Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— g AT GFT Bi Hi LAG T HABER — Akşam postast Varihi macera ve aşk r-—>-— Nü) razarı: ( Vâ Uykamun arasında “Cinayet ! cinayet !,, diye çığlıklar işiterek uyandım Ayda: — Onun iradesi,, - diye mırıldandı. Bana bu işleri yaptıran da onun irade, sidir: “Başka bir erkekle münasebe. tin olmasını istemiyorum!,, dedi, Bu emrini körü körüne yerine getirdim, Başka türlü hareket etmeme imkân göremedim, Bütün erkekler bana ne e. mirler vermişlerdir. Hiçbirini dinle. memiştim, hiçbirine ehemmiyet verme mştm., Halbuk o erkekler, bir işaretle. riyle bin kişinin birden canma kıy- mak, dünyanm üzerinde türlü türlü | değişiklikler meydana getirmek ikti- darında olan insanlardı. Onları dinle. medim, Bizimkini gösterdi: — Bunu dinledim... u hepimiz dinliyoruz. Hiçbiri. miz emrinden dışarı çıkmıyoruz. Bu. gün böyle oluyor, Yarm daha fazlası olacak, Çünkü onu çok yüksek mevki. lerde, belki de Osmanlı tahtı üzerinde göreceğiz. Osman! Osman! Kadmm üzerindeki tesirim büyük olsun diye, Osmanınm eline sarıldım, o. nu öptüm. — Ben de bunu umarım, beklerim... Osmanın çok büyük, çok parlak bir a- tisi olacaktır şüphesiz, Lâkin bana zıt gitmemek şartiyle, Verdiği sözü tut- mak şartiyle, O, yüksek bir şahsiyets tir, Amenna... İnandım ben de sizin ka. dar, Hristo! Ancak şunu bilmelisiniz ki, ben de o kadar hiçe sayılacak in. sanlardan değilim. İçinde altı ceset yatan altı odayı göstererek: : — Belli! . dedim. — Evet! Belli.. diye Osman da ba- şını salladı. Ben: — Çok insafsız bir kadınsınız, Hiç merhametiniz yok. Hattâ sizi sevenle- re karşı bile... Esefle başını salladı: — Bunların altısı da beni seviyordu. Gördünüz.., — Evet. Nekadar sevmek bu. — Böyleyken onlara ktydım. Çünkü bir emel vardır. Ona erişmek için, yüksek seciyede bir insan her şeyi gö. ze alır, Şu veya bu kaideye tâbi ola. rak yapacağı şeyi yapmaktan çekin. mek, âciz insanların kârıdır. Benim bir emelim vardı. Osmanı gösterdi: — Bu... İşte buydu emelim. Kölelerini gösterdi: — Bunlar engel olacaklardı. Onun için ortadan kaldırdım altısını da,, Böylelikle de Osmana sadakatimin de. recesini göstermiş oldum... Fakat aca ba o da bana ayni derecede sadık ka- lacak mı? Olmadığı takdirde aramızda bir uçurum açılacaktır. Onu içimizden nekadar birimizin kadınlığı, yahut erkekliği | dolduracaktır. Anlıyor musunuz? Osman, sevgilisine sarıldı: ; — Böyle bir birleşme günümüzde ve senin bu derece fedakârlık gösterdiğin bir gün zarfında bu derece acı sözler söyleme, Zannedersem şimdilik sana karşı bir ihanetim yok. Fakat, beni bir düşünce almıştı: — Çocuklar! . dedim, < Siz onu bu. nu birakın da nasıl bu işin içinden çı- kacağımızı söyleyin, Gemide kan göv deyi götürüyor. Ortada altı ceset var, Bunun altından nasıl kalkacağız. U. nutmayın ki o köleler, resmen, Girid başpapasından hıristiyanlığın en bü. yük şahsiyeti olan papa hazretlerine hediye gönderiliyordu, Osman: — Cidden mühim mesele.. - dedi. . Sen yalnız işin hissiyat tarafını düşün dün, bu cinayetleri yaptın, Ayda... Fakat bir de diğer cihetler var. Kapta na ne diyeceğiz? İtalyaya vardığımız vakit papaya ne cevab vereceğiz? Ayda: — Siz, o cihetleri bana bırakımnız! . dedi. . Haydi! Bu geceyi çok uykusuz “geçirdik, Herkes odasına çekilsin, Sa. fayı hatırla istirahat etsin; Genç kadın sevgilisiyle beraber kal. mak istiyor, beni savıyordu, belli, On. dim, Odama girdim, Yatağıma yattım. Uykuyla uyanıklık arasında birkaç saat geçirdim, Gözümün önünde hep kanlar, zehirler, cesetler dolaşıyordu. Kandan dereler akiyordü, Bu dereler bizi de boğuyordu. Bu kadın, yaman kadındı doğrusu. Sevgililerini tavuk boğazlar gibi öldürmüştü. Bir lokma. cıik Osmancığı ne yapmazdı benim?.. | Herhalde, Osman, ona sadık kalmıya. caktı. Ö zaman ahvalimiz ne türlü ola. caktı? Fakat gündüzün cinayetler bel. li olduğu vakit ne yapacaktık, orası da vardı! Her ne hal ise, dalgın dalgın bunla. rı düşünüyordum, Bir yandan da uyu- mağa çabalıyordum. Artık ortalık a. damakıllı ağarmıştı. Çok geçmeden güneş de yükseldi, Müsait bir Tüzgâ. rın estiğini, geminin epeyce hızlı iler. lediğini farkediyordum, Başımdan geçen bu garib vakaların muhasebesini yapıyordum, Hey gidi dünya hey! Ben ki, bir meyzin efendi idim, Buralara kadar gelmiştim. Bun. ca, maceralara şahit olmuştum, İstan. bulda oturduğum, minarelerde ezanı- mı okuduğum sırada bunlar aklrmdan geçer miydi? — Hristo! Evet, Hristo olmuştum. Küçük bir delikanlı ile, muhteris bir kadının aşk kılavuzu, bekçisi olmuştum. * şil sarıklı bir adam, benimle istihza e. der gibi, yüzüme baktı: “— Rezalet ya resulullah,, der mi. sin?.. İşte neticesi, Sıkmtı ile bir taraftan bir tarafa dönerken, kulağıma, acı acı feryatlar çalındı. Yatağımdan fırladım. — Cinayet! Cinayet! yorlardı. İşte, iş meydana çıkmıştı. İşte, şim- di dananm kazığı kopacaktı, Acele acele giyinmeğe başladim, Bir iki dakika sonra hazırdım, Dışarı çık. tığım vakit, birkaç çığlık daha koptu. ğunu duydum, Sofada büyük bir ka. « diye bağırı. labalık birikmişti. (Devamı var) ları rahatsız etmek istemedim, Çekil- | Dünyanın en yüksek yolu Dünyanın en yüksek yolunun kü şad resmini bu hafta Fransa Cum- hürreisi Lebrun yapmıştır. Şose Sar voy dağlarının İseran geçidini kıvra- narak çıkmakta olan ve 3028 metre yüksekliğindeki tepeye varmaktadı.r Yolun bir kısmı ebedi kar mıntaka” sından geçmektedir. Yazan: Morisş Löblan —20— Biza forunuz.lize Cevap Varalim... Atı alan Üsküdarı geçmiş ! Balattan “T. D. K. 341,, imza- siyle mektup yollıyan okuyucumu. za: “Olan olmuş, atı alan Üsküdarı geçmiş delikanlı. Sevgilisi tarafın- dan aldatılmak dünyada ilk defa se- nin başma gelmiyor.. O kadar tees- süre kapılıp kendini harap etme. Anlaşılryor ki daha gençsin ve düzü. nelerle sevgili görmiyeceğini kim iddia edebilir? Yalnız kıza fenalık yapayım diye kendini mahmetme:.. Sonra çok pişman olur, bütün haya- tınt kendi elinle yıkmış bulunursun. Başka yerde çalışmak daha kârlı ise çalış, fakat babanla barışmalısın. O seni senden daha iyi düşünür ve ko- rül Bir an, derin bir uykuya daldım. Ye. (HABER)| AKSAM POSTASI IDARE EVİ Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu ! İstanbul 214 , Telgraf adresi ; İstanbul HABER Yazı işleri telofonu : 22872 idare ve ilân : 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Eenebi Senelik 1400 Kr 2700 Kkr. 6 aylik 730 « 1450 , 3 aylık 400 « 800 . 1 aylık 150 « 200 , " Suhibi ve Neşriyat Müdürü; Hasan Rasim Us kBı:ıu'dıgrı yer (VAKIT) matbaası fırlayan gözleriyle baka kaldı Beş... On dakika geçiyor.. Patrisin şimdi gözleri, odanın alaca karanlığına | alışmx_ştır. Yanında oturan karısını şimdi, daha iyi farkediyor. Başını elle ri arasına almış olan karısı, üzerine, ha, ff bir gecelik giymiştir ve onun altın- da, vücudu, şüphesiz çıfılçıplaktır. Pat- ris, mürekkep gibi siyah saçların bitti. ği noktadan başlıyan beya zenseyi gö - rüyor, karısından, tatlır, gıcıklayan ve ancak aşk dakikalarırda duyulan bir koku yüksekyor. Patris, bu hissi, bu anı bulabilmek için, daha ziyade eğili- yör, Patris, birdenbire, karısına daha yak laşırsa, daha iyi konuşabileceğini zanne. diyor, ve hatırlryor ki hayatının müşkül anlarında, başını, karısının hayat dolu göğsüne, tatlı, kadife gibi göğsüne da - | yıyarak dinlendirmiştir. Şimdi ayni şeyi yapsa, acaba karısı yine onu eskiden olduğu gibi kabul e- Cecek mi?, Şüphesiz kabul edecek, ve o zaman, yanında oturduğu kadın bir yabancı olmaktan çıkacak, bir doöst, bir | can yoldaşı ve zevcesi olacak. Fena dü şünceler, endişeler uyandıracak bir kelime bile söylemiyecekler... Patris, ağır ve yavaş bir sesle, sanki kendileri - ni alâkadar etmeyen bir hikâye gibi, bir küçük çocuğa anlatılan bir masal gibi: — Bir varmış, bir yokmuş, vaktiyle iki kumru varmiş... Polis onları yaka - lamış.... Diye başlıyarak anlatacak... biraz daha eğildi. Karısının beyaz omu- zunu gördü. ÖOmuzun boynu ile birleş- tiği ve çok sevdiği noktayı.. Bir reüddet daha geçti.. Araların - daki süküt daha mahrem oldu. Daha cmniyetli ve daha kokulu... Ve derin bir | rahatlık!. Vaktiyle öylece geçirdikleri saatlerin hatırası... Patrisin eli kalktı, Karısının omuzuna kondu. Eskiden ol - duğu gibi ,kaydı.. En sevdiği tarafa, boynuna döğrü ilerledi... Fakat karisı, gözleri yarı kapalı mırıldanıyordu: — Hayır Patris, rica ederim yapma.. Oynama... Ne söyliyeceksen söyle... Fakat bu sözler, geç kalmıştır. Arzu kendini haber vermeden, ani olarak. Lirdenbire, mukavemet edilmez bir şe- | kilde gelmiştir. Patrisin elleri daha mâ- ridar hareketler yapıyor... Daha snirli. dir. Dominik kalkıyör, itiyor: — Haytr.. Olmaz.. Şimdi olmaz.. da. Patris, | — başlamıştır. Gündelik faaliyete şalof . 'yor ve : 'fı — Bu zat, diyor, sizinle göru istiyor.. flpb Patris karta bakıyor. Şunlar dır:? ha sonra... Rica ederim Lâkin onun da mukavemeti kalma - | Dominik müthiş bir feryat kopararâb doğruldu, kocasını itli, yataklarındat — miştır. Ârzu, onu da çelikten eli udf.f kalamış, onu esir etmiştir. —— —— 4 Ve Patris, birdenbire arasına ve nefnet karışan vahşi, şiddetli b'-fby tirasla, karısını tutuyor, paralay1? pe hareketle kaldırıp divana atıyor- — », öyle bir hareket ki, karısı korkar * pinıyor. Bu çırpınış ve mukavemet * | tasının hiddetini iki misline çıkâ” tır, şimdi artık kudurmuş bir î:w.j gibidir, sanki memnu, cebri, €© bir hareket yapryormuş gibi kar !”Mı malik oluyor ve birdenbire, gayfi b | bir tarzda, haleti nezide imiş 4 coşkunlukla, katılmış ve gerilmiş F;y makları Dominikin boynuna M hareketle uzanıyor, yakalıyor. I sıkryor.. İç Dominik müthiş bir feryat kW’;; doğruluyor, kocasını - itiyor, onîwi, hiş, hadekalarından uüğramış B* ll bakıyor. ; p "'-,.ı i Ve Patris odadan fırlayıp kaçı*” ) A O gün akşama ve akşamdan g€€ rısına kadar, Patris dinlenmedefı * meden, içmeden sokaklarda dolası" * — Hangi sokaklarda? Bilmiyor. | Bu feryat... Bu feryat... Bir defâ çt ha, bir çayırda ,mai ışıklar altlnd;ı[!.— duymuştur. Bu çılgın hareketi, ’y nın boynuna uzanan câni harek€ ı hakkak ki o, La Piyerözde tecrübt M miştir.. Evet, bu kadının - katili j zira neredeyse karısının da ayni M' katili olmasına ramak kaldı. Şeh j en yüksek anında öldüren hayvaf br.hıi Aşk esnasında cinayet işliyerek “' ve sadik hislerini tatmin eden deli V ursuz mahlük odur.. Odur! Odur! na şüphe yok.. # Patris şafıkla beraber kendini © fı kapısında buldu. Nasıl? Bümîyof-'ıu y ki yorgun hayvanlar nasıl ahırlar! ' lurlarsa o da öylece evine gelmiştî' yf riyor ve yatıyor. Müthiş ve iğren$ » kaç saat daha yaşıyor: Kâbusla*:" yt kusuzluk.. Güneş çıkarken, f“hı”yl ' gözleri kapanıyor.. Lâkin/ birdi” yine açılıyor. Zira, hakikat ile karşıya gelmiştir. Saat 8 oluyof-b. K , yf mak lâzımdır. Gidiyor. Banyo ri . yit da soğuk bir duş yapıyor. Tam B? çh ceği sırada, hizmetçi bir kartyizit B” Komiser Romen Delbot, | Kısmı Adli ŞAMPANYA ŞİŞELERİ w Dünyada en çekindiği adam!"::::)- * lanbu ismi okuyunca, Patris hey pf dan kendini kaybeder gibi oldu V* metçiye: gö — Bu mösyöye söyle, rahat$f Kendini kabul edemiyeceğim, (Devamı var), lkelikik Kibar hırsız — Siyah centilmen V AA E NÜ dd 155 — Artık hiç Ümidi sırada, damdan sokağa kadar inmekte olan bir boruyu farketti Derhal bulduğu havlular la genç kızın vücudunu kendi öomuzuna bağ ladı ve böylece pencereden çıktı. Bunu gören halk korku ve ayni zamanda hayranlık ifade eden bir sesla bağırdı. Sonra her tarafı he yecan dolu bir seasizlik kapladı. ee ; t 4 B süzs V 5 h h kalmadığı bir 156 — Heyecandan soluyan yüzlerce in sanın nazarları önünde ağır ağır İinmeğe baş ladı bu bir çılgınlıktı, imkânsız bir şeydi, fev kalbeşer bir fedakârlıktı. Fakat tam kalaba lığın seviyesine geldiği zaman bir ses bağır dı: “Kara gölge!,, ve tekrar takdir nidaları yükseldi: “Yaşa!,, 157Bu görülmemiş kahramanlık, derhal meş bur hırsıza herkesin takdir ve sevgisini ka zandırdı ve halk onun bundan evvelki hare ketlerini düşünmek bile istemedi. Fakat ora da bulunan polisler, hiç de ayni fikirde değil lerdi ve genç kızı elinden alırken, siyahlı ada mt da yakalamak üzere ilerlediler. i58 — Kalabalık arasından bir kadın sesi duyuldüu: “A!, onu yakalamak istiyor. lar! Birçok insan sesi bir ağızdan bağırdı: “Hayır! Hayir!,, ve kalabalık ileriye doğru | atılarak polislerin önüne geçti. Kara gölge şimdi itfaiye neferlerinin kafaları hizasında bulunuyordu. 159 — *“Büu bedbaht kadını tutun!,, di. ye bağırarak, kıymetli yükünden FU .&:j için gayret sarfetti. Yüzlerce el he M kadınım vücudunu yakaladı. Tami K ,ııl polis memurları, şiddetle üerleîef;cle , kurduğu canlı manlayı yardılar: dev cüsseli birisi en evvel Karâ lzerine atıldı, * eZ çrectii KiaR Ai Ha # H6 Fassa e aa Yurırum A'rıre — we < * YATEOYRET Ca TRT LrEf - TSBEKUĞU) LAİ — W - *9890pU93P20LESİZ GD aadöt) LEŞİNL DÜ YAPIZ TASUDAŞ ÜYŞ ŞYDP TARYAŞDUU. UDOe