Yazan: Naciye İzzet Her baklkı abiası Hudiyö'ye alttir. n Erkeğin çehresi âni bir ıstı- | rapla karardı. Başka çocuklar gi- bi yaşayan bir anne istiyen yavrusu- na gösterebilecek tek bir resmi var- dı... Oğluna böyle anormal bir vazi- yet ihdas eden baba için bu çok acı K kuna rağmen Lem'i edebilecek bir söz uzakta Dikmen... ir memlekete gittiği ni z: hâdiseninsöylememiş miydim!.. 'A> Şöyle köelecek. Yakında... Gele- Harr”dik bizimle beraber kalacak... #gitmiyecek. Üçümüz birlikte öy. «& güzel öyle rahat yaşayacağız ki Dikmen!... - Küçük çok uysal bir tavurla tek- rar etti: — Yine gelecek. — Evet gelecek Dikmen... O za- man senin de öteki arkadaşların gibi bir annen olacak. Konuşacak; elleri- ni kollarını oynatacak. Küçük çocu- ğüunu kucaklıyacak. Lem'i mutadı hilâfında olarak lüzumsuz kelimeler söyleyerek konu şuyordu. Söylediği şeylera kendisi de inanmaya cesaret edemiyerek söy lüyordu. Fakat karşısmdaki çöcuk yüzünün bulutlandığını görür gibi olmuştu ve gayri ihtiyari olarak ya- ralıyıcı, harap edici sözlerin bu mini mini ağızdan çıkacağından korku: yordu. Gittikçe onu endişeye düşüren çocuğun sükütünü bozmak için ilâve etti: — Annen gelinceye kadar her gün-onun yanıma bir demet menek- şe getireceksin...4 Eğer böyle yapar- san anneni kucaklamış, öpmüş gibi olacaksın. Onu daha iyi tanryacak- am. Dikmen babasına doğru döndü. Birdenbire kararmı vermiş gibi bir tavurla başımnı kaldırdı: — Çiçek mi koyayım? - Oh bu çok güzel!.. Onu sevindirecek! Ama bu . kü çük parmağıyla potreyi — gösterer rek - Sahici anne değil ki!.. Hayır değil!... Bu kâğıddan anne... Resim- den yapılmış... Hani ya kitaplarda resimler görüyorum ya... İşte tıpkı onlar gibi! Sesinde öyle bir nevi istihfaf var- dı ki babaya şiddetli bir tokat yemiş tesiri yaptı. Dikmen sözlerinin - doğurduğu ıstırabı görmedi bile. Kendi yaşım” daki çocukların çabucak değişen his lerine tabi olarak akojo karyolanın önüne serili olan beyaz büyük ayı postu üzerinde dört ayak yürüyerek oynamağa koyuldu. Lem'i orada, ayakta yere mıhlan mış gibi bir halde kala kalmıştı. Göz leri kaygısız bebekten, gülümsemek. te devam eden büyük muşamba Ü- zerindeki porttreye gidiyordu. "Kâ- Zıttan bir anne..,, İşte oğluna takdim edebildiği ye gâne bir şey... Genç adamın kalbi tekrar en ıstıraplı darbeyi yemişti.. Ve bunu yine kendi çocuğunun ma- sum ellerinden yemişti. Bütün buna rağmen fikrinde sabitti. Çocuğunun her gün annesi- nin kâğıd üzerindeki hayalini gördü. ğünü ve selâmladığını istiyordu. Küçük Dikmenciği bunu se- vinçle yapıyordu. Çiçekleri bahçe- den kendi elleriyle topluyordu. Fa- kat şu sözleri söylemediği hiç bir de- fa olmadı: -» Bu kâğıt anne. cisi yok. O başka yerlere gitti. — Amna yine gelecek. — Gelecek... Ama a çok... Çok uzakta! — Artık bizimle beraber otura: cak değil mi Dikmen? Sahi- S E Kanser kurbanı: — Evet.. Benimle beraber otu- racak. : — Peki ya baba? Ben de beraber oturmayacak mıyım Dikmen? Bu- nu düşünmüyor musun ? — Düşünüyorum ya... Lem'i ile çocuk arasında gittikçe fazlalaşan bir sevgi doğuyordu. Dikmen hep kendisiyle oynayan bu kocaman arkadaşı her gün ziya- ret ediyordu. Çocuk şimdi artık on- dan korkmuyor, hattâ onu görmek Hutlada Hi tü Mi N a çerrkyodi du. Daha uzaktan genç adamı görür görmez hemen ona doğru koşarak boynuna atılıyor, beni öpr.. Baba di- yordu. Bu masum çocuk sevgisinden heyecana düşen genç adam çocuğu- nu kucaklıyor öpüyordu. Birgün Dikmen yanağını ikinci defa olarak babasıma uzattı: — Bir defa daha beni öp... Iki de fa olsun! — Bir kere daha mı? Neye çocu. ğum? — Beni bir kere daha öp. — Peki çocuğum.. Ama niçin? — Annem için. — Nasıl! Annen için mi? Neclânın ismi geçince genç ada- mın bütün duyğuları tetikte oluyor- du. Çocuk küçük parmağını Neclâ. nın potresine doğru kaldırarak anlat. tı: « — Annem için de beni öp... O- nu hiç öpmüyoruz! — Ama Dikmen sen onun kâ- ğid anne olduğunu söylüyordun! — Söylüyordum... Ama... Çocuk tereddüt etti. Sonra esra- | rengiz bir tavur takmarak şu şayan hayret şeyi söyledi: — Ben sahihci anneyi gece gö rüyorum... Uyurken... Baba şaşırmıştı: — ÖOnu rüyanda mı.. Anneni tü- | yanda mı görüyorsun Dikmen? Dikmen söylemek istediği daha iyi anlatamıyarak kati bir ve ile; Ş şiy- — Onu görüyorum işte! dedi. Be- | ni bir kere daha öp baba.. Ona ve- receğim. l İ Çok heyecana düşen Lemi çocür ğunu iki defa, üç defa, beş defa öp- tü. O dakika artık başka bir şey go- ramadı: Fakat öğle vakti tekrar sabahki konuşmaya dönerek hemen hemen mahcup gibi bir tavırla çocuğa sor- du: — AÂnneni sahiciden rüyanda gö- rüyor musun Dikmen? Görüyorum ya.. Küçük daha fazla anlatmak iste- miyor gibi görünüyordu. Fakat arar dan birkaç dakika geçtikten sonra sanki büyük bir sır tevdi ediyormuş gibi tereddütle, yavaş bir sesle ilâve etti: — Onu sen de görüyorsun beba! — Hayır yavrum, ben görmiyo- yorüm, — _Görüyorıun!,. Görüyarsun . B_cn biliyorum.. Sen onunla beraber- din.. Ben de sizin yanmızda idim. — Ne söyliyorsun Dikmen? (Devamı var) g 0 D1 e nadktekdlllii Yeni nelrlzıt Yeni Adam Bu mübim fikir gâzetesinin 18? nci sayısı B âldık. İçihde İsmall Hakkının Deniz ve tn man, Dört tipte alâka makadeleri, İnanmak piyesi ve Hayatım teftikası var. Ayrıca Hü #eyia Avni Sermaye ve Derebeylik, Dr, İzzet finin akıl hastalıklarr sosyal baktındağı,, Det #im meseleri yazıları, İlya Elhrenburg Albort Hinsteln'dan fercümeler, ç ve dış sosyete, kültür tetkiklert haftanın düşürceleri hillâ salar kısa tetkikler, Niyazi Retmazinin bir evin Içi adlı hikâyosi, Fikrot Munllânın re simleri var, Bu Bgüzel kültür gazetesinla bu aüshasınt görünüz - Istanbul konuşuyor (Baş tarafı $ üncüde) müze çıkan işçi kılıklı bir adamla ko - nuştum. — Hepsi iyi, hoş, köyümüzden çok memnunuz amma, illevelâkin bu ha. mamsızlık, hayatrmıza yetti doğrusu, diyordu. Birkaç saniye sustu, sonra devam et- d — Yıkanmak için, çoluk çocuk hepi . miz tâ Samatya hamamına gidiyoruz. Bu olur şey midir? Köyümüzde ha - mam var amfna, sahipleri arasında ihti. 1âf çıkmış diye kapalı duruyor. Bence belediye bunun bir çaresine bakmah - dır. Bunları söyledi ve yürüdü gitti. Bulunduğumuz dar sokakta biz de ilerledik Geniş caddeye çıktık . Burada, kolkola girmiş çiftler, grup grup genç kızlar dolaşıyorlardı. — Oh maşallah, köyün piyasa mahal. li galiba burası, dedim! Ya zdaki — Bakırköylü güldü — Daha bir şey değil, dedi.. Hele bi: saat sonta geliniz de, kalabalığı © za - man görürsünüz siz!., Bunları söyleditten sonra, dostu . muz acele işi olduğundan bahsederek bize veda edip &yrıldı. ddede ndaki ya arkadaş Geniş c Yolun sağ gesine (i nâzarı celbetti. sokulup kendimi tanıttım.. irtar daha kaldırımırın göl dikkatimi Yanıma Gazeteci olduğumu duyar duymaz birden bire yerinden fırladı: — Ne dedi, dert mi, ne arar bizde öyle gey bayım! Ancak, buralarda düş- man çizmeleri altında çiğnendiği gün . lerde dertli İdik bizt, Şimdi karnımız tok, yüreğimiz rahat, gece gündi'» Ata türke, devlete, Cumhuriyete dua et . mekten başka düşüncemiz yok... Artık bir günümüz, bin güne bedel oldu biz- lerin.... İhtiyar şon sekiz yaşında bir deli . kanlı gibi coşmuştu.. Yanımdan uzak - j laşırken, arkamdan: Yaz, Söylediklerimi diye bağırıyordu. Sokağın köşesindeki bir sütçü dük . kânından, bu zatın kim loduğunu sor « dum: — Bay Osman Nuri, mütekait mali. ye memurlarından, dediler.. HABERCİ aynen yaz, Yarına: Bakır köylüler nasıl eğlenirler ? İÇERİDE: * Dir müddettenberi mecunen —memleke timizde bulunan Roma büyük elçimiz Hüse yin Ragıp Loyd Triyestinotun Posta vapuri le bugün mahalli memuriyetine dönecektir. Rama elçimiz dün Cumhurretsimize arzı t zimaet etmiştir . * Merginde şoför Kemale ait bir yolcu kamyonu Ermenaka giderken — Gökbelden civarında yuvarlanmış, yolculardan beği ö müş, on dokuz kişi de yaralanmıştır. Şaför muevini Ahmetle Ermenak tacirlerinden 1ki Si de Güler arasındadır. | * Ntesülâyin ve civarmmdaki aşiretlerin ba | zılarında veba vakaları görülmesi — üzerint bududun o kısmı kapatılmıştı. Alman sthiil tedbirler zayosinda hastalığın tamamen ÖNÜ ne geçilmiş olduğundan konulan aht tekay yüdatın kaldırılmast ve hududun © tekrar açılması kararlaştırılmıştır. . 4 Tatanbul memuisları halkevlerine giderek tetkikat yapmaktadırlar, * Banayi birliğinin kuruluyunun onuncu yıtddalim münasebetile yakında büyük me rastm yapılacaktır. * İktimat vekâloti deniz müsteşarı Badul ah Güney dün de Deniz ticaret mektebinde tetkikler yaptıktan senra Ankaraya dönmüş tür. * İliemaktep müğllimlerinin medekt bilgi lerini arttırmak Üzere altı kura açılmakta dır. # Dahiliye vekâleti meaken buhranı ve arEA spaktilAsyonunun önüna geçmek — için mühim bir kanun projesi kazırlamaktadır. san Tüomas de Ja Rue girketi yeni | lacak kAğıt para'ar hakkında er0e bulunmuştur. — Murahhsalar k 'a giderek müzakere lere devam edeceklerdir. ilerledik. | emle atıp oturmuş bir adam | amımtı | Maslak yolunda Bir motosikletçi parçalandı Zavallı derhal öldü Maslak yolunda dün akşam yine bir facia oldu, bir sporcu öldü. Azapkapıda, İskender caddesinde 2 numaralı evde oturan Jak, Taksim. de sahibi bulunduğu birkaç motosik- leti kiraya vermekte ve bu suretle hayatımı kazanmaktadır. Jak yirmi altı yaşındadır ve tanın. mış bir sporcudur. Kirkor isminde birisi evvelki gün Jaka müracant ede. rek 197 numaralı Mmotosikletini sat. mak istemiş, Jak da motöre binerek tır. Dün akşam ot yed'de Jak yine bu motöre binmiş, Son tecrübeyi yan. mak üzere Maslak yoluna çıkmıştır. Motosiklet Ayazağaya yakm bir yor> de yirajı dönerken soldaki bir ağ çarpmış, parçalanmış, Ja dağdımış, bacakları kırılm hendeğe yuvarlanarak derhal tür. | Radyolar yüzde 25 | ucezlüyor . Yeni radye kanunu Mucibince 1 A ğustostan itibaren gümrük reşmi betaber tahakkuk ettirilen yüzde 25 sim kaldırılacak, binatnaleyh bu tarih- ten sonra radyolar yüzde 25 ucuzlam:ş olacaktır. Bir tavzih 9 Mart 1937 Tikli sayımızın on B Sayfasında “Gül. hâane parkinın x: | iz — kadım.. başlığiyle yukarki resmi neşir ve bu hayanın her sabah | parka gelip akşı - ma kadar baldeğmı yazısara, gindi kaydetmiş . orada mezın, aley- hind olmamak'a betaber, — bayanı mütecesir ettiğini A Üzülerek öğrendik. Yeni aldığımız malümata istinaden burada derhal tasrih edelim ki mevzi bahis bayan hususi vaziyetleri dolay Maslak yolunda bir tecrliba yapmış- | 25 HAZİRAN — 193 1 milyarlık demir. madeni! 35 sene işletilmeğe? müsait zenginlikte Şarkta Çetinkaya tivarında buluna” | Dem'rdağı, İraktan dönerken — İktisi Vekilimiz Celâl Bayar tetkik edecekt'" Madenin işlet. için hazırlık yap * li emir almıçştır. irdağ madeni yüzde 68 cevi si ve kükürdü dünyıi lerden azdır. — Bu itiba''l bette kolayı Bu ay3r* İsveçte, diğeri Uralda olmak Ü* ji maden vardır. istihsali o r da zere dük Bu bakımdan De: zengin demir cevherini ih dünyanın ef va etmektü dir. Yapılan ilk tahminler Demirdağın 18 ilyon ton saf demiri ihtiva ettiğini '© sene mütemadi İşl bugünkü şerait içinde hariçtefi iği demire senede 22 milyon lir8 vermektedir. Bu bakımdan görülen demirin kıy * meti 1,000,000.000 Türk lirasıdır. Demirdağ şimendifer yoluna ancak bir kilometre mesafededir. Buraya hâs vat hat yapıla Hırsızlık yapan bekçiler Muşta vibayet yakalandılar Muğ çarşısını muhafazaya memur rden Bahri, Fahreddin, Hasan, hirsızlık suçuyla yakalanmış. lardır, Bu dört bekçi üç senedenberi çarşıdaki dükkânları soymuşlardır. Hırsızlar gird kleri dükkânlardaf çay, şeker, kahve ve buna benzer e$ a çalıyorlar, paraya dokunmuyorlar- dı. Paraya ihtiyaçları olduğu zaman yüz Uralık bir desteden ancak bir ikİ lira çalıyorlardı. Hire:z bekçiler bir dükkânın kapisi. ni açık birakmaları Üzerine yakalarn- aiglseder Yemen Veliahtı ağustosta geliyor Yemen veliahdinin memleketimizi ziyaret edeceği alâkadar makamlara resmen bildirilmiştir. Bu ziyaretin a « Kustos ayı içinde olması muhtemel: Yüz torunlu bir adam Buenes Aires, 24 (A.A.) — Gazete- ktır. le kederli, betbaht bir valde, hürmete şayan bir aile mensubudur. Kendisinden özür dileriz. * Vapurculuk şirketi ile Denlayolları tda resi arasında şirketten idareya — satddan va purların müterakim sigorta bede'lerinin öden mesi meselosinden dolayı İBtilAf çıkmıştır.. & Sirketi le Florya arasında — elektrikli tren işletme tasavvuru vardır. | * Gümrük vekâleti tarife şubasi müdü.ü | Babahaddin tetkikler yapmak Üzere bugün | Amerikaya haraket edecektir. - Yakında ç kişilik bir heyet de Avrupaya Kideceklir. l 4 Bir temmüuzdan itibaren Meşepalamutu | İbracatı kontrol #ltına alınacaktır. * Eylülde cak olan Belânik mergistne | Iştrakimiz takarrür etmiştir - * Ankara vilâyetindiki Sincan köyü yıkı CUMA HAZİIRAN — 1037 Hicrt: 1368 — Reblülkkır: 18 Ahlırt ruzü yelda GEÇEN SENE BUCÜN NE OLDÜT Fitirtinden sonra Romrnya ve Lehistanda da Yahudle düşmazlığı başladı , ler Teofilo isminde 124 yaşında bir ihtiyarın nü hâber veriyorlare İhtiyarın yüzden fazla torunu vardı. lacak ve bir nümüne köyü balinde yeniden inşa edilecektir . #4 Kabataj hakkının Türk vapurlarına 16 tikal ettiği 1 temmuz günli yapılacak teza hüratıri programı hazırlanmıştır. DIŞARIDA: W Alman — Fransız dostluk cemiyetinin tertip eltiği kongre Pariste — toplanmış ve Fransızlar Almanlarla anlaşmak istediklerini tebarllz ettirmişlerdir. * Belçikada vatana hiyanet eden mahküm ların alfı dolayısle çıkan hâdiselerden şonra eski muharipler krala bir istida vererek hü kümetin latifasını ve meclisin derhal fexhinl iatemişlerdir. . * Port Of Spain'deki çeker — fabrikaları KTevi dülayisile Vüku bulan çarpışmada 16 greveci ölmüş. 44 kişi yaralanmıştır. Zırhlılar kaâreaya âakor çıkarmıştır. * Arjantinde Ihi Şölcu treni yüzlerce yolcu ölmüştür. * Iindistanda, asilerle yapılan bir çarpış mada Tagilirler ? ÖlÜ va 36 yazalı bırakmaş lardır. * Bulgar veliahdinin doğmasi münasebeti le yapılan afdan 8000 mnhküm İstitade et miştir . * Fransada siyasi gerginliğin zail olduğli görülmektedir. Yeni kabine iyi bir — şekilde karşılanmıştır. # Lehistanın millt kahramanı mareçal Pif südskinin cesedinin neakli meaejesinden dalâ yı Lehistan hükümetile başpeskopon arasındt gıkan Ihtilâf elân halledilmemiştir. # Romangya krak bugün Varşovaya haret kot edecektir. 4 İngiliz hartetye nazırı Kdenin yakında Japon başvekili Yoşlda ile görüşeceği habef verilmektedir. * 1086 senesi sonunda Yunanlstan ahaliti nin 6,973,000 e baliğ olduğu bildirilmaktedir- çarpışmış.