Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
l .——w-w— ve t | , " ” k | v Sermaye ve Faşistlik Yazan : Şekip Gündüz I TALYA bugünkü rejiminin öon altınca yıla girişini bayramladı. Romanm bu münasebetle göze vurduğu büyük debdebe kendisine bahsedilmek değerini bahşedecek bir dereceyi bulmuştur. Bilhassa, bu debdebeli dekor içinde Musolini tarafından söylenilen yeni rutka, dikkatle gözden geçirilmesi ıcab eden faşist vesikalar arasında mutlaka mümtaz bir mevki ayırmak lâzımdır. Faşist İtalyanların lideri bu nutkun da bize rejiminin muhtelif telâkki ve kararlarımı açık bir dille izah etmekte dir. Nutkun metnini okuyunca Musoli. mninin mukadder suallere verdiği cevabi lâkat yapryormuş vehmini uyandırıyor . ar, insanda adetâ faşist liderle bir mü. Müsolini, hiçbir zaman, cihan sulhü, sgermaye, demokrasi ve smıf mücadele leri hakkında dünya efkârı umumiyesi- ve, bu'nutkunda görüldüğü kadar açık izahlarda bulunmuş değildir. Musolininin nutku, yüksek gazetecilik mehareti göstermeye lüzum bırak. madan şöylece bir “mülâkat” a tahvil edilebilir!: — Ekselâns! Faşizmin on beşinci yıl dönümündeki nebilir miyim ? ihtisaslarınızı öğre. — Şimdi, başımızı geriye çevirerek getirdiğimiz safhalara gururla bakabi. liriz. Büyük işler gördüğümüzü söyliye biliriz. Bu işler arasında dirilttiğimiz Roma İmparatorlugu bilhassa ehemmi yetle işaret edilebilir muvaffakryetler. mizdendir. — Ekselâns, İtalyan "rejimi istikrar merhalesine gelmiş midir? — Hayır... Tamamile değil. İhtilâlimiz devam etmektedir. Rejim ilerleyi. şinde yenileşen İtalyan milletine İntıba £ etmektedir ve her an dahilde silâhlı bir mücadeleyi kabule hazır bulunmakt adır. Partimizin mücahidleri arkaların. dan milyonlarla insanı sürükliyebilirler. — Rejiminizin 16 ner yılma nasıl bir temayülle girdiğini söyler misiniz? — Açıkca söyliyebilirim. Biz sulh istıyoruz. Bir irticadan başka bir mana ifade etmiyen demokrasiler sulhten balı Sede ede insanlığı bıktırdılar. Fakat Bulh kelimesi bizim ağzımızdan çıktığı Zzaman yüksek bir mana ifade eder, — Ne gibi Ekselâns? Şekip GÜNDÜZ Bar- Devamı & Üncüde - Büyük Şefin nutkunu dinlerken CUMHURIYET” de UNUS NADİ, Büyük Şof * Atatürkün : dünkü tarihi nutukları — üzerinde çok durmak WHWFW ve diyor ki: “Türkiyede Atatlirk rastgele bir Cumhur. reisi olmadığı ve Ö, yarattığı ve yiürüttüğü işin başında bulunduğu için her #ene Meclisi açan nutuklarında kendi benliğinin en temiz ve en vlodani inşla ve in'ikâsları — görünür. Atatürk; Cumhuriyet Türkiyesinin — nazari ve kanüni değli, fili ve hakiki relsidir. O, bu memleketin varlığile, selâmetile ve sande. tile her vatandaştan fazla alâkadardır. Onun için milletle ve hükümetle alâkası — hepimiz. den artıktır, Çalışmada elbirliği yapmanın başörneği olan Atatürk, her zaman, her ve. sile ile hepsi vatan ve millete — müteveccih olan fikirlerinin çelik insicammı arzeder, O, bir Cümhurreisidir ki, dalma ve hepsi daha büyük Türkiye ve daha yüksek Türklük ga. yelerini takip eden düşüncelerinin mümküh. se her dakika hakikat olmakta — devam et. mesin! ister, ve yalnız istemekle kalmıyarak bu düşünceleri tahakkuk sahasına koyar ve koydum.,. bunyectnln Atatürk Şefüğine bağlı kuvvetli teşekklüllli gözümüzün — önünde levha levha canlandı. Bu, üdet yerini bulsun — diye İrat olunmuş bir nutuk değildir. Bu, Türk milleti vicdanınım derinliklerinden gelen şuurlu ve hâkim bir hitabedir. Türk milleti vicdanının derinliklerinden gelen ve gene tekrar Türk milletinin kendi sesine dökülen — bir hitabe, Hayır, bir hitabe değil, bir şelâle, Nutkun içinde tek cümle değil, tek kelime yoktur ki, Büyük Şef,, onda ilmi, ameli ve bilhassa milli bir kıymeti düşünmemiş öl. sun. Millet, bu nutku eline alsın, hükümet onu kendisine düstür ittihaz etsin. Her İkisi yalnız bir senenin değil, belki bütün bir öm. rün programma malik olmuş olurlar.,, Atatürk son nutkile yeni : devir açmıştır HMET EMİN YALMAN da, tabii ola. rak, bugünkü başyazısmı Ulu Önderi. A tavsiye ediyor. “Bu nutku dikkatle okuyu. nuz. Bir, bir daha okuyunuz. Her - okuyuşta yeni bir ışık bulacakamız, İleri yeni ve güzel bir ifadesini diyor. Ve, yazısıma şöyle devam ediyor: *“Atatürkün bugünkü nutku yeni devroe alt gidişlerin tam bir programıdır. Bütün mad. delerinde ayni müspet esaslar vardır: Vazi. yeti bilgi ve teknik ölçüsile tetkik, ileri anla yış, ileri düşünce, plân, nazariyelere ve sa, bit fikirlere göre değil, hayatım en canlı icap larma göre dinamik hareket... Atatürk bu programr çizerken hiçbir nok. tada yarım tedbire razı olmamıştır. Dünden | kalan yanlış gidişlere göre tedrici — uzlaşma şekillerini şiddetle reddetmiştir.. Şefin bugün direktifleri, milletin ana menfsaatlerini, asıl kaynakları gözönünde tutmak ve onlarla 1. cabı dairesinde halkla iş birliği halinde yü. rümek yolundadır. . Dikkata değen mühim bir nokta — şudur: Açılış nutuklarımda usuül olaân tarz “Yilân ve falan iyi şeyi yaptık, filân şeyleri de-yapma. ği düşünüyoruz,, deyip geçmektir. Böylece her şeyi pembe görmek ve göştermek meyli hükümetlerin ve milletlerin kendi kendileri. ni aldatmalarının ve İleri hareketin — hızını kaybederek kırtasi şekiller içinde yollarmı kaybetmelerinin başlıca salkidir, . Atatürkün nutkunda bu usulün en küçük bir izi yoktur. Nutukta yüksek ölçüler kulla. nılmıştır. Umumt! hayatımızm her hâdIsesine bü ölçülere göre bakılmış ve her — noksan serbestçe tenkid edilmiştir. Nutuk hükümeti Malktan ayrı tutan eski hazine zihniyeti ve canlı gayeleri kırtasi usüllerin ölü kaldeleri yüzünden feda eden memur kafasını öldür. müş, gömmüştür. Yarımn için yeri bir devrin prensiplerini ve esaslarını kurmuşlur. Atatürk müspet tenkld — duygusuna ve canlir hayatla ve onun İcaplarile temas ha. Hnde kalmak ihtiyacıma ne kadar kitymet ver diğini unutulmaz birkaç sözle ifade etmiş. tir. Büyük Şef demiştir kl: “Devlet idaresin- | deki ana programımız, C. H. P. sinin proz- Tamıdır. Bunun prensipleri idare ve siyasette bizi aydmlatan ana hatlardır. Fakat bu pren sipleri gökten indiği sanılan kitapların döZ- malarile asla bir tutmamalıdır. Biz lhamla- rımızı gökten ve galpten değil, — doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz., Atatürkün nutku umumt hayatın her Şu. besine ait münakaşalar için zengin bir kay- naktır. Nutkun delâlet ettiği yeni — prensip ve hamlelerin her biri üstünde de — Sırasile düracağ'ız ve nutuktan aldığımız ışıkla esas. İt memleket İşlerine bakacağız... Mareşal Fevzi Çakmağın teşekkürü Ankara; 1 ÇALA.) — Genel Kur- may Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, mukaddes cumhuriyetimizin 14 üncü yıldönümü münasebetiyle her taraf- tan aldığı' tebriklere — teşekkürlerinin iblâğına Anadolu Ajansını tavsit etmiş lerdir. İKİNCİTEŞRİN — 1987 Hicrt: 1356 — Şaban 27 Güneşin doğuşu Güneşin batışı 6,32 17,05 Vakit Sabah Öğle İkindi ".kşam Yatsı İmsal 500 11,58 14446 17,05 18,30 451 m Wı"—-fmım' ! m ' Ş i $ 'nıılıdn' Yoluı uuıı hoıı.ııınık istiyen bir Boşanma Asliye hukuk mahkemesinde: Sulh teşebbüsünün akim — kâaldığına dalr vesikayı, nüfus ve evlllik cüzdanlarını, bu. labildiği yazılar delilleri, şahit listesini (1) ve eğer parası varsa bir de avukatı tedarik eden taraf Asliye Hukuk mahkemesine gidip istida veriyor, bunun bir suretini hasmına teb liğ ettiriyor ve. tebliğden on gün geçtikten sonra bir gün alıyor ve bu günü de gene has mımna tebliğ ettiriyor. Fakat eğer hasmı ezi. yet etmek, fenalığında devam eylemek işlter se tabiatile ikametgâhında bulunmüyor, ad. res değiştiriyor ve hasılı bir türlü mübaşirin getirdiği evrakr tebellüğ etmiyor. O halde ilânla tebliğ etmek, masrafa girmek, vakit kaybetmek ve tabiatile birçok sıkılıp Üzül. mek lazımgelecektir. Nihayet gerek vicahen veya gerek gıya. ben muhakemesinin başlıyacağı gün geliyor. Kapılar açılıyor. Herkes gelip sizin hüsusi hayatınızı, esrarmızı, en mahrem vaziyetle. rinizi dinliyor, öğreniyor, bazan gülüp/eğle. niyor, bazan da kızıp küfrediyor. Fakat a. caba bu aleniyet neden? Niçin boşanma da, valarına gizli olarak bakılmıyor? Halkın bo. şanmak İstiyen davacıların en mührem es. rarlarma, kirli çamaşırlarına kin ve nefret. lerine vâkıf olmasında ne fayda var? Âleme rezil ve herkesle yüzgöz olmanın lüzüumu ne. dir. Ben hâkim olgam boşanma — davalarına hafiyyen bakardım, Mahkeme — başladı, her türlü usüle riyaet edildi. Bugün bizde mutla. ka karı kocadan biri ötekinin hasmr ve dava, cısı olmak şarttır. Yaksa Belçika ve Roman. yada olduğu gibi iki tarafımn gönül — rizasile boşanmak hakkı yoktur. Fakat bizde buğün tatbikatta boşanmaların yüzde yetmişi gene tarafların gizli rıza ve muvafakatlerile olu. yör. Yalnız karıkoca kendilerini — kanunun zaruretlerine uydurmak için muvakkaten bi. rer hasım vaziyeti takınıp ortaya - bir sürü şahit çıkarryorlar. Bu ise hem — kanuna ve hem de mahkemeye karşı büyük bir Saygı. sızlıktan başka bir şey değildir. Şahitler her ailenin esrarmı, karı kocanım hüsuüs! hayatı. nr, mahrem cihetlerin! ne bilsinler? — Kendi rızalarile boşanmak istiyen kart kocayı mut laka hasım olarak mâhkeme huzuruna çıkaâ, rıp taraflardan birini mhküm ettirmek lü. zumsuzdur. Karı koca rizalarile evlendikleri gibi rızalarile de boşanmak hakkma — malik olmalıdırlar, zıten bu süret bizim tab'ımiıza, çifti zor ile evli olarak yaşatamaz. Zaten o çift hâkimi dinlemeden fillen biribirinden ay. rılmıştır.. Hâkime ise bu filt! ve zaruri ayrı. lığın hukuki neticesini temin içni başvuru. yor. İşte bu hakikati hâkimin anlaması ve hiç. bir vakit unutulmaması gerektir. Yoksa hü. kim daha ileriye gidip tarafların hususiyeti. ne, hayatıma, Ve ruhuna müdahale edeyim dememelidir. Hele hâkim iyilik edeyim der. ken fenalığa sebeb olmamalıdır. Meselâ, bo. şanmak İstiyen bir kadınm davasıma — karşi hâkim eğer (senin bir dostun olduğunu ko. canmm şahitleri söylüyor, ben senin boşanma davanı Teddediyorum, git kocanmi evine) der se harhalde gerek karıya ve gerek kocaya fenalık ettiği gibi alle anlamı ile cemiyet ga. yesine de bu suretle hiçbir iyilikte bulunmuş olmaz Ve bu karariyle de muhakkak adâbrı umumiyeye bir darbe İndirmiş ve fenalık et. miş olur, . Hasılı bütün bunlardan başka bence evlen. mekte olduğu gibi boşanmakta da aşk en bi. rinci rolü oynadığı için hâkim karr kocanm biribirini Bevip sevmediklerine dikkat etme. Hidir. Ben eşimi sevmiyorum dedikten sonra, artık hâkimin: Sen mutlaka sevmediğin eş ile yaşıyacakam demesine hakkı yoktur.. İşte bü suretle boşanma hâkiminin ne ka, dar nazik, ve mühim Bir vazifesi olduğu gü. rülmektedir. Boşama hâkimlerini Ruhiyata, Edebiyata, tçtimalyata hasılt İnsaniyet ve Medeniyetin bütün inceliklerine hakkiyle vâkıf olanlardan seçmelidir. Bu — hâkimler bir sürü yalancr şahit — dinliyeceklerine bo. Şanmak istiyen bedbaht karı ve kocayı yal. DiZ olarak — kargılarımna alıp isticvap ettik. ften sonra kararlarımı verseler herhalde daha İYi olurdu. Fakat maalesef hâkimler boşat- tıkları kimselerin bazan yüzlerini bile gör. MüÜyorlar. Hâkimin gördüğü iki avukat, bir kaç şahit, birkaç evrak ve bir sürü samlindir. Asıl alâkadar kart koca mahkemeye hiç de Uğramasa da gene pekâlâ boşanıyorlar. * * * Şimdi biraz da Kanunu Medeninin boşan. Ma sebeblerini görelim. Acaba kanun boşan. Mak için ne gihbi sebebler istiyor. 129 dan 150 ye kadar olan boşanma mad. delerinde karı kocadan her biri diğeri aleyhi. ne Zina, cana kast, pek fena muamele, cü. Tüm ve haysiyetsizlik, terki dims$ hasta. LET, imtizaçsızlık gibi hallerden dolayı dava açabilliyor. Fakat bu Haller pek azdiır, haya, tın ve tatbikatm ise bunlardari başka daha Pek çok meşrti ve hakikt sebebleri de var. Ezellmle tarafların rıza ve muvafakatleri de pek haklir bir sebeb olarak Kahul edil. | Melidir. Hattâ bu da kâfi değildir. Delilikten Mmaada ademi İktidar, ağız ve ayak kokması, Vorem ve tedavisi gayri kabil veyn maütek. Teh hastalıklar da boşanmıya sebeb olabile. teği gibi ezcümle nikâh olup ta henüiz zifaf HAĞ A, Hukukı tikıkler t meselesi Yazan: Suphi Nuri Ileri -2- T olmamış olursa yani nikâhtan sonra bir ba. kire veya nikâhlısı evlenmekten vazgeçerse hâkim pek tübil alarak boçanmaya — karar vermelidir. ... e Netice: ; : & ! Hasılı sulh mâahkemesine gidilip boşanmak için sulh teşebbüsü muamelesinin. - takibice hiç lüzum olmadığını ve nafile vakit ve na. Kit sarfedildiğini gördük. Asliye Hukuk mah kemesinde boşanma dâvasının aleni ölması. /— nmm lüzumsuzluğunu gördük, hâkimin boşan. mak istiyenleri bizzat isticvap ederek yalan. er şahitlerden kurtulması lâzımgeldiğini gür dük, Kanunu Medeninin boşanma sebebleri. ,nin kâf! olmadığını ve ezcümle tarafların rı. zasının da bulunmuasrı icap ettiğini gördük.. Bu böyle - olunca akla gelen tedbirler- 'rin neden ibaret olduklarını da bilmemiz lâk zımdır. Bu tedbirleri şöyle hülâsa — edeblil. riz: 1 — Hukuk Usulü Muhakeme kanununun 494 den 500 e kadar olan sulh — teşebbüsiü maddelerinin lüzumsuzluğuna binaen kaldi. rılması, 2 — Boşanma davalarıma sulh mahkeme. lerinin bakması ve mümkün mertebe taraf. ların bizzat mahkemeye gelinelerinin temini ve mÜürafaanm hafi olması. 8 — Boşanma sebeblerinin çoğaltılması ve ezcümle tarafların müşterek rızalarınım ka. bulü. * —- Karı kocanım çocukları — yokaa sulh" hâkiminin öir ay aralıkla iki celse aktederek birincide sulh teklif etmesi ve Mmuvaffak ola. maâazsa İkinci celsede muhakkak boşanmaya karar vermesi, 5 — Eğer çocuklar varsa bunların kimde kalacağını ve kimin wımıdın hıkı!ınıkıı.. rını sülh hâkimi kararlaştırır. « 6 — Sulh hâkimi bogınmlün dolayı ;ı. “yreken maddi ve manevi tazminata, her tür. lü nafaka ve tedbirlere ve malların tasfiye. sine karar verir. T — Nafaka vermeğe mahküm olan taraf sulh mahkemesine karşı — borçlanacağından her ay borcunu ödemediği takdirde nafaka | için icraya gidilmesine lüzum kalmıyacaktır. s—cmmmauqnnkhnkumım. nin Kanunu Medeni!mizden çıkarılması, 9 — Kabahatler tarafm bir iki sene evle. | nememesine dâlr olân- - Kanunu Medeninlü- - memnulyet ve ceza hiükümlerinin. W&- li EL 10 — 'I'urktyodı Akametgâhı olan yıbıncı. ların boşatıma, nafâka Vvesair ahvali şahsiye davalarımma da ayni veçhile sulh * -hâkiminiri. bakmağa salâhiyeti ölması,sulh hükimi ya. bancıların ulusal kanunlarını tatbik edeceği gibi eğer bunlar arzu ederlerse münhasıran Türk kanunlarını da tatbik edebilmelidir. 11 — Hukuk Usulü Mühaâakemeleri kanunu., nun 540 mcı maddesinin 4 Üncü fıkrası lâğ. vedilip yerine boşamağa memur olafi Türk sulh hâkiminin yabancı — mahkemelerinden verilen ve yabancıların — (stato personel)ine yan! ahvali şahsiyesine müteallik iİlâmların 'Türkiye dahilinde fera ve infazlarma karar. verebileceğine dair bir hüküm konulmalıdır. (Tabil — bu — hüküm mütekabiliyeti * esasğma dayanacağından yabancı Mmemleket. lerd&e de Türk mahkemelerinin ahvali'şahsi, yeye dair o'an ilâmları o vakit kargılıklı oz. larak icra ve infaz olunacaktır. — Şimdi ise olunamıyor.) 12 — Türk devletler husust Bükuku bu'sü. | retle kat'iyetle — tesbit edileceğinden attık bu esasa muhalif olarak yabancı — devletler ile muahede ve mukaveleler aktedilmemeli, dir. A2) S1 çaht Bupphı Nuri İLERİ (*) TIR yazı dünkü nüshamızda çık. | miştir. , (ÜT Dlhyınm henerlmlım ıılıit— lerden korkulur. Vakti ve merakı olan bir hâkim biraz sıkı istlevapla bu gibi şahitleri | kolayca tezada düşürebilir. — Fakat her ne. dense şahitler ile fazla meşgul - olunamıyor ve ezeümle yalancı şahitlerin — haklarından gelinemiyor. Bence değil yalnız yalancı ga. hit, hattâ onu mahkemeye getiren davacı da aynı zamanda ve hemen hâkim tarafından cezalandırılmalıdır. (81 Bugün bu meseleler hakkımda Türki, yenin devletler husust — hukuku müsbet ve kat'i değildir. Biz herhangi devletle — buna dalr bir muahede aktedersek onun doktirini. ni kabul ediyoruz. Meselâ: 1984 do Lehistan, 1925 de Bulgaristan, 1924 de Avusturya ve 1925 de Macaristan ile akdettiğimiz iİkamet MM ka, bul edilmemiştir. Fakat 1925 de Almanya, 1980 da İsviçte, 1929 da Çekos. nun ilâmlarmın icra ve tenfizlerine dıırolııımmamıueıînlıılınıhtnı —masının bunlar üzerinde de fenâ hakkındd j STANBUL çok büyük V *W nık bir şehirdir. pun “de dostluğa hiç elverişli MM irmek, meınuriyet bir tahavvül gibi küçük | sevdiğiniz, — sözünden * 'hoılandığmızınnnıh'dan tiriverir; bir şehirden W;#' (etmişsiniz gibi, onları aylaf0âı ca görmek imkânmı blıımid’ıı lur. Artık tesadüf sizi yeni ,dlf bablıklar kurmağa mecbur M sanlarla aranızda yeni bir ©M" y başlar ve tesirlerin tabil N€ larak siz de değişir, adeta PT O | adam olursunuz, Kim bilir? M luların fikirlerinde istikrar w belki şehrin bu büyüklüğü, V nıklığındandır. W' w İstanbul ahalisinin büygw mı - göçebeler — gibi - wgı yer değiştirmeği sever, İki de oturmak istemiyenler w le bizim çocukluğumuzda, 9;# — —e — « lerimizin bu ev - değiştirme daha kuvvetli idi; mıdın pahalılaşması çok kimseleri M" oturmağa sevketti, bir evin yıl kiracr değiştirmemesi görül # *& * ’( Bittabi İstanbul'da daima bİF ” v te oturanlar, ev değiştirseler bİİt b ayyen bir daireden çıkmıyanlar, yısile muhit, ahbab GM if' var. Fakat şehrin büyük ve k>r he Lanm. dd — — —— « e —- sirl oluyor. Onlar, nüfusu “k" bine varan bu koca şehirde küçük d kasaba, hattâ İri bir köy hayat! riyorlır Aralarma yeni 'imwh' Tıştığı olmuyor. Herhangi ;;l::’ ka bir semtine ayakları |Ü yadırgıyor, memleket deği dönüyorlar; akşam evlerine, d tü md' turdukları semte, hâasım bir gibi sığınıyorlar. 'Onlifa;.â Astikrarr, huy istikrari var; bu da ufuklarımın müdhiş bir w te daralmasına sebeb - oluyor. 9; sız bir yerde kalmış gibi bir hâl y) yor. Onlarda da bir dm-ıımh*'*j türlü değişmeye karşı bir hiııolımuyo:r K, İstanbulun, İıtınbullıınıın [,, deii;ir mi? nasıl ve ne kadar M | mıştır. Birinci reiş vckılııll“ Şehır Meclıâî toplandı — Daimi encümef azalarının çoğu değişti - Şehir meclisi'dün saat 14 de M din Üstündağın başkanlığında oli wp“" gine 'ı'" Serdengeçti, ikinti reis vekilliğin aıyi fik Türe, kâtipliklere Feridun M pş Abdülkadir Ziya, Reşâd Yilmaz: ka Hulüsi Behçet seçilmişlerdir: Daimi encümene de gizli ıı!"% hap neticesinde Avni Yağız,Hak* min, Refik Ahmed Sıveu:n. ee |) şoför Yaşarın otomobili kat muhtelif yerlerînden Hyeti kalmamış olüyor. » Suphi Nuri İlori — Yasaların çatışması. Bi İ | | e