Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ŞALLE O AŞ IALRERİ ço FELİREEF Eğ ERirSrdrcE Ş nâs'—ğğîâs%ğ' z CkRbPEREç ğ. mğ ğ% K E g ğğğ—egğğğg dK v % ş ? ö g E%ğm B öd? Zğ-a'ğ D3 GSE şçEfi | GRe EZEİEL K SBE ŞesFE ğ 38â ğ#ğ“w B eti ll gi gol Z ; ğşğ ae bü S BF Btişi siE Zâ;_ğ RBEĞ 22FPEŞ 24 'SİNB OSSTÜ -Snozdaorıjsnpuy süres - U03988p Püyösne)j püryyosinad 9311 Pit oL3 Cozatsgn wOf Hawoy afOPİ azıp 5)0) “e) “döağyey 'Yegel, Purs çoyyçumgnnso 9aISİNNYONM a. 'If UoplopısA LüSezuop Taopopperu na ungmg opu fDD) 979 HIZMMIP LDILOMYAD Aopappolu Na UNŞNA,, *995190() UOA USUTUTON 977015 9891P 9W 'TpÂ85 SAa GEyEY 'SayYey SUTgI Tegnasara surynur UT “ADİ Dü ODADA 'SAYDIZ “UNANI ADLUP FDANAĞIU UYY U9 pun ODooA “gfoy YogO) puyz Ippu Snuab HazENITYAA 1D ) vi (dezemeAyuy) p “TEBop Samstr açi BDTeYMLUİNy SİTEY Teyina 'TA İnyımdasr —— n * UO Jees sNTUap OA0 epeAueuny o unma B rITMayA0S 4919P9 DABJI Lİeyeniyep 9)Ees Wey, - “anşınöag Sg vo eyseğ üepuna yt STpryi Tees “rpaia 'IBA YalA95 sÂrşt Ho “TOA15983 HarA95 tatg mo zarur “alkos 9p apliyas N$ 'ırusp Tea Harl95 9Arşı Ho “roAr5a3 sepkiey MnANg yed eşsnsny No tpeAreoiny TSJöNI zemi — #/T TI tissonu *eydie3 Zivyex “ITuayAos apçınoS Yo ÇA TEJ O;Âlmremwe) HepeÂnetury PATES dBA Yenms EpeAntumy 5qrğ2 “jES3gwe Siyne4 apfıyas Na SryösA TGörH TU Sâ STOK1D9Z gp “TArye YGOÂSA3 1o TATNT UO eX3A 041503 Bo9 Hişr u0 — döPPEES YATADİ YEYE T UTU9p ep “uyt Tazanönd Tra Şees “Hprar 19113 Yayrumağ Tn 9)r Aep3na SAa Tapuap wey “uyk ee0 “In pax "A98- dULdOLIryoS * çAkeves arsza yornuaı5! “royappeuu n “e3pupıpayass 1914 SLR14YAĞ YüvUDE — YapoPpMU Na ADLLOÂANYO DWUDIĞL UYİ,, “aapmuab nprmf Aopöna “Hapsopogsayyam UayLoLı) sa Jansap uü oli (HL) 40yuo HoptofiMIO Tısya DADI0,, C H9psofaa tajfina Ud0 vaş “Sapur Wap YOBU 973035 9891p Hapzam BanyyogreısA Mmz Senpuj uap you afoj$ azıp uaplsan YüNŞÜDAEAD af ANS) ) IHSHUT VONYA'IY , BO0 PARDAYANIN KiZ ;:lbıa sarayında temsil eden prenses Ustanın ağzını nasıl kapamalı? — Eğer pek lâzım olursa onun da ini buluruz. Kaza herkesin başı. SEIebılır En âdi bir köylünün bile uğradığı gibi İspanya kralı h“l'etler nin mümessili de -kendini , ım'lhıılnırta.ı-ıı.ı:nz. Asıl iş usulünü Mektir. mkonçimnın artık korkusu kalma . İŞti. Mari dö Mediçi de emniyet kes. I’e'lât:ekti Fakat Konçini ile Leonora. %u işte bütün mes'uliyeti kendi he yüklemek istediklerini gördü. Nden bu lâkırdılara cevab vermedi, .Wer tamamlandıktan sonra: hlı- Benim iyi Leonoram, dedi. Bize' akıl öğretsene!.. h.îllbuki Konçininin karısı onları et.lerînde serbest bırakmak ar . | daydı. Omuzlarımı — kaldırarak "*tçe bir sesle dedi ki: b , “ Bir nasihat mi? Bu gibi işlerde h'*!o.ı-“e lüzüm var mıdır? Mesele o hîlhı açık ki bunu bir kör bile göre. “hi Zaten bunun hallini siz de, Kon. de biliyorsunuz. Yalnız bunu ko- cesaretiniz yok. Haydi sizin ıü;"u!ı'eeel:lei*uuzi ben söyliyeyim: Bu ya yaşaması, veyahut da öl. Şte lâzım. Şimdi bu ikisinden birini < Hihap ediniz. Eğ!r bunu intihap etmek kolay ı"h hiç düşünmezdik. Peki sen bi. K Yerimzde olsan ne yapardın? Mümde ediniz de bunu söylemi. mx'aliçe Mari dö Mediçi inler gibi, "'ht gihi bir sesle dedi ki: .""nl Niçin? Eğer sen de bizi bıraka. Ursan biz kime güveneceğiz. bırakmıyorum Marya, bunu — O halde? : — Hayır, bir şey söylemiyeceğim, Bu kararı vermek bir ananın hakkı . dır. Siz de madem ki annesiniz, kara. rınızı veriniz, İ Mari dö Mediçi Leonorayı gayet iyi tanırdı. Bir şey söylemek istemediğini anladı. İsrar etmedi. Kendisinin bir türlü veremediği kararı başkasının da ittihaz edemediğini görünce bir defa daha kurtulmatım yolunu aradı ve: — Aklım başımda değil - dedi - Ne olursa olsun bir karar verilmesi lâzım “olduğuna göre bu işi size bırakıyo. rüm. İkiniz de düşünün, vereceğiniz kararın doğru ve iyi olacağına emi - nim, Leonora kraliçenin fazla söz söyle. miyeceğini anlamıştı.. Konçiniye döne. rek dedi ki: — Siz de bu çocuğun babasısınız. Karar vermekte sizin de hakkınız var, Siz söyleyiniz bakalım Konçini. Konçini karısırım bu sözlerinden hiç şaşırmadı, çünkü o kendini toplamıştı. Kuvvetle dedi ki: — Bana kalırsa bu çocuğu sağ bı. rakmaklığımız lâzımdır, Ma:rya göz ucuyla Leonoranın yüzü. ne baktı. Bu sözleri kabul edip etmedi. ğini anlamak istiyordu. Konçininin karısı anlaşılmaz bir gülümseme ile kocasına bakmaktaydı. Konçini söz . lerine şöylece devam etti: — Böyle düşünmüş olmama sebeb nedir bilir misiniz? Bu çocuğu doğdu. ğu anda öldürmek istediğimiz halde bugün onu canlı olarak karşımızda görüyoruz. Bu Allahın bir mucizesidir. Buna karşı koymak bana kalırsa bü. — yük bir tedbirs'zlik olur. Cenabı hak. kın yaptığını bozmağa kalkışırsak muhakkak ki cezasını çekecı_ağiz_, | « L çU K Tn fUHUSHA VYONYATIY , ALMANCA DERSLERİ 659 DERSLERİ ALMANCA 662 DT F | L ;ğnbü -.| B K 2 GE 03 T N a) a n B ÜT E z e Bundan başka kısa yolu da gösterir misiniz? ç Hayhay, yaya olarak on iki dakikada gidersiniz. Fa, kat tramvaya binerseniz treni Teşekkür ederim, öyleyse yaya gitmeği tercih ediyo« rum. On, on bir dakıkaya kadar oradayım, Evet, iyi br yolcu tahminen bu kadar zaman sarfe, der. Bense bu yolu ancak 20 dakikada alabilirim, Âra, bamda size bir yer takdim etmeme müsaade ederseniz, buyurun, binin, İstasyonun yanında işim var. Orada sizi Öyleyse istasyona geç kalmıyaca beş dakikada gider. İstasyona kadar takriben bir kilo, — yarımda kalkıyor. metre var. *onun ihracatı geçiyor şimdi kwymette onun ithalât.,, (sayne avs'für über'ştaykt yettst im verte zayne ayn'. İhracatı ithalâtını geçer. Seine Ausfuhr übersteigt jetzt im Werte seine Ein, fuhr. für.) Almanya altmış üç milyon Aahalisi ve Ayvrupadaki merkezi vaziyetile, cihan ticareti için çok mühim bir memlekettir, “ile kendi üç ve altmaş milyon uhali ve kendi merkezi vaziyet Avrupada dır Almanya için cihan ticaret bir çok mühim memleket.,, PARDAYANIN KIZI olduğunuzu 'ğ âlğı'V ğ & ah : Ü i & 'a , ol ( Ü ” S e KER / -S Tz ö $ g z ae İKi 5 8 - v “ A ü K | £ göfd & âğ -— y B » « ;ıu : 53 sötd0. &2 SS . GA şE ” d LA M a O S 8ğ g Gk O'T G H — $ &a A SA go Se S S SEÇE MA 5, B %-â-î'a-”nâ’o%ân ;ğo_—:u"—'-ğ.â:n A MA .B İi D 5 2& , d - ğ BÜ 3 3 Ş â 3 '1— a $ ğ S PEş ğ ; 2$ İ s ti Di -4 3 HmSr d3 D H y 'a A © $ Üü a © “ğâğ’ g H AM G . mğg ,g_g'd 9K v a. 98 "ğ.ğ_îâ âğğ:——ğâ% GöSE "*'-îı-ı:ı't:ş’3 S Söğa SAti g Ş0 5B ğığğğğğ% Ğ'os.âg B SS A âğâî&“ââğ Ğğısrâ £ S Ğ u g ler sormağa başladı.Stokko da karşısın alt kata inerek karakol vazifesini gö- ren odada Rospinyak ile muavinleri Eno, Lövinyak, Longval ve Roktayı buldu. Bu herifler biraz evvel hakla. rından gelmiş olan iki serseriyi kesip biçmekten bahsediyorlar, fakat kara- koldan dışarı çıkamıyorlardı. Bu, korktuklarından değildi, bu herifler korku nedir bilmezlerdi, kraliçenin o. rada bulunması dolayısiyle çekiniyor. lardı. Hanımlarının sözlerini duyun - ca son derece sevindiler. Leonora bir az Rospinyakla baş başa görüştü, he- rif hanımının emirlerini ciddiyetle din ledi. 4 Konçininin karısı yanlarından çı - kmea muavinlerinden birini beygire bindirerek efendisinin Mortan soka - ğındaki konağına gönderdi. Leonora ise adamlariyle görüştükten sonra kü- Çük odasına girmişti, Stokko da bu o. dadaydı. Haydud burada bir koltuğa kurulmuş, güzel şarabından kadeh ka- deh yuvarlıyarak keyfetmekteydi. Ha nımını görünce ayağa kalktı, kendisi. ne mahsus o alaycı gülümsemesiyle iğilerek selâm verdi; Bundan sonra beraberce kimhilir ne gibi kabahatler yapılmışlardı ki, yine eski yerine yer. leşti. Herifin hanımınm karşısında o- turmak cesaretini göstermesi, bera - berce işlenmiş kabahatlerden ileri ge- lebilirdi. Leonora ona bir takım sual. dakinin daima tehlikeli olduğunu bil. diği için ihtiyatlı cevablar verdi. Fa kat bunların hepsi de kendi düşünü. şünün ayniydi. Bu haydud herif hanı- | runm nekadar gaddar olduğunu ve o- na bir oyun oynıyacak olursa kat'iy- yen insaf etmiyeceğini bilirdi. Leono- ra kendisiyle oynanır mahlüklardan değildi. — Leonora, Stokkonun sözlerine dik kat ediyor, hepsini hatırında sakla- mıya çalışryordu, Muhavereleri bittik. ten sonra odadan 'çıktı. Rospinyakla beş, Stokko ile de on dakikalık görüş. meler yapmıştı. Şu halde Ode dö Val. verle Landrinin kapandıkları odadan çıkalı aşağı yukarı bir çeyrek olmuş- tu. XAKXVI GEÇEN BAHİSLERİN SONU Leonora küçük merdivenden birinci kata çıktı. Yavaş yavaş yürüyor ve düşünüyordu: — Tali... - diyordu . Tali, dünyada ne büyük işler görüyor? Meselâ şu kücük çiçekçi kız... Onun Konçini ile Mari dö Mediçinin kızı olduğu hatırı. ma gelmemiş değildi. O fikir bana o kadar kuvvetli gelmişti ki, Maryayı bu fikre kandırmak için bir hayli zahmet çektim. Onun vasıtasiyle de Konçini. yi kandıracaktım. Fakat doğru oldu - ğuna kendim bile inanamıyordum, Dü şündükçe bu fikir bana bile saçma gözüküyordu. Talie bakınız ki bu bir hakikat oldu. Bu küçük kız sahiden Konçini ile Maryanın kızıymış. Ne şa şılacaki şey... ' Şunu da yazalrm ki Leonora da Konçini gibi delile ihtiyaç gösterme. den bunu olduğu gibi kabul ediyordu. Aslıma bakılırsa biraz şüphe etmesi lâzımdı. Kocasının bütün sırlarını bil- meleri yüzünden mahvedebilecek olan iki adamı öldürmeye karar vermişti. Bundan sonra Florans işini düşünme ye başladı: ŞÇ b RDe Dort kemmen die mit Wolle, Fellen und Getreide be. ladenen Seeschiffe an. Gelecek sene buraya tekrar gelmeği ve uzunca hit Şehir çok güzel, civar da hakikaten harikulâde, müddet kalmağı düşünüyorum, e DBD ler | K de | (dort komen Wi mit völe, felen und getrayde beladenen 2€'şife am.)