23 Nisan 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam postası — — Türk ordusu 2000 yedek subay kazandı (Baş tarafı i incide) genç âbidenin etrafına çepeçevre sıra- landılar. Saat tam ona on kala mektep kumandanı Behzat merasimin başlaya- cağını bildirdi. Bando istiklâl marşını çaldı. Yedek subaylar hep bir ağızdan bandoya refakat ettiler, Bu sırada dire. ğe bayrak çekildi. Getirilen çelenk âbi- deye kondu. Marştan sonra yedek su- baylar kendi marşlarını söylediler. Sıra söz söylemeye gelmişti. Levazım kısmından Salâhaddin Savcı kendi yaz. dığı bir şiirini okudu. Çok — alkışlanan şiirinde bu genç şöyle diyordu: Ulus bizim — babamız, buyrultusu yolumuz demirdendir kolumuz İlerdeyiz ilerit Arkadaşlar ileri Adımız öztürklerin yedek subay erleri g-) ü— V Yüreğimiz — çelikten; Yılmryan Türk oğluyum, namusum. dur ulusum Bayrağıma yan bakan için kurulmuş pusum Cumhuriyeti Kâbe bilerek — selâm durdum Çankayada yaşıyor cihanşümul boz- kurdum Bundan sonra — süvariden Feridun Kurt kürsüye çıkarak Yedek subaylar namına tahassüslerini anlattı. Mektep kumandanı ile yeni çıkan subaylardan Emirn Havra âbide defterini imzaladı- lar. Kumandan bundan sonra kürsüye çıkarak merasimin bittiğini söyledi. A. lay müzikanın çaldığı askert marşa a- dım uydurarak âbideden ayrıldı.. 1700 yedek subay geldikleri sert —adımlarla istiklâl caddesinden geçerek Galatasa- raya indiler. Buradan Kalyoncukullu. ğgundan Tarlabaşına dönüp Taksim yo- luyla mekteplerine döndüler. Genç zabitler geçtikleri yerlerde biri ken halk tarafından coşkun bir surette alkışlanıyorlardı. âbidenin açılışı Yedek subay okulu sabahleyin çok erkenden bu yıl ördüya kattlan gençle- tin aileleri tarafından — işgal edilmişti. Bunlar pencereleri, balkonları, salon. larr mektebin ön ve arkasındaki bahçe- leri doldurmuşlardı. Saat onda İstanbul valisi Muhiddin Üstündağ mektebi res- men ziyaret etti. Bunu — Trakya ordu kumandanrı general Salih ve ordu mü. fettişi örgeneral Fahreddin, Harp akade misi kumandanı general Ali Fuat, İs- tanbul kumandanı general Halis ve bü- tün kumandanlık s«erkânı harbiyelerinin ziyareti takip etti. Kumandanlar ayrı bir odada, vali ile sivil davetliler mektep müdürlüğü dai. resinde bir müddet misafir edilmişlerdi. Davetlilerin mektep idaresi tarafın- dan izaz edildikleri srrada iki bine yakın / yedek subay Taksim âbidesine resmi saygı ve hürmette bulunuyorlardı. Saat tam on birde istiklâl — marşının çalınmasile merasime başlandı. Bütün subaylarla sokakları dolduran, Harbiye nin önünden Pangaltı ve Feriköyüne ka dar bütün yolları — dolduran dehşetli kalabalığın —müştereken söyledikleri marştan sonra heykelin üzerindeki örtü indirildi. Bunun üzerine mektep müdürü Beh- zat Göker söz alarak tam bir asker to. nile şu nutku söyledi: “Bir asırdan ziyade, orduya çok kuv- vetli ve kahraman subaylar yetiştiren şu tarihi binada, bu yiyğitler ocağında, vatan ve millet uğrunda canlarını feda etmiş, kanlarını akıtmış, en felâketli ve buhranlı zamanlarda Türk varlığınım, Türk istiklâlinin bekasına hizmet etmiş Türk kahramanlığını, Türk admı bütün dünyaya tanıtmış, yaptıkları kahraman- Irklarla Türk tarihine menkibeler yarat. mış binlerce yiğit — subaylar, bir çok büyük komutanlar, bir çok büyük şahsi yetler yetişmiştir. — Bunlarm arasında ve en başta Ulu Önderimiz, sevgili baş- buğumuz Atatürk de bulunmaktadır. Atatürk 1901 — yılmda subaylık ve 1904 birincikânununda kurmay subay. İrk tahsilini yiğitler ocağı ölan bu bina- da ikmal — etmişlerdir. Ulu ve sevgili başhuğumuz Atatürkün bu binada oku- dukları dershane tarihi bir kıymeti ha. iz bulunduğundan Harbiye okulu tara- fından ©o zamanki haline ifrağ edilmiş- tir' * Bu dershane ziyaretçilerin görmele. rine hazır bir halde muhafaza edilmek- tedir. Bu tarihi binada yalnız Atatürkün dershanesini canlandırmak kâfi değil- ; dir. Subaylık tahsilini burada olan her yerden evvel bu binada anıtın yapılması lâzımdı. Bu anıtı üç ay kadar |' devamlı çalışmalardan — sonra bugün, yani ulusal bayramlarımızdan biri olan ve Büyük Millet — Meclisinin açıldığı ve iki bine yakın yedek subayın orduya katıldığı hayırlı ve — uğurlu bir günde küşat edebiliyoruz. Bu anıtın Türk sa. natkârlarının ve Türk mimarlarının ve - mühendislerinin kıymetli mesaileri ile yapılmış olması göğsümüzü iftiharla ka bartmaktadır. Bu eserin, ecnebiler ta- rafından yapılmış olan diğer anıtlardan daha güzel ve daha muvaffakiyetli ola- rak vücuda getirilmiş olması Türklerin güzel sanatlerdeki muvaffakiyetine bü. yük bir örnektir. Türk milleti güzel sanatları ile ne ka- dar öğünse — yeridir. Küşat resmini şereflendiren davetlilere, anıtın yapılı- şında maddi ve manevi yardımlarda bu. lunan arkadaşlarıma okul namına teşek- kürlerimi sunarken Türk milletini ışıklı adımlarla terakki ve refaha doğru götü- ren Ulu Atamızın uzuün ömürlü olması. nr ve daima başımızda bulunmasını di- lerim. ! Yaşasın Türk milleti, Yaşasın onun Ulu Önderi Atatürk..,, Mektepte ziyafet ve diploma merasimi Saat birde, mektepte büyük bir ziya. fet verilmiş ve bunda üç bin kişi hazır bulunmuştur. Saat üçte de diploma tev. zii. merasimi yapılacaktır. Çocuk bayramı nasıl kutlulandı İstanbul çocukları her şeyden ev- vel kendilerine ait olan bayramlarını bu sabahtanberi bütün sevinçlerile ve varlıkları ile tes'it etmektedirler. Da. ha sabahın pek erken saatlerinde şeh. -rin sokaklarında en güzel, en cici-el. biselerini giymiş miniminilerin koşuş- tukları, cıvıldaştıkları, neşeden taş - tıkları görülüyordu. Saat 9 da Fatih meydanımı İstanbul mektepleri talebeleri — doldurmuştu. Park ve parkm etrafındaki yollar be- yaz koördelâlarla bir papatya tarlası- na dönmüştü. Saat tam onda burada merasime İs- tiklâl marşı iel başlandı, İtfaiye ban. dosunun çaldığı marsa meydanı döl. duran binlerce minimini seslerinin var kuüvvetiyle iştirak ediyordu. Marş alkışlar arasında bitince Fa. tih kaymakamı kürsüye gelerek ço - cuklara hitaben kısa bir nutuk söyle- di. Kaymakam bu nutkunda yavrula, ra bayramlarını tebı;ik ederek neşe ve saadetler temenni etti. Bu esnada otomobillere binmiş oaln diğer küçükler önlerinde itfaiye ban. dosu olduğu halde arkadaşlarının al. kışları arasında Fatihten hareket et- tiler. Yüz kadar otomobilden terekküp e- den miniminilerin kafilesi önlerinde mızıka bulunduğu halde ilerlerken yer yer alkışlar yükseliyordu. Belediye önüne gelindiği zaman a. lay durdu. Bando çalarken biri kız ve biri erkek iki küçük — belediye . ye girdiler. Burada çocukları, vali ve belediye reisi Muhiddin Üstündağ na. mına yazı işleri müdürü Necati kabul etti. Küüük Günseli ve Metin güzel bir re veransla yazı işleri müdürünü selâm- ladılar ve Günseli şunu söyledi: “— Bayramınız kutlu olsun. İstan. bulun sevimli valisi Üstündağın da bayramını kutlularız.,, Belediye yazı işelri müdürü buna cevap vererek: “— Bu bayram her seyden evvel sizindir. Onun için biz sizin bayramı. nızı kutlulayalım minimini yavrular. Sizler sevindiğiniz için biz de bugün seviniyoruz ve işte tatil günü olduğu halde sizlerin #elmenizi bekliyordum.., Alay hareket ediyor Bu eznada ctocuklara sehir namıma şekerler tevzi ediliyordu. Bundan #ön ra alay esnaf cemiyetleri önünde sü. görmüş N Abdülhak Hâmit . Dünya gazeteleri kendinden bahsediyorlar he Senws _?:ık ..: Kaybettiğimiz büyük Şair Abdülhak Hâmitten idünya gazeteleri bahsetmek. tedir. Bu arada İngilterenin en büyük haftalık gazetelerinden “Sunday Refe- ree,,de Hâmidin bir resmi çıkmıştır.“Tür kiyenin Shakespeare'i,, namını vendikle ri Hâmidi daima monokl — kullanması dolayısile — “Türkiyenin — , monokllu Shakespeare'i,, diye de tavsif etmek. tedirler. İngiliz gazetesi, Hâmidin bir eserin- den parça da neşrederek, onun anlayfk- bildiği kadar tercümesini veriyor. rekli bir alkışla karşılandı ve çocuk- lara hitaben bir nutuk söylendi ve şe- kerler tevzi edildi. Parti, çocuk Esir. geme kurumu, Halkevi ve vilâyetin zi. yaret edilmesinden sonra alay yoluna devam etti, Eminönü, Köprü ve Karaköy mah.,' şeri bir manzara arzediyordu, Halk yarının büyüklerine sevgi ve saygı İ- le bakıyor, onlatı__,ğl'kışlaxlırtşşçi B teşyi ediyordu. i ; Fındıklıda İstanbül “kümafdanlığı |- binasına gelindiği zaman nöbetçi za- biti kumandan general Halis namına küçükleri karşıladı ve onların bay . ram tebrikine karşılık olarak şunla. rı söyledi: “— Yarmımım cümhuüriyet ordusu er. lerini selâmlarım,,, Taksimde Alay Taksim meydanına girerken meydanı dolduran on binlerce kişi al- kışlamağa başladı. Taksim meydanı hiçbir yeri boş kalmamak üzere dol- müuştu. Ön plânda küçükler ve onla. rm arkalarında gözleri sevinç yaşla. riyle dolu büyükler görülüyordu. Merasim başlayor Abideye Çocuk Esirgeme kurumu. nun ve mekteplerin çcelenkleri konul - duktan sonra merasimi çocuk Esirge- me kurumu namına doktor Fethi açtı ve şehir bandosu istiklâl marşını çal. mağa başladı. Bu marşı meydanı dol. duran küçükler ve halk tekrar edi « yordu. Bundan sonra evvelâ Çocuk Esir- geme Kurumu namiına Muazzez Tah- sin ve müteakiben Beyoğlu Halkevi namına Ekrem Tur birer nutuk sSöy- lediler. Bu nutukları Beyoğlu 13 üncü ilkmektep talebelerinden 5S1 Sadi' Özkuzunun çök alkışlanan nutku ta . kip etti. Yine Beyoğlu 13 üncü mektepten 50t Mehlika Bayay kürsüye gelerek Bugünü veren Atatürke telgraf çekil. mesini teklif etti. Ve avuçlarını patla- tırcasına miniminilerin alkışları ara- sında şu telgraf sureti kabul edildi. “Atatürkümüz; anıtın dibine top. landık. Bize biraktığın emaneti du- yan, bilen, tanıyan bir inanla, sıkı sı. kt tutacağımızı biribirimize tazeledik. Sözümüz özümüzdür. Sizi burada bulsaydık mutlaka et. rafmı alacak, kana kana ellerinizden | öpecektik. Yüreğimizdeki sıcak sevgimizi bu telgrafımız size ulaşuuracaktır.,, Bundan sonra ÖOnuncu Yıl söylendi ve küçükler Çocukları Korü- mâ Cem'yeti müsamerelerine davet e- “dilerek dağıldılar. Marsı | Meşhur Rus muharriri -23.NİSAN — 1937 -— ——— İlya Ehrenburg İspanya harbinde Tanınmış Sovyet muharrirlerin den İlya Ehrenburg, İspanyada hükümetçiler tarafında bulun- Bi telerine — röpartaj ' yazmakta- dır. Son defa, asiler tarafmdan esir düşen İtalyan gönüllüleri- le yaptığı mülâkatın bir parça- sı şöyledir: Esirlerden biri bana, 'ecnebi leji- yonuna kaydolunan İtalyanlara da- gıtılan talimanamenin bir kopyesini dağR ç elt vesika üzerine yazılmıştır. İlk bakışta bir broşörden ziyade, bir diplamayı andırıyor, mühteviya- ti şöyledir: “Her ne kadar lejiyonerler, ya- bancı lejiyon üniforması giyiyorlar- sa da İtalyan olarak kalmaktadır- lar ve faşist İtalyan imparatorluğu- nun - ordusuna lâyık olduklarını is- bat edecek yolda hareket etmelidir- ler.,, İ Bu talimatı yazanlar, “İtalyan,, kelimesini göze çarpsınm diye italik harflerle dizdirmekle kalmamış, ay- nı zamanda altını da çizmişlerdir. Sanki bununla bir üniforma mesele- si mevcut olmadığını söylemek iste- mişlerdir. Fakat Guadalajara cephe- sindeki taburlarda, üniformalar da- hi, efrat kadar İtalyandır. Bu tali- matnamede, faşist İtalyan impara- torluğu mümessillerinin, işgal ettiği şehirlerde nasıl hareket edecekleri de yazılıdır. Şöyle deniyor: “Unutmayımız ki, milliyetçi İs- panyolların arazisindeki ahali, bizim kardeşlerimizdir. Onlara - karşı isti- “mal edilecek herhangi şiddet, bir suç tur.,, | “Yılmazlar, başa - çıkılmazlar, zapt ve teshir edilemezler,, diye anı- lan İtalyan taburları, Guadalajarayı almak üzere idilear. " Zabitler, askerlere bir harp tür- küsünün yazılı olduğu kâğıtlar da- gıttılar. Yüksek politikanın bir eseri olan bu türkünün kaba taslak bir tercümesi şöyledir: “Bizler, Musolininin sadık muha- ripleriyiz.. İspanyaya gittiğimiz zaman | Bütün kızılları temizleyeceğiz Güzel İspanya Seni bu felâketten kurtaracağız,, Mülâzim, bu şarkının söylenme- sini efrada emretti.. Bu, mart ayınm 14 üncü günü cereyan etmişti. Mülâzim, askerlere ileri harekete başlamaları emrini verdi. Bunun üzerine sadık muharip ler, güzel İspanyanım bütün servet- lerini unutarak ellerini kaldırdılar. Cumhuriyetçiler, bu “başa çıkılmaz ları mağlüp etti. İtalyan, askgri dok- toru, yaralrları bırakarak kaçtı.. Esir edilen 44 İtalyan, cumhuri- yetçilerin yüzüne dostça bir gülüm- seyişle baktılar. Esirlerden biri ba- na şöyle dedi: “Ben bir duvarcıyım; - işsizdim. Bizim Afrikaya gönderildiğimizi ve orada çalışıp geçinme yolu bulaca- ğımızı söylediler. Fakat nereye gön- derdiler? Buraya, her tarafından kurşun, bomba ve mermi yağan bu yere gönderdiler, bir tarafta ağır top lar, diğer tarafta makineli tüfekler, ve havadan bomabalar faaliyette.” Hiçbir insan oğlu buna karşı dura: maz. Ve nihayet, bütün bunlar ne için?,, Bu sırada esir, bombalar ve fi- şeklerin nasıl yandığımı ellerile işaret etti. Yemekten sonra, kendisi pek memnun görünüyordu. “Bize burada iş bulacaklarını va- | adettiler,, dedi. Dün cumhuriyetçiler, 200 İtalyan esiri daha aldılar. Hepsi daima aynı cevapları veriyor, bir çiftlik amelesi şunları söyledi: “Geçen yazdanberi işsizdim.., , L makta ve oradan Sovyet gaze- | verdi. Talimat, hayli gösterişli bir | , gördüklerini anlatiyor Bir müteahhit şunu dedi: “Teşrinievveldenberi — çalışmıyor dum.,, Bir gemi ateşcisi: “Son defa ne tarihte çalıştığını bile hatırlayamıyorum,, sözlerini söyle- . Ve bir marangoz: a “Bir sene, dört aydır işsiz oldu- gunu,, anlattı. İtalyan hükümeti, bir taşla iki UŞ vurmağa karar vermiştir. — İs- Panyayı zaptetmek, hem işsizlikten kurtulmak.. (MOSCOW DAİLY NEWS) En güzel VÜcutlu kız Amerikanın sahne direktörlerinden Dave Goulü resmini gördüğünüz Myra Blatton icin "Amerik;ı koro kızlart ara. sında en güzel vücutlu,, — demektedir, Bu meşhur direktör, kadın vücudü haki kmda en büyük salâhiyeti haiz bir mü. tehassıs öldüğuüundan; — söylediği sözle- rıî_n doğruluğuna hiçkimse — Amerikada şuphe etmez! /HABER'e | AM

Bu sayıdan diğer sayfalar: