“Bazı insanlara büyücülük, b“'l"'_ rına sihirbazlık atfederler. Bıı:ıı da öyle geliyor ki bu yabancı kadın, ölüler âlemiyle esrarengiz bir temas peyda ct- Mmişti. O güzel ve canlı kadının hak. kmda böyle düşünmek gariptir. Fakat ne yapayım, hissim böyle! “Çok güzeldi. Pek genç değildi. Hattâ yaşlılığa yakındı. Sarı - saçları belki boyalı. Bir hizmetçisiyle seyahat tdiyordu. Ona “çok zengin” dr.. Bütün gün dağ tepe dolaşırdı. Ba- Zan kayalıkların üstüne oturur, dalar, dalar, acaba neyi düşünürdü ? “Bu kadın belki de bir kederi unut. mak için seyahat ediyordu. Her ne ise. “Bir gün tesadüfen Vecihenin eVi nin önünden geçti. Ve © da trpkı sizin gibi: “—LAh, ne güzel ev bu.-. « dedi. “ Ve gene, sizin gibi. Vecihe onü nazikâne kabul etti. O da masaları, iskemleleri, mısır torbasını gördü. Ve İçeride, salonda duran resmi... j *İşte, yabancı kadın salona girdi; Yezaketen resmi işaret ;dierek: « . Kocanız mı? « diye sordu. Vecihenin oğlu da, terbiyeli terbi- Yeli gelmiş, kadını selâmlamıştı. A. Mmerikalı kadın, onun sevimliliğiyle Mmeşgul ojdu. Sonra ne oldu bilmem, birdenbire gözlerini resme dikti. İki kere başını çevirdi, Yine tekrar o noktadan nazarını ayıramadı. “Bunun farkına varan ev sahibesi sordu: “—. Acaba kocama hayatınızda hit rasladınız mıydı? Çünkü o, benimle evlenmeden evvel ecnebi memleketler- de seyahat etmiş. “Amerikalı: “— Hayır, asla... « dedi. « Ona asla raslamadım, Yalnız,- tipini çok ente- resan buluyorum. eg “Rline resmi almış, öyle bir bakı. Yordu ki, bunu bana Vecihe anlattığı Zaman şöyle dedi: « — Wocamın resmine, yutacak gibi bakıyordu. Tarzında beni kızdıracak bir ifade vardı. Adetâ zorla diyebili- rim, resmi geri çektim. Öyle sımısıkı tutuyordu ki... Tabii, aramızdaki mü- cadele meydana vurulmadı. “Sonra, Seyyah kadın yine gülüm. semiş ve çocuktan bahse başlamıştı. Giderken müsaade istemiş, oğlana er- mıç. Bu ziyaretler böylece uzıyarak sürmüş, gitmiş... “Mevsim yaz odluğu için, Vecihe her ne kadar bahçede oturmayı tavsi- ye ederse de, Amerikalı salondan ay. rıkmaz, resmin karşısına geçer, müte- madiyen bakar, dururmuş... Rengi ücuyormuş. — * “Vecihe yine bu şekilde benimle dertleşirdi: *— Kadını görme. Resmin karşısm. da kendini adetâ kaybediyor. Gaşyo. luyor. Hissiyatıma hâkim olmasam suratına bir tokat indirip (kocama ne demeğe böyle bakıyorsun?) diyece- ğim ama, bu, yapılır iş.mi?... Ölünün resmine bakmak da kıskanılmaz a... Bilhasea. ki, vaktiyle tanımadığını da ileri sürüyor. Bunda samimi olduğu belli. Amerikalmın Vecihenin evine de- vamr on gün kadar sürmüş. Nihayet v diyorlare | | yin “Mesele, şu gekilde başlamış: “Bir gğn,'ı:gyyıh' kadm, içeriye gi. içinde susamış insanım. wm sözleri öyle gârip bir sesle, öyle garip bir tavırla söylemiş ki, Vecihe, onda ufak bir delilik ârazı hisseder ibi olmuş. : : gîum, resmin olduğu yere doğru “bakmış. Fakat fotoğraf masanın üs- kaldırmış tünde yokmuş. Vecihe onu kalc Mi gira o bakışlara tahammül ede. miyormuş.. «“Seyyah kadın, sağa ba.knî.'ş' sola bakmış, hiçbir yanda resmi göreme . ince, inler gibi yalvarmıs: : & . Rica ederim, kuzum! Onu geti- riniz, yerine koyunuz! | “Bu gözler üzerine Vecihe, hn;kır mağa başlamış Ve göz yaşları döke- rek: . # Ben size rica ederim. Allah aş. kına bana hakikati söyleyin: __Sıîs onu “dunuz mutlaka... Çünkü bu ha- hiçbir şeyle izah edile. mez. Ne olur; doğruyu göyleyin. Belki biz evlenmeden evvel :iı_ onı;ı' ta.mn:fışı. gınızdır. Hem eminim: Çünkü biz bı_ri- birimizden bir an ayrılmadık. Bekâr. ken bu iş olduysa buna öfkelenmeye hakkım yoktur. Ne size, ne ona!' Yal- nız hakikati bilmek istiyorum. Rica e. derim, bana doğruyu söyleyin. “İgte o zaman Amerikalı kadm, tat lt tatlr gülümsemiş ve sonra, kadına hitaben, hazin bir sesle: “e— Ağlamaymız. Ağlamak asıl ba- na düşer. Kalbimde ufak bir ümit var. dı. Şimdi her şey bitti. Hakikati öğ. rendim. “Vecihe sormuş: « Ne öğrendiniz? U Oııa; bu hayatta raslamıyacağı- “mı, Dünya gözleriyle onu görmiyece . Zimi, «puyl kadın, korkuyla sormüş: düğü masayı göstererek: H İşte ÖnNÜ... wyecihecik yerinden fırlamış. « . Gördünüz mü işto... Beri size de. miyof müydümn — ki, siz tanışıyorsu- FM Nereden. Nasıl?... Seyahati es. nasında mi? Ka Seyahatinden çok evvel! Hattâ d an ve benim doğmamdan da eyvel. Belki bir asır var. Başka bir «Bu sözleri işiten genç kadın, ürke. rek, pencereye doğru bakmış. «Karşısında bir çılgından başka bi- rinin olmadığına da kani,.. Fakat be. reket versin bu deli, saldıran cinsten değil. A “Bağırırsa, komşuların işiteceğini düşünerek bütün gayretini toplamış ve munis bir sesle deliyi teskin ef__mek jçin suyuna gitmeye karar vermiş: ©.. Ya, öyle mi?.. Yazan : Niyazi Anmet sacaya ik Çelik yüreğin 845 sene evvel bugün İngiltere kralı Ferrar Markisi öldü Konradı rttü haçlılar seferini sulhla neticelendirdi. —GT İ ERE l “Allah için dövüştük, Allah için harbe nihayet verelim,, sözü ı Kudüs patriği, semt semt dolaşı- yor ve etrafımna toplananlara: şöyle diyordu: — Müslümanlar İsanm resmini yırttılar.. Ayakları altında çiğnedi: ler.. Dul kadınlar, mahalle aralarında avaz avaz bağırıyorlardı: — Kocalarımız, din uğrunda can verdiler.. Hepimiz bu yolda ölelim.. Dinimizi kurtaralım, Ordular bütün kuvvetleri ile Ak- kâyı muhasara etmişlerdi. İngiltere ve Fransa kralları orada idiler. ; : | Muazzam haçlılar ordusunda bir an ağızdan düşmeyen tek kelime: — Melvedelim.. di. Bu esnada krallar sıtmaya yaka- lanmışlardı. ; Salâhaddin Eyübi: — Onlara meşrubat gönderilsin.. Emrini verdi ve Cebeli Lübnan karı, taze meyveler vesaire birçok hasta kralların âarayıp bulamayacak- ları şeyler hazırlanarak gönderildi. Fakat haçlılar, hiristiyanları tahrik için hiçbir şey esirgemiyorlar, rast- ladıkları müslümanları aman verme den öldürüyorlardı. Beruttan mühimmat yüklü olarak gelmekte olan bir gemi, haçlılar arasına düşmüştü. Gemi kumanda- nı Yakup: — Kurtulamayacağız.. Teslim ol- mak da ölmek demektir. O halde mühimmatla denize gömülelim.. de- di. Öyle yaptılar. g ıyk «& Kanlı muharebeler dinmeden sür- dü. Her iki taraf Allah için çarpışı- yordu. Ölen şehit olduğuna ve cen- nete kavuştuğuna göre mesele yok tu. Kan, mütemadiyen ve buainkü İspanya harbına taş çıkartacak su- rette akabilirdi. Akıyordu. Ölünüyor, öldürülüyor, — fakat muharebe bir türlü neticelenemi- yordu. | — İngiltere kralr sona gelmez bir işe girdiğini anlamıştı: — Faydasız bir mücadele.. Gü- nahsız insan kanları.. diye harbı bi- tirmek istedi.. Memleketine dönme- ge hazırlandı. Fakat işi bitirerek ve ya bir sona bağlayarak hareket et- mek lâzımdı. Bunun için - sultanın biraderine adamlar göndererek sulh müzakeresi için zemin hazırladı. Ri- şard, sulha istediklerinin yerine ge- tirilmesi şartile razı oluyordu. Sul- tan, şartların hiçbirini kabul etme- di. Konuşmaların da faydası görül- medi. Ferrara markisi, Rişardın anlaş- Sayda ile Berut şehirlerinin kendi- sine terkedilmesini istedi ve kabul ettirdi. Bu hal, İngiltere kralmı yeniden sulh tekliflerini yapmasa sevketti. Rişard, haçlılar ordusunun idare- sinde bulunan yerlerin kendilerinde kalmakla beraber Kudüsün de tes- limini istemekte idi. Sultan, birinci şartı olduğu gibi kabul etti. Fakat Kudüsün teslimine hiçbir surette Yazı olamayacağını bildirdi. Rişard; Ne yapmalı? Sultanı nasıl ikna etmeli? , Diye düşündü, taşındı ve buldu. Teklifi Sultan'da itiraz etmeden ka: bul etti. Teklif şu idi: Rişard hemşiresini Mclikülâdle verecek, sahilde zaptet- tiği arazi de düğün hediyesi olarak hemşiresinin, olacak: Sultan, fethet- tiği yerleri biraderine terkedecek. Kudüs, hem hiristiyanlara, hem de müslümanlara açık bulunacak ve Melikülâdlin karısmın, yani Rişar- dın hemsiresinin tasarrufunda — bü- lunacak. İki tarafm bütün esirlqi iade edilecek. Anlaşma çok - enteresandı. - Din - için akan bunca kandan sonra'iş'bir kral hemşiresi yüzündaân * halledili: yordu. Fakat halledilemedi. Çünkü rahipler hiristiyan prensesin müslü- manla evlenemiyeceğini ileri sürü- yorlardı. Papa, Rişardı afarozla teh- dit ediyordu. Bu, ancak, Sultanın'dinini değiş- tirmesi ile olurdu. Sultan ise, hiç ya- naşmadı. Çünkü bütün ' kavga din yüzünden oluyordu. Diğer taraftan Ferrare markisi Konrad durmadan Sultanla - anlaş-« mağa çalışıyordu. Rişard, sulh yap- mak için bu adamt ottadan kaldır- manın lüzumlu - olduğuna kanaat getirdi ve 1192 yılı | mayıs- günü 845 sene evvel bugün Konrad'ı öl- dürttü. . En mühim engel ortadan kalktık- tan sonra Rişard: »e Allah için döğüştük, Allah için harbe nihayet verelim.. Teklifini yaptı ve o Vakte kadar kendisine terkedilmesinde * ısrar' ettiği bazı yerlerden feragat ederek Allah için sulh yaptılar. Kimyager ; Hüsameddin Tam idrar tahlili 100 kuruştur. Bil- ümüm tahlilât! Eminönü Emlâk ve Eytam Bankâası — karşısında İzzet | (Devamı var) maceraları mamasından hiddetlenerek kendisi | Bey Hat n Nakleden: Hatice Süreyya - ğ Sultan ile müsalahaya karar verdi. 1 | SiziN DOĞRU VE HAK —— SAŞMALAMA BE BUDA!| | hN VE HAK CEVECCÜMÜNEÜZE | e EĞER ONU BURA ıD'A,_ ALIKOYSAYDIM SEVER BİR İNSAN Ol- PUĞUNUZU BiLDİĞ DEN Sizi RAHATSIZ : k'E.TTiK... iM- e aç / TEŞEKKÜR EDERİM YARINI. :ı gı ! Ü