11 Haziran 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

11 Haziran 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 HAZTRAN — 1987 .. .. ee z Küçük sermayeli Müteşebbislere Anadoluda iŞş İstanbulda beyaz peynir 40 kuru- ta, Ünyede 60 kuruşadır. p İstanbulda toptan olarak paketi kuruşa alman traş bıçakları, Ün- Yede 25 kuruşa perakende - satılır. Farka dikkat ediyor musunuz? Halbuki, meselâ deseniz ki: — Adam sen de!.. Ünyede otu- tanlar İstanbulun beyaz peynirini Yemeyiverir! Elbette oranın da ken- dine mahsus bir peyniri olacak.. O. Du yerler.. Fakat hayırt.. — Yerlisi yoktur.. Yaylâ mahsulü,, diye kaşaza yakın bir şey satılır. O da ithalât malı ve *0 kuruşa, ».. İçinde yaşadığım aylar zarfında ttrafıma baktım, baktım Bu cennet gibi güzel ve münbit kasabanın kendine has hiçbir imalâ- ti meycut değildir. Eskiden kalanlar a unutulmuş, meselâ ne güzel bez” ler dokunuyormuş şimdi yapan kal- Mamiş.. İnsan bakıyor, bakıyor da “buradan ne sebeple servet çıkarıl- Miyor?,, diye acıyor. En zenginlerin senelik varidatı iki bin lira civarın” da., Onlar da parmakla gösteriliyor- r. Vaktile bir söz işitmiştim: Zen- ginlik membar, ticaret imkânı olma- Yan yerde yahudi bulunmazmış. İnyedeki dostlarıma: — Burada yahudi yok mu? -diye sordum. Ki —Esasen burada müslüman ol- Mayan ancak iki kişi vardır. Vaktile :Y yahudi vardı, pek zengin olup Bitti. İşte meteliksiz başlamışken ticaret- hanesinin İstanbulda ve Avrupada Şubeleri oldu. Türkiyenin servetçe ©n ileri gelenleri arasına girdi. Düşünüyorum, hakikaten öyle.. Yine Ünyeli biri anlattı: — Bu yahudiyi, bilâhare gördüm. '_ganı dedi ki: “Oğlum, ben artık iltiyarlayıp oradan çekildim. Sana hasihatım şudur: Ünyeye dön, ve Orada herhançi bir iş tutarak, fazla Zekâ bile sarfetmeden sadece — cid: tdiyetle çalış. Dükkânınt günlerce ka- Palr tutma. Vaktinde aç ve kapa, el- Verir, Talün ne kadar yar olmasa, Yine hayatını kurtarırsın. Çünkü her saha boştur, hiçbir şey yapılmamış- Düşünüyorum, hakikaten öyle.. Beş on inek bile, Bu Ünyede bir in- Sanın müstakbel zenginliği için baş- langıç değil midir? Bir dana altı li- Ta, bir sütlü inek 20-30 - lirayadır. "e civar hayvan yetiştirmeğe mü- Bajttir. Yukarıki bedbinane sözlerden Sonra şu nikbinane neticeye variyo: Tum: En küçük sermayeli müteşeb- i8 yurddaşlarımız için, Anadolu asabaları bulunmaz altın memba- dır. Bu kadar hiçten ticaret, dün- Yanın bir yerinde olamaz. Yalnız bir az bilgi ve bilhassa, yahudinin de Ki gibi “ciddiyetle çalışmak,, kâfi- ir. Bu, yalnız Ünyeye has bir vaziyet değildir. Çok oturup tetkik imkânını bulduğum için orasını misal göste- Yorum. Devlet nakliyat vasıtalarındaki tenzilatlı pasolardan istifade ederek Küçük sermayeli teşebbüs erbabının Memleketi dolaşmalarını, kendileri- Te münasip işler aramalarını tavsiye TIM. “Türkiyede en ucuz yer - Bursa- an sonra . İstanbuldur. Anadolu, 'Ütün medeni ihtiyaçların temini ba. Tmından ateş bahasmadır!,, diye Yazmıştım. Benim şikâyet el halılık müteşebbislerin işine çok Yarar, Diğer taraftan onların bu Tağbeti, memleket içinde yavaş ya- Vaş makul ve elzem bir ucuzlamayı 'ntaç edecektir. ; Küçük sörmayeli müteşebbisler! rlî'ınleltıi dolaşınız! Çok iş vardır, (Vâ-Nü) Harab bir boru Topkapılı sporcular kapalı bir salon istiyorlar Bir zamanlar, hırsızlık, kavga ve cinayetlere sahne olan Topkapı artık asüde bir Dünkü yazımda, Topkapılı bir dok. torun mu;yenc ücretlerinde yaptığı darping'ten bahsetmiştim. İşte bu dok. torun evinin tam karşısında büyük bir arsa vardı . Bizi hayretler içinde bırakan Ücret levhasını tekrar tekrar okuduktan — ve Ali de resmini aldıktan sonra, yolumu- rza devam edeceğimir zaman görümüz bir arsaya ilşti. Yalın ayak ba neş ön çocük orada akan bir suyun ba- şına toplanmışlar bir şeyler yapıyorlar. dı. 'Yanlarıma doğru ilerledik. Çocuklar hep biribirinden sevimli yavrulardı. Hele içlerinde başına bir bahtiye kas . keti giymiş bir kızcağız vardı Ki, bu kadar şirin çocuk göTMedim desem ıri- balâğa etmemiş olurum. Yavrulardan beş tanesi oturdukları yerde sessiz, sadasız bir oyun oynu - yor, birisi de kapkara bir çamura bu . lanmış ayağını bir akâr suyun altında temizlemeğe çalışıyordu. — Ne oldu sana öyle, diye sordum. Küçük; peltek, fakat çok - tatlı bir sesle cevap verdi? — Pisliğe battım. - Ve hiç istifini bozmadan yıkanması . na devam etti. Bu sırada, bize bütün Mahalleyi gez. diren mütekat Bay Ali, çocuğun yı - kandığı su hakkında izahat verdi; — Bu su, diyordu. acıdır amma, ci. vardakilerin pek işine yarar, Şu gördü. ğünüz yamrı yumru borudan az, fakat dalma akar. Amma ne yazık ki, beledi- ye buraya bir çeşme Yapımıyor. bu su da pislik içinde birikintiler yaparak akıp gidiyor. Burada daha fazla duramadık, tram « vay eaddesine doğru yokuşu çıkmağa başladık. 4: Biraz ilerleyince tağımızda güzel bir cami belirdi. Bay Aliye: — Bu ne camisidir? diye sordum. Yüzüme bhayretle baktı. Beni bu ca - miüi tanımamış olmam, onu âdeta şaşırt- . — Bilmiyor Musunuz? dedi, bu Mi. mar Sinanın en güzel eserlerinden Ga . zi Ahmet Paşa camlidir. Bu sözleri tamamlar, tamamlamaz, camie doğru yürümeğe başlamıştı. Hep beraber, her köşesinde ayrı bir zatafet, &yrı bir güzellik bulunan ca - mün avlusuna girdik, Bay Ali bu sefer çamün şadırvanını göstererek: — İşte dedi, bu şadırvan kaç senedir susuzdur. Eskiden Topçulardan gelen bir su varmış, fakat yolları bak:lmıya bakılmıyâ harap olmuş, nihayet mahal- lenin iki çeşmesiyle beraber, bu şadır - van da kurumuş gitmiş. Bakalım şimdi 'Terkos geliyor, buraya da su verilecek mi?: gun içinden çamurlar içine akan bu su, koca bir çeşm Istanbul konuşuyor ! bir mahalienin e yapılmalıdırn semt olmuştur Şehir Tiyafrosu mom Sporculukla larımı her Bu bayanlı geceleri & olan sokaklı işıkların, — piz Yazan : Haberci urlarından Dain gidin buradan,, di Taymetli bir varlık e- tesile ile ispat eden Tübil bu medre. ar, karanlık yüz: sa muhalli larından şikâyet ediyorlar ihtiyacını karşılar. Buraya mutlaka (Topkapı: 2) n “Topkapının hiçbir. derdi - yok Haberciyi ilmaa çalışırken Sinanın bu güzel eserini daya doya seyretmek için hepimiz dakikalarca sus | tuk, Sonra resim almak istedim. Fakat | etraftaki ağaçların gölgesi buradan Te. sim almamıza meydan vetmedi. Ahmet Paşa camil avlusundan çık . ığımız zaman, Bay Ali artık evine dö - neceğini söyliyerek bizden ayrıldı, ve ayrılırken de şunları söyledi: — Benim son bir şikâyetim daha var, mu da yafarsanız. memnuh olurum:? Elektrik Şirketi hepimizden saat kira- sı diye para alıyor. Biliyorum, bunu İstanbulda vermiyen yok, fakat ben | bundan daha haksız bir şey de tasavvur edemiyorum . Bir esnaf malırı satmak için * terazi kullanmaz m:? Elektrik Şitketi de ne mal sattığını anlamak için saat kullanı. yor. Vaziyet böyle olunca; biz müşte - rilerin şirketin kendi menfaai için kul- landığı teraziye niçin pâra verelim. Bu vasıl iştir anlayamedım, gitti.., | Bay Ali son kelimeyi de tamamla - dıktan, sonta, lâhavle der gibi bir kerel boynunu büktü ve yanımızdan uzakla . şıp gitti. Ben de bizim fotoğrafçı “le beraber tramvay ceddesine çıktım. - Sağa doğru biraz yürüyünce, Topkapı spor kiüibü binasiyle karşılaştık. Bu çalışkan k'ü . bümüzün bir medrese içine sığan bina- sına bakarken kulağımın dibinde bir ses işittim. Birisi: — Safa geldiniz. Buyutun klübe, di. yordu. Başrmr çevirip baktım. Topkapı sporcularından 4 — 5 genç duruyorlar. yanımda — Teşekkür ederim. Fakat recek vaktimiz kalmadı. Nerede ise ak. gŞam olacak. Mahallenizde bir saatten fazladır dölaşıyorum, cevabını verdim. Ve ilâve ettim: lübe gi — Siz bana bir hizmet etmek istiyor (Devamı 11 incide) Ibni S'na İbni Sina Arubtır, dedil na Farstır, dediler. Şimdi de ıbni & na Yahudid r.., Fakat Buhar, doğan' ve Hem ni yuman Abdullah Türk oğlu SİZ esşer Afşina köyü oğlu İbni Türktür. 150 den fazla rmek Suüretile garbin gşir- Sina larca ilim fen kürsülerinde ditden düşmiyen İbni Sinanın ruhu bugün Türklüğü ile şad olarak yatıycr. Çün kü Türk milleti, onu iftiradan, şek ve şüpheden tamamile kurtarmış; tari. gsiz milletinin kanını taşıyorak ilme hükmetmiş bir dehâ olduğunu is. bat eylemiştir. İbni Sina öleli tam dokuz yüz sene olmuştur. 21 haziran günü ölümünün dokuz yüzüncü yılını bitirip BO1 inci yılma girecektir. Yalnız tıbbı ile de. ğil, musikisi, felsefesi, tıyaziyesi, fi. ziği, kimyası, jeolojisi ile dehÂâsı önünde 'e astronomisi Milletleri secdeye getiren İbni Sina dünün değil, bugü. nün ve yarının da İbni Sinasıdır. E- serlerinde kat'iyyen hurafeyp yer ver, miyen büyük Türk dahisinin fıkirleri aradan 900 yıl geçtiği halde yenidir. (Niyazi Ahmeadl) TAN'da Suriye etkârından basiret beklenir Hatayın dahili istiklâlini kazsnma. sı sayesinde Suriye kuvvetlenmiştir. Yakın Şarkın İsviçresi oimrya namzet olan bu aziz yurt, Suriyeden tamamile ayrılmamış bulunduğu için Suriye ca. | Miası için güvcailir bir kuvvel teşkil edecektir. Sonra Hatayın dahili latiklâli saye. sinde Suriye hududu taayylin etmiz, Suriyenin hududu emniyet altıma alın, miş bulunüyor, Suriye gibi hayata yeni do devlet için bundan daha büyü met tasavvur olunabilir mi? Fakat, Suriye müfritleri bütün bun- lart anlamaktan âciz oldukları gibi n bir & bir ni- | kuvvetli ve ileri bir komşunun dost. luğunu kazanmanın, müzihercir.den istifade etmenin değerini de anlamak. lan da âciz oldukları için ne yaptıkla. Tını bilmiyerek bindikleri dalı kesiyor ve kendi ellerile kendi evlerini yıkı. yorlar. No yazık!, Bütün ümid Suriye efkârı umumi. yesinin bir an evvel uyanıklık göstere- rek bu kör İfratın önüne geçmesin. dedir. | Yoksa bu basiretsiz adanılar, ken. di körlüklerile Suriyenin istikzalini de körletecekler. Buna meydan kalmadan işin önüre geçilmesini hâlâ umuyoruz. (Ömer Rıza Doğrul) (POLİSTERM Kızgın yağda yanan çocuk Fenerde Ayvansaray caddesinide bak- kal Şükrünün oğlu üç yaşında Fikri dün kabak kızartan yengesinin yanında du- tTuürketi tavanın sapına -di nmuş, tava deverilmiştir. Kızgın zeytinyağlar Fik- tinin vücudunu muhtelif — yerlerirden yakmıştır. Çocuk hastaneye kaldırılmış tır. Kabadayı kadın!'ar Kasımtışada Karaman mehallesinde fırın sokağında oturan Zeynep, — tütün işçilerinden Adviye, Şerife, Fatma Ha- tice isminde dört kadın tarafın halde döğülmüştür. Dayak ata lar yakalanmış: Hayırlı evlat ve kardeş Üsküdarda oturan sobacı Safa anne- si Sabihadan para istemiş, alamayınca yaşlı kadını fena halde döğmüştür. Sa- fa bununla da kızgınlığını ksrakola giderek kardeşi Ve kaçak rakı çıkardığını ihbar etmiştir. le Veli, kardeşinin İhbarını haber alınca © da Safayt adam akıllı di iki kardeş müddejumumiliğe verilmiş- ğmüştür. Har HABERCI lerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: