aei ' * &" Tuhunda bugün garip İ— Uyandırıyordu. Şu anda » Sokulmak, başmı dayayıp Btiyacını hissediyordu. E- , bir kucağa sokulabilmek acude kalmakt... O, | di Üler mb&ylı muhabbetler- Tumdu! h!r verdi: n kocasr misafir ge- ONt terslemiyecek, kaçırmı- Ka uzanmış, karanlıklar W taşıdığı erkeğin gelme- N Ürkmemeğe, asabileş- h CYordu. — Adeta bu hissi | ittmek için, birkaç kere, y 'korhmyacıiını! - kâapr açılınca, dona Nİ testekerlek açarak, ka- h İ seçmeğe çalıştı. ğ %".nh_, Bu akşam aca- — *T bulunacak mısın? Nere- *_N.,"'—u. Öir kaplatı: 'bile Ettirecek zavallı bir sesle: 1 dedi. > % Üstünde. '&î:;tinc toplamış, bekliyor liklarda bu yaklaşış o bir şeydi ki zavallıcığın ı biriken aşkıyı sa Söyliyebileceğim. vermiyordu. ” Heyecanla Silmiş, bu yabancı gelen N Şalışıyordu. Bu, Rüştü hiç benzemiyordu. q heyecanı insanmn sada- ı__*eiiwıebniı miydi? ellerini yakalamış, ha- Ve en çılgın — vaatleri a bu TMahi f ).N lh.“ıü“hv aşkı dinlerken D*S. ehi Takin bir eda ile a- K v»_'!' hayyül etti. "q. da 6 mütekebbir, çe- N—m,:ım böyle hararetli ve du? Gündüzün koca Bi rüht hamleleri, j #:':dmııyor. lâkayt kalı- k .':_"“- i karanlıklarda onun BZ m | K 'da titriyen genç kız, 3' büş Gti aözlerin karşısında E İK h.:i:'im Karı kocada de- ü &— “Tayni zamanda coş- |Ü Vt tima My t %:İhiıeıînin fizerinden —:;_ En, o şabahki — buseyi Ârada ne müthiş fark Tgela 4 &M“bu j kızm elini yakala- | % Köu Pa Bun, karanlığı tercih tubiyeti görülmüyor- H A | Rüştü beyin sa- Bötürdü. Kadın, Tmaklariyle onu hafif- | Dü © kadı bir ar yumuşak, © | 1 tendi ki, kızın garibi- *rkek de hissederek: bi Bray Şök yumuşak, değil | N.ı Gelmeden evvel, her k :ııı. traş oluyorum.. Çok a bı. _m:e!kı beni öpersiniz | » ki Nermin, evlendi- | '_i her akşam kapımın îğîğh:m& seni bekliyo- MA çeki korkuyorum. Seni N._“!in Tn? H N ;:km Korkak bir Fti Neyse hamdolsun se N di Yanındayım. Seni n Bak, tiğim!.. beni öpmi | & edi 3 #udaklarım sana ne Üzmmüneü S Aşk ve macera rtomanı — temiş haf. Ne garip! Halbuki günldüzle- ri de ne soğuk ne lükayıt kalayordu. O, zihninde, bir türki bu muammayı hal- tedemiyordu. detli bir buseyle dudaklarını öpmeğe başladı. şiddetle iterek: derece sarsıntıya mukavemet edemiyor- du. Onun odasına girdiğindenberi, ür- kekliği anbean artmıştı. Yanında duran bu cisim öna bir tanavar gibi geliyordu. ladı, Bu gi 4 kadarla kalacaktı. Birçok aşk kelimeleri söyliyerek çekilip gitti. si kendi kendine söylendi: miyorum! coşkun kelimeler söylemişti. Soğuk ve man bir #şrk olabiliyormuş ! te, kabahat, aydınlığın olmamasınday- dı. Kim bilir, belki zamanla alışacaktı. Maamafih, ne de olsa, bu şeruit altında. ki muhabbetsi beğenmiyordu. gelse, o ne zevkle ona kendini verecekti. dı. rede? Biliyor musunuz? lardan biri soruyordu. na bakarak: havretla dit İ Nakleden : (Vâ-Nü) ordu, Her akşam kaprsında nü-bu bek- Nerminin sükütu, erkeği cesaretler- irdi. Karısını kolları arasına alarak şid- Kızcağız birdenbire irkildi Kocasını — Beni bırakın., Allah aşkıma, gidin. —— Nermin! Ne oldun? Dinle beni! — Hayır, hayır! gidin. Yine korkmağa başlamıştı. Asabı bu — Giğin, gidin! Erkek fazla ısrarın manasızlığını at- lik muvaffakiyeti ancak bu Artık Nermin sinirlenmişti. Aksi ak- — Sevmiyorum, bu karanlıkları sev- Halbuki kocası ona ne tatlı sözler, ne Hkayrt sandığı Rüştü bey meğer ne ya- Ama niçin korkmuştu? Muhakkak iş- VEğer Rüştü bey kızın halini anlayıp Nermin bu hayal içinlle uykuya dal- . * * — Hanımefendi.. Rüştü bey acaba ne- Ru evati dalma Çalşı İğini yapan vşak- — Yazıhanesinde olsa gerek. — Peki, Sonta, adam iğildi. Çamurlu ayakları — Affedersiniz hanrmefendi. Üstüm başım pek kirli. Lütfen şu paketi bey- efendiye siz verir misiniz? Şehirden us- tura getirdim. Tsmarlamışlardı. Nermin gülümsiyerek: — Verin, göreyim, dedi. Gece, kocasının traşı hakkında söyle- dikleri aklına geldi. Odadan içeri gire- rek: — Mehmet, üsturalarmızı getizdi. * dedi. Rüştü bey: 5 — Çok şükür.. Biletmeğe vermiştim, kaç gündür bekliyorum. Hiç bıçağım kalmamıştı. ü Fakat genç kadının hayretle kendisi- ne bakışr karşısında sözünü keserek mahcup bir elda ile çenetini tuttu. — Yüzüm gözüm berbat, değil mi?. Kırk sekiz saattir traş olmuyorum.. Sof- rada beraber yemek yemediğimiz için ehemmiyet vermedim. Nermin, şaşkın şaşkım bakıyordu Bu, ne işti? Karşrsmdaki adam, sakalı uzamış bu erkek, hiç şüphe yok ki kocasıydı. Hal- buki gece, ona ne söylemişti! Hatta o kendi elile bile yumuşak yanağını okşa- mıştı. Kabil mi? Sakal bu kadar çübük | çıkar mı? Hem, söyledikleri?.. Genç kadının bu mütehayyır sükütu nu erkek başka manalara verdi. — Çok çirkinim bu halimle, değil mi? Yüzüm değişti. Uzamış traş insanr pek bozar; adeta kirli gibi gösterir. — Evet öyle.. Fakat dün?, Yine tra- şenız uzun muydu? (Devamı var) Burcu lâğımla havaya uçurularak şiddetli bir hücum yapıldı Kale beş ay muha- saradan sonra zaptedilebildi Rados bir aydır mütemadiyen şiddetle bombardıman altındaydı.. Fakat 1714 top ve 1721 havan mermisi atıldığı balde hiç birl. nin tesiri görülmemişü. Kocaman surlarda Bücum için küçük bir delik bile açıdamamış. tı Kanun! Süleyman, sinirleniyordu. En ni. bayet vezirleri ile bütün büyük kumandan. ları topladı, Müzakarelere — başlandı. Harp rarc'isi çok hararetli 1di. Her vezir ve ku. mandan bir fikir müdüfaa ediyordu. Ahmet paşa: — Yök, Giyordu. Böyle kosuşmakta zafer olmaz. Sülayman sardu: — Zaler nami olur? ç — Top ateşi ile. Hep top mteğine devam edecağiz. Ahmet paşanın iararları en nihayet kabul odildi. Veziriâzam Piri pağa da asker. lare kum torbalarından metrisler yapılmazı. mr teklif etmişti. Bu teklif da yerinde bulu. marak kabul edildi. 'Toprak torbaların arkasına — yerleştirilen. der, en iyi nişancı makarlerdi. Bunlar, surla. Tın üzerinde görülecek düşman — askerlerine ateş açmak vazifasi İle mükelleftDer. Bu ted birler almırken, bir ayda barcanan barutun mühim bir yekün tutmuş olduğu ve pek az barnt kaldığı göriüldü, GCemilerin bir kramr barut getirmek için gönderilirken — Mahmut reksin filesu Piskopya sdasmın zaptına me. mür edi)di. Kahraman rels, askerini karaya — çıkarır çıkarmaz: — Arkadaşlar, dedi fik hücumda — kaleyi zaptetmeliyiz.. Böyle söyliyerek askeri başma geçen rein, kaladen atıdan bir kurşunla yere sarildi. He. nüz hülcum etmeğe başlayan aaker, kuman. Onun emrizi yerine gelireltm.. diye bağırdı.. Şimdi askerler yıldırım gibi kalenin Üzeri. 'a doğu yürüyorlardı. Her birine öyle bir ce. saret gelmişti ki, atılan mermilere bakmı. yor, ondan sakınmıyorlardı. Döhşetli Bücum, kafeyt Kolayca — temin etmişti. Askörter bt Mmuvaffakiyet ila fzti. fa etmediler. Nisiros adascna giderek burası. Ba çalışıyorlardı. Fakat yeraltından hendek lere ilerliyen düşman, doldurulan yerleri mü termadiyen boşaltıyor ve DU turetle Türk aa. kerinin faaliyetini yarıda bıirakıyordu. Kumandan Muntafa paşa: — Hınzırlara lâğım lâzım.. Ancak böyle buşa gelirin. dedi ve kendi aakerlerine der. bal iâ$ım kazdırmağa başladı. 1529 yıli 4 eylâl günü, 415 sete evvel bu. gün, Mustafa Pauşanın yaptırdığı lâğım, İn. Bgiliz burcunun cenup kramını tamamile yık. mağa müvaffak oldu. Artık gedik açılmıştı. Bir âydır gedik yü. zünden hücum edemiyen askerler şidaatli bir hücumla kaleye girerek yedi bayrak aldı. lar, Fakat yalnız kandilerini müdafaa tçin cuma geçti. Baş bayrak ve beş yüz el kum. Barası alınmıştı. Yalnız kale — Zaptadileme. Gen dönüldü. Herşaye rağtmen giddetii hücumlara devam edityordu. Bir bücum © kadar casırane ol. Kanüni, bu kadar şiğdetli hücumlara rağ. Tonton Avukat Exrem sokak kapısını açtı, koşa, rak içeriye giğdi. Apartımanda — arkıdağı Cezmiyle beraber otururlardı. Kanapolere çar geslendi: — Oldu! İşim oldu. Gelmeğe razı! Eve ge. lecek. Gürüştüğü zengin aileye, ekrem — hoyuna caka satardı: Fahri beyleri, mütamadiyen e. vinin eşyasından, antikalarından, uşağının sadakstinden bahsederdi. Fahri bey, bu söz. deri I&kaytos dinlerkan, karısı ve krzı alâka Avukat Ekram Fabri beyin kı zaına talip olunca İclâl müstakbet kocası o. lacak adamın evini görmeğe karar verdi. Masttocssüf bakikat bambaşkaydı. Biça. re Exremin #partimanı arkadaşile birlikta oturduğu basit bir bekâr eviydi. — Dolikanlı gençti, baroya daha yen! yazılmıştı. Müşte. risi pek kaynaşmıyordu.Arkadaşı Cezmalona her saman Hasihat ederdi: — Bu kadar blöf yapma. Doğru değildir. Kız hakizati öğrenirse sonra fecim bozulur. sün, , Bu safer de: — Dememiş miydim ? . dedi. — Canıtn — burası da o kadar fena mı?.. 'Tek tük temiz #şyamiz var... Hor gey mun. mi? — Verdim. Spora ihtiyaerm var. Bu vesi. leyle biraz Jdman yapmuş oluyorum! . de. dim. — Ne cevap verdi? — Dani elverimez mi? . dedi. * — Gördün mü? Benimle ortaklaşa oturdu. Bunu da söyledin mi? — Yok canım! ne minasebet. Zaten yarın o gelir gelmez sen kaçar, gider. sin. Fakat evvelden kapıyr — açarsın. Onu #buyurun!,, — dersin. — Ben mi? — Evet, sen, Anlasan a, canım! Bek onn “uşağım var?, dedim. Seni de — tanımadığı Açin.. — Ne?.. Maşallah maşallah.. Şimdi de de. mek senin uşağın olacağım!?.. — Ne çıkar canım? »— Yok, asla.. Ben Öyle şeyleri becaremem. — Etfendim, kızma., Bana yardım etmek Yatamiyor musün ? Bu sıkımtıdan kurtulduğu mü arzu etmilyor müsun? Henlimi - vaziyetim iyileşirse sana da yardım edeceğim, biliyor. Sun. — Anlaşıldı.. Şimdi ne yapmalı? — Kabul ediyorsun demek ?.. Aferin sana! Alt kattakt uşaktan iğreti bir beyaz özlük tetodim, İşte gu paket içinde, — Giy bakayım. —No? — Giy diyorum. Ben onu yarın takmağı wasdediyorum, Ams sen bugün tak da bana hizmet et bakalım. — Niçin? — Çünkü birazdan bir bay gelecek. Raki aile dostumuzdur. Misirda oturür. — Birkağ günlüğüne İstanbula gelmiş. Servetile bizle. rin güözlerimizi kamaştırmak — lstiyor. Onu ekşitmekle memnun olacağım. — Vüziyetimin tyi olduğumu görlünce herbalde beni — akşam iyi bir yere yemeğe davet eder. — Peki, ban? — Bon yarını düşünerek teselli bul. Bu ak. gam işkenbecide karnını doyurursun. Bu teklif Eikremin hiç boşuna gitmemişti. Fakst İclâli düşünerek ona karşı mahcup olmamak için o günlük — arkadaşına hizmet etmeğe karar verdi. Önlüğünü öaüne geçirdi. v yr men kalenin taptedilemediğini görünce bİr gün Ayas paşayı: — Bunlura hep sen sebeb oluyocsun.. di. yerek hapsettirdi. Pirl paşa, düşmanm yakmda imdat aisca- Bint haber almıştı. Bu tmdat alındıktan son. ra, kalenin zaptedilmesine #mkâün kalmazdı. Bu fırsat kaçırılmadan düşmanma zayıf za. manımda sön ve kat't bir hücum daha yapıl. | | tazam, Altıncı katla oturduğumuzu da söy. Jedim. — Asensör olmadığını da haber verdin . Muhassara başladığı gündenberi — 11416 mermi sarfeden şövalyeler cephanesiz kal. mışlardı. Yeniçeriler, son hücumda kalenin mühim Kısımlarını bir daha gerl vermemek üzere zaptettiler. Kale kumandanı vaziyetin gillik çe fonalaşmakta olduğunu hissediyordu. Te Hm olmaktan başka çare bulamadı. Muha. saranın beşinci ayı, Ferhat paşa 15000 kişi Sle çehri işgal etti. Niyazi Ahmet , Cezrai, gülerek! — Mükemmsl bir üşak — oluyorsun. Pea yakıştı. İnşallah yarın da bu vazifeyi yapın. rıta., Uşakirk ayni nisbette bana da yakışa. cak mı acabat! Tit arkadaş, kargılıklı, keltuklara oturdu. lar. O girada, sokak kapısı çalındı. hezli sesle: — Ahmet! Koş kapıyı aç! , dedi. KEkrem, önlük önünde, koltuğunda toz 41. ma tüyü seğirtti. Fakat birden, hayretlr ge. riliyerak: —Biz?. Siz?.. Bugün mü? Onun hayretine mukahil, şiddetli bir for yatı — Nasil? Na&il? Siz uşak mıydınız? — Burun, dirleyin.. Bize anlatayım. — Aman, ne feci! — telâl. Dinle.. Hanımefendi! ğ Kelimsler detikanlının boğazında tkamyor du. Genz kız koşarak merdivenleri intyor ve ağlamaklı gitl söyleniyordu: ! Ne fect! hiç de ummazdım. Bi. me ken bey diye satıyordu. Yukarda Cezmi ile Ekrem afal afa! bakışı yorlardı. — Ne bileyim? Bir gün evvel gelccağini de hiç tahmin ödememiştim, Acaba mektup yazmam İç düzelir mi? Cezmi başını salladı: — Zabmet etme, ezizim.. Onun nazarında sen daima bir uşak kılığında tecesalim ede. cekein, Böyle, Önlüklü olarak,. İtibaren bapt yuttu. — Kahahat sende, Ne diye — bana bugün önlüğü taktırdın * — Yarın sen bana taktıracaklın ya.. FEkrem, Eökeyle önlüğü göğeünden kopar, dı. Top yaparak arkadaşıın başına attı. 'Tam O sırada gene sokak kapısı çalındı. Delikanlı, sevinçle: — İclâl mutlak meseleyi anladı, — pişman oldu, geliyor! . Giya kapıya koştu. Fakat gelen postacıydı. bir Lelğraf uzattı Cezminin beklediği ahbab gelemiyecegğinden dolayı mazeret sardediyardıu. — Sen de bu ukgam şık bir Jakantada ye. mek yiyemiyeceksin. Ben da bundan sonra Fahri beylerin evino ayak basamıyacağım. Nakleden : Hatlice Süreyya Cezmi, Türkiyenin en uzun bıyıklı adamı ! j H A Geçenlerde “dünyanın en uzun dı. yıklı adamları,, diye gösterilen bir. kaç kişinin resimlerini dercetmiştik. Bir okuyucumuz bunun üzerine bize yukardaki resmi gönderdi. Okuyucu. muzun verdiği izahata göre fotoğrafı görülen zat Kütahyanın Simav kaza. sında doğmuştur, şimdi 68 yaşında. dır. Fakat yaşını kat'iyyen göstermi. yen dinç bir adamdır. Şimdiye kadar hiç evlenmemiş, ispirtolu içki kullan. mamiştır. Tam manasiyle palabıyıklı olan bu zat - yeniçeriler gibi - sakalını da ilâ. ve etmek suretiyle bıyıklarını fevka. lâde büyütüp bu sahada şampiyon oL. muştur. Uçlarındaki uzunca tüylerden hesap etmek şartiyle bıyıklarının u. zunluğu tam 40 santimetredir. Kendisi İstanbuldadır ve kahva iş. letmektedir. SŞ BERERE ş Doktoru Necati Pakşi Hastalarını hergün sabah 10 dan akşam 19 za kadar Karaköy Tünel meydanı Mahmudiye caddesi No, a 1/2 de kabul eder. s B Sâlı ve cuma günleri saat 14 den 18 ze kadar parasızdır. Üze el AM EL L n ÜDi nf