Mısırın “Montrö,, sü i yaklaşırken... İsviçreden gelen haberler, on ay evvel bir Türk siyasi zaferini tescil et- - miş olan Montreux'gün döst ve kardeş Mısırm büyük ve hayati bir davasına © sahne olmıya hazırlandığını bildirmektedir. İsviçrenin birçok şehirleri, köyleri ve şimali İtalyada Maciyore ve Garda gölleri civarındaki bazı dinlenme yerleri'ile cenubi Fransanın eğlence timan. Jarı, adlarını dünya siyasasınm şu veya bu mühim hâdisesine karıştırmışlar. dır. Fakat umumi harpten sonra milli hareketlerle dirilen milletlerin tarihin- © de Montreux, Lozandan sonra enbüyük ehemmiyeti kazanmıştır. i Mısırm büyük duvasma sahne olduğu günü siyasi tarihin Üçüncü Mon. treux diye anacağı bu kasaba, Leman gölü etrafındaki benzerlerinin en güze- li, en sakini ve en şirinidir. Orada ilk siyasi toplantıyı Şiyon şatosu Ba'liy'lerine karşı isyan eden Vaud'lular yapmıştır. O zamünki minimini köyün romantizmini İngiliz şairi Bayronun Leman kıyılarına karsı olan sevgisi bir katdaha arttırmış ve Bo. ğazalr kohferansındaki Türkiye ile romantizm, bu kasabacığa bir daha iline. memek üzere, adamakıllı sinmiştir. Birinci Montreux, Briyan'ın devrinde boğazların 'Dürikk kontroluna verilme- mesi için yapılmış olan toplantıya verilen addır; İkinci Montreux, “Boğazlar kontrolunu Türkiyeye iade ederken ilk Montreux'den alınan bir öcü de ifade ettiği İçin siyâsi ehemmiyeti çok yüce bir tarihi hâdisedir. Şimdi üçüncü Montreux başlıyor. Bu Montreux, Mısırm büyük bir hedefini ifade edecek, Kahireden akseden haberler Nahas Paşa heyetinin konferansa gu. İstekleri bildireceğini kaydetmektedir: 1 — Lâğvedilen kapitülâsyonların yerine konacak bir mushedenin müzake. resi, Bu müahede Mısırdaki ecnebilere ticaret, din, ikamet, seyrüsefer, kültür hürriyet ve içtimai hürriyet temin edecektir. 2 — Eenebilerin mal, can ve ırzlarını himaye edecek hususi bir polis teş- kili. 3 — Mali kapitülâsyonların lJâğvı. Etnebilerden almacak vergilerden çık. ması muhtemel ihtilâfları tetkik edecek bir idari mahkemenin nasıl tesis edi. leceğini münakaşa, 4 a Adi kapitülâsyonların lâğvımdan sonra bütün davilârm Misir mah- kemeleri tarafından tetkik edilebileceği güne kadar teşkili tasâvvür edilen muhtelit mahkemelerin şalâhiyetleri. Bu konferansın idaresi de Milletler Cemiyeti “tarafından Bay Ağnides'e havale edilmiştir. Bu zat bizim Montreux konferarsımızda “cidden wükemmel bir diplomat ve münevver olduğunu İspat etmişti. Bununla Mısırm Montreux. vü Mısirin menfaatlerine ve hedeflerine yar olabilecek bütün unsurları cami olarak başlıyor. Dost ve kardeş millete mes'ut bir netice temenni ederiz. Şekip GUNDUZ Eski mütekaitlerin maaşları yenileri gibi olamaz mı? Cemiyet bu iş için teşebbüslere girişiyor Umüm askeri mütekaitlerle dül ve yetimlerinin dahil olduğu cemiyetin yılık kongresi dün Şehzadebaşmdaki cemiyet merkezinde yapılmıştır, Toplantıda , harp meydanlarında göğsünü bin bir meşekkate germiş ib- tiyar mütekaitler, her yaşta dullar ve onların yetimleri bulunuyordu. Görü. Jen manzaranın çek acıklı tarafları vardı. Kongreye gelebilen mitekaitle- rin arasında bile cidden acınacak bir halde olanları, ta Eyüpten, Yedikule: den Mecidiyeköyünden yürüyerek gel diğini söyliyenler vardı. "Toplantı eski harbiye nazırlarından emekli general Feridin riyasetinde a. çıldr. Okunan raporun bilhassa bir Kıs, mı bütün hazırunu yakından alâkâdar ediyordu. Bu da idare heyetinin eski mütekait maaşlarının bugün değil bir ailenin hattâ bir Insanm bile yaşama- sina kifayet etmiyecek kadar âz olu. şundan dolayı bunların İstiklâl har- binden sonra tekaüt olanlarla bir se. viygye getirilmesi için cemiyetin ya- pacağı pek haklı ve yerinde teşeb. büstü, Raporda mütekaitlerin umüm vesalti nakliyede ucuz bir tarifeden istifade, etmeleri ve meccani bir'mu aygnehana açılması için teşebbüslere, Bğtikleri kaydediliyordu. Bilhassa (er meydanlarında Atatür- kün emir ve kumandasında bulunmak gerefine eren bizler, bu ihtiyar hali: mizle de her zaman; her yerde orun bir işaretile can vermeğe haziriz.) söz. Jeri uzun uzun, hararetle alkışlanmış- tır. Râporunda ancak 2600 liralık büt. çesi olduğu görülen cemiyet yine mü. tekaitlerle dul ve yetimlerin yardımı. na koşmuştu. ” eo a lk, Hükümetin her halde Türkün varlı- ğını koruyan mütekaitlerle dul ve ye. timlerin yardım kurumunu onların şerefleriyle uygun bir hale, yahut baş- ka bir teğekkül vücuda getireceğini u. marız, ç i . General Lüdendorf Feld - Mareşal Rütbesile: taltif ediliyor Berlinden Haber verildiğine göre, ge- neral Ludendorfla Hitler arasında vaki olan barışma neticesinde, ihtiyar gene. râlin Fled - Mareşal (o rütbesiyle tajtifi takarrür etmiştir. Bu rütbe (kendisine T2.inci seneidevriyesine (o müsadiff 9 nisan günü verilecektir. Maamafih, bu merasimin, Hitlerin 4B inci senei devri- yesi günü olan 20 nisana tehir edilmesi de muhtemeldir. Diğer taraftan, Ludendoria Alman er kânı harbiyesinde çok mühim bir mevki verileceği de anlaşılmaktadır. Haber — Lüdendorfa bundan iki se- ne evvel gene mareşal rütbesi verilmek istenmişde de, ihtiyar general sırf Hit- lerle olam dini ihtilâf © yüzünden bunu reddetmişti, Bu ihtilâfın bugün tama. mile halledilip edilmediğini kestirmek güçtür. Buna rağmen, Almanyanın bü- tün kuvvetile silâhlandığı ve ordusunun tekâmülüne €&emmiyet verdiği bu de virde, Hitleşin bazı fedakârlıklar yapa. rak, hef ne 'pabâsına olursa olsun, ihti- yar gönürelin askeri dehatımdan istila: de etmek istediği anlaşılmaktadır. Esa. sen Ludendorfa orduda mühim bir mev ki verileceği haberi de — bunu pekâlâ göstermektedir,” : Haberiniz ola ki: Nurullah Ataç ediplerimizlie “Mitat Cemal mülâkatlara başladı “Edebiyatın gayesi cakadır,, e 2 (Baştorafı 1 incide) , — Çok terbiyeli, nazik bir genç, dedi. Bugün tanıştım, bir şiirini okü. du. Yazıp gönderecek. Manzume bir iki gün sonra, bek ki de. ertesi gün son derece nazikâ- ne'bir mektupla geldi. Adı: “Bir zabitin kesik kolu huzurunda,, idi. Babamo manzumeyi İktitaf'a almak istiyordu. Zâten babam « İktitaf'ta en yeni muharrirlerin de yazıları bu- lunmasını ister, mekteplilere oku - tulabilecekleri bir deftere kaydeder di. Yakub Kadri'nin Elhac Necdet e- fendi'sini pek sevmiş, bir kırsat ki- tabrma alınmasına imkân göremediği için de haylı üzülmüştü... Umumi harbden sonra İktitaf'ın yeni bir tabı çıkmadığı için Midhat Cemal'in 6 güzel manzumesi giremedi. Midhat Cemal, Atâ beye karşı hürmet şeklinde tecelli eden nezakes tini, onun oğluna da teveccüh şek- linde ibrazı diriğ etmedi. Kendisi ile 1920 den sonra ve her görüşümde iltifatma nail oldum. Edebiyatı o - nun kadar seven az adam gördüm; her hususta fikirlerimiz birdir demi» yeceğim; ayrıldığımız birçok nokta” lar olabilir. Fakat düşüncelerini, kimseyi rencide etmeden söylemesi- ni ve karşısmdakinin de söylemesi. ne müsaade etmeği bilir. Kendisi ile konuşmağa giyiğim gün bana, evvelce kimleri ziyaret ete tiğimi sordu. — İlk olarak sizi görmeğe geldim. — Ama benim söyliyeceklerim ilk olarak çıkmasın. Üstatlarimızdan öne emiş olmak istemem. ii geldiği” kiminle konuşacağımı da henüz miyorum, Bü günlerde romanınızin kitab halinde çıkacağını haber al'- dım.,. : Bünu anlatınca evvelâ kendi sö lerinin çıkmasına müsaade etti. Sor» dum: — Sizce edebiyatın gayesi, gü- zellik nedir? — Caka! Bu kadar samimi, bu kadar id diasız bir cevaba hayret ettim. — Peki ama, dedim, sizi bu ca- Kaya sevkeden nedir? — Bunlar beşeri zaaflardır. İn- san kendini fazla duymak ister; ya” da asıl manası budur. Ben “zevki, hayatm bütün hırslarını, işti . ereb ve şehvetini edebiyatta bul. Midhat Cemal, yazılarında gös terdiği titizliği konuşurken de gös- teriyor; kelimelerini arıyor, en doğ- demek istiyordu; frenkçe kelime için bir karşılık aradr... Simdi bir roman tercüme ediyor: bir kelime için böy- de üzülen bir muharririn tercümeleri elbette ki güzel olacaktır. — Edebiyata nasıl başladmnız? — Manakyan'dan başladım. Biz. de Manakyan, Fikret'in dediği gibi, “şarkm garba açılan ilk penceresi * dir.,, Vakıa kömürlük penceresidir ama yine bir menfezdir. — Namık Kemal'in Hâmid'i, Paul de Sain . Victor'u okudum. Bit- tabi bunları pek de iyi anlamadım; evvelâ isimlerini severek, sonra eser- lerine geçerek sevdim. Sonra etrafı. ma baktım, bunları sevmenin bir ge- rilik olduğunu görünce başkalarının hoşuna gidenleri sevmeğe başladım. Asıl kendi sevdiklerimi yatak odam da, etrafın sevdiklerini misafir oda - smda ölcudum. — Demek yatak odasındaki Mid. hat Cemal'le misafir odasındaki bir değil? — Tabii değil mi? En basit in- sanlar bile iki adamdır. Yekparelik dai GELİ vi ikisi xa Aİ nü e bence, teaddüd ettiği nisbette İnsan: — Size roman yazmak “hevesi nereden geldi? — Nazımdan o kadar korktum ve bıktım ki!... Hiç bir ş3y yapama- dığım bu nazımlıcıktan kurtulmak için, nesrin daha da güç olduğunu unutarak roman yazmak istedim. Bir üslüp yoktur, zabt - ü rabt yoktur, hatta mevzu yoktur gibi güzel iddi. alar ortaya çıkınca; bu iddiaların da birkaçını okudum İsveç erkek ve ka- dın muharrirlerinin eserleri de isbat ediverince ben de, M. Yourdain gibi, “kırk senedir nesir söylü da farkında değilmişim,, diye nesre başladım. — Üç İstanbul'un birkaç haftaya kadar kitab halinde okuyabileceği - miz müjdesini siz de teyid ediyor sunuz. Şimdi yeni bir roman Şazıyor musunuz? bir vaka edebiyatı var. Nazmım kuv- vetli olsaydı okunsun diye piyesler — Nazmınızı niçin beğenmiyor- sunuz? — Çünkü nazım, nesirden çok çabuk eskiyor. İki sene evvelki naz- mm, “Yirmi sere evvelki kadar eski buluyorum. Her şeyin kötüsü fe - mez. Nâzım Hileme anın da benimki bir istambulin kadar, bir hırka kadar eski kalıyor... Zaten be- nim için iki yeni'adam var: Falih Rıfkı, şiirde Nazım Hilemet... — Radioyu sever misiniz? — Kendiminleini evet, komşula- rınkini hayır. — Son zamanlarda İsvezlilerden başka Avrupa muharrirlerinden han- gilerini okudunuz? ve — Fransızlardan Jean Giono - nun, Ruslardan da İlya Ehrenburg”* un kitablarmı severek okudum. Fa- kat bunların romanım üzezinde hiç bir tesiri olmatı, cünkü sonredan 0- — Tenkid, münekkid hakkında ne düşünüyorsunuz” Benim arasıra da tenkidle uğraştığımı unutarak €8* vab vermenizi rica ederim. — Büyük bir yazı adarar, halı - runda kaldığma göre, şöyle der “Tenkid yoktur, çünkü müellif yok- tur; kaç kari varsa o kadar kitab var” | dır.,, Meselâ Fuzuli'nin divanı bir tane değildir. Hamidin bir Fuzilisi, Fikretin bir Fuzuli'si vardır; yani her karin bir Fuzuli'si vardır. | Bunu herkes anlasa muharrir - münekkid kavgaları kalmazdı. Nurullah Ataç Almanya Mısırın kapitülâsyonlar için montröye daveline Ret cevabı verdi Cenevreden haber (verildiğine göre 12 nisanda Montröde toplanacak olan kapitülâsyonlar konferansına İtalyanın iştitaki de tekarriir etmiştir. Buna mu. kabil, müşahit srfatile davet edilen Ak manya ise Mısır hükümetinin bu tekli. fini reddetmiştir, Bugün kapitüler olan devletlerin adedi 12 dir: Belçika, Da, nimarka, Fransa, İngiltere. Yunanistan, İtalya, Hlolanda, Norveç, Portekiz, İs- panya, İsveç ve Amerika, © Avusturya, Alman ve Rusya harpten sonra kapitü. ler devlet vaziyetini kaybetmişlepdir. Fakat Mısır hükümeti, Montröye yalnız bu'12'devleti © değil, Almanya, Macaristan, İsviçre, Polonya, Çekoslo. İ yalnız hayvanlarda vardır. İnsan, | vakya, Romanya ve o Yugoslavyayıda /$ NİSAN — 1937 Benes iBe'grada hareket etti Fra“ —..—.... İİİ Küçük Iilâfı Italya - Yugoslav anlaşmasının sarsıntıya uğrattığım yazıyorlar Prag“ 4(AA)— Reisicum” hur Benes bugün - öğleden sonra Belgrada hareket etmiştir. Benes, 7 nisan çarşamba gününe kadar Bel. gradda kalacaktır. Belmrad, 5 (AA) — Bugün Belgrnta gelecek olan Benesin şere- fine parlak bir kabul resmi hazırlan! miştir. $ Çekoslovak — reisicumhurunun rı; üzerindeki bütün - istasyonlar yraklarla donatılmıştır. İ i Ordu, halk, mektep çocukları, Wniycrste talebelsi ve siyasi firkz» lar, Benesi istasyondan ikametine tahsis edilmiş olan eski saraya gis den yolun iki tarafında yer alarak kendisini selâmlıyacak ve alkışlıya- caklardır. Bir askeri geçit resmi ya» ve müteakiben naib hükü- met prens Paul, bir ziyafet verecek; tir. Benes, Belgraddaki ikameti eo nasında gerek naib hükümetle, ge yek Kl eş ile siyasi görüşme., tir, i Paris 4 . — Küçük İtilâf kon. eransının bir mütekabil yardım misakt hakkındaki Fransız teklifini ber. tara etmiş olduğu suretindeki haberler dolayısile diplomasi mahafili, Fransız Hariciye Nezaretinin Belgrad tebliği üzerine hiçbir tektine bulunmamış ol- duğunu tasrih etmekte ve Benesin pa. zartesi günü Belgradı ziyareti esnasın» da yapacağı görüşmelerin vaziyeti tav» zih edeceğini ilâve eylemektedir. / Konferanstan sonra görüşler İtalyan gazeteleri Küçük itilif konuş malarmdan sonra Fransanın telâşını yersiz bulmakta ve Fransız haritiyeşi, nin vahi ümitlerden vazgeçmesi tavsi- yesinde bulunmaktadırler, > Mazmafih Fransızların — plânlarnın ademi Mü, Yyaltalşiy rte Meşierterientre TA nen — gene bir takım teşebbüslerde : bülür. nacakları ümit edilmektedir. Fransız gazeteleri ise şu mltaleada: Le Peuple gazetesi diyor ki: “Hakikat şudür ki Küçük früâr, Bel» grad konfetansından sarsılmış olduğu halde çıkmıştır. Bilhassa İtalyan . Yu- goslav misakının imzasi, üç memleket arasındaki birlikte clddi rahneler açmış» i Aube gazetesi, yazıyor? Y “Bu, Fransa için bir muvaffakiyet. sizliktir. Niçin inkâf etmeli? Maamlih telişa düşecek olursak haksızlık etmiş oluruz. Merkezi Avrupa, mevcut kıy. metlerden hangisine güvenilmesi lâzım geleceğini pekâlâ bilir. Fransa ile İngil- tere fena oynıyorlar. Fakat neticede mu hakkak surette karanacaklardır.,, Polonya gazeteleri son konsey İçti. mamın neticesi üzerine küçük itilâlın artık biribirile rabıtası olmayan devlet- lerin toplanmasından başka bir şey ol. madığını yazmaktadırlar. Bulgar kabinesi Sarsıntı , geçiriyor Ticaret Nazırı istifa etti, * Dahiliye Nazırmın da çekileceği söyleniyor Bulgaristanda kabite © buhranı by İamıştır, Kabineden ticaret nazırı istila etmiştir. Dahiliye nazırımın da bugüne lerde istifa edeceği söylenmektedir. Pu- nu kabinede mühim tadilâtın takip ede. ceği anlaşılımktadır. Kral Borisin, Var nadan Sofyaya giderek buhranm izale» sile meşgul olacağı haber verilmektedir. Hava gene bozdu Hava birkaç gündenberi çok koruk gidiyor. Evvelki gün biraz yağmul yağ. muş, dün açmaya yüz tutmuştu Bu sâ- bahtan itibaren gene yağmur başladı. Hararet derecesi de altıya kadar düştü, Rüzgür yıldız poyrazdan esiyor. Yağ- mürün devası müktemeldir. davet etmeğe karar vermiştir. Bu son dört devletin kapitülâsyonlar o meselesi hususunda hakiki menfaatleri - vatdır. Çünkü bunların toprakları, yaktile ka» pitüler bir devlete daitti, ” İİ 1S yeğ e an ni nk