15 Eylül 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

' AĞUSTOS — 1937 H%ı_ç, götüşüm: ürkwede | l'lü Matbuat Friyeti ve | Yabancı devletler ıı%ı Büzete çıkaramazlar, Neşriyatta fitka gibi, gençler teşkilâtı et gibi manevi şahsiyetlerdir. k&' tatörlüklerde de tek fırka, —'rlkn Yetleri ezmiştir. Ferdin hu- Bqt olamaz, , E e:e birinci, ne ikinci şık var- ) Arzu ediyorsanız, maddi ve- İı FArsa —. bizzat veya kanuni şart ir arkadaşmız — vasıtasiyle — J Verin. (Harcı ancak bir İira- '“tl:ğ tesis edin. ö Partinin fikirlerini de — ıulelıi'me — neşretmek mecbu- , Teğilsiniz, Çünkü siyasi kuru- . 9ha göredir. Meselâ, Büyük l“mde de bütün saylavlar 4 Eğildir; müstakiller vardır. Üsusi, gayri'resmi, olduktan kış:îd Onlar arasında haydi haydi *% mluetın rejimi kendine! Baş- | İ ve hususi işlerine karış- I""mle:ıı'ıı: de kimseyi karış- fensıpmı bütün — devletler k:th“ı gibidir. Rru ne mükemmel prensip!.... ctq lîdekı neşriyatı takip edip lttı'ırılerme uygun bulmıyan “—v ! mensupları: Falanca gazeteniz şunu Ümet menetsin ! - diyorlar- w&nin nizamlarımızı öğrenme *q hül“r'r: Bizde anlattığımız şekil- İYet vardır. Şayet Ulus gaze- qmpartinin deklare bir başmu- , ı'ı, _ eh:'ıî' Yyarı resmi mahiyette bir İN ya TiCİ siyasete dair bir şey İ Tiye cr devletler bakımından hle Ükümeti ne düşünüyor?,, ir, Fakat, ben şu satırları hq İki de Tevfik Rüştü Aras'ı, üMngYu kızdırıyorum. — Sa- w ıN Mnlmızı manevralar esnasın- k gördüm. “Nasılsınız, - iyi- wh,“er ederim!,, diye konuştuk. m"dcn ibarettir. Menemen- xh;“ı Uzaktan birkaç kere gör- Ü faş , UŞmam.Bu muhterem zevat h ! Vekaletı vermemişlerdir. “ “Franko şöyledir, Sovyet- î;% dr, Alı'nan;.a ve İtalya ise baş- h'?an diye bir takım indi mü- W €tsem Türkiye hariciye- L *,M“ Mümessilliklerce neden sor- Hi N, izahat, hatta bazan da om *EE mecbur tutulsun? An- | “Nı. 1"'" “Ca yazılar Türklük âleyhin- *Stirin. Dost değil miyiz? - Yle Amerıkaya müracaat et- "mlşlerdı Ü üşz ama, onları biz yazmıyo- ..q' mzamlanmızı tetkik edin... ki, bizde matbuat hürriye- x ;z'îorlar. Menedemeyiz, “hıj; tatörlük devleti bize mü- Olsa: 'q. tinızda aleyhimizde neş- olmalı: Üı“î:"llır gayri mesul, lâlettayin m“ln Yazdıkları gazeteler de ğlet,i e*—'hîâ:,ve:ısıyl- değil. Di der ki: Messil, Eh l“ ... * . Nî , *r misiniz ki, bizim mat- ğ *dair bu nevi yazılar kızmış olabilir. Ü Pur hız Sizin matbuatınızın şek l“ih e| ! Bizimkinden — farklıdır. K& | Tiniz başka mahiyettedir. Pe mesul fertler çıkarmıyor. N k'q;%, i, yarı resmi — manewi kı'h bi tamamiyle gayri mesul kî *te çıkarıyor. Şayet birin- ıka*).l"’iııl"u. sitem, bir kinaye vaki x Pak Söyleyin, hemen tarziye İz blz“ ikincilere karışmamızı dahılı sistemimize mü- aTm"ıı'ıız için fertlere ga- vermıyelım Fertleri- k-flerı mi oîr.ıasm" Belki u Vâaziyet olacak ki “müs- Nüz kamutay kürsüsünden alıryhıne bir nutuk söy- İA de diyebilirsiniz. O- şcılr ktitorluk memleketlerinde şa- zarfındaki mülâkatımız bu | Hasckı caddesinde yaya kahîernm üzerinde — kurulan kavun, karpuz sergisil.. İstanbul konuşuyor ! Haseki caddesinde Yaya kaldırımında kavun-karpuz sergisi kurulur mu ? Yazan Haberci Cerrahpaşa ile Hasekiyi birleştiren yol üzerinde antika kaleyi seyrettik. Burası üç katlı iki ev arasınlda kalmış, eski İstanbul şehri etrafındaki surların küçük kalelerine benziyordu.. Fakat mermeri andıran — büyük taşlarla yapılmıştı. Orta yerinde küçük taş par- çaları ile kapanmış bir pencere görü . nüyordu. Orada rast geldiğimiz bi zat? — İçinde büyük ve geniş odalar var- dır, İsterseniz, yandaki evden girebi- lirsiniz. Buraya ne kadar seyyah varsa, hepsi mutlak uğrarlar.. Söylendiğ'ne nazaran çoök kıymetli bir asarıâtika dır, bu taş yığını, diyorldu.. Bu izahatı dinlerken, kale duvarının dibine yerleştirilmiş bir küçük kümes. ten tavukların çıkığını gördüm. Gayri ihtiyari gülümsedim. Bilmem nasıl odu, izahatı veren zat buna fena halde sinir- | Tenmiş göründü. Belki kendi sözlerine güliyorum sandı. Bir saniye içinde, yüzüme bile bakmadan yürüdü, gitti. O kadar şaşırm'ştım ki, kendisine gülüşü. mün sebebini bile anlatamadım ve hâlâ düşünüyorum, kimbilir simdi benim için “ne terbiyesiz adam,, deyip neler düşünecektir. Uğradığımız garip vaziyet karşısın- da tekrar gülmekten başka elimizden bir şey gelmediğinden Âli ile kolkola girip, yolumuza devam ettik, Biraz son ra yolumuz, gene oldukça muntazam ve parke döşeli bir cadde ile birleşiyordu. Ben burayı hiç bilmiyordum. Arkada . şım; — Haseki caddesi, diye anlattı. Sonra: m — Hastane yokuşun biraz aşağısın - dadır. Fakat biz seninle yukarı taraf - larr dolaşalım, dedi. Geldiğimiz s0. kağın köşesindeki türbemsi bir binanm önündeki yaya kaldırımının üzerine, garip bir kavun ve karpüz sergisi kurul muştu. Kaldırım taşları üzerine dizi - len yüzlerce kavun, karpuz arasında bir sandık ta ayva görünüyordu. nun için, bu gibi müdahalelere mâni ol- mak üzere, âaha ilk gününden en ufak müdahaleye benzer bir şey kabul etme- | yiz. Amerikada gayri mesul fertlerin çı- kardığı gazeteler olduğu için orada bize dair yazılanlara karışamadık. Şayet siz de bir gün rejiminizi değiştirip dikta- törlükten vazgeçerseniz ve hür fertle- riniz bize dair atıp — tutarlarsa onlara karışamayız. Fakat mademki bugün bütün gazeteleri inhisarınıza almışsmız, ve bizimle dostsunuz matbuatınızın biz- deki muadili ancak bizim resmi neşriyat tır. Önlar biribirimiz aleyhine yaza- maz, : Son münakaşalara dair “benim gö- . Tüşüm,, budur. Diyeceksiniz ki: — Bizde faşist veya komünist propa- gandası yapan: fertler zuhur ederse?... — O, dahili bir mevzudur. Hariciye- mize değil, emniveti umumiyemize ta- allük eder..... ( Vâ-Nü) * W Buranın insana çamur gibi —yapışan Haberciye Bu hoşa gitmez manzarayı hayretle seyrettikten sonra, Haseki caddesinde yukarıya doğru yürüdük. Yolumuz ü. zerinde bir kaç dükkân vardı, Bunlar - dan birisinin kapitında 'duran orta yaş h bir zatla konuştum. Çok kısa ve kat'i cümlelerle cevaplar verdi. Demin bah. settiğim manzarayı ve yolün biraz da- ha yukarısında gene yaya kaldırım ü. zerine kurulmuş daha küçük bir kavun ve karpuz sergisini göstererek: — İşte, dedi, bunların önü alınmalı- dır. Bu yer, sonra mahallemizde pek kalabalık ve tasavvurun f#vkinde pa . tırdıcı bazı aileler türedi, bunları ve bilhassa çocuklarını, herkesi rahatsız etmiyecek şekilde oturmağa mecbur et melidir. Bu da ikinci ve son derdimiz - dir. Sözlerini bitirir bitirmez dükkânına girmişti. Biz de yukarıya Goğru tekrar yürümeğe başlamıştık. Birdenbire ayni zatın sesini duydum. Arkamldan bağrı. yordu; Haseki caddesinde harab duvar içinde kurulmuş bir ev cAa çocukları, foto Âlinin peşini bırakıp balta olmuşlardı — Demin bahsettiğim ailelere rast gelmek isterseniz, önünüze ilk çıkatak soldaki sokağa sapınız . Sapacağımız soldaki sokağı ararken, sağ tarafta gözümüze öyle bir manza. ra ilişti ki, bunun karşısında dakikalar ca durmaktan kendimizi alamadık, Bu, eski medrese bozması bir harabenin su kemerine benzer kapısr içinde kurul - müuş garip bir kulübe geldi. Resimden de pek güzel göreceğiziniz. bu garip meskenin en büyük hususiyeti, harap penceresinin önümüzde dizili duran bir alay çiçek saksısı idi. Biz bu manzarayı seyrederken, ya- nımızda iki çocuk belirdi. Bunlardan birisi öyle pek te çocuk denecek yaşta değikli 17 — 18 inde vardı. Üstunde yetmiş yerinden yırtık ve biribiri üzerine gi. yilmiş iki mintan, ayaklarında çok ya- malr bir pantalon var'dı. Yanındaki kü- çük çocuk ise, iğrenç bir halde idi. Ka. fasından saçlar dörülmüş, bunun yerine bir çok yaralar görünüyordu Kirli yü- zünde de artık iyiliğe yüz tutmuş bazı yaraların kabukları belirmişti. —Üstü başı perfşan, ayakları kendisine refa . kat eden genç çocuk gibi çıplaktı.. Bu yavru belki ilk nazarda insanz is ikrah veriyordu. Fakat bana daha çok mrehamet telkin etti. Arkadaşım Âli iki adım geri çekilirken, ben bilâkis onlara doğru ilerledim.. . — Senin ismin ne küçük? diye sor - dum , Henüz 3—4 yaşlarında gösteren bi. çare cevap vermed. Evvelâ benim, son rada yanındakinin yüzüne bön bön bak- ti. O zaman büyük çocuk: — Benim kardeşimin ismi Ahmet amma! Ne olacakmış ki ismi sanki, di. ye, âdeta bize çıkıştı. Ve Alinin fotoğ - raf makinesini ayar ettiğini görünce, küçüğü elinden tuttuğu gibi hemen ya. nımızdan uzaklaştırdı. Tam bu saniyede bizim arkadaş derhal toparlanıp sizin (Devamı 6 ıncıda) HABERCİ 'lojllerln çarpışması neticesinde S İ L ÜDO lalki Ai KURUN'da Bir büyük adamın ölümiül Çekoslovakyayı yaratan büyük milliyet. perver sabık Çekoslavak cumhurrecisi Maza, rik'in ölümü, bütün dünya matbuatında ol. duğu gibi Türk matbuatında da, lâyık oldu. ğu teessürü uyandırmıştır. Asım Us, Mazu. rik'e tahsis ettiği başmakalesinde bu şahsi. yeti gayet şayanı dikkat bir bakımdan tah'il ederek diyor ki: Yirminci asır büyük adamlarından blrin!' daha kaybetti: Çekoslovakyanın — halâskâr reisi öldü. 'Tarih içinde fena idare, yahut — herhangi bir talisizlik neticesi olarak, mahvolmüş ya. bancı bir istilâ altına geçmiş bir milleti yoe. niden kurtarmış büyük adamlar vardır. Mazarikin ekosÇekoslovakya için hizmeti ise bundatn biraz başkadır: O, tarih sahasın. da yalnız adları olan, fakat hiçbir zaman dev Tet balinde yaşadığı — duyulmıyan iki halk yığınını birleştirerek — bir devlet — yapmuak mümkün olduğunu kendi kendine — düşün. müş, bu maksatla daha umumi harpten evvel Avusturya . Macaristana karşı — mücadele açmış, nihayet Umuml! harp esnasında yine bu maksat için kendi şahsi teşebbüsü netice tinde umumi şuülh iİmza edilirken — bugünkü Çekoslovakya devletini vücuda getirmiştir. Mazarik bu suretle Çekoslovakyanın iptida halâskârı, sonra da cumhurreisi olmuştur.. Asım Us dolayısile, bu büyük ölünün ter. cümeihalini de vermektedir: Mazarikin — Çekoslovakya için — hizmeti Jâl meclisi tarafından halâskâr ve Çekoslo. vak cumhurreisi ilân edildikten sonra bir çok defa hakiki bir intihap ile bu yüksek makam da kalmıştır. Yaşının sekseni geçmiş olması na rağmen bu vazifenin icabı olan faaliyeti de göstermiştir. Fakat yaşı doksana yaklaşıp da artık vücudunda çalışma kabiliyetinin sorn kaynakları da kuruyunca cumhurreisliğin. den çekilmiş, yeniden intihap için kendisine müracaat edildiği zaman — “Cumhurreisliği yapacak takati ve hayati kabiliyeti kalma. dığını,, maazeret olarak ileri sürmüş, tekrar intihabını kabul etmemekte ısrar göstermiş. tir. Ancak bundan sonradır ki yerine şim. diki cumhurrels Benes seçilmiştir. Mazarik ölmüştür. Fakat onun — kıymetli hatrrası bütün bir milletin tarihinde — daima yaşıyacaktır. CUMHURIYET'de: Muharekelerin aslı Peoeyami Safa, menfaatlere dayanan -idea. dünyanın görmediği rahate işaretle şu satırları — yazı. yor: Zamanımızım hususiyetlerinden — biri de, bu iki kelimeyi sık sık yanyana getirmesidir. Her menfaat ve politika çarpışmasında bir ideoloji ihtilâfr aramak, — zamanımıza has bir tahlil tarzı haline geldi. Tarihin — hiçbir devresinde sosyalizm, demokrasi ve — daha sonraları komünizm ve faşizm, bugünkü ka. dar canlı birer kelime olmamışlardır. Düne kadar yalnız birer dünya görüşü, yalnız bi. rer iç politika ve İdare sistemi ifade — eden bu tabirler, son senelerde, taazzuv — etmiş silâhlanmış, maddi ve mücessem birer müra dele cephesi temsil eder görünüyorlar: İs, panyada sosyalizmle nasyonalizmin boğuşttu. ğu söyleniyor. Çinde Japon nasyonalizmin va emperyalizminin yürüdüğü lddia ediliyorr Ak denizde faşizmin hâkimiyet ihtiraslarından bahsolunuyor. İsterseniz bütün bunlara birer “harbizm,, adını da koyabilirsiniz. Gerçekten bir ideoloji harbi içinde miyiz? Fikirler menfaatleri, menfaatler fikirleri mi temsil ediyor? Uzaklara ve derinlere götü.. rülen bir tahlil, esasta fikir mi bulur, men. faat mi? Şu var ki, bugünün cehennemi — politika mücadelesinde, her menfaat, — kendisine bir fikir asaleti verebilmek için herhangi bir ide, olojinin üniformalarını giyiniyor; herhangzi bir felsofi, iktisadi, içtimal nazariyenin sır. malarını ve nişanlarınıt takıyor; — herhangi bir dünya görüşünün kılıcını kuşanıyor,. Bu. üniformaların altında sırıtan şey, düpedüz, menfaattir. Yahut, koyu ve halis — menfaat değilse bile, her milleti, her sımıfı, her züni. reyi, her ferdi kendi kaderine doğru iten za. rüretlerin muhassalasıdır ki, bunun tesirin. den sıyrılmak imkânsız olduğuna göre, ide. loji harbi gibi görünen bugünkü politika ih, tiraşlarmı ve mücadelelerini biraz tabil bul. mak Jâzımgelir, AKŞAM'da . Bolşevlzmla birlikte faşizmi de .. Akşam gazetesinin “Dikkatler,, sütunun, da okunmuştüur: Hitler, son nutkunda, İspanya meselesin. den bahsederken: “Avrupanımn herhangi bir noktasında bol. şevizmi kurmağa teşebbüsü Avrupa muvaze. nesini ihlâle matuf bir hareket telâkki ede. ceğiz!,, diyor. Ne hassas bir noktaya dokunmuş oluüyor. Hay Allah razı olsun, yerden göğe — kadar hakkı var, Avrupa muvazenesini bozmamak için bolşevizmi de, faşizmi de bir memlekete zoraki sokmağa kalkmamalı: “Faşizmi de,, diye iyice tasrih etmeli ki, aman, — Avrubpa muvazenesi, bozulmasın. Vdf |

Bu sayıdan diğer sayfalar: