, " B 'K 1 ; 'îrîe—__ zaaz n z XJ Mevsiminde tavsiyeler X——— Orkmazsanız - * boğulmazsınız! dr Çok felâketler korku yüzün- *R olur, boğulmanın başlıca "ok def; 4 Suyun vi ha dürü, © Yüzünde Sabi, SA alsm boğı 'erce alar az kı uuyvr da kayığı rıhtımdan O k ara getiye Şekilirken muva, "q_k Aybeltim ve dört » “ Süya diüştüm, k hıI:n[yordum fmi h S Metre de. Fakat her na. ?umum bildim, Neredey. itaatsizliğim a. Cahim ai © #Mpiyonu oldum. 17 di numpl 'a ; kazataın t yüzme " şampi. ; €kserisi, neşe X Yüzer, Az yo. & h kalmak uzakta * bakar: Sahil tti Onü p D! Börünmek. ü :"'""_Dc nokta. FU Yüzücü kılavuzu da korkudur ! Yazan ; Mis Ethelda Blelbrey vaziyeti büsbütün — kötüleğir. Bir mü. | cadele ve çabalamadır. başlar, Netes | almak gittikçe zorlaşır, Oksijensizlik | adaleleri yorar. | Eğer bu kertedeyken yüzücü sadece | sırt Üstü dönüp suda sabih kalsa ve ' kendine, demirli bir şeye doğru yahut * karaya nerede olursa olsun çıkrunk düşüncesile . sahile doğru —istikamet vorebilsa her sap Ahenlir ve endişe * n hiçbir sebep kalmaz. Yeter ki yüzücü aklından korkuyu defetsin ve başka şeyler düşünsün. Yüzücünün ımdad işareti vermek i. çin ellerini basının Üstüne kaldırması tehlikelidir. Çünkli dibe batmak için €en çabuk yol kolları başın Üstüne kaldırmaktır. Bu hareketle birlikte | İ | İnsanı yarı felce uğratan torku d1 ). du mu, ecel şarabını. yuttuğumuzun resmidir. ğ Boğulmanın çok sık tesadüf -dilern sebeplerinden biri de şudur: Gezmeye çıkan halk, birkaç kadeh içer ve saatlerce güneşte yatar. Böy. lece zaten anormal bir haldedirler ve soğuk Şuya daldılar mı, cümlei asabi. ye allakbulalk olur, Böyleleri boğulur. ken sahilden anlamak da güçtür; çün kü mutad çabalamayı yapmadan dibi boylarlar. Bir kadeh suda boğulmak imkânı olduğunu hatırınızda tutun. Meselâ küçücük bir damla su nefes borusunu tıkıyabilir. Nefes borusu tıkandı mı, bayılma ve boğulma başgösterir. Bu hal bütün yüzücülerin başına birçok defalar gelir. Tecrübeli yüzücüler ne. fes borusunu açmak için şiddetli ve sert birkaç öksürüğün hemen imdada yetişeceğini pek iyi bilirler, İnsan su içerken de bazan boğulur gibi olur da öksürmez mi, ışte bu da aynidir, Suyun altında yüzerken yahut baş dalmiışken öksürmek mümkündür, Ye. rışlarda bu ekseriya olur, gerçi çok rahatsız edici bir şeydir, fakat tehlike, li değildir. Demek ki suda boğulmak için hiçbir sebep yoklur, Basit birtakım tedbirler herbangi bir zamanda sizi büyük bir emniyetle suyun yüzünde tutar, Yeter ki yüreğimizde korku olmasın. | tareke yapıtdı. Fr.CAFER TAYYAR c y n ** HABER — Akşam postasr — ” a NÜ | 523 sene evvel Nı“n Kili kalesi — Dokuz gün bombardımandan teslim oldu ikinci Beyazıd, kardeyi Cemi müağlüp ve firara mecbur ettikten sonra, barici meae. delerle meşgül olmağa başladı Venedik cumburiyeti ile yaptığı bir sulb) mushedesi cümhüriyeti on bin Gukalık ver, giden kurtarmış oldu. Bu işlerle beraber, uzun müddettir devam eden Macar harplerine ne nihayet voerilmisti.| Macar kralı Korinos ile beş senelik bir mü. Buğdanlılar, Macarlarla ittifak ederek har- be iİştirak etmişlerdi. Mütareke — yapılırken, Kendilerine de Bulh Leklif e4ilmişti. — Fakat Buğdaniar, dahil olmayarak yalaır başla,| rına Kalmayı muvafık buldular. Dalnct Beyatıd! —Bu bir fırsattır.. Buğdanlılara ders ver. mek gerek. diyerek aefer — hazırlıklarına| başladı Harbe kara ve denizden iştirak ediliyordu. Ordu İstanbuldan hareket —ederek — Edirne,| Tsakçı yolu İle Ki Üzerine yürüdü. Donan mada muhassra- toplârı, cepkane Ve diğe”| askert leyazım ile Kâaradenizden Tuza neh,| riğe girdi. Kilikalesi karadan ordu, denizden donan. ma İle muhasara edilmişti. Kaleye hiçbir yerden imdat — gelemezdi. İçerde bulunanlar da kendilerini kurtaracak bir şekilde müdafanlarını yapamazlardı, Böy)| le olduğu balde tesitm olmak — istemiyorlar,| rücadeleye hazır bulunduklarını bildiriyure| lardı. Bu esnâda Akkirman Kkalesi de muhasara | edilmilş buhmuyordu. Düşmana yapıları tek, Hfin reddedilmesi üzerine derhal bambardı. mana başlaadı. Türk ordusuna — Kirim haül Mengül Giray da eli bin süvari ile yardıma gelmişti. Kili kalesi tam doğuz gün muhasara edil-| miş Bir halde bombardıman edildikten ıourı' 1484 yılında teslim bayrağını çekti. 'Teslim olmamakta Jarar edenler, — evleri barkları mahvolmuş ve çoğu yaralı bir halde tafler. Türk ordusu bütün dişman yaralıla, rınt toplayarak tedaviye başladı. Kule teslim olduktan sonra göyle bir ri. yayet dolaşıyordu. Türk ordusunun — teslim toklifinin kabul edilmemesi balkı büyük bir. geee ÜŞÜ Dstüy GE VN KÜĞ ĞKAÜĞAİ v a| giderek: — Benim kocam harpte öleti. İkt senadir| dulum, Madem ki - sizden üstün bir kuvvet| teslim öolmanızı istiyor, niçin tesiim olmue| yorsunuz da bu kadar İnsan Söldürtüyorsu, nuz. Günah değil mi. demiş, Fevkalâde gü zet olan bu kadına kumandan gu cevabi ver-. miğ: — Eğer senin kocun barple öldü ise va, zifeslal yaptı. Size gelince dul kaldığınıza hiç Üzülmeyiniz. Sizinle derhal evlenmeğe talibim.. Genç kadın kumandanın hu teklifini kabul etnilş ve bombardımaz devam ettiği müddet. ge yanmda kulunmuş.. Muhasaranım sekizin. «i günü kurmandanı kalede kanlar içinde ye re Berili bulmuşlar.. Genç ve Küzel dul ka. dt da © günden sonra gören olmamış. E-| Ber kumandan ölmemiş olanydı mukayemet dahi devam edecek ve birçök kan akacak, müğe. ... Akkirmaz muhasarası dahâ çetin oldu. Ancak 16 gün süren muhasaradan sonra alı. nabidi. Bü suret'e ikinci Beyazıd. sulha taraftar olmayan ve milstakli yaşamak istiyen Buğ-. dant tamamile ele geçirmişti. Birinci sını! Operatör Te Umumi cerrahi ve sinir, dimağ cerrahisi mütehassısı Paris Tıp Fakültesi S. Asistan: Erkek kadın ameliyatları, dimağ estetik - “Yüz. meme, karın bu: ruşuklukları,, Nisaiye ve doğum mütehassısı Muayene: Sabahları 8 den 108 kadar ME GGANEN öğleden sonra Ücretlidir Beyoğlu, Parmakkapı, Rumeli Han a No 1 Telefon: 44086 Tonton amca- nın daktilesu insanlar Bay Feyzi, evinin kapısmı açar açmaz, bermutat seslendi: — Huhu! Fakat ayni "huhul,, cevabının gelmeyişine hayret etti. Herhalde Melâhat işitmemiş olsa gerek” diye | düşünerek tekrarladı: — Huhu! Lâkin evin içinde seş sada yok- tu. Bay Feyzinin içine hafif bir ga- riplik çöktü. Paltosiyle şapkasını Portmantoya astı ve dosdoğru, karı: sının oturduğu yemek odasına köş- tu. Ekseriya, Melâhat, el işi yaparak onu orada beklerdi. Sofrayı daima kurulmuş — bulurdu. Ve karşılıklı, çifte “huhu" ları söyledikten sonra sofraya otururlardı. Güle konuşa, | biribirlerine günün havadislerini ve- rirlerdi. Delikanlı heyecan içinde: “— Acaba nereye gitti?” diye düşünüyordu. Yatak odasına doğru yürüdü. Mutfakta aradı. karısı hiç bir yerde yoktu. “Belki bir şey unutmuştur. da bakkala gitmiştir.,, diye düşündü. Soyundu. Terliklerini — giydi. Tekrar yemek odasma döndü. Sofra kurulmamıştı ve mutfaktan hiç bir yemek kokusu — gelmiyordu. Bay Feyzi hayret ediyordu. Çünkü böyle bir lğîşdiıe. hayatında ilk defa ola- rak başına geliyordu. Saat sekizi vurdu., Melâhattan t sekizi vurdu. gene eser yok. Yarım saat daha geçti. Artık de- likanlı dayanamıyarak, aşağıya, yu- karıya koştu. — Karımı gördünüz mü? Acaba benim için bir haber bıraktı mı? — Hayır bayım.. Saat üçe doğru bayan Melâhatin çıktığını gördüm. İşte o kadar... Hâlâ dönmedi mi? — Dönmüş oysaydı telâşla ge- lip sizden sorar mıydım? Belki tram vayların elektriği kesilmiştir... Böyle bir şey oldu mu acaba? Bu sözleri söyledikten sonra, Feyzi gene dairesine çıktı. Bacakla- rı hafif hafif titriyordu. Dakikalar geçiyor, delikanlının içine çöken acı artıyordu: Ya karısı- nın başına bir kaza geldiyse?.. Gün- de böyle bin bir çeşit vaka olmuyor- mu? İnsan rahat rahat evindeotu- rurken, sevdiğini beklerken bir den- bire o acı hâdiseyle karşılaşıyor. Yerinden — kalktı. Pencereye koştu. Sokağı süzdü. Gözlerinde ya- vaş yavaş yaşlar akmağa başladı. Ha yalinde Melâhati bir otomobilin ya- hut devrilmiş bir tramvayın altında görüyordu. Hayatında bu kadar de. rin bir acı duymamıştı. Bütün aşkmı, bütün mesut günlerinin zevki, göz- lerinin önünden özlenen bir levha gi. bi canlanıyordu. Melâhat bir kazaya kurban - git- tiyse hayatı ne olacaktı? Önsuz ya- şıyabilecek miydi? Herhalde müthiş surette ıstırap çekecekti. Ün sene- denberi, birlikte, biribirlerini — kır- madan ve çok sevişerek yaşamışlar- dı. Filhakika, ölenin arkasından ö- lünmezdi. Her nedense hayat insan lar için pek kıymetli! O da umumi kaideye itaat edecek, herkesler gibi, sevgilisinin arkasından yaşryacaktı. Kendi kendine söylendi: “— Ne yapalım? Katlanmağa mecbur olurum. Güç olacak. Çok güç olacak. - Fakat zamanla alışı- rım. Yalnızlığımı hissetmemek için her akşam yemeğini dışarıda lokan- tada yerim., ! ! | | zı bekâr arkadaşları vardı. Pek mi bedbahttılar sanki? Bir erkek nasıl olsa vakit geçirir. Kehveye gider. Arkadaşlarına rastlar. Sinemaya gi- der. Geçici münasebetler tesis eder.. Feyzi, gayri ihtiyari geçmiş ha- yatını tahlile koyuldu. Saadet diye telâkki ettiği şeyler sanki neydi? Hiç! İki kişi oldukları için hayatları- nt sıkmağa mecbur olmuşlardı. Hür: riyeti? Hele hürriyeti?... Hiç bir za- man bir yere çıkamaz, bir şey yapa- maz olmuştu. Delikanlının göz yaşları artık akmıyordu. O, müstakbel dulluk hayatını kuruyordu. Eh, caam! Bu felâke pek o kadar da müthiş bir şey değildi. Birkaç gün üzülecekti. İşte... Cesedi tanımağa gittiği gün... | Cenaze merasiminde falan... Saat tam dokuza gelmişti. Delikanlı, yatak odasına - gidip dolabını açtı. Elbiselerini muayene ediyordu. Bir tane koyurenk - seç. mek lâzımdı. Tam o sıradasokak ka- pısi açıldı. Feyzi, ürperdi. Hemen sofaya çıktı. Melâhatin sesi: — Ah şekerim! Kimbilir beni nasıl merak ettin. Senin üzüntünü düşünerek harap oldum. Yolda bir kaza oldu. Tramvaylar dürdu. İki sattenberi Arnavutköyünde - bekle: yip duruyorduk. Neyse yarın gazete. ler pazar. Okursun. Fakat?.. Nen var?... Ne oldu?... Beni öpmüyorsun bile.... Garip bir duruşun var! Feyzi, büyük bir nevmiyde düş: tüğünü belli eden hazin sesiyle: — Şey... Şey... . dedi. . Sevinç: ten olacak... Saşırdım... Nakleden: Holanda yüzme şampiyonu Holanda yüzme şampiyonu on yedi yaşındaki Jenni Kammersgaard 44 mil genişliğindeki büyük Belt gö. lünü karşıdan karşıya geçmek - için tam yirmi dört saat suda kalmış ve sudan 43 mil yüzdükten sonra çıka- rılmıştır. Genç yüzüsü Manş denizini kar- ıı:ı"n karşıyageçmiye hazırlanmak- tadır. SEZEN TERZiİHANESİi Sahibi: Thsan Yavuz Sezen Şik giyinenlerin terzisidir En caz'p modeller, mevsimlik metin ve gşık kumaşlar. İstanbul Yeni Postahane karşısında SAFO A. Dode - H. Rifat — Sayfiyede okunacak da' bir roman ——— — VAKIT Kitabevi , 100 kurus