15 Eylül 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NS AĞUSTOS — 103, " $ h Kurumuna iştirak edecek âlimler *hrimize gelmeğe başladılar Profesör Pittard diyor ki :- Ph % Tarih Kuru'tayına iştirak — edecek ** gelmeğe başlamıştır. Dün de ntrepoloji âlimi — ile Avrupada Wrıerdeu olan refikası Roman. M Şehrimize gelmişlerdir. N“:Wnelmllel antrepoloji enstitüsü n profesör Pittard ve Avrupa " TmTomancısı olup — Noel Roger İle taniınan madamı ve Lobsiyor %“lhdakl ağistanı»rihtımda Türk N Ü asbaşkanı profesör Afet, say. uuâtık Mayakon ve Kurum er. * karşılanmıştır. İndiği Tokatliyan — otelinde ı:“lllu-ıınuştuı* " hakkında bir sene konuşabil'. ÜÜ Tadka Ç İlk defa 30 sene evyel ka. A, Urafeleriyle dolu öldüğü halde (h l ! telâkkilerinin yahnlış olduğun ı M:“hdan sonra, — Türkiyenin ga. KOU Sfatiyle, Türkiyeyi ve Türkir. b âk için elimizden geleni yap- Üa harp osnaaında Türkiyenin fay. af&smda bulunduğumuzu fiilen Türkişe hakkındaki hurafeleri Kü * hakikati olduğu gibi anlatmağa r qm " h -hkrkfhye ikinci defa olarak gel. Ü, “übiyle karşılaştım. Ankaradan « Yâdar uzanan geniş sahada tet. u"“P en ufak köylere varıncayu erl Ööğrenmek için büyük bir ldiğini gözlerimizle gördük. bula gelir gelmez. yakm mazi. y er e y yif yi e € * ııı ı'n&z hatıraları bende yeniden “üke n sön seneler içinde Türkiye $ _' ı dünyayı hayrette — bırakan N -ı_u:detmışur. h t*'üı Kurumu, Türkiyehin primitif Miyle meydana çıkarmış bulu. T*Aftan aynı kurum tarafından neticesinde Eti medeniyeti. FU -— İİiha'lerinin tam ve hakik! tari bulumıycınız AT "'Hm & tokrar edeceğim veçhlle buı ©rce senelerdenberi - dalma Unan insanların hale'idir. Bu ı“ıll"ı.ıltayı:ndıı et.raflıca anlat. l h?îıt!me göre tarih insanla baş- İkinsanlar Türk — yurdunda 'N göre, tcdadımız Anadolu. %“ teşkil eden topluluğun me. de çok büyük bir rolü olmuş. İk topluluğun iİlk defa mem- bulduğunu söylersem, Türk. Yaptığı büyük hizmeti mey. | h 'nı».:::"'etle memleketinizden Tunâa ’ıa Barba, Avrupaya geçmiştir. ğmbüyük içtimal Ihtilâlini teşkil hımlı.keu bizzat Türklere medyu.- Ü ğarp — medeniyeti biraz İğim Bibi, temeli Türkler tara. Bdenlyete dayanmaktadır.., *bundan sonra, Profesör "miı B.ıın-eş köngresinden A"“ kongrede büyük muzaf Rlynıem 'Türk üllgini, kon. y e:nn'cpalojih —- Fizik şubesi "!: Miştir. Ve kongrece fevka. b n İi şavanı dikkat komü. “Khmmunun Zaaliyeti hakkın. Tarafmıdan veri'en mühim L #k Tarih Kurumunun me59 hususunda koöngre şubesi Va , T P!ttard ve refikası Tarih,Kurumu Asbaşkamı profesör Afet tarafından karşılandı. İN v v AA OU A T AAA TI ,l-l'-lh insanla başlar. İlk insanlar Türk —Jürdunda yaşamış olduğuna göre, qnedadımız Anadoluda yaşamıştır.,, renin heyeti ummiyesi tarafından da kabul 'edildiğini tebşir etmekle müftehirim. Gelecek köngre iki sene gonra İstanbulda yapılacaktır. Bir tarihçi daha geldi Bükreşte toplanan Tarih kongresine işti. rak eden marüf Fransız tarihçilerinden Ma. dam Martlevi dün şehrimize gelmiştir. ilk ziyaretimde garbın Türki. . Çocuğunu tramvay altına atlığı söylenen Adam Müddeiumumilikçe serbest bırakıldı Hâd'senin aslı ne imiş ? “Evwelkingece Çarşıkapıdar (çosuğu - Ali Muhittini tramvay altımacatmak isi | tediği iddia olunan Mehmet Nuri müd- deiumumilikçe — serbest bırakılmıştır. Mehmet Nurinin çocuğunu tramvay al- tına atmadığı, sarhoş da olmadığı yal- nız dalgın giderken — bir Ediraekapı — Sirkeci tramvayının arkasından gel- mesi üzerine ani bir tuhran geçirip tramvayın Üüzerine atıldığı anlaşılmış- tır. Bu buhrana sebep, Mehmet Nurinin bundan üç sene evvel 11 yaşında bir çocuğunun Edirnekapı tramvayı altında kalmasıdır. O vakit 50 bin Jiralık bir tüccar olan Mehmet Nuri bu yüzden mahvolmuş ve birkaç defa Edirnekapı tramvayını görünce böyle buhtanlar ge- çirmiştir. Olacağımı sanırım, İlk Tück | Yugoslav menevraları Eylülün ikinci yarısında " yapı'lacak ; Belgrat, 15 (A.ÂA.) — Avala ajan- sından : Yugoslay ördusunun eylül ayının ikinci yarısında yaprlacak olan büyük manevralarda ecnebi birçok askeri he- yetler ve bilhassa Çekoslovakya, Ro- | manya, Fransa, İtalya, Türkiye ve Yu nanistan heyetleri haz:t bulunacaktır. Çekoslovakya heyetine - milli mü- dafa nazırr Mahnik ile erkânı harbiye reisi general Krojcik Tiyaset edecek- tir. Ramyb' hğyetine erkânı harbiye reisi general 'ton Sikitiu, Franşu he- yetine erkânı harbiye Teisi general Gametin, İtalyan heyetine Bolog - ne mıntakası Kolordu kumanda- nr general Amedo, Türk heyetıne erkânı hrabiye reisi Mareşal * Fevzi Çakmak, Yuuag heyetine erkânı harbi- ye reisi gendıd! Papıgoı riyaset ede- Bü mıııi?rıhnn gayesi, Yugoshv ordumgun mthısn'hklımu göstermek Hmıî teknik kımt ile, motörlü kı- yymflet ve saire vasi - mikyas- tabumımılın iştirak: edecektir.. Manevralara W& askeri ?şâı'ı Teisi general naıw kumanda hdceek- tİr: Manevralara takriben 50 bin kı;ı ı;- FYABER Akşam postası —— Kazlıçeşmede büyük bir yangın oldu (EBaş tarafı 1 incide) İtfaiyenin iki grubunun çalışması sayesinde, yangının daha fazla büyü- mesine meydan bırakılmayark bir sa- nayi mımtakası olan Kazlıçeşme bü- yük bir tehlikeden kurtarılmıştir. Dün gece saat ikiye beş kala Beya- zıt kulesinde nöbet bekliyen bir göz- cü Yediküle haricinde semaya doğru birdenbire alevlerin yükseldiğini gör- müş hemen İstanbul grubuna haber vermiştir. Aynı dakikada Samatya komiseri de İstanbul itfaiyesine Kazlıçeşmede yan gn olduğunu bildirmiştir. Grup vesa- iti hemen harekete geçmiş, Horhor yokuşundan Aksaraya inilirken Yedi- kule istikametinde duman ve alevler görülmüştür. Grüp yangın yerine vasıl olduğu zaman birbirine bitişik ve tamamen ahşap olan binaların cayır cayır yan- makta olduğunu görmüştür. Terkos ve denizden ve deri havuz- larında birikt'rilmiş olan sulardan is- tifade edilerek su sıkılmaya başlan- mıştır..Ancak yangının genişlemesi ihtimali hatıra geldiğinden Bakır- köy itfaiyesi de çağırılmış, biraz son- ra bu grup da yetişmiş, müştereken çalışılmıştır. Yangın çıkan fabrikada benzin bi- donları da birbiri peşine infilâk etti- ginden alevler tivar binaları, karşıda- ki depoları da sarmıştır. İtfaiyenin yorulmak bilmiyen gay- reti sayesinde yangın sabaha karşı ta- mamen söndürülmüş, da her iki grup yerlerine dönmüşler- dir. Yangın Kazlıçeşmede güdereci so- tağında Demirciyan kardeşlerin deri ve kösele fabrikasından çıkmıştır. Fabrikada saat on bire kadar deri ku- rutulmuş, ameleler bundan sonra €&v- lerine gitmişlerdir. Gece bekçisi de üst kattaki: odasına çekilerek yatağı- na, girmiştir. KAT Bekçi clerın uykuds. 1ken bîr t.a.kım gürültüler işiterek uyanmış, gözlerini açmca etrafinı alev ve dumanların sardığımı görmüş, kendisini merdiven- den ağağıya atarak kaçmıştır. Bu sırada bekçinin saçları ve kir- pikleri tamamen yanmıştır. Yangmnı sokak bekçileri görerek Samatya ka- rakoluna haber vermişlerdir. Fabrika nın gece bekçisi üç Saat Ssonra meyda- na çıkmış, karakola götürülmüştür. Yangın çıkan fabrika ile, bitişiğinde ki 11 numaralı Silâhtar zadelerin deri ve yün deposu ile İbrahim Niyazi ve İsmail Hakkının boya İmalâthanesi tamamen, karşı taraftaki Süleyman Mehmedin deri ve kösele fabrikası kısmen yanmıştır. Mehmet Rasimin deri fabrikası da .bu arada büyük tehlike atlatmıştır. Rüzgârım yükseltip Bakırköy isti- kametine savurduğu yanar bir halde bulunan tahta parçaları Zeytin bur- nundaki çalrıları — tutuşturmuşsa da yangını görüp uyanan halk tarafın- dan çabuk söndürülmüştür. Yangının nasıl ve neden ciktığı he- nüz tesbit edilememiştir. Adliye ve zabıta tarafından müştereken - tahki- kata devam edilmektedir. Müddejumu mi Hikmet Onat dün gece yangın ye- rine giderek bizzat meşgul olmuştur. Bu sabah Demirciyanın fabrikasın- da bulunan motörün kontak yapması yüzünden yangının çıktığı söyleniyor- du. Yanan binalardan zıyade içindeki malların çok değerli olduğu, zararın yarım milyon lirayı geçtiği de söylen- mektedir. Br kadının ölümüne sebebiyet veren oför y bün'tevkif edildi — Ortaköyde Huriye isminde bir ka- dAmı ezerek öldüren ve Şahende ismin- de diğer birini de yaralayan Şşoför -Hayri dün Sultanahmet ikinci sulh “ceza hâkimi tarafmdan tevkif edil- miştir. - Yapılan tevkifat kmyonan direksi- yonunun bozuk olduğunu ve Hayrinin susul harici, tramvay duruürken solun- | dan geçmek iştediğini göstermiştir. dokuz buçukta | “ (ki defa mılyoner kadın — nız. Bilmem hatırlıyor musunuz? Bundan bir müddet evvel Alibey köyü ve civarındaki e. raziye, Emine Silâhtar adlı bir bayanın sa. hip çıktığını ve ta Alibey köyünden Osma. niye telsizle kadar olan, içinde köyler, fab. rikalar, köprüler, gâzinolar, koruluklar bulu nan bu arâaziye hakikaten sahip olduğu tem. yiz mahkemesince de tasdik edildiğini yaz. mıştım. İşte bu bayan matbaanın yazı işleri odası. na girince herkes hürmetle karışık bir korku Ne ayağa kalktı. Hayret etmeyin, — hepimiz bir kadın milyoneri hayatımızda ilk defa gö- rüyorduk. Şimdi karşı karşıya oturuyoruz. Elli yaşı. nı biraz geçmiş görünüyor. Onun iri gözlük. leri şapkasından eteğine kadar siyah e'bise. Bi ve bir hayli cesametli vücudu — hakikaton insanda, korku ile karışık bir hürmet uyan. dıriyordü. Henüz lâfa başlamamıştık.Etrafima bakı yorum. Bütün arkadaşlar iİşi bırakmış, ona bakıyorlar. Ben daha lâfa nereden başlaya. cağımı tasarlarken o tam bir iş adamı tav. rile iri çantasından çıkardığı mendille alnın da toplanan terleri sildi, sonra: — Ah bilmezsiniz? dedi. Neler çektirdiler banâ.. Sonra birden heyecanlandı ve: — Hiç olur mu bu efendim ? diye bize sor. du! Sen gel benim yerime otur, — yerleş, ev bark kur, senelerce slir, ek, mahsul al sonra da kafa tut.,, O zaman ben sörüyorum. — Şimdiye kadar bu yerlerden hiç istifade etmemiş miydiniz ? O, hikâyeyi başlangremdan anlatmak mec. buriyetinde kaldığını görüyor ve söze başlı. — Efendicifim, benim pederim — merhum gümrükler başmüdürü Hacı Hakkı — beydir. Merhum Silâhtar Abdullah ağa vakfının ir. gen bize menkul olduğu halde Abdülhamit ta rafından kaspedilmiş olduğunu — görüyordu. Fakat ona ne vakit söylense: — Korkarım, dedi. Ben bu geçtim. Başımdan korkarım, , Nihayet kızıl sultan yıkılrp gitti, meşruti. yet ilân olundu. Biz de umumi harp — başla. rında ilk davayı açtık. Bu dava Alibey köyü ve civarına aitti. Dava ettiğimiz de Sultan Hamit veresesi, bu davanın — muhakemesi umumt harp müddetince sürdü, gitti... Garip tesadülftür. Saltanat allesi aleyhine açtığım : bir davanın lehimize tasdiki tam sön sultan Vahidettinin İstanbuldan kaçtığı gün yapıl. dı. Bya İşte davanm lik safhası.. Memlekette re. jim değişiyordu. Ne olacağını beklemek lâ. zımdı, biz de bakalım bizim araziye kim sa. hip çıkacak diye bekledik. Gel — zaman git zaman araziye bu defa da devren — Emlâki Milliye el koydu, Biz de bu idare — aleyhine dava açtık. Davamızı bu esnada Üçe ayırmıştık. İşte 18 senelik bir çalışma sonunda ilk kismını yani Alibey köyü ve civerımı — kazanıyoruz. Bü kısmın kıymeti bir milyon liralıktır.,, Gayrlihtiyari: — Bundan sonra, diye sördüm: Parmaklarile saymağa başladı: — Bundan sonra Eyüp yakasına ait dava var bütün o yakadaki tuğla — harmanları ta Suat Sabri tuğla fabrikasına kadar bize ait tir. Bunun muhakemesi bir kaç güne kadar görülecek, Bunlardan 250.000 lira fülzuli iş. gal parası istiyorum. *Sonra muazzam çayırlar var o da âyrt bir dava mevzuudur. Daha sonra Elektrik fabri. Buraya gelince birden durdu ve: — Ha bakm dedi. Bu çok mühimdir. Elek. trik şirketi benim arazim üzerine malikâne. si gibi yerleşmiş. Şirketi. | dava'ettim. Ya benim arazimden çıksın, ya parasını versin. Bir arkadaş: — Aman nasıl, diyecek oldu. Fakat bayan Emine Silâhtarın sözü kat'. iydi: ! — Nasıl oluru yoök dedi. Ya çıkar — yahut' parasını verir, Fabrikanın yerini Emlâki Milliyeden dava ettim kazandım. Şimdi yerin tapusu bende. dir. Şimdi şirket aleyhine füzuli işgal dava. sı açtım., Birkaç güne kadar bü davaya 'da bakılacak; bu bir... Ayrıca elektrik fabrikası ile Sünnet köp. rüsü arasmdaki kıstm vardır. 36000 liralık tır. Bu da iki... Şirket yeni fabrika iİçin Kemiklidere civa. rında temel atmıştıu Hâlâ — duruyor bu da Üç.. Silâhtarağa çiftliği içinde, yani benim ara, zimde Bakırköye giden haval hattım direkle. rini atmış. Kime Sorup yapmış? Bu da etti mi dört?... ; Bu esnada bahis tekrar Alibey , köyünlin vaziyetine İntikal etti. Bayan Emine hakika. ten samimi olan bir lisanla anlatmağa baş. ladı: , — Köye gittim. Ağasını, çoluğunu — çocu. Bunu başıma topladım. Yavrularım, dedim, Ben sizin öz annenizim. Siz de benim evlât. larrmsınız. Sizin evinizde barkmızda gözüm yok. Gene eskisi gibi burada yaşayın, — ekip biçin. A, baktrm güzellikten — anlamıyorlar. Sen misin efendim bunları söyliyen bir âaley. haktan vaz- bimde çalışmağa başladılar ki — Börmayın. | Ama ben gene onlarım kusurlarına bakmıyo. rum. 13 senedir mahkeme kapılarında koşlu. yomz. '-- Doğrusu biıytık sebat göstermiş siniz, dedim. —heıöyluşwmudlyıbaqımuum Az para mı döktük? Hâlâ da dökmekteyiz. Günde d0.-50 lira bu işe harcıyorum. Acaba benim param olmasaydı bunu kanazabilir miydim 7 Merak edip sordum: — Şimdiye kadar ne kadar para sarfetti. niz? Ön bin lirayı buldu mu? O güldü, ve: — Ne söylüyorsunuz! diye cevap — verdi. Ne oön bini ne yirmi bini bir apartıman pa. ram vardı. Onu çoktan bu uğurda tükettim. Bu #ırada bir arkadaş sordu: — Acaba kıymeti nedir bu arazinin? Şüyle biraz durdu. Sonra bir sır tevdi &. der gibi hafifçe fısıldadı: — İki milyon liradan fazla. Evet devlet iki milyon Hra kıymet koydu. Elimde resmi kâğıtlar var. Sonra benim dudak bükmeme bakarak: — 'Ne zannettin yavrum, dedi. Biz bütün araziyi görmek için tam üç gün sabahtan ak şama kadar otomobille dolaştık, — İşte biz böyle bir dava ile uğraşıyoruz,. Ağzımdan: — Daha da uğraşacağa kelimeleri dökülüverdi. Bayan Emine, bu sözlerime kızmadı: — Tabli dedi. Tabil uğraşacağız. Zevycim on sene bu İşle uğraştı.. Damadım avukat Cevdet dokuz senedir uğraşıyor. —Torunum Türkân var, şimdi hukuk stajını — yapıyor. O da stajını bitirir bitirmez bu işe sarılacak, Hlbette uğraşacağız. — Peki, dedim. Bu kadar uğraşmanın şim. diye kadar ne nimetini gördünüz? Bayan Eminenin bu sualim dertlerine do, kundü. Başmı esefle salladı: A — Daha on parasını almadım, dedi. AÂA. F. benziyorsunuz, Bayrağa hürmet Vekiller heyeti bayrak nizam- namesini tasdik etti Vekiller heyeti, 'Türk bayrağı ni- zamnamesini tasdik etmiştir. Nizam- nameye göre, bayrak sabah sekizde çekilir ve gurup anında indirilir. Ta- til zamanında tatilin başlayacağı anda çekilir. Bayraklar her taraftan işitile- kilecek ve indirileçektir. Bayrakları tatillerden bayramlardan mada günlerde resmi daireler, askeri karargâhlar, polis, jandarma, hudut ve gümrük ve muüuhafaza — karakolları harp ve ticaret gemilerile hususi ge- miler, makineli diğer deniz vasıtaları çekeceklerdir. Hususi mağaza ve mü- esseseler ancak bayramlarda ve umu- mi tatil günlerinde bayrak çekebilir- ler. Diğer maddelerde bayrağın ne süu- retle orduda, denizde, ve sairede çeki- leceği yazılıdır. Husüsi evlerde bay- rak çekilirken çabuk çekilecek, indiri- lirken yavaş yavaş indirilecektir. Bay rak getirilir ve götürülürken hürmet hissi izhar edilecektir. Bu sırada yere atmak, sürüklemek, münasebetsiz va- ziyetlerde tutmak caiz değildir. Bay- rak kanununa ve nizamnamesine mu- halif olarak bayrak yapan ve satan- lar'ceza aknununun 526 mer maddesi- ne göre tecziye edileceklerdir; Kanuna ve nizamnameye muvafık olarak çe- kilmiyen bayraklar mahallinin en bü- yük memurunun emrile indirilir. Dün limanda Kaçakçılar yakalandı Iplerle bir sandala inen paketler: Gümrük muhafaza memurları dün limanda heyecanlı — bir kaçakçı takibi yapmışlar ve kaçakçıları yakalamışlar- dır. Muhafaza teşkilâtı arasıra limanı- mıza gelen Fasino isimli İngiliz petrol vapurundan şüphelendiğinden dün bu vapur limana gelince balıkçı kıyafetine giren muhalfaza memutları sandallarla vapurun etrafında yer almışlardır. U- zun bir beklemeden sonra vapurun bir lombozundan bir sandala iplerle paket- ler indiğini görmüşler bunun üzerine he men vapura atlıyarak kaçakçıları yaka- lamışlardır. Yakalanan kaçakçılar İsken deriyeli Hâmit Hasan, Hasan Bahit, ve Müsit Hasandır, birçok kıymetli kaçak eşya ele geçmiştir. Mühlet bitiyor Deniz ticaret müdürlüğünün denizde mo. törle işliyen vasıtaların gaz — borularına — karadakiler gibi — susturucu âlet takılması için verdiği mühlet bu ay nihayeünde bite, cektir. O vakte kadar susturucu uet takma yan motörler işten menedilecektir. — — bilecek bir işaretle aynı zamanda çe--

Bu sayıdan diğer sayfalar: