Ya Uzak, çok uzak Yeni Kiney ada- ları civarda Rossel adası diye bir yer bulunur. Burası, son zamanlar da gazetelerde sık sık bahsi geçen bir yer oldu. Gelen haberlere göre bu adadaki yerliler, artık İngilizce öğrenmeğe başlıyorlarmış. Beyaz insanların adetleri bu vahşet diyarında yerleşi" yor. a Fakat bu adada seyahat yapmış seyyahlar, yamyamlığn hâlâ cari olduğunu gösteren alâmetler sezmiş lerdir. Rossel adasında, bir zamanlar, işitilmemiş yamyamlık (sahneleri görülüyordu. Bugün yaşayan insan lar arasında da bunu batırlayanlar yardır. Sent Pal gemisi, bir sıcak tem» | * | muz sabahında Hong Kongtan A- vusturlyaya hareket ettiği . zaman üzerinde yirmi Avrupalı ve 317 Çinli taşıyordu. Bunlar, Avustural- ya altın tarlalarında çalışacaklardı. Geminin kaptanı, bu seyahati re- kor addedilebilecek bir zamanda bi- tirmek için, Solomon adalarından geçen tabi yolu takip edeceği yer de kestirme bir yol aramıştır, Fakat başma gelecek tehlikeyi hiç aklın- dan bile geçirmemişti. Kısa bir zaman içinde Sen Pol gemisi yolunu şaşırdı. Ve nihayet akşamın alaca karanlıkları içinde, gizli bir kayalığa çarptı. Heyecan lar, telâşlar.. Fakat gemidekilerin hepsi, büyük kayalığın suyun sat- hında olan ve Heron adası adı veri" len çıplak bir kısmına çıkabildiler. Buradan Rossel adasının sisli Siloeteni görebiliyorlardı. Geminin son tahlisiye kayığmı alarak, kap- tan ve tayfası o adaya doğru kürek çektiler, Bir yer seçtiler, Ve geceyi. orada geçirmeğe karar verdiler. Garip yerliler esrarengiz bir su- rette ağaçların arasından beliriyor ve yine kayboluyorlardı. Fakat düş- manlık alâmetleri göstermiyorlardı. Küçük, garip ve mücadele etmekten utanır gibi bir takım mahlâüklardı. Fakat ertesi gün : şafakta, kana susamış büyük bir. vahşi kalabalığı ellerinde mızraklar olduğu halde haykıra, bağıra tepelerden indiler, Gemiciler, onlardan tamamen az olmasına rağmen kahramanca dö- yüştüler. Fakat yavaş yavaş ricat ediyorlardı. Nihayet tahlisiye kayı» ma eriştiler ve Heron adasına dön 'düler. Orada biriçtima akdedildi. Nihas yet, kayık içinde Avusturalyaya bir kafile göndermeğe karar verdiler. Böylece yolda bir gemiye rastla. yabileceklerini umuyotlardı. Ertesi gün kaptan, beyaz gemici" leri ile yola çıktı. Küçük kayığın gözleri önünden kaybolduğunu gören zavallı Çinliler yeise” düşmeğe başladılar. Avustu- ralyanın ne kadar uzak olduğunu ve bu yolculuğun ne derece uzun süreceğini biliyorlardı. İki gün sonra yiyecekleri ve sula» rı bitmek üzere iken Çinliler, Ros- sel adasından bazı dostça işaretler gelmekte olduğunu gördüler. Evve- lâ, onları reddettiler. Fakat taze yiyecek ve su almak ümidi onları şevklendirdi. Sonra Heron adası. Sn Rossel adasına nakli mekkân ettiler, O zamanlar, Rossel de Muvo isimli bir yerli, şeflik etmekteydi. | Yakın bir zâmana kadar Muvo en vahşi âyinleri yapardı. Ve bütün adada kendisinden korkulurdu. Küçüklüğünde bir delikanlı ken- i özlerinden Yaralamıştı. Mu- vo a öldürmüş ve yemişti. sine kimse karşı gelmeğe ce- saret edemiyordu. Es Serveti ve korkunç yırtıcılığı ona myamlık hâlâ yaşıyor! Dehşet uyandıran bir hatıra: 300 Çinli, kabile reisinin eline düşmüştü, yerlilerin ziyafet sofrasından ancak üçü kurtarıla bildi istediği ber şeyi temin edebiliyordu. Kadm, Kanu dedikleri kayıklar, sığır, batta insan eti bile ayağını gelirdi. Hiçbir kimse bir Kanu kayığı ya» rışmmda onu geçmeğe cüret edemez” Bunu yapabilmiş son yerlinin akibe- ti hakkında kimse bir söz söyliye- | mezdi. Çünkü onun hali pek yaman olmuştu. Şef, kendisini kızartıp ye miti, Muvonun hakimane idaresi altın da yerlilerde hayli kırışmışlardı. Sen Pol gemisi geldiği zaman adada bir ihtilli kopmak üzere idi. Fakat 317 Çinlinin manzarası bu müthiş reisin vabşi iştahasını tatmin etmeğe ya- rayacak bir şeydi . “Ayv,, mı evvelâ yoklar, etlerinin dolgunluğuna baktıktan sonra ateşe verirdi. Bazan “bir lütfi mahsus ola” rak,, avları fırında pişirttiği de vakidi, Bununla beraber Muvo, adada yegâne yamyam değildi. Onun zi- yafetlerine iştirak eden diğer yerli- ler de vardı. Yahut da insan eti ye- nilirken zevkle seyretmeğe gelenler bulunurdu. 317 Çinlinin, Rossel adasına gel mesinden 24 saat geçmiş geçmemiş" ti kir Muvo maksadını açıkça anlat | tr. 317 si birden bhapsedilmişlerdi Ve o günden itibaren her gün Mu: vonun önüne yeni bir Çinli getirili- yordu. Muvo her Çinliye de aynı mua meleyi yapıyordu. Ona doğru şöyle bir yürüyor, vücudunu bir gözden geçiriyor, o kollarını, o bacaklarını omuzlarını yokluyor.. Biraz şişman gördü mü, çılgmca kahkahalar atı- | yordu. Nihayet daha yaklaşıp Çinli- | nin kuyruk gibi saçından hırsla ya- kalayıp onu ayakları ucuna fırlat yordu. Bu sirada iki kocaman vahşi ge- lip kurbanı yakalıyorlardı. Bazan insanm vücudunu iple bağlamak için büyük bir mücadele geçerdi. Bazan cellâtlar onun kolla" rını bükerler ve tam iki saat, reva görülen her türlü işkence bu beşeri | kurbana tatbik edilirdi. Çinli nihayet kendinden geçmiş bilhassa bağlandığı gibi altma da bir ateş yakılırdı. Ateş enikonu palazlandığı zaman Muvo yerinden sıcrar ve elinde bir bıçakla ona doğru koşardı. İkinci ha- veketi, tekrar ger! atlamak olurdu. Bu sırada eKadeki bıçağın ucunda | bir parça kızarmın insan eti görülür- anali nazik bir usul tat- il , Muvo, avlarını hususi Yavaş yavaş bütün Çinliler orta" den siliniyorlardı. Yatışmak bilmi yen bir iştahayı tatmin için birer bi- | rer gidiyorlardı. 317 Çinli 200 e indi 100 ze indi... | Nihayet bir harp gemisi, Sen Po- j lun enkazmı teftiş etmek üzere gel- | İ maksat, yayların, tekerleklerin İ zımdır ki,buşoför, bir sergüzeşte HABER — Ak Olümden korkmayan Fedai şoförler Binlerce dolarlık maaşlarını hak etmek Için Kaza yapmağa miçin mec Nevyorktan yazılıyor: Bir malzemenin, yahut bir maki. nenin sağlamlığını denemek için bir çok ilmi usuller vardır. - Fakat, Ye» ni bir otomobil tipinin ne dereceye kadar mukavemetli olduğunu dene” n, Amerikan otomobil fabri- katörleri, daha ziyade pratik usül lere beşvurmaktadırlar İklim vaziyetlerinin fevkalâdeli- ği dolayısiyle, yahut önceden görü- lüp kestirilmiyen âmillerin tesiri al tmda ârızalı arazide gidildiği veya bir kaza olduğu takdirde, bir oto- mobilin nelere karsı koyabileceği an- cak pratik tecrübelerle anlaşılmaks tadır. Bu tecrübeler ise, büyük bir soğuk kanlılığa bağlıdır. Amerika daki bütün otomobil fabrikalarının canlarmı dişlerine ( takmış, gözleri hiçbir şeyden yılmıyan, fakat buna mukabil hatırı sayılır bir maaş alan tecrübe şoförleri vardır. Bu adamla« rm hayatı öyle bir tehlikeye maruz- dur ki sigorta kunipariyaları bu gibi tecrübe şoförlerini sigorta etmiyor « lar, Bu şoförlerin en tanınmış olan” larından biri... Otomobil fabrikaları» nın tecrübe şoförü Jimi Laynç'dır. Bu adamm zihinlere durgunluk ves ren tecrübeleri oldukça çeşitli ve u- | zan bir seri halindedir. Meselâ ; alelâde bir toprak yol üzerinde 100 kilometre süratle giderken, otomobi. le takla atırrmak maksadiyle direk- siyonu birdenbire yana kırıyor. Bu vaziyette, otomobil, evvelâ tepe takla devriliyor, ondan sonra tekrar tekerlekleri üstüne düşüyor. Bu hünerle güdülen gaye, sade- ce cesaret göstermek değildir. Oto - mobillerin ters yüzü devrilmeleri sık sık olan kazalardandır. Tecrübe şo. förü öyle bir kaza halinde #tomobi» lin ne derece sağlam kalabileceğini denemekte ve dolayısiyle firmaya reklâm yapmaktadır. Jim'in yapmakta olduğu tecrü- belerden biri de, biribirine muvazi ve yanyana birçok demiryolu rayla» rmı son süratle katedip geçmektedir. Tabii, böyle bir tecrübede lâstikler patlıyor; fakat bu tecrübeden asıl ve dingilin mukavemet derecesini ölç- mektir. Ancak, şunu da kaydetmek lâ. atılır gibi, böyle bir tecrübeye körü körüne atılmıyor, Kendi kemiklerini değil de, otomobili kırmak için, ev- velâ en muvafık şekilde hareket et- menin birçok tecrübelerini Yapıyor . Böyle bir tecrübenin ilk tedbirlerin « den biri, şoförün yerine sımsıkı bağ: lanmasıdır. Ondan sonra, herhangi bir çarpmaya karşı koymak için ba» şına bir migfer geçirilmektedir. Oto- mobilin içi pamuklu yastıklarla kap- lıdır; camlar ve fırlayıp çıkmak ihti meli olan kısımlar. çıkarılmaktadır. | Bu suretle hiç olmazsa nazari olarak tehlike imkânları azaltılmış oluyor. .. . Laki (bahtiyar) lakabiyle anılan | Corc Tetef, P... fabrikalarının oto - mobillerini karmakarışık bir sirk nu marasını andıran acaip bir manialı koşuda denemektedir. Bu şoför evv kayak sporcu: larının bildikleri gibi, otomobili biri. biri arkasma dizilmiş olan tramp- lenler üzerine | sürüp atlamakta ve diği sırada Rossel adasında üç Çinli sağ kalmıştı. Bugün Rossel adasında, gemi tayfalarınm dehşet ve hayretle bak» mış oldukları bir noktayı hâlâ göre | bilirsiniz. Burzsr, bir zamanlar kam: çı gibi 300 Çinli saçının yığılmış ol duğu yerdi, burdur? ii “Kaza yapmağa mecbur fedai şoför olam bir şoför kaza yapmağı istemez ama her atlayışta birkaç metre yüksek- likten sonra tekerleklerin üstüne düşmektedir; bundan sonra var sür atle yoluna devam ederek otomobili gayet sağlam bir şekilde yapılmış o- lan bir parmaklığın üzerine sürmek» tedir. Bu parmaklığı yarp geçtik- ten sonra önüne bir toprak yığını çıkıyor. Otomobil bu yığında devri- lip bir takla atıyor ve arkasından bir çukura o yuvarlanıyor. Böyle bir marifet başarılırken insanın kemik- İeri kırılmaması için çok büyük bir ustalığa lüzum olduğunu kayda ha- cet var mı? Bu tecrübenin sonunda, — bil ekseriya param parça oluyor. Bunun üzerine kırılıp dökülmüş olan parçaları birer birer toplanarak mü- tehassıslar tarafından uzun uzadıya muayene ve tetkik ediliyor. * » » Bu fabrikalar yalnız suni kaza» lar tertip. etmekle iktifa etmiyorlar; tabiatin arızalariyle de tecrübelerini yapıyorlar. Meselâ, Los Ancelos ci- yarında bulunan ve dünyanm en dik yolu olan Munt Vilson dağına, oto* mobili son süratle sürüp çıkıyorlar. Bu. yol deniz kenarından başlamak- tadır. Dağın en yüksek noktası 3000 metredir. Hava tazyikinin birdenbire değişmesi, karburatörün ve devamlı yokuş vaziyeti dolayısiy- le otomobilin yük altına giren diğer kısımlarının ne kabiliyette oldukları tetkik ediliyor. Bu dik yol bittikten sonra, “ölüm vadisi,, adı verilen bir kum çölüne inilmektedir. Deniz seviyesinden da” ha aşağıda olan bu çölde, yazın öğ” le ğa normal sıcaklık 6070 derecededir. Bu tecrübe esnasında da soför, muhtı'if kısımların ne derece kızıştığını, ne kadar su ve yağ har” candığını tesbit ediyor. don V'a H., fabrikaları da çok acaip bif Mem” Şimdiye kadar binler€ 7 Nisan Büyük ikramiye: 6. ıncı keşide Aynca: 40.000, 25. lirahk ikramiye'erle ( iki adet M Dikkat: Bilet alan herkes olur, 0,000 ve 209 000) ükâfat vardır. 7/Nisan değiştirmiş bulunmalıdır. Bu tarihi” ötü bir tarzda tekeli Siri tecrübe şlörü i Miri Bu şoförün, her al rinde elinden mutlaka hi, sel n cinsten olması şarttır. N z yyen bir şoför tipini böyle bir voförl, tem tecrübe çok faydalı oluyor; We gora basıp Vitesi unu gibi ok geç fren YAPAN, otomapı ime iz geldiği balde sola bakan, kim lerdir. Böyle birine Bir otomat verilince, hans” Klan mukaves meti aZ © pr y öğ, ik kabil e'ivor. yenmek Kg, 25 kilometre uzunluğ, Ford lebilecek ber türlü arı, edilmiş kendi; yolu vardır. iş vah, N “kemikleri kıran te “çehennem yolu,, çölü Fi” gibi adlar tanyan kısımları il anması, NE biçim bir tecrğh, Ç» bulun hakknda bir fikir verebili" pilli son noktasını su il, . ve bir bendek teşkil eded p... firmasının bam iç “yardır. Bu firma, : e hiç durmadan 400002 pen metod in şoförleri bir Maraton koşu; Şoför çok defa kendinden geçip Uyu: 78 ,yunca da kazanın olacağ, Uyu? bilirsiniz. Zaten maj Mu v; gyor» tari yi $... firmasının i ömürdür. > f w in içine dinam; kerleklerin ürat ei s1, Süsü dere” Yahut 80 kk Yeğen iki otomobili çarpı le yapılan tecrikj otol . eli ve nereleri zayıf vet gil kuv. olduğu & a lirahıç * 937 günü akşamma sonra bilet iin bl