EE 0 Dar, da hk. muz Val Arrirler I mdan biri de. ii Em &ve git. gi > ağrıyordu. kte * - Yahı mpı,, derler, tr Gür; ört Solakların sol bile LE bi, le «2 Yazmaktan mü. ie, yi tutulmasıdır. Ona ya. öl, lardan bir ihtiyar bayan üdy, iyi yi müharrirsin, 1. 16 olun, Pmissin. Oh benim “yy PZR, He Sevabma bir ar. anl k derdim nedir? atmıya başladı: avi. Many hazı 1 İyinet utyiz e dim. Fakat ailem. », birak, — O bayan kaş göz » #lindey, l Bön geldiği kadar taş ünü hoş ediver! dedi, ler ley Kn Kayrak bir iki saat Take i, am sist, ertesi gün buy Mi ya ayal de epeyce şöhret sti, in ş,, > Misenat sahibi, fa. p A hye rağ ateş gibi ey “iki ie köy — o inin kazanmasay. ri itibare a belim gn etti, girik e, Sek Üze Ve hayır duaları kay. Mitat iş, ba babam ha. UN re Ya, Söylüyorum: mu. Kiş p* taha ANguryası havale etme. ku Mana, SÜlLerg, 5 Ma anlat o şey olduğunu A, “İzli, , | Bizim geçimimiz ç o tadar bir kalemden bir gün Yy il B Muayyen miktarda ya. hı? kalk, AU bizden bedava yere Ünal mehç an. Hattâ dostları. İniziy, SP Yazma hususndaki Börmelidirler. Başka Pak İçin bir mektup yaz. el at mektup bizi öldü. Biye ki Dizi, il bunları yazar. eN ra de okuyup Sap — » çreyan ettiği sırada Bylag bir meslekdaşı. Mi Ra, sağı ED : nan şunu da ilâve et ku. Hep bir tie *z ki sözünü kıramıya. ie EN eğ İğ #ahibi beni yaka. key, Kİ Sateelak tlarımı UPuvarş > e ia Mama ie Bazan bunu parasız » Yaka a 1! söylenieye yüzüm çi azan da tutmadığı Sy m <ebimden vererek koy n > banka o memuruna — deni, an İskontosuz kırdı. Yettagı, Bir muharrir de ay- “ A bip Sç Bityok Sa lir anlattı: ha ita, E rlerim kitap halinde t yeni iz bizdeki kitap bastır. tüy, ni X a Bir müellif kitabi. Batar, za İk! üç lira arası 1 mal müellifin değil. Bir; ö yi? Yer » bir dost çıkıp “bir “Gi; ” a olgu, OE: Simdi bir det da. : * Anadolunun şurasın. Ye Ep dan, yi Aç ektedir; “bir gençlik cemi. az kütünhan, “om : Tin Baep k €sini tanzim edi. Baniyor ndan bir seri gönde. beki zden, yurt severliğiniz. ba, *rİZ. Bazı arkadaşları . Ya inek Yin kendi kitaplarmı alıp agg, ©ei in kalıyorlar. eg ir kasaba genç. Yanak “İçe kitabımı hep birlikte e Yer kuruş verip kütüp. #r temin edemezler mi? ndir? husundaki bu kollek. Mmuharrirlere mek. (Vâ-Nü) at Umum Ürü istifa etti Lr inden Müdürü Vedat © Nedim e ben stifA. etmiştir. © Hatifanın he, Sür değildir. Bu istifa Dahiliye a eği #dilmigtir. k Siri Molar müdürağünü vekâleten, tir, mua müdürü Fnlk idare m. İRİ PEŞ N . —— < , .. km “ | Istanbul konuşuyor ! N Tophanenin Kasaplar caddesi çok bakımsız bir yerdir onddesindeki dürşini. ln Fakat buradaki esnaf hayatlarından memnun olduklarını söylüyorlar yazan: Boğazkesen caddesi üzerindeki dük » kânlardan başka, Tophanenin bir çarşı. sı da Kasaplar caddesi denen Sokakta yerleşmiştir. Çarş: deyince, sakın, öyle mükemmel, eksiksir, noksansız bir çarşı sanmayınız. Burası bir kaç balıkçı, manav ve bak- kal dükküniyle bir iki de kahveden iba. ret bir yerdir. Boğazkesen çarşısının en alt kısmındaki ilk sokağa saptığı . muz zaman, işte biz buraya girmiştik... Daha #k andan itibaren, civardaki Gaddelerde hiç görülmeyen pislikle karşılaştık. Yollar hem bakımsız, bem de kirli idi. Çarşının yolunda, insandan ziyade, yük arabalarının geçtikleri görülüyor. du. Sağımtzdaki bir cami duvarının kö şesine sırt hamallığından yedigâr kal. mış bir alay küfe, sırasıra dizilmişti. Bu küfelerin yanmda içi kokmuş pa lamut başları, barsakları ve daha bin bir türlü müzahrafatla dolu bir çöpte. nekesi, dekorun iğrençliğini tamamla, mış oluyordu, Önüme çıkan lalettayin bir dükkâ. na doğru yürüdüm. Dükkân sahibiyle konuşmağa başlamadan, çarşının €8 « maf: bir anda etrafımı aldılar. Ben dertlerini soracaktım. Fakat buna vakit kalmadan onlar anlatmağa başladılar: — Evvel be evvel, camlin köşesin. deki şu lâmbayı yazınız. Bu sokağın, bu çarşınm tek ışığı hep bu lâmbadıir. Fakat saat 12 oldu mu, hemen söndü. rüveriyorlar. Halbuki, o saate kadar, zaten bizim dükkânlarda bir çok elek- trik yanar ve her taraf apaydınlıktır. Belediyenin lâmbasma ihtiyaç sat 12 den sonradır. Eğer mutlak tassr - ruf yapmek istiyorlarsa, lAmbayı gece yarısına kadar değil, asıl ondan sonra yaksınlar da, bari hem onlarm hesabi. na uysun. hem de bizim işimize yara. sın... — Peki bunu yazarım, başka ne derdiniz var, onu anlatın bakalım? de. dim... Temiz önlüklü genç bir çocuk ileri atıldı ve: — Benim, dedi, En büyük derdim göpçülerdir. Surada küfe küfe üzüm satıyoruz. Tabii bilirsiniz. Üzüm sa- talıp bittiği zaman, küferin dibinde mutlak bir miktar fire, yani dözülmüş taneler kalır, İste çöpçüler bunu GÖP olarak almıyorlar: “. — Ne yaparsan yap, git derdini kama anlat, biz almayız, deyip kayma geçiveriyorlar. : Doğrusunu is“erseniz. bu vaziyet karşısında e tutup bu çöpleri. ci. vara, boş arsalara, duvar diplerine fi: lân dökmiye, etrafı pisletmiye mecbür oluyoruz. Size rica ederiz. Bu nokta ! üzerinde durunuz ve nazarı dikkati cel bedecek bir şeyler yazmız. Genç muhatabımın bu sözlerini, da. ha bir çok kişiler canı gönülden tasdik ettiler ; Esnafı bir araya toplayıp şöyle bir resim çekeyim, dedim, bu iş, belki ön defa ınkıtaa uğradı, İkide bir, yoldan geçen Yilk araba- Isrı, mütemadiyen önümü dr, Nihayet sokak bir m dan kurtuldu. Ve ben de ülelâcele is . tediğim resmi alabildim. Sonra çarşının, Galata istikametine uzanan kısmına doğru ilerledim. Ve caddenin köşesine, erkek çamaşırları, gorap, mendil, pantalon ve bir de tam takım elbise asılmış, bir kahvenin &- nünde durdum. Orta Yaşlı, güler yüz . İü bir kadın, bu malların başında bek- liyondu. Kendisiyle konuşmak iste . dim — Hiç, hiç, dedi, bir derdim Kaşıplır oüiğlesinde ilk evvelâ böyle bir mahenrayla karşılaştık Tophanedeki Kasaplar caddesi yok Haberci €mafından bir kısmı para kazanıyorum. Bu da bsna yeti. yor. Aç gözlü değilim ben!.. O anlatırken, ben de satılık malları tetkik ediyordum. Takım elbiseden başka her şey yepyeni idi. Elbisenin eskiliği nazarı dikkatimi celbettiği için kadına sordum; — Her şeyi yeni i satıyorsun. Fakat bu eilmei, a ii ir Lâfımı ağzıma tıkadı: — Oğlumun elbisesi de, biraz dara geldik. Hani şöyle iyi bir müşter! olur sa okutacağım, Eskilikten yakasının kenarları açıl yağa başlamış olan elbiseye bir kere daha baktım. Birdenbire gözüme, 8ol yakanm Tozet veya çiçek takılmak için yapılmış olan iliğinde, bir kurşun mührün sallandığı ilişti. —- Bu da nesi? diye hayretle sor düm. Kadm güldü: - Mühür, dedi. Belediye tephirha » nesinin mührü. Malüm ya, eski elbise ler satılığa çıkarılmadan evvel bir k& re tephirhaneyi boylar. Bu sırada dükkâna! bir müşteri ge miş, bir çorap almak için kadınla ps- zarlığa girişmişti. Ben de iş arasımdz can sıkmamak için, burada daha farz durmadım. Ve kasaplar çarşısından ıklaştım.. ped HABERCİ Düşüp ölen bir işci Marasgoz Malatyalı (Feyzi, dün İstinye dokunda tamir edilen Galata vapurunun gi, vertesinde çalışırken. muvazenesini kaybe. dersik yedi metre yükseldikten o saç dokun Ostüne düşmüş, kafası pallamış o ve bemen ölmüştür. Yeni Çin elçisi Evvelce Nankin hükümetinin Ankara el, çini #ken mon defa Çin ordusunda vazife alan general Ho.Yaonun yerine Çinin Viyana mas iabatrüzürr Tung 'Te Şiyenin tayin edilmiş. t ir. Yeri Çin elçisi yakmda Viyanadan geh. rimize gelecektir. 97 sene evvel bugun Akkâ Zaptedilerek Mehmet Ali Paşanın isyanı bastırıldı Abdülmecit tahta çıktığı vakit on sekiz yaşındaydı. Tahta oturduğunun ikinci günü Nizip harbinin kaybedildi. ği haberi geldi. Birkaç gün sonra da Kaptan Derya Ahmet paşanın firar ederek donanma ile Mısır valisi Meh. met Ali paşaya iltica ettiği duyuldu. İşte bü, tarihin meşhur “Mısır ga. lesi” ni doğurdu. Londrada İngiltere, Fransa, Rusya ve Prusyanın iştiraki ile bu mesele hakkmda bir karar ver. mek üzere toplanacaklardı. Kongreye Fransa iştirak etmek isternedi, çünkü Yransızlar Mehmet Ali paşayı tutmak. taydılar. Fransanın, işi sürüncemede bırakmak istediğini anlıyan devletler Fransız murahhası Gizoyu kongreye kabul etmeden kararlarını verdiler. Ve verilen kararın padişah tarafmdan Mehmet Ali paaşya tebliğ edilmesini de bu karara ilâve ettiler. Mehmet Ali paşsya, Sayda eyaletinin kaydı hayat şartiyle kendine verildiği ve Akkâyı muhafaza edeceği bildirilecekti ve pa. şa, bunu kabul edip etmediği hakkın. da on giim zarfmda cevab verecekti. Kararı tebliğ etmeye Rifet bey memur edilmişti. Mehmet Ali paşa, Rifat be. yi fevkalâde iltifatla kabul etti. — Padişahımm her emri başımın Ü. zerinedir. O isterse ben kapıcılığı bi. Te kabul ederim dedi ve sözlerine şun. lar rilâve etti: — Yalnız beni üzen, muazze#b eden mesele padişahın işine diğer develtle - rin müdahale etmesidir. Onlara ne o. Tuyor, padişah elbette kendi sözünü dinletebilir. Fakat böyle söyliyen Mehmet Ali paşa, kendisine teklif edilen esaslara cevab vermiyor, işi uzatmak istiyor. du. Rifat bey: — Ben, dedi, işin Bu cihetlerini bile. mem. Bunları konuşmak da salâhiye- tim dahilinde değildir. Ben yalnız ve. rilen emri yerine getirmek, bana söy. lenenleri slez tebliğ etmekle mükelle. fim. Mehmet Ali paşa kurnazlık yapı. yor, Rifat bey de ayn! kurnazlıkla mu kabele ediyordu. Yalnız'bu kurnazlık. larm hiçbir tesiri görülmedi ve Os. manlı hükümeti Mehmet Ali pası &. zerinö İzzet Mehmet paşa kumandası ile kuvvet sevketti, Mehmet Alinin oğlu İbrahim Dürzü dahilinde Türk kuvvetlerini karşıladı. Fakat fena halde mağlüb olarak kaçtı. Bundan sonra ordu ilerledi ve 1840 yılı 2 ikin. citeşrin günü (97 sene evvel bugün) Akkfyı zaptetti. Diğer taraftan Ami. ral Napier de donanma ile İskenderi. ye nine gelmiş ve şehri bombardt. man etmişti. Mehmet Ali paşa bu ka. dar şiddet karşısmda mukavemet e. demedi, Esasen ihtiyarlamış, harbede miyecek hale gelmişti. Teslim olmak. tan ve verilecek cszaya rıza göster. mekten başka çare yoktu. Paşa cezaya çarptırılmadı. İhtiyar. ığına hürmet gösterildi. Ve, Osmanlı hükfimetine senede seksen bin “kese akçe vermek şartiyle Mısır valiliği kendisine verildi. Bu mesele halledilmişti fakat, Av. rupa için daha mühim ve tehlikeli bir hâdise ortaya çıktı. Fransa, Londra köngresine alınmadığı İçin küplere binmişti, Bunu bir baysiyet meselesi telâkki ediyordu. Başvekil Tiyer, icab ederse bir Avrupa harbine bile sebeb olacak, fakat Fransanm haysiyetini temizliyecekti, Bunun için derhal harb hazırlıklarına başlandı. Parisi muha. faza maksadiyle de her tarafta istih. kâmler yaptırılıyordu. İngiliz başvekili Palmston, Fransa. nm hazırlıklarını istihfafla karşılı . yor, bu hareketi birinci Napolyonun tecaviz hareketlerine benzeterek şöy. le diyordu: — Biz, hiçbir vakit böyle kuru gü. rültülere pabuç bırakmayız. Fransa imparatoru, birinci Lâi Fi. lip işin sarpa saracağını anlıyordu. Niyazi AHMET (Lütfen sayfayı çeviriniz)