- god çaç Tasıyıti foğ — Seryry dayoyar vo mmm'mm —— UnD0OYL NT R yörrö “amez yüador,, M0Pİ9 gp TAMOGAKT OrP ÇÖY YONU<lUR 1909 UĞU DA UÖŞ YOULUK “IpacA dUĞTa 9p vyör KUtadek ToĞar DA “Tonrrla zatryad JöyykLo UUyPMa0 MpNe “AoRDUYO ŞÖY DA 1)3DI) Yör yEİĞEK Zatnyod “MMazre Tras “evmo TEYS SA TREL 'e GFÇT OPKA op Ş gamzA yusız —— yeadoj HUDA Ço0u) ToğıP) SIS9POTEYİ TP 1D00N9YDUIE 91P Ş t voyıp — Syoeıs 19p npnpnye — AdoğurH 9p YUpiz (ipLAKdLI) Houm) — YONESURDAT 10P ” gepiy — Yoreng dap Zar0Ayu03 nunSnppo SnuyıdeK Karağ *orarğ UÇGOUNON AY ERSUY ONEOLUKOY *T (ESDUUI VUNZA) — öpunoözn Jajsulyöy IUSA owoş — Oadoşf 9p (90800) ürürdörümey vAKOU St ; yuyttar göğ gğ 3K3Ğ A9 <— uöğeN SlımA PUN ONH UT *apuodkml "ap Tesöyoğ YaXDUK IÇg ÇÇT NO0 Epuseaze ÜĞN CKOĞYUA Vaf Tözn5 YOS işa NPLoMLND WYbTIfIS DPMEDALA ) ÇUOYDUUĞD YANEZ HOĞAY ALMOZATDUY PüN UaYORL gans; usüRDI UNUŞA AĞizfoE gAA BA>MDE PUN SYA ) P Myop oşöyüteK goğ LreydaSu TAKORÇ Çöopwöy YAYOA DANNU YpaDyLONĞUY KAMİDĞN DAhNU ) "aoypruS1sgö SOYOpLdU Uf İg o TP NUH Coj Pun DNY v 3890 UBÖNAZ SWUAÂ0A38AO 1P) (UA3ABD3SYO AMAY WliD BDY ŞB WUDP JozMNU) “avgOWUUKE UMZ UöYORÜNY ALöNEsgyey pti YaKyDOY Tuna maneğg 'Uoue Sönyes 'ioydiy Gzomus pum ağus TOğu PUN O ÜF 18go mASTUN SUMRAİYGO OKT 206 Kendisini, urun müddet — tereddütte burakmış olan bu noktayt — hallettikten sonra, Pardayan kutuyu aldi ve içinde- kileri masanın üzerine boşalttı. Kâğıtları teker teker alir ve onlata | “wathi bit şekilde, Vüratle göt — gerdire- Tek, ismini aradı. Topü topü, kendisini alâkadar eden iki kâğıt buldu ve bunla- e bir kenata Hraktı. Diğer bütün kiğrt Tart tekrar yerletine koydu ve kutuyu kitledikten sonra bir sandığın en altina saklayarak 'onu da kitledi. Bu iş bittikten sonra, tekrar masa ba- gına gelerek koltuğa oturdu ve iki kâ- ğidi aldı. Bu kâğıtlardan bir — tahesi, Köllin Kol hatunun da okumuş olduğu, Kont dö Vobrönün mektubuydu. Pardayan, büyük bir dikkatle bu mek tubu tekrar tekrar okudu, — Sonra onu masanın kenarına bırakarak düşündü: — Madam Paustanın hizmetinde bu- mnlm olduğunu söyliyen bu Kapello, Kont dö Vi de kim? 'zök hatıarlarını tlri bkdir AyoHldıve birden- yolda uzak bir hatıra! Hafızasını bir dela daha yokladı ve Smungundap - nprokya .| difan hakkinı tözlim etmek CzE b ($ GİLELÂAPTELEsİ VA geli OB l SI ğ . HUbut'ni Apllslei 1t $ lli : #ibr t P: ! Eî%-s & $E 8 Hik y lA BC Ş bilk * G ğ EFSERESEŞEŞ Biğl laşi: D OE apıEBlbi Bel Pnin : FĞ İ GA B RE E E'Lî; iR H Hİ : ee DK : G riş Vi P: Fi yt / K EŞ B | Ş ıîr b | ğ -PARDAYANIN OĞLU Ondan aldıktan sönra, Mmektubu gözüğ- nünde yırtmış Ve elimden geldiği kadar onu tedavi etmiştim. Adamcağız ban- dan son derece mütehâassin — olmuştu. Bııohlııılhı——w ki, ta- mamile iyileştikten sonra, bana gelerek teşekkür etti ve bana medyona şükran olduğunu ve kendisine samimi bir dost “nazarile bakmamdan büyük bir sevitç duyacağını söyledi. Anlaşılması imkânsız tebessümlerin- Gen biriyle gülümsedi ve: — Medyunu şükran da miük olduğun ballğa etmiş. Çünkü eğer Onu yarala» mamış olsaydım, tedavi de etmiyecek- tim. Dostum! Bu mektup, — bana karşı hakikaten muhabbet beslediğini ve dost hnazariyle baktığını pekâlâ isbat ediyor. Çok iyi ve kibar hir adamdı. Ayni z2- manda hassas ve iyi kalpliydi da.. Kendisini meraka düşüren bu nokta- yı böylece tenvir ettikten sonra, ötekl- sine geçti. — Sâctta!. Bu Saetta da kim?. Dur- bakalım! Bundan birçok seneler evvel, Bığiümış olan Moroveri takip e derken, Ftoransalı bir dücllo Üstadı ta- hittuştim. Büu adam — sözüm, ona — müthiş bir darbe — keşfetmiş ve — buna “Saetta,,* Yıldırım ismi vermişti. Hal- buki bu öyle basit bir darbeydi ki, onu Gaha ilk görüşte, mahiyetini derheal öğ- renmiştim. Maamafih, bu düello Üsta- adaracağız oldukça iyi bir döğüşçüydü. Bu mektupta mevsüubihs olan Saerta, #CAba bu düelle muallimi midir?.2. Ni- çok wr_lmıpu: Külhanbeyi, M !:ht'mh bayağa Iş gören bir adazn öldu- ç » Bu bir şeyi ishat et- Ymes Kit Bilmediğim Bazı sebebler nc'll- lözımdir. , & e ğ ; a S Ü Grue < v S RA T K Pi çit A (F : Ki n 4 * $ 4 'e Gşiş ğ şEME TĞDİ 13 aeti $ B ae öeç Goa te ğ ğ ğâ 5 g Slsiliş 13 scbl 1i ğ ğ el zi g $ Si # di ti l 3 GöiVlisi 37 »: Bit zi ; gOlmi l lis 1 : y isll 1i P ŞZk |ti 111 Hleda PE gĞB 0 g 3 ŞA ŞN Ü Va yt aa Te G 10T ı CA 5 e KİK E UYT ğ ee l . ; ; g4 a & g zi GeŞi gti Hİ Vi £ 2 zit 8 | oçışli EyEştLİ ğ PP OğdR g3 A0lik y Eğim.i” £ S Y e ür âğiğğ » SEşEİ ğ £ < b gi Ö * Ye159 v Gledeki | Saçlıl bi ! ğağ İka. 8 işDfdy b Slle | SpyliRİ 3 205 15 | S oadsdş 3 £ "ELLER *İ İsdE ELEAREEÇE SiRila £ * ıığıpıgııııığ; V AÜĞRELA L E | : Ig HNğ:'âfEnahtnğ— —nnvnıgı— PARDAYANIN OĞLU 107 Başını költuğun yıılırı'ı:'ık yerihe Koltuğunu itti ve heyecanlı heyecan- gayıyaYak ve gözlerini tavana — diketek | lı odada dolaşmağa başladı: bira? düşündü ve devam ettir — Bu imkânsız bir şey değildir. Bi- maenaleyh bu Saetta bana izahat vere- bilir. İşe chemmiyetle sarılmalı, Bu mek | tub sayesinde nihayet, uzun senelerden beri ele göçiremediğim bir ipucu bulmuş oluyoruma Bu ipucu vasıtasile sonuğâ kadar gidecek ve elbette bir — neticey? varacağım.. Yoksa bana Pardayan de- mesinler. Saettayı, herne bâhasına olür 82 olsun bulmam lâzım.. Tabii ölmemiş- se.. Çünkü bu da mümkündür. Fakat yaşıyorsk öonüu muhakkak bulacağım ve €ğer biliyorsa, elbette ki oğlumun ne ol- duğunu bana söyliyecektir. Derin bir düşünceye dalmış halde, gayti ihtiyatt tekratladı: — Oğlum!. Ne garip şey, bu ketime benim Ücetimde hiçbir zaman, şimdi yaptığı tesiri yapmamıştır niçin?, . Sebebini araştırdı ve mırıldandı: — Bu delikanlı benim zihnimi kur- calıyor! Halbüki, hayatımda — bir çök delalar, gayet az tanıdığım — İnsanlara birdenbire muhabbet beslediğim vakiy- di. Başkaları için bana gayet tabil gö- tünen bu hal, büu genç İçin bana — miçin Fevkalâde bir hal gibi götünüyor? Gözlerini kâpayarak biran daha dü- Şündü ve: — Çühkü bu genç ahliken, — şayahı hayret derezede bana benziyor. — OÖhnun Rönüşma tartinı duyarken ve hareketle- rini seyrederken, yirmi yaşlarımda bü- tünduğum çok taki zamanları hatırlıyo- tum... ÂAdeta kendimi görüyorum. Bana tesir eden, içime kadar işliyen işte bu Yaüişabehörtir, Ve bu tesirden bir türlü olduğu ı:xrımımşıyg_mn Hattâ o kadar ki ken- Ci — ÂArtık bunu düşünmemeli. Madem. ki bu delikanlırun bir babası var.. De- Mmek ki benim öğlum olmasına — imkân Yöktur. Bu gün gibi — aşikârdır.. Buna Tağmen!... 'Tekrar masanın önüne geldi, elini i- Kinci kâğıt Üzerine koydü. — Fakat onu #linadi ve şöyle mırtldandı: — Yirmi sene, bu çocukla fazla müş- Bül simadım. Kehdi kehdimâ hep şöyle diyordum: “Faustanın öğlü!.. Eh an- Rösine bir patçacık benzemiğse bile, bi- Tibirimizi anlamamıza imkân yoktur. Kirabilir, belki de biribirimizi hiç bir Zamât tahimamamıt daha bayıtlı olür. Fakat işte, ğimdi Jahı tağıyınca.. Bu kelime birdenbire nazarı dikkatini — €cİbetti ve durarak mırıldandı: — İşte bir müşabehet daha: Onun da adı benimki gibia Jan... Biran daha düşündü ve kendisini sa- van düşüncelerden kurtularak göyle de- vam etti: — On yedi sene müddetle, Moroveri, öldürmek için durmadan yorulmadan ta kip ettim, Nihayet onu yakaladım ve. Affettim. Adamcağız korkusundan öl- düyse dö, bü benim kabâhatim — değil. Yirmi sene müddetle, öğlümlü — âdeta meşgul olmadım. Kim temin edebilir ki Du defa önu bulunca, zavatlı — babamın benden elâman dediği gibi ben de ön- dan aynı şeyi demiyeyim?.. Binaenaleyİh herşeyi gid'şata bırakmâli. Beklemeli. 'Tektar koltuğuna oturdü ve: — Şu kâğıdı götelim, diye mitildatı. m : a nmlım;#'ı"bh ımıı’ı: Muğ olduğu için uylımnmıgmüp&îyg LAŞ z Ğ ** ö ö © — Hangi cins kanatir ehli hayvanat orada mevcut — ddi? 8 — İstiyorum, fakat bir düşüneyim. .9 — Gel, orada tatlı elma ve sulu armut yiyeceğiz. B 10 — Orada: harozlar, tavuklar, civcivler, N eee 10 — Öyle ise, seve seve giderim, ben meyvaları çok Büverim, * d v#wr ..- vv 3sas Bd 3 .— v d dd T ya