Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— Na w_ m&UZS—IDBT Sürana e— — zz 00 Seyahat Mğ_lğtupları Ânadolulu kadının Vallı Çoc uk : ardma düşer » " büyük fedakârlığı ştirir, kocası cigarasını tellendirirken sabanın Şer ve öküz ölünce onun yerini aldığı da olur U kahramanın heykelini hangi Sanatkârımız kendine mevzu zapacak ? Yazan : Hüseyin Rifat küş Çifi t , omaîxmmare Medresesinin — de- kaf l Yapan Türk atalarımızın alarmdak; * ! Tarif ahi da!?' incelikleri o güzel ve îündük: * önünde dakikalarca dü- t somen. hayran hayran seyrettik. tiş a to_pra?c tepe üzerinden is- İ Oğru ilerliyorum, GT iki üç evde bir giştir- ; i yolu değiştir tatlı iîşğlder_den birinin ardından ince, İ türk?'lm"çcîl't kalpten bir kadın Ş 1: söylüyor; beni görüp de Si Iesmemeleri için adımları- v &slattım. | Köşeyi dönünce üa _çılşan açık bir kapıdan, av- Yğr, £ ihtiyarla bir gencin toprağa buşetdikleri kışlık zahireleri ola ödar, n kışlık zahireleri olan Ötedı ayıkladıkları görülüyor. Da l’üzıı- gene beş altı kadın evvelce la I'Phhâlıâlan Manda, sığır tezek ka-_ hffl'ı— Tasa gelırkfn yolda 'görmüş: » Yayan yapıldak, . Jârının bir MH, kucağında da sa. ü Parçası; ne merkep klhi l ;Ğ: l;î"la. kadının kucağında- hnlan" diy(î]or; nedekadın “Al İYaz ğ l?;; belki îıîn;a tarlal_arma varacak- & oturup o amı bll' ağaç gdlge' Ködin saban Sâarasını tellendirirken OCası ;n ardına düşecek; bazan K PU îa' S€çerse ©, öküzlere b c j ; y:"n : Öküzün îoşnfdım. fakat duy Tni ka d €ki öldüğü zaman 0 Imm “ F?ârabb;_ e :_:_î;t“gu da olürmuş.. aha d.. l nz&fa!... u . hlızda ağ'm;:k-îı kuftuıuş sayaşı- ::ı' Eürunl.ma ”& cephelerdeki oğlu- Bi ce *İki de nişanl I ta- dan, karâğane Sandıklaıîm yîîıa uî- hı-hk n kur“mak be PU kağı Pirtik h için sırtındaki din Ügün k'_ı_'kffaiyle örten Türk Yütüyo, V€ dönmüş çocu- n i esini buğdaym' öğütü- dey SA ardında Yapıyor ve sonra v * Dazı kere de önün- K adını “ek:ı___b*'“diyemî hu Üyük ri Âtaklı ]:aıı:;ğ 'Tıeydîıî:"k“q A/nkara Cum. “haa, " au-t!nda rıt-l-aı'tl Yanıt,, mın ar ğği et taşyak FF Btak op Ve dakikil düğüm zaman kel't Kım d k î arca mebhut ka- Ceva Üş, bu sualime ge- p Vermiştim. E€nısma cephane n heykelini hangi Sermaye edecek, Yar eder n fağı aril, ar “dqher?llenmin y duru- ttekr Müsaadeletiyle şu. KIM BUar edelim: y SEYeli, kır Baçlı kadın; "“'1 Üdlü bakraçlı kadmm; N%ı'_ eli kırbaçlı kadın: Bivasta istasyona giden İsmet Paşa cüddesi S O heykeli dike | 2 ç yeiz t astaki silo Si Kim bu omzundaki gülleyle koşan taclı kadın ? Titremeden gece, gündüz dolaşır; Siper ardında evlâdıma cephane taşır; Ona, bilmem ki, ne ad verse bu millet yaraşır? Saban ardında bakır çehreli, kır saçlı kadımn! Küçücük tehlike erse vatanın bir taşma Cephede taş çıkarır erkeğine, kardaşma; Saldırır. “kağnı,, Ile tanga bile tek başma; Kükremiş kaplana binmiş eli kırbaçlı kadın! Can verir yerde yatan oğluna tatlı nefesin; Sızlayan her yaraya sargı olür ince sesin; Sen de bil kendini, ey sevgili, kimsin ve nesin ? İçi kevser gibi ayran dolu bakraçlı kadım! Sen dağurdun gu at Üstündeki aslan yiğidi; Her gören heykelini *Türk anası, işte,, dedi; Gülecektir senin oğlunla bu millet ebedi; Çelik omzundaki gülleyle koşan taclı kadm! Hüseyin RIFAT Hatayda Umumi af Bu günlerde ilân edilmesi bekleniyor Ankatya, 17 (Hususi) — Ha- tayda umumi af bugünlerde ilân edi. lecektir. Yeni statüye göre, Hatay, tam istiklâline sahip bir bütünlük halindedir. Birinci müntehip seçi- lebilmek için okur, yazar olmak şarttır. Sancağın bir reis, bir kabine reisi olacak ve 40 azadan mürekkep bir meclisi bulunacaktır. E'cezirede çarpışmalar Sam, 17 (Hususi) Elcezireden gelen malümata göre partilerin men | supları arasında kanlı çarpışmalar ol muştur. Ölenler vardır. M AM AŞ AD M Avustralya - kabileleri Yılan ve hatta solucan yiyen insanların Yaşayış tarzları, ictimal ve ferdi telâkki. leri bizce tamamile meçhül — kavimler pek çoktur, Çünkü bunlar arasında ne yaşayan. lartmız, bunları ne görenlerimiz, ne de ha yatları hakkında araştırmalar yapanlarımız vardır. Varsa bile pek ender. Hepimiz A. vusturalyanın nerede bulunduğunu harita. dan biliriz. Burasının İngiltere imparator. luğunu teşkil eden Kamanveltlerden birisi. dir, der geçer, orada yaşayanların da bizim gibi medeni adamlar olduğunu sanırız. Ha. kikatte de böyledir. Fakat küçük bir fark. la.. Şehirde yaşayanları bizim gibi — medeni insanlardır. Ama iç taraflarma, — adalarma geçip vahşi kâabileler halinde yaşayanları. nın arasımnda bulunduğunuz zaman hakika. tin hiç de böyle olmadığımnı — görürsünüz ve daha garibi, orada yaşıyanlarm, — dünyaya gelen bir çocuğun cinsi temastan İleri gel. diğini bile bilmediklerini bu ve bu gibi bazı tabil hâdiselerin sebehlerini başka şeylerde aradıklarını görürsünlz. İşte biz, okuyucularımıza, — Avusturalya yerlileri arasmda uzun zaman tetkikat ya. pan bir Alman heyetinin orada çektiği vTe- simleri ve edindikleri malümatı birkaç gün. lük bir yazı e hülüsa edeceğiz. Dünyanm bu kısmımda oturanların cehilde ve hurafe. lere İnanmakta nekadar iİleri — vardıklarını merakla okuyacaksınız; Yerliler nasıl adamlardır ? Avustralya yerlilerinin harici kıyafet leri Afrikalılardan ayrıdır. Bunlar, vü - cutça da küçüktür. Erkeklerin boyu, bir metre altmış santimle bir metre altmış sekiz santime kadardır. Gerçi adaleli . dirler. Fakat, vücutça pek zayıf ve ek. seriyetle kemikleri görünür. Daima yağsız maddeler yediklerinden vücut - larında yağ da pek/lazdır. Bununla bera. raber çok ağır işlere tahammül eden a. lâsiği bir vücuda sahiptirler. Avustral- yanın münbit ve yeyip içecek şeyleri bol olan yerlerinde yaşryan kabileler vücut. ça dolgundurlar. Avustralyalıların cilt. leri kadife gibi yumuşaktır, Renkleri si- yah değil, çikolâta rengidir ve bu renk, kabilelerin yaşadıkları mahallere ve mev kilere göre ya açık yahut koyu çikolâ . tadır. Pek açık renkli Ayustralyalılar vücutlarını koyu renge boyarlar. Bunların saçları da boldur ve hattâ bütün vücutları tüylüdür. Kafa saçları dalgalı ve ekseriyetle omuzlara kadar u- zamıştır. Saç renkleri parlak siyahtır. Bıyık ve sakalları muntazamdır. Kafa . ları uzun ve kavun şeklindedir. Yüzleri | geniş, yanak kemikleri fırlaktır, alınla- rı pek dar, gözleri kuvvetli, kaşları gür, | burunları kısa ve geniştir. Avustralya . lrlar bu çehreleriyle çirkin yüzlü insan- lardır. Cenubi Ayvustralya kabileleri soğuk havalarda vücutlarını bir nevi çamurla boyarlar ve geceleri de üstlerini büyük | yapraklarla örterler. - Avustralyalılar, kan, düşünce, kültür cihetinden de çok geridirler. Bunları iyi tanrıyanlar, kendilerinin herhangi bir şeyi kolayca anladıklarını, düşünmek hassasma malik olduklarını, hatrralarını anlatabildiklerini, cesur ve bir işte sabit olduklarını, sabırlı, bulunduklarımı, ça. buk karar verebildiklerini kendilerinin bizzat hâkimi, gururlu, aile efratlarını sevmek ve kabilelerine merbut bulun - mak gibi faziletlere malik bulundukla. rmı söylerler. Bununla berabher araların da fena ahlâkları da vardır, bunlarda tamahkârlrk, hissizlik, intikamcılık, nan körlük, ademi itimat, yalancılık ,tem - bellik ve pislik gibi kusurlar göze çar . yer v Avustralyalıları bozdu Avustralyanın, Avrupalılar tarafın - dan keşif ve istilâsından sonra yerli halk daima, geri kalmıştır. Çünkü bura . larını ellerine alan Âvrupalılar, bunları merhametsizce idare etmişler ve bu za- Avrupalılar vallıları, tanrmadıkları bir çok ta Avrüpa hastalıklariyle zehirlemişlerdir . Yüzer kişilik kabileler - Avustralyalılar memleketlerinde kü. | çük küçük gruplara ayrılmış âdea birer P A garip âdetleri Şarki Avustralya kabilelerinin “Bora” âyinleri... Kabileye kabul edilecek delikanlılar yerlerde çizilen çizgiler 'üzerinde götürülüyorlar koyun sürüsü gibi yaşarlar ve memle - keti dolaşırlar, Ekseriyetle de yüzer ki. şilik kabilelere ayrılırlar. Her sürü müstakildir. Kendi işlerini kendileri ya- parlar ve bunları kabilenin en ihtiyari yahut ihtiyarları idare ederler. Bu ihti. yarlar kurnaz, becerikli ve cesur adam- lardır. Bunların gençler üzerinde büyük bir nüfuzları vardır. Ve bunların sil_-ıirbaz ol duklarına inanırlar. Rçislcrin işi, kabi. le efradının kabile âdetlerine riayef göstermelerine nezarettir. Kabile fert- lerini biribirine bağlıyan kuvvet, lisan. ları, ıstılâhları, âdetleri, arzuları, biri - bileriyle akrabalıklarıdır. Avustralyalılar, böyle kabileler halin . de yaşamalarının bir sebebi memleketin münbit olmaması ve çok insana — gıda vermemesidir. Avustralyalılar solucanlara yva«- rıncaya kadar ne bulurlarsa yerler Avustralyalılar yemek meselesinde müşkülpesent değildirler. Dolaştıkları yerlerde ellerine geçeni yerler, En çok yedikleri hayvanlar gergedan, Opossom, yedikleri hayvanlar gergedan, Opossoöm, Emve, yılan ve balıktır. Kabile kadın - larr da yemek için nebat kökleriyle, meyvalar, mantarlar ve karınca, sul . can, çekirge, küçük kurt gib şeyleri elle. riyle toplarlar. Vahşi hayvan izlerini pek mahirane takip ederler ve bunları yanlarına so. kulup eğri brçaklarını atarak avlarlar. 'Topladıkları küliçüik hayvanlarla, kök: leri, turpları, soğanları, çiğ yerler. Di. ğerlerini sıcak külde, taşta, yahut fırın gibi oyularak ateşle ısıtılan deliklerde kızartırlar. ÂAteşi, ilk zamanlardaki gibi odunları biribirlerine sürterek yakarlar. Yamyamlığın sebebi Yamyamlar Avustralyada evvelce mevcuttu, Şimdi kalmamıştır. Avustral- yada şimdi tektük rastlanarı yamyamlı. ğın sebebini yerliler, düşmanının Kal. bini, böbreklerini yiyerek onun cesaret ve kuvvetine sahip olmakta göstermek- tedirler. j Buna bazan da açlık sebep olmuştur. Avustralyalılar çok eskiden yalnız öl . dürdükleri insanların etini değil, ölen akrabalarını bile yerlerdi. iğreti evler Avustralyalıların evleri, daima göç halinde bulutduklarından eğretidir. Bunlar umumiyetle dana derilerin . den yapılmış çadırdan ibarettir. Şimdi Avustralyada ve merkezde kulübelere de tesadüf edilmektedir. Giyiniş ve süsleri Avusturya yerlileri, hemen hemen elbise kullanmazlar. Mevcutları da bir süsten başka bir şey değildir. Erkekleri havanın en fena olduğu yerlerde sığır derisinden yapılmış bir kemer taşırlar; en soğuk zamanlarda yine deriden kısa bir örtü yahut hasırla örtünürler. Ka - dınlar da böyle giyinirler. Yalnız bun « lar çocuklarını yanlarında taşımak için sığır derisinden bir sırt zembili de bu .“ lundururlar. Bazı kabilelerde erkek ve kadın tamamiyle çıplaktırlar. Bununla beraber bayramlarda, danslarında vü « cutlarını mümkün mertebe kaparlar. Avustralyalıların süsleri ekseriyetle insan saçlarndan örülmüş iplerden, | kürk parçalarından ibarettir Bunları boyunlarında yahut kollarında taşırlar. Bazı yerlerde de küçük hayvanların kuyruklarından, midye kabuklarından, hayvan dişlerinden, yengeç kabukların. dan ve emsali şeylerden süsler tercih e. Vücudu süslemek için siyah, beyaz ve kırmızı boyalar da kullanılır. Vücutla « rını bu boyalarla çeşit çeşit şekillerde boyarlar. Bunlardan başka kadınlar, er. kekler vücutlramı yakarak kabartma süsler de yaparlar. Bu kabartmalar bı , çakla kesilerek taşlarla kazınarak ta ya- pılır ve bunlar kısmen sahibinin mevki . ini gösterir. Bazan da kaç yaşında oldu. ğunu işaret eder. Matem eseri - olarak yapıldığı da vakidir . İ MMM