5 NİSAN — 1937 Otomobilden inerken: — Beni burada bekle, "şimcik.. gelirim! - demişti. i Zira, o, fasahat ve balâgatin dai. | ma aleyhindeydi. Hep, aklma geldiği gibi konuşurdu. | Erkek tashih eti; —,s Şimdi... Genç kadn, en büyük meziyet. lerinden biri olan tatlı ösüdiyle sek, ray etti: — ii incik <anir, otomobili, Karaköy. de, köprünün başında dele ) tu, Seher eczahanederi sabun gl: | mek bahanesiyle indi. Koşarak gidi- ye — vs epey ilerlemişti. | gün karı k; i) kavga ediyorlardı. a em | yüreğini açan, ferah verici bi & | pe gi boşanan kavga ği öl ' “ a wvir tertibi müzmin kav- Meselâ: —- göpleğim nerede? — Uyku Yahut: AR $ Si ye Genç kalacaksın, haydi. işi- — Sana ne ? 5 — Nasıl bana ne? san azabını ben çekeceğim. Ve dırıltılara ilâveten de, kadı. nm Üç büyük kusuru daha vardı; ye. e . anlamaz, asla ev kadını » üstelik de bütü i i zarak amine Do ee dön Bayım... Burada durmak ya: Fakat insanm eksik para Delikanlı bunlar düşünürken, polisin sesi onu ayılttı. Saate baktı: Karısı yanından gideli kırk dakika olmüştr Biran Saberi aramağı dü- şündü. Filhakika, bu'kibrine doku- Kaydi. Fakat başka çare de yok- vu, Otomobili bir sokak ici tu., edi Eczahaneye eği vü ei çeri müs ka kimse pk Ee yn Şimcik... Demek sab: Yakin ““şimcik,, b enç adamın içini bir ferahlık! kala: Oh! artık kavgaları, Bind taları nihaye bulmuştu? Evinden a girecek, rahat rahat oturacak. kavaid hocası gibi gra mer ve lüğat tashihleri ğ mecbur olmıyacak! RE sk si atladı. Yoladü. Evinden içeri gi çeri girerken bir m, Mar, mırıldanıyordu; in Seherin yüzünden mele Şa Si kulağma bir ses gel- — Şimcik... He Si sesle tashih atti; iyi > Ri hayaldi. Ortada yattı! ahat rahat soyundu, » 4 . Üçay. bu, bö Say. bu, böyle devam etti Her Pi j > İl erkeğin içinde uyuyan hocalık ihti- yacmı bir türlü tatmin edememek onu üzmeğe başladı. Hizmetçi, söz. lerini dinlemiyor bile... Patronunur bazı muhaverelerini tashih etmek istedi. Fena halde terslendi. Herif, | öfkeyle yüzüne bağırdı: — Sen ne karışıyorsun? ukalâ- lığa lüzum yok! Hiç bir yerde eğlenemez oldu. İçine derin bir hüzün çöktü. Bir akşam, kavgasızlıZın, yalnız- lığın acısiyle kıvranırken kapı çalın dı. Delikanlı açtı. Karşısında Se. her, bitkin bir halde Evden kaçıp çapkınlık Yapan kedi- ler gibi, üstü başı kirlenmiş, harap olmuş, eskimişti. Korkak nazar- larla kocasına bakıyordu. | Erkek geriledi. Kadm yalvar - | duruyordu. | dı. — Güzelim... Kızma bana... Be ni affet! Ben... Ben... Ben'ne yaptı. ğını bilmiyordum... Bu sözleri doğru doğru söylü « yordu... Belli ki dikkat e diyordu, Er- kek mırıldandı: — Hani şimcik gelecektin? Kadın, hazin bir sesle: — Evet şimdi geleceğim demiş: | tim.Ne bileyim, kendimi seninle bed. | baht zannediyordum... Deli im; | şim meğer... — Nereye gittin? — İzmire! Eskeğin gözleri karardı. Sonra | kendini topladı. Nereye ve kime gitmişse gitsin bu, onu alâkadar etmiyordu. Fa » | kat bu kadar değişmiz olarak dön. | meki İşte bu onu üzüyordü. Karisi | bambaşka * olmuştu. “Af diliyordu. Dürüst konuşuyordu. Telâffuzunda bir hata bile yoktu. Kadm yalvarmakta devam eder ken, kocası onun sözünü keserek: — Evde sabun kalmamış! - dedi. — Affet beni kocacığım... | ... Kabahat bende... iç aydır bakamadım... Genç adam içini çekti, Tamam artık... Her şey bitmiş: &. Karısı bütün manasiyle başka bir şahsiyet olmuştu, Seher kocası- | nın kendisini affelmiyeceğini anlıya- rak, aralık kalmış kapıya rüdü ve mınldandı: — Anlasildi... Beni affemiye- deksiri,i İçinde bana. karşı “refret- lik,, var... Bit saattir “sana,, konu: şuyorum da adam akıllı cevap bile vermiyorsun... Erkek hemen yerinden | fırladı Güler bir yüzle karısmın omuzların. | dan tutarak: 2-'Ne dedin? ne dedin?... “nef- yetlik,, mi2... Sana karşı “nefretlik, değil, sana karşı “muhabbetlik,, his- sediyorum... Ha, tamam... Şimdi ka” | rım buldum... Davayı kazandığını anladı. Artık doğru konuşmak için kendisini zorlamesı da lâzım geliyor. ığru yü- | du. Rahat rahat ters sözlerine baş- ; Tonton amcanın Konseri yvyediler ladı: — Öyleyse kapıcıdaki çantamı | ar a sı n d a getireyim... Şimcik gelirim... Nakleden: (Hatice Süreyya) ——————— m aaa Yazan : Niyazi Ahmet 19 sene evvel bugün Avrupa, Asya ve Afrikada muha- rebeler şiddetle devam ediyordu Parisi döven “ Berta, nın ilk uyandırdığı dehşet ve bugün gülünç bulunan rivayetler Bir riyaziyeci bu topun yedi yüz metre uzunluğunda olması lâzım geldiğini yazıyordu 1918 yıl5 nişan günü, 19 sene evvel bugün Avrupa, Afrika ve As- İ yada şiddetli muharebeler devam e | İ diyordu. Bnisan gününün resmi harp teb- liğleri şudur: Filistin cephesinde: Sahilden Şe- ria nehrine kadar olan muntakada iki taraf arasında şiddetli top atesi testi edildi. Tayyare faaliyeti çok fazla idi. Kafkas cephesinde: Kıtaatımız geniş bir cephede ileri hareketlerine devam ettiler. Van gölü şimal sahi” lindeki Ereiyeş kasabasmı şiddetli bir muharebeyi müteakip işgal ettik. Sarı Fasmın garbmdaki kuvvetli ileri murahhaslart ve müstahkem mevki » lerin hepsini zaptettik. “Erdehan,, x aldık: 34 havan topu ve bir hayli | cephane elimize geçti. Karadeniz sahilinde Batum istikametinde iki hudut geçtik.,, Bu tebliğler, cepbedeki o Türk kuvvetlerinin harekâtı idi. Aynı gün müttefikimiz. Almanlar da bir çok muvaffakıyetler gösterdiler. Bunu da Alman resmi tebliğinin metnini vererek izah edelim: “ 5nisan günü Som'un cenubun- da (garp cephesinde) ve Mor'vin iki tarafında hücumda bulunduk. Düşmanı müstahkem mevkilerinden tard ettik, . İngiliz ve Fransız ihtiyat kuvvetleri askerlerimize karşı koş- muşlarsa da bunların hücumü ate » şimizin içinde kırlmıştır. Düşman bütün cephede ümitsiz pek çok olmuştur. Birkaç bin esir aldık. Hotye or. dusu tarafından alınan esirlerin ye- künü 90,000 kişiyi tecavüz eyle miş ve alınan topların miktarı 1300 hallimiz Fransızlar tarafmdan de - vamlı surette bombardıman edilme- si üzerine Ren'i ateş alına aldik. linde hayli esir aldık. Verdun önün- de gündüzün şiddetleşen ateş mu - harebesi gece de bütün şiddeti ile devam etti. Aynı gün Ukranya, Peltava'da demiryolu boyunda çetelerden tüfek ve mühimmat 28 vagon ile bir mil- yondan fazla top mermisi zaptettik... Asya harp il Türk kuvvetleri ile birlikte Alman askeri, Şeriayı geçerek Essalt üzerinde Am” man üzerinde ilerlemiş İngiliz piya- de ve süvari firkası neferlerini geri defettik.,, 3 Bütün bu harp tebliğleri arasm- da bu harplerin en muvaffakıyetlisi meşhur Verdun top muharebesinin mukaddemesini teşkil eden San ve Griven arasında yapılan herptir. , Bu muharebeden sonra bütün dünyaya verilen havadis şuydu: “Dört nisan g Şampanyada ve Muz'un şark sahi- | i zırhlı i bulmuştur. Laondaki ikamet ma: | fır. | harbin neticesi malüm. kalarının hattı Almanlar tarafından yarılmış ve birkaç kilometre derinli ğinde arazi kazanılmıştır. Müdafsa ve mukabil taarruzlara kalkışan düş- man son derece şiddetli mitralyöz a- teşi karşısında vahim zayiata uğra» mıştır. Ezcümle elli üçüncü Fransız alayı berhayat olarak esir edilen yüz | elli efrat müstesna olmak üzere kâ: önlem uhu ellik, Alman ordusunun muvaffakıye ti yalnız bu kadarla kalmıyordu. Harbin en korkunç taraft daha bir kaç gün önce “yeni inşaat,, diye bah sedilen Parisi döven meşhur topla yapılan bombardımandı. Bu topun o vakit uyandırdığı dehşeti anlatabilmek için,. o vakitli gazetelerin nasıl bahsettiklerine dik» kat etmek bizim. Bunu hülâsa ede- lim: “Bütün Paris vesaiti nakliyesi bir taraftan işaret almış gibi durdu. Ahali yeraltı mevkilerinden çıkmak istemiyordu. Deliklere (kapanan halk bir müddet sonra açlığın tesi- riyle meydana çıkımca yeni müşküs lt baş gösterdi. Haller, lokantalar, dükkânlar kâmilen kapandığı cihet- le yiyeceğe ait hiç bir şey tedarik e dilemiyordu. Fazla olarak Parisin | topla bombardıman edildiğine dair ortada türlü türlü rivayetler dolaştı» yordu. Hükümet evvelâ meselenin bir tayyare. taarruzundan ibaret.ok duğunu zannetti. Falnt top mer“ mileri gözden geçirilince hayret ve tsiz | dehşetartir. İştebu esnada gazete- olarak mukavemet ettiğinden zayiatı | ler ikinci tabılarnı çıkararak Parisin topla bombardıman edildiğini işaa ettiler. Halk koşuşuyor, havadis kat kat yayılıyordu. Klemanson ya- nında general Penen olduğu halde bir otomobille sokakları dolaşıyor, ahaliyi teskin etmeğe ve kapanan o mağazaları açtırmağa çalışıyordu, Fakat ahali bu sözlere hiç aldırmıyordu. En nihayet düşmanın 120 kile « metre uzakta olduğu resmen ilân e- dildi. Fakat ahali bir türlü buna inan dırılmaadı. Hükümet bizi aldatmak için hepimizi ahmak yerine koyu- yor, diyorlardı. İhtisas erbabı ken- dilerini bir bilmece karşısında görü- yorlardı. 120 kilometreden top atrr Tabileceinl fen izah edemiyordu. Aksiyon Fransez gazetesi Fran» sız riyaziyecilerinden birinin mâka- lesini neşretti. Bu makaleye göre topun en az Yedi yüz metre uzunlu” ğunda olması ve ancak yirmi dakika da bir mermi atması mümkün olaca» ğı ileri sürülüyordu. Ertesi gün yedi dakikada bir mermi atılınca ayni gas zete: “O halde Almanlar birkaç top bulunduruyorlar,, şeklinde yazı yazdı. Bombardıman devam ettikçe de rivayetler çoğaldı.,, Bütün bunlara rağmen umumi