e gee L GOKĞ L S PZ saieL L SO Ai bi ği .v Ağu gBpanayaomnmou BAyYE' GA ğığğ—— z SRO0O İoylusık l liRlmA nTi Ş lt %ğâğfâag%â%;âğg%aşâââîâ ğğcğğğâ n ERESAREP A A ĞEN GNE 4750 5e B ( AÇEŞLLTR' ue W a.5 FB h A ' DÇ x GOĞ LA gdEk * YSEREL dörtsta ! £ &z—E' ppi SESTiNGESANR »d3 S L EşA * İZLERE ' EEl aS lemARdei Yikl o SEse 3 RAmdsElEEwa' SPlRİĞEE »i HG (T3İ a OD ..& " & ğ,(g.':r v a gıî” . ' S Ha > B L R 6 ğw*nââ:ğgâ%. S | « OA ğmq-w&% OF “EİDEYEER M H RR & | ğrğğîğ n Hati | - © bele T a B B S e YU SyglslıRi da #amiesi 3 G SEEĞE DSREEErAE Eş Si / ER b P K'*Ş'“.'*’?S'Ğ'N g_ ©ÖOSsğsörE © H0 . mf: 2 GU PN d0 p Bo aa 3 ö « ge Te ll me Ca © ' ğâı—; ğ —%5——:3 © a Üa a ŞA T "%E—ıa © « S 6 ğ BAA di 5 SYARTİR L Za D oT —mğğs: İN e -» — SA S B PN Z EE HOL - T . pç: âğ ü n'ğ'—."ı. H y B . B ee B ANME AA yit l - g , aa e & =’î—'.*:;-'”"ı - ŞAO a ey öi G b 5do ÜŞ A H KİŞE yhğşei çi EBESİSENTREŞERERİ D Kğ- ZETSEsi a Dü& vğ:%âağğuâzg:s:n’g Biğa Besil. İ Pit ç c saSriliş BiSi gö dti Döz & g lEe DeS Bt 6 Dş l » ' : o F g S SND N R.SE e at BERĞ g. SESRGER S GASi > " w g »D.E.(' W;;J";;'E»-—g:âı—rc.—'" « « S8$sa %dğmââ Bg EŞĞSâww”ğ=;==Ş . W wâwg H g Ş'Ğ:' ”'B%ğîîî*zq'” e R . B E K S E Sm ğ Ür V M S BAA S R & ü > B SE B â-ıtq ğğgm "xgcâ B KA gî YESE e $it :Ş EYetsYER <& B3 9 İRCe Söüleüm Değd3oubl (€ Si » EŞ a ğ.—.şn' ğ _Ugg Şgg_n_g_ n:%. F'—_-_:_ m * İ .5 218 .B * E » p © F ğ:E ğğ e B bi A T8 ç e # 0R gqâ “ğ. u0 Eöe 2 © z TÜ ee a. ge 5 Şi ğğ— mğğ Di ğ - ZI ”ğâı—ı—î : ğa_g' - et ”cğ B ERLg * EE & » Pa B A Si y £ LAY 1M0 Z ç S eg Di & <B İ ğ Hİ 3_ Biş G vi PS - ÖL ahtf F' B 262 Ş PARDAYANIN OĞLU sadüf genç kızın hiç de hoşuna gitmedi. İşçi kadın da aynr şeyi hissetmiş olacak- ti ki, vücudunu iyice doğrulttu. Fakat ondan kaçınmanın imkânı yoktu, Maa. mafih, genç kız Floransalrya gülümsiye. rek geçmek istedi. € Maatteessüf Saetta bu tebessiümle ik- tifa etmedi ve yollarını keserek alaylı bir sesle: — Pek mağrursun kızım! idedi, Eski dostlara merhaba demeğe tenezzül et. miyor musun? Asıl garip olan ve genç kızın heyeca. nını büsbütün arttıran bir şey vardı ki, o da, Saettanın, konuşurken, ateşin göz- lerle, işçi kadının yüzüne bakmasıydı. — Mağrur değilim mösyö Saetta, manastıra götürmek mecbüriyetinde. | yim ve geç kaldım... Bunun için bize müsaade etmenizi rica ederim, Peret, bu sözleri tatlı fakat kati bir sesle söyledi. Aynr zamanda geçmek is. tedi, - Fakat Saetta tekrar önline dikilerek: — Canım bir dakika dur bakalrm, de- di. Şimdi işçi mi kullanryorsun? 'Tebrik elderim kızım, artık patron oldun!.. Ve ona doğru eğilerekthafif bir istih. za ile ilâve etti: — Bu mu senin işçin?., Biliyormusun ki, senin gibi uslu bir kızın bu şekilde kadınlarla sokağa çıkması bir hayli de- dikoduya yol açar?., Hiç olmazsa ona Söyle de,, sargının ve örtünün arasından gözüken bıyıklarını feda etsin. Peret şaşkınlıktan idonakaldı ve hiç ses çıkarmadı. İşçi kadın ise, yüzünüu alt kısmını örten sagıyı bir saniye indir. di ve yiğit Janr görerek hayretler içinde kalan Saetta bağırdı: — Nasıl?. Demek sensin oğlum!.. Jan, genç kıza hitaben tatlı bir ta . yırla: M — Perettiğim, dedi, Siz yürüyün..: Saettaya bir çift sözüm var, size yetişi- rim, Peret itaat ederek ağır ağır yürüme. ğe başladı J.an da Saettaya bağırdı: — Çildırdın mı?. Beni ne diye dür - durdun?, Mademki beni tanrdın, böyle dolaşmamda da mühim bir sebep ola . cağını düşünmen lâzımdı. Saetta samimiyetle cevap verdi! — Fakat ben seni tanırmadım.. Bi « yıkların ucunu gördüm ve meraka dü , şerek anlamak istedim. Jan hiddetle bağırdı: — Neyi anlamak istiyorsun? Söyle! Kaybedilecek çok, pek çok vaktim var. Saetta bu sözlerdeki istihzayı pek - âlâ anladı. Janım son derece hiddetli olduğunu da gördü. Fakat * şüphesiz onun düşüncelerini öğrenmek istiyor « du. Bunun için, hiç bir şey anlamamış gibi yaptı ve sesini alçaltarak: — Canim! Bir ldakika dür! — Ölmez- sin yal Demek ki, definenin yolu... — Evet, definenin yolu üzerindeyim. Hedefe yaklaşıyorum!. . Saette sevinçle bağırdı: —Halbuki ben, bundan vaz geçtiği # ni zannediyordum. Jan hiddetle omuzlarını silkti: — Demek beni tanımıyorsun.. On beş gün evvel bu taraflarda dolaşmağa gelmiştim.. Üzerime yirmi kişi saldır « dı. Hâlâ sağ kaldığıma hayret ediyo « rum!.. Oraları adamakıllı muhafaza al- tmda!.. Fakat her şeyi düşünememiş . ler.. Ben bu kılıkla manastıra gidiyo - rum.. Bir saat sonra, oradan çıktığım zaman, milyonların nerede saklı olduğu nu Ööğreneceğim... O zaman istedikleri kadar tedbir alsınlar, muhafaza koy . sunlar, tepeyi casusla doldursunlar, bu # Li d İ ? z UA TF Li P 14n)| KT UA T F“ I, l T " U N a SIYAL YASAA LAB EGEP G 3 —et 4 ea gM e L l â::oa .— * ) ER 3 6 BZ y 0 Ülasny AAA C W T “ââ SSi OA Ho 5 & 9 çe | f 'âî —) — t ğ .—â Z © SO0 Ölesi Çiğir Bdi Ydi, B a (- B . ö GA7 ; 4 OluUi İ)Aii ddi gel 54675 56 # d ea YO olRbU ASbd Vağ ; £ 5 gldıRka)1*7i 40447 Gi HAFi 14 . S d a. 5 -Hğ TndER Y aS .| F ça ğm:*ğ â:ğ ğ)ğğ:â 'S î ğı—'o'â g - . V£ AM ü" ao d3 & 0 & © : 8Ö0iM- S?8 pizii mü” sij4 31 a Zaılbı)sli St Yo 3ifs Ze a — bi T B R' *A ç v 5 - © y GST aaf S 950 p Üg8 İ - zi ç n S 'd 8::'553 şE zi » İi h :— Ş ee 3(360 A: didu VE ada 254 S 3i)lg3taztğfds Viş 5f dezE? — İ 534951571020i gehakas5 u Z E -â.E'şgm &b ğ BK B c d < - Ügîhm——axgcwmxâgâmbîuîg e l Sü8 £5434 &8 88435 M Ü & . e - Çi — 2 8 B drat Öi s & n Mt O 00 gDĞ M G Ğ H z 'E — j â ı—-â ğ 5 S- BC 'ğ Kü ğ î'n 5“ %,0 '5 qıııl-l Şn h v Eİ 8 K & ” İ > p ; z - vi Ü ; 'ğ ââ "ğ & 'ç ;ğ*-' 'ğ '*'ğ 5b0 HL 5 hizi Li â 'Elıo Bi ğ% * Ü h:N'â-E 'ğ ’hâ e--'s :g o RA Nf G SSi # Eüe * S GEE EÇ 5 399i0 T Bd0 dt Gd G P clE e Hö b ei F lir l Ö P SŞ SS b T S A h ĞAti SERsüM Se Sok $ 3- ga 55 A U SRAİ B n elt Degi e g e SA M B "0 A —Ü ö $ ge N e : İsglöde TİĞ34 d ğ löei ID 9 t6 o A9 8Üldş ötgüt 9i ğ düte ,Gi 5A Z gaüğdüal Pttü.,. K EĞEYİ SEAR E ©. < 't zi B o o EİsdA MT 5 n âhğg o B SA ğ Ha -dj ödie e< 2 05 Dkgi İlts' 2i s97 g0103 g v F g »d . ASA HU gz z | e o.::â'o n FM ea -Bz H bi —D © "'şn o BEPRPZ 3aşooğ3â AAA ğmgğğ MA a8 NT aĞ LT g UĞU BT A M F F l GK TRİ ş Ve u, ei S Te ge n © âm ©w ie 8 b SA Gorur H OD PARDAYANIN OCĞLU 263 milyonlar benim olacaktır. Anlıyor mtr- su Seatta? Milyonlar bana ait olacak « tır. Tecessüsün tatmin edildi mi? Ni- hayet geçebilir miyim?. ' Gözlerinde kıvılcımlar parlıyan Sa . etta çabucak: — Git, git, oğlum, dedi. Dur şu baş örtüsünü düzelteyim.. Bıyıklarını kes - tirmen daha iyi olurdu.. Git.. Talihin a. çık olsun!. Jan ondan ayrıldıktan sonra, birkaş seri adımda, Pereti yakaladı ve onun - la beraber yünürken şöyle düşündü: — Eğer tahminlerimde aldanmıyor - sam manastırın kapısı muhafaza altına alınacak ve biz oradan çıkamıyacağız!. Saetta harekete geçecektir! Belâl.. Bir ölüm uzunluğiyle geçen, on iki gün mütemadiyen tedbir aldıktan sonra, tam hedefe yaklaşırken hezimete uğra. makl, Fakat ya yanılıyorsam? Ya on dan haksız yere şüphe ediyorsam? E - vet, bu Muhtemeldir! Fakat ben yanıl. dığımdan emin değilim. Şu halde, doğ- ru tahmin etmiş gibi hareket” etmek lâzımdır. Bu, ilk plânlarımı tamamiyle altüst ediyor.. Fakat başka çare yok.. Ve Jan, alçak sesle, kendisini dikkat fe dinliyen Perete yeni talimat ve iza « hat verdi. Saetta, dudaklarında garip bir tebes- sümle Janın uzaklaşmasını — seyretti. Sontra, öne doğru yürüyerek, tepeyi aştı ve kilisenin yanından geçerek But çeşmesine varan sol taraftaki yoldan yürümeğe başladı. Duvarın üzerinde büyük bir delik wardı, işçiler buradan toprakları dışa « rıya çıkarryorlardı. Çalışmalar esna - Bında bu delik kapı vazifesiti görüyor, geceleri, sımsıkı kapanıyordu. — Saetta bu kapmın önünde durdu ve bekledi. | D | Beklediği şey vuku bulmuştu. Duva « rım öbür ucunda bulunan bir adam ka « prya yaklaştı ve sert bir sesle sordu: — Ne istiyorsunu?, : Saetta hiç şaşırmadan, sakin bir ses. le cevap verdi: — Nöbetçi zabitiyle görüşmek istiyo- rüm.. Çok mühim : Adam dikkatle oönun gözleri — içine baktı ve kapıyı açarak dışarıya çıktık- tan sonra: — Nöbetçi zabiti benim, deldi. Saetta gülümsiyerek: — Zaten öyle tahmiri etmiştim. Dedi. Ve onu bit kenara çekerek, u- zun uzun bir şeyler anlattı... : v . » D Ç ; r Saetta tepeye henüz tırmahıyordu ki, bir adam, gizlenmiş olduğu hendekten çıktı. Bu adam rahip Parfe Gulârdı. Bir müddet, yokuşa tırmanarak Saettaya ve Janla Peretin kayboldukları -— sokağa baktı S.rrtını tepeye çevirdi ve — salibe doğru indi. Sonra birdenbire - sallanma- ga ve bağıra bağıra şarkı — söylemeğe başladı Yolun öbür tarafında, ayyaşın çık- mış oldukları yerin iki adım ötesinde büyük ve asırdide bir çam ağacı, ve tam bu ağacın önünde cesim bir kaya var- dr. Bu kayanın altında ve dev çamın gölgesinde bir adam uzanmıştı. Saetta Jandan ayrıldıktan sonra bu — adamın tam yanından geçmiş fakat görememiş- ti. Bu adam şövalye dö Pardayandı. Patdayan, Parfe Gülâr gibi ağır ağır doğruldu. Tavır ve hareketlerindeki müthiş soğuk kanlılığa rağmen, yüzüne de büyük bir heyecanın ifadesi — vardı.; — / Salibe doğru gelen rahibe baktı ve dü- şündü: t — Bu ı;.hî?' önümden geçerken sar- di e) ğ ' e MUES ( a ap (€ -- A a o ÖL S ahat İNESL A, (ansehen) istiyorum, Sarp kayaların inişlerinde ateşli bir şarap yetişimi —