23 Nisan 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| r —— T . EREP ” SA U K M iR W——.î——”. . L a n &5 Dış Zalitka Petrol kuyularının yanında aleş yakılmamalıdır ! — Fransa sefiri vasıtasile Fransaya — Yazan: Şekip Gündüz Cenevrede tekrar toplanmağa başlayan Hatay anayasa komisyonu, “mede- ni ve insan Fransa,,ya “müstemlekeci ve işkenceci, Fransadan bambaşka bir şey olduğunu bir defa daha isbat edebilmek imkânmı veriyor. İstiklâli kabul edildiği halde, hâlâ bir “yakın şark Fransız müstemlekesi,, olmak bedbahtlığı içinde ya- şatılan “Sutiye,, ve bü Süriyenin başına musallat edilen hain, kindar ve menfaat- perest uşak politikacrlardan sayısız azaplar çekeni “Hatay,; artık rahat bir nefes alabilmelidir. Hatay davasındaki Türkiye, Fransa tarafından siyasi tarihin seyrinde karşı. laşılmış en asil, en haklı ve en uysal hasımdır. Bütün arzüsu ve hedefi kâğıt i- zerine tesbit edilmiş, resmi bir taahhüdün, namüuslu ve salâhiyettar — olduklarına itimat olunmuş müurahhasların imzasını taşıyan bir taahhüdün yerine getirilmesi- le hülâsa edilen bu Türkiyenin en ufak bir allâklığâaâa muhatap olmaması lâzım. dır. Anayasa komisyonunun toplantılarına fasrla olan devrede Suriyedeki müs- temleke idaresinin pek kaltaban manevralarla başarmağa çalıştığı siğrenç — plân, Fransa için sadece utandırıcıdır. Gene bu müddet zarfında Fransız nüfuzu al- tındaki yakın şark topraklarında kendini gösteren isyan temayülleri, — protesto hareketleri ise bu Franmsanm kafasına indirilmiş bir intibah yumruüğüdür. İspanyol Fasında beliren Almanların ve diğer yabancıların Fransız Fasında, Cezairde ve Tunusta gümbürdüyen umumi memnuniyetsizlik ve emniyetsizlikten | istifade etmeğe savaşmaları ile bizim Hatayda bir resmi taahhüde — dayanarak, çok diğergâm olarak ve zavahiri koruyarak sırf Hatay için — aradığımız bir hak arasındaki farkt Fransa gözünden kaçır mamalıdır. Biz dahilt bir harp arifesinde bulunduğunu vehmederek zayıflamış bir Fran. sadan şöylece bir kıymık koparmak niyetini güdenlerden değiliz. Böyle olanlarla bir. tutulmamalıyız; onlardan farklı olduğumuz — kabul edilmeli ve — haklı olan — esas dahilinde hak olan — şey bhaklıya biran evvel verilmelidir. Dip- lomatik entrikaların en daniskalarını görmüş, geçirmiş bir millete soğuk soğuk mavallar okumakta ne gibi bir fayda tasavvur edilebilir? Fransa, her müstemlekeci devlet idaresinin yaptığı gibi kendi idaresinin de müstemlekelere vatandaşlarınımn en cahillerini en yobaz ve sersemlerini seçip gön derdiğini elbette bilir. Onların klâsik manevralarına bel bağlamamalıdır. | Dünya hâdiseleri dev adımlarile yürümektedir. Petrol kuyularının yanı ba. şında ateş yakılmamalıdır. Şekip GÜNDÜZ Denizyollarındaki tasarruf kârlı c__l__e_ gil h ata___l__ı_dr__! r! r_ n —mR —— eee G 1 ——— — ——— -— « Pazvand oğlu Bel — — da girmiş ve Mustafa Paşayı boğazlatmıştı ! Sırp ihtilâlcileri Kara Jorj oğlu “Jorj Petroviç,, İ kendilerine 1804 de reis intihap ettiler! — Yazan; N.N. Tepedelenli — — Üü Ve Türklerin vic dan hürriyetine karşı olan asil say.. Ğ gılarına — mukabil T8 “SgEH YHOYEK NOS,, buürg sarayı", ka., tolikliği, kamçı ile döğerek, — kılıncla parçalıyarak — ve çizmeyle — cezerek | Sırbistanda hâkim kılmağa çalıştı. Bunun üzerine her tarafta müthiş bir memnuniyetsizl i k başladı ve Sırplar akın sakım Türk hudutlarına göçet. | meye — koyuldu « lar. Evet... Avus . turyaya yaptıkla . rı — yardıma - ve Türk ordusuna ver dikleri zarara ne damet etmişlerdi. Maamafih Yu - goslav kanmdan o: lanlara bu acı mu. ameleyi yapan yal- nız Âvusturya ol . mamiştır. Venedik cumhuriyeti: de -Dalmacyada, ayni o«< yunu oynamış ve Macarlâr da, Sirpla. Fin müstakil bir kilise etrafihdü bir” leşmelerine bir türlü razı olmamışlar- dır. Yugoslav tarihleri Sokullu Meh. met devrinide Türklerin Peçte kurmak cesaret ve asaletini gösterdikleri pat. rikhaneye benzer bir müessese kurul- masımma hir başka milletin müsamaha ettiğini kaydedememişlerdir. Bereket versin ki ne oldum delisi haline giren Viyana Saraymın bu azamet ve şid. deti uzun müddet süremedi. Türkler yine kendilerini — toparlıyabildiler ve Pojarevaçda imzaladıkları ağır şartlı sulhü bozup Avusturyaya saldırdılar. Grotska civarında cereyan eden bir muharebeyi şerefli bir zaferle bitire. rek tekrar şimali garbiye doğru iler- lediler, Belgradı Zaptettiler ve Bel. gradda 1739 da yapılan bir sulh müua. hedesi Sava ve Tuna nehirlerinin te- nubundaki bütün âraziyi tekrar Ba- biıâliye bağladı. Güzel Bosnada bir cami Bu gefer Osmanlı idaresi Sırplara çok ağır ve eziyetli bir hayat sürdür; meğe başladı. Bunun “sebebi basitti. Üst üste harpler, hep Sırpların Avus- turyaya yardım — etmekte olduğunu göstermişti. Eh.-.. Demek Ki onlarla dostça yaşamağa 'savasşmak beyhude idi. Maamafih bu devirde de Sırpla- rın hatalı siyasetlerini unutmak ve onları Türklerle güzel bir dosltluk ve ahenk içinde yasşatmak istiyen Os. manlı vezirleri de görülmedi değil, Bunların hüküm sürdükleri mıntaka. larda Sırpların mal ve eanları taar- ruzdan kurtuldu. Nisbi bir emniyet Ve refah teessüs edebildi. Bu devrede Bosna müslümanları a- rasında da Babıâliye karşı bir mem. nuniyetsizlik belirmiştir. Babıâli A. vusturya ile-tekrar bir harp vukuun- da Yugoslav irkimdan/ olanların yine baş diriyeceklerini düşünerek pek sı- kı tedbirler almakta olduğu için Bos. nada da birçok beylerin imtiyazlarına dokunmuştu. : Deniz Yolları İdaresinde, bir Mayıs. tan itibaren Ekonomi Bakanlığı ta. rafından verilmiş bir tasarruf kararı- nm tatbikima başlanacağı söyleniyor. Memur ve müstahdem — maaşlarının “nisbetsiz,, nispetler dahilinde azal- tılmasını istihdaf eden bu tasarruf hiç de büyük ve âni bir lüzum ve se. bepten doğmuş sayılamaz. İktisat Vekâleti bu tasarrufu yap-. mağa neden lüzum görmüş? Söylendiğine bakılırsa, “geçen yıl Deniz Yolları İdaresi 200,000 liralık bir açık vermiş...... Acaba bu mühim idarenin bir yıl 200,000 liracık kadar bir açık vermesi cezri bir tasarrufu icap ettirir mi? Bizce bu suale müs- pet bir cevap vermenin imkânı yok- tür. Bizim vaziyetimiz bir yıl değil, beş yıl, hattâ on yıl, hem de seve se. ve, istiye istive böyle “masum” bir açığa tahammül etmeği âmirdir. Zira biz yepyeni bir deniz ticareti küurma- ğa karar vermiş ve bu kararın bir kısmını da tatbika başlamış olan bir memlekette yaşıyoruz. Deniz yolları- mizım bazı yıllarda verdiği 200,000 li. ra gibi hafif zararlardan kurtulmağı değil, deniz yollarımıza. uzun yıllar Denizyolları İdaresi için Almanyaya ısmarladığımız — süratli ve güzel gemilerimizden biri geriye alamıyacağımızı bilerek avuç avuç para dökmeyi düşünecek bir de. virdeyiz. Yeni nesiller, deniz yollarımızın minimini zararlarını dahi çok gördü. gözümüzü hissedecek olurlarsa, deniz ticaretimizin istikbaline kendi istik- ballerini bağlıyacak, gençliklerini, ze- kâlarını ve enerjilerini neztedecek ye. ni elemanlar bulamamak tehlikesile karşılaşırız. Böyle bir tehlikenin binde bir ihti. mal ile hatırlanması dahi 200,000 li. rayı on yıl müddetle tasarruf etme- meğe bizi mecbur edebilir. Kaldı ki, yapılması prensip itibari- le hatalı olan bu tasarruf, tatbikm. daki şekil itibârile de tashihe muh. taçtır. Haber veriliyor ki: “Altmış liraya kadar maâş alanlar. dan para kesilmiyecektir.,, Bundan duyduğumuz memnuniyeti burada kaydetmemek gaddarlık olur. Fakat cocuklu bir ailede altmıs lira- nın değil yetmiş, seksen, hattâ yüz li- ranm hakiki kıymeti 20 lira değil mi. dir? Acaba bu tasarruf, işine bir ayda I bu kadar az kıymet biçilen bir vatan. daşın bütçesini bir kat daha zorlama. ğa değer mi? Hem niçin bu kadar ince hesaplara girişiyoruz a efendim? Deniz ticareti- ne ehemmiyet vererek bir çırpıda mil- yonlarca liralık siparişler veren bir memleket bu gemileri ellerine teslim edeceği elemanlara bir yılda 200,000 lirayı neden çok görsün? Biz denizle. rimizde, her gün en büyük tehlikeleri göze alarak çürük gemilerle dolaşa dolaşa yetişmiş ve pişmiş olan gemi. cilerimize prim vermeyi, ikramiye ve mükâfat vermeyi düşünmeliyiz. Değil ki maaşlarından tasarruf edelim. Onlar mukaddes denizcilik sanatı. nı her sgeyin üstünde tutarak, aclığa, felâketlere ve sefaletlere tahammül etmemiş olsalardı biz de bugün, gemi- ciliği Fenike tarihinde okuyanlara dö- nerdik. ; Biz deniz yolları bütçesinde 200,000 lira acığı, derhal kapatılması düşünü. lecek bir mali Tasarruf, belki her şeyde tasar. ruf... Alâ., Fakat deniz ticaretinde ta- sarmmıf? Anla. ; Ticaret denize'liği hovarda iatir. Nizamettin NAZİF rahne addetmemekte.. ' yiz. Bu tasarruf kârlı defil hatalıdır. | Yine bu devrededir ki İstanbuldaki Rum patrikhanere'n cçevirdiği entri. kalar yüzünden Peçdeki Sırp patrik- hanesi de ortadan kaldırılmış ve Sırp kiliseleri Fener patrikliğine bağ- lanmıştır. ' Bugünkü Yugoslavyanın temeli nasıl atıldı ? On sekizinci asrm sonlarıma doğru Osmanlı İmparatorluğu — durmadan, nefes almadan yaptığı harplerden do. layı ayakta duramıyacak, devrilecek bir hale düşmüştü. İmparatorluğun Balkan yarımada. sında mirasımna konmak istiyen Rusya ve Avusturya biribirelriyle mücadele- ye girişmislerdi. Bu mücadele bir müddet devam etti, fakat günün bi- rinde iki hasmın Osmanlı imparator. luğunu ortadan kaldırmak üzere bir. leştikleri görüldü. 4 "—Avüusturyalrlar eski oyunlarını tek- rar ettiler. Osmanlı hududundan sok- tukları casuşslarla Sırpları tekrar teşi vik edip ayaklandırdılar ve bunlar. dan müstakil bir. kuvvet yapıp Os- manlı ordusuna hücum ettirdiler. (1788), Rusya da vaadettiği zamanda har- be girdi. Lâkin her iki taraf biribir. lerine itimat edemedikleri için müşte. U — 23'NİSAN — 1987 Hayata dair Çocuk ve kitap Dün matbaaya girmek üzere bizim yokuşu çıkarken Ahmet Halit kitahe- vinin önünde durdum: camekân biraz süslenmiş, içine çocuk kitapları di- zilmiş, Çocuk bayramı, çocuk haftası hazırlığı... Çok iyi, keşke bütün kütüp. haneler böyle bir şey yapsaydı. (Hep- sine bakmadım, belki bunu Ahmet Halit'ten başka dâa düşünen olmuş. tur.) O camekânın önünde düşündüm: çocuk bayramında oğluna, kızma bir | hediye almağı akıl edenler arasında kitabı da hatırlıyacak aceba kaç kişi çıkacaktır? Oyuncağı, gekeri, yemişi bırakıp da çocuklarınıza yalnız kitap götürün demiyorum; bilirim ki böyle şey olmaz, göcük da kitaba yemiş, şe. ker, oyuncak kadar sevinmez. Zaten onları resimli kitaplara dahi tercih etmiyecek çocuktan pek hazzetmem, küçük yaştan burnunu, kara çizgili beyaz kâğıtlardan kaldırmamağa alı. şan çocuk büyüyünce de şu ukalâ de. diğimiz insanlardan olabilir. Bırakın oynasın, yemiş, şeker yesin... Fakat öna alacağınız hediyeye bir de küçük kitap katıverirseniz na olur ? Kendisini beklediği bir zevkten mah- rum etmemesi şartile bu ummadığı hediyeyi de kim bilir ne kadar zevk'e karşılar!.. Hiç şüphesiz kitabı oltu. mağa baslar; belki çabucak — sikilip bırakır, Fakat &z birkaş gün t#onra ona görüverrteniz, onu teğvik ediverse, nis ne ölüur? Bu tüyük bir zahmet mi- dir? Size büğka bir şey söyliyeceğim: Varsın çocuklar için yazılmış oleun, 6 kitabı siz de bir öokuyuverseniz ne olur? Bikilir mismntz? Kitab fenâ ise, manasta bir geyse doğru, sikiliremiz; fakat size pek tadaz, pek sıkıet ge. len kitan emin olun ki gocuğunuz için de iyi değildir. Çocuk masallarının iyileri, —Andersen'"nkiler, Perrault"- nuünkiler büyükleri de eğlendirir. Aldı. ımız kitan o cinsten değilse okuması İnin gocuğunuza israr etmeyin ama bit başkasımı arayıp sörüttürün. İyi, sini hlç, hit bulamazsanız belki kiğkte Biniz.. Ahi hani o günler!... tet> — v man irfan h.,,_....ııîunüy[lk bir gey kâr zanmış olur! gocuğfu için temiz bir dille yazılmıs, zevk ile okunacak kitan. lar istiyen bir baba... Kim bilir? bel. ki bu suretle sizde de edebi eserler o- | kumak zevki uyanır. İ O zevk uyanırsa kitaplarda nle zen. gin bir âlem bulunduğunu anlarsınız; artık onlardan ayrılmaz olürsü ve onlarda size en yakm dostunuzdan daha yakın bir kimsenin, yani bizzat kendi kendinizin bulunduğunu görür- sünüz. Bu işe niçin daha evvelden baş. lamadığınıza yanarsınız ve: “Çocuğu. mu olsun bundan mahrum etmiye- yim,, diye çırpmırsınız. İşte o zaman Türk edebiyatı kurtulur: bugünkü sı. kıntısını giderecek olan kari kütlesi teşekküle başlamış. demektir. _ » Belki sizin vaktiniz olmadığına ka- nisinizdir; bir parça hüsnüniyet insa. na her gün bir iki saat boş vakit bul. durmağa kâfidir ya! ne ise, hakkmız var diyelim. Fakat çocuğunuzun da vakti olmadığını iddia edemezsiniz. Ona kitab alın; çok bir sey değil, yılda iki üç tane. Ama bilseniz çocu. ğumuza da, bütün irfan âlemimize de ne büyük iyilik etmiş olursunuz! Nurvullah ATAC H. — Dünkü yazımın adı: “Edebi. yat sevdası” değil, “Ebediyet sevda- SI İdi. rek hasımlarına şiddetle yüklenmek- ten çekindiler, Zira parçalanan bir Os- manlı imparatorluğundan Avusturya Rusyanm ve Rusya Avüsturyanın as, lan payını kapmasından ürküyordu. (Devamı var) Erkânı Harp İzzet Dömeke harbinde İzzet Paşanın Bir rolil var mıdır ? Pek yakında bu sütunlarda eifgdamllüz

Bu sayıdan diğer sayfalar: