunlar. da halk dili söylenir, halk Yanı Könu. şulur, halk tabirleri lanılm, yerli Adetler gösterilişi. İstanbul ahalisinin givelerini, Türk lehçelerini, Arabm, Acemin, Frengin, Yahudinin, Lâzın, Tatarm, Ermeninin ve Rumur telâffuz şivelerini, tered. düdsüz diyebilirim ki, bu oyunlardan öğrendik. Zamanm hazmetmediği eşkâl ve 1 sanı, Konuşmalarımızda, yazılarımız. da, hicvetmeye cesaret edemediğimiz. günlerde, Karagöz beyaz perdede hic. veder, ve alaya alırdı, Hele tuzsuz Deli Bekirin: — Ulan anasını, avradmı, kısımı, kısrağını, ocak davlumbazını, kümes. teki kazını, raftaki sazını, sandığını sepetini, astarmı bezini, ağzını yüzü. | nü, burnunu gözünü sallayıp sırtladı. EN... Diye, başlıyan tekerlemesini dinler. ken, garhoşluğun, ötekine berikine te. caviiz etmenin nekadar fena ve ahlâk kaldeli uymayan bir hareket oldu. ğunu anlardık, Bu küfre yakın sözler, bizi serhosluktan. kabadayılıktan tah zir ederdi, Karügözün konuşma tarzı ile, Ha. eryvadın konuşma lisânt arasmda da, çok farklar vardı, Biri kalk diliyle, öbürü enderun lisaniyle komuşurlardı. Arabça ve farsça kölimelerden anla - mıyan Karagöz, bu bilmediği ve an. ıvatr İçinde Kanir Nigğâr, Çifte hamam, Ters evlenme, Meyhane, Göntsmesi, Tımarhane Kaç. Hüseyin Rüştü Tırpan Haya Devamı $ incide sal, Mi ln hak Kö alli # Hai gol birbirlerine ağız wd ol sitikten sora yine hiç bir ribi konuşmalarından, X melerinden şikâyet atmiştir” riyet gazetesi uha rirleri (gerçi isim söylemeden cevab sevmem; fakat o, benim adi dığı için ben de o suretle mecburum) o yazımdan ” İl bazı şeyler söylüyor. Nezahti ğ munu bilsbütün inkâr etrhiYOfi ye “Bu nezahet (bujuva e labilir ve kaybolmasma çok “eğ bilir” diyor; fakat neznhetii a Teceğe olduğunu, hakikatin j tün tutulması lâzım 'l yor. / Kelimeyi değiştirirsek yenii 5 dereceye kadar anlaşabiliri”" değil, nezaket, Çünkü doğru ” bir şeyi müdafaa ederken ayrılmağa mecbur olsa v muhafaza etmek kabildir. > nin bir kabahatini bildirmek: nını meydana çıkarmak #8? gi ve bunu, umumun menfeati v z dalı buluyorsunuz; nazıkân? ket olmaz diye sussanız doğ sma küfür etmenize, nezaket manıza hiç bir sebep yoktu müddelumumi, mazmunğani eğ eşek, kerata..." diye bahs€ küfürden: bahsederken bunu miştim. Yoksa herhangi bir * haklı taraf aranmasın demi ii Zaten Cumhuriyet gazete ği harririne söyliyeyim ki o y# zarken, son günlerde cereyi” münakaşalar hatırıma bile gelm Büsbütün başka bir meselede yatçılar arasındaki kavgalırd” getmtk istemiştim, Onların mü şalarından ise hakkı, hakikst "p lizumsuzdur, çünkü iki taraf olabilir, (ki taraf da — mutisk Val için değil — kendi hakileati ikin“ ker. Meselâ “Aruz - hece - 8 hizi" veya “klasik - roma» nakasalarmı alım. Bunlarda # # hakikatin bir tarafta olmadığ'”i bederim o muharrir de teslim bette ki her iki taraf da, kendi dafaa ve kârşısmdakini sesi. birtakım eğlenceli sözler kulla. fakat küfür etmeğe, işe şikâY tımağa, "Sen alçakam, kork muzsuzsun” demeğe ne hakkı © Hele böyle sözler sarfetmiş © kargısmdakine dostça elini ne demektir? Bizim ruha işte bunu yapıyor; ben de bw kâyet ettim, Falan tarzdan yazılı” ğenmiyen adamın hem hak hem hakkı yoktur. Bunun İçİn 4 sile 'darılmak icap etmez ami © lığı icap ettirecek sözler söylemi” j icap etmez. O sahalarda, kar#” kinin izzeti - nefsini düşü buruz. Nurullah ATİ ç Tramvay Şirketi Halktan fazla par! almakta israr ed Karaköy durak yeri kaldrddrktif köprünün Karaköy tarafında e Adin mesnfede yeni tir durak yek Öğ dlmişti, Ancak tramvay girketi YE y tan binenlerden fazla para ayarli Üzerine belediye tramvay şirketin? "4 kere yazmış, köprü Üzerindeki yeni / tan binenlerden evvelce Karaköyde9 pürayr almasını bildirmişti. Tram' vi BE tebliğe aldırış etmediği ve bU j mmtaka sayarak halktan fazla p9f*, ve hâlâ İrararı değiştirmediği için gf İKİNCİTEŞRİN — 1987 Plert: 1868 — Ramazan: $ ği Güneşle © 66 6 Vakit Sabah Öğle Tktndl Kigam YA” B14, 11,58 14,41 1058, ws