irrmd vey —; izyuşeynr ryıgezke yeaiyep oSurg #yag 94 *pO PMI Tppeyek Jayd vueg nfuog — 5 “wpeurn Mkv — ğine znumaynı UOpPAAI — okuna 4g “eyy young Gres yada *urCeyeg ag — li a» “> ““yrğoe "koy vUSYAON zng yulsağıi derei Ud yuurna AnğoŞ Cm *arpgmgoou (0m »£13 Tsas1g19 uoyes) ng spun3odma ULrepeyueXol STI *(sn2p Guyunaş W 4» 77596 OP 10) - Cğavigm 'pogöuseyp 1991 Sw 27) idozrem “poğeğursıp olgu Sryı SI — zpmmaozsya gmnip/ Jeo 49 1, 40syodanonj 2) İH) ğ ““28g7 teniye Spuş kiysp Ağyaşfnsyul nn ) “sap Burudad uf Ort s1SONİ OY İV ““ampoşmmefy pou 00449 - Op pu Ap O, eN: (çsosıgya uoyes) tsostaşa ureğiye Fedor ULANSĞUN şiu0 yemeye 0000) 71 Dy nani ol room O, mwsaz oygemoşysaş e0ür ye Azosmdumco si Yorum © sıranın kendilerine geleceğini düşüne“ rek seviniyorlardı. Bardaklar «a, rahipler onları Pardayana uzattılar. Botista gözlerini kırparak: — İspanyanin nefis şarabı . Dedi ve Zaharyas kendi (o bardağın! uzatarak: — Dünyada böyle bir nefaseti ağ” tuza almadığınıza eminim. i Diye ilâve etti, Parlayan sakin bir tavırla? acıklı komedyaya nihayet vermektir * — Komedya mı? Fakat bu değil ki, Zaharyasın dediği gibi, bU © miedir. — Ya, öyle mi? Şu halde size verile” emirlere itaat edin, fakat tekTâ” içkilerden hiç birisine ei | sürmiye“ ğim. , ş Botista derhal: 2 — Bunun ehemmiyeti yok! intihap edin. . - Diye bağırdı ve bardağı ririe bırakarak ilâve etti.” güneştir: Can verir. bakın da görüsünür. pin sinsiliğine atfet- bir : “urlayağ ynge5 eps nğnp;o UNUN — EÇ EE ekip GİY * rElpiir RE br eğ MiPİrE BİR ei Heri Eş yn 18: ii dişi sile iyi: gz ee Ma ER Be efişirşi 93 Eee : ae 3 z ei ii e i 2 iğ " iç jk iii z ipirıiii geliş rçpağ: b İREİ ; e i 8 ; : : vaat ve 156 CUCENİN AŞKI şelerdeki şar: B imla pslni içeceğimi Rahipler büyük bir teessür ve ümit- seri bardakları yerlerine bıraktılar. — İmkân: yok! Dedi ve ötekisi ilâve ettir — Yasaktır) Pardayan günldü: — Canımız isterse, dedi. Rahipler şarabın onu fazla cezbetme. © İl düğine zahip olacaklardı ki, bu'defa da — Emin olunuz ki, dedi, en iyisi gü| yemek tabaklarını önüne , doğru yer Jleştirmeğe başladılar. Pardayan onlara artık cevap. vermi; Gözlerini ka- pıyor, burun deliklerini tıkzyor ve her teşebbüslerine başile menfi cevap veri. yordu. Bu cehennemi işkence bir saat sürdü. Pardayan ter döküyordu. Ra- bipler de... Pakat sebepler tabii (o ayni ve| değildi. Ve bu işkence nihayete yaklaş» . tıkça, Pardayan, mukavemet göstermek hususundaki ârmürin sarsılmadığını gö rerek, lâkâyt ve müstehzi bir tavır al, mağa başlıyordu. Buna mukabil, rahip- Kendiniz | (de, son ümitlerinin de suya düştüğü” nü müteessir oluyor, (o burun. goasanın B3€* | yarını öalliyorlardı. Nihayet son tabak da, diğerlerinin &kibetine uğrayınca, ne Botista acıklı bir ta- — Bu şiyedekiler şarap de na | Yapa ederi göğsünde kavuşturdu ve bağırdı: — Yarabbim! Açlıktan o ölmeğe mi verdiniz? * «Pardayan alaycı bir sesle: — Olabilir ya! Benim aklıma bazan işte böyle garip fikirler de gelir. Bu sözler, rahipler üzerinde müthiş bir darbe tesiri yaptı. Çünkü zavallılar Pardayanı yenmeğe teşvik ederlerken, dan veren | kendileri bu nefasetin cazibesine kapıl- Pardayanın İnadı karşısında, kırıldıkça aç gözlülükleri de da biraz daha giyinmiş , ukabil Derslerimize abone olanların taksitlerini nisatin *onüntu zününe Kadar göndermelerini rica ederiz. “ eg Mi 2i ii : : | İğ iyı şa ila nil çin tu diği ii eyi kl iii e Hi : | ilini ili ii i ğ Ji i 5 i z z işli ilgi EN işrlalra af İ İRİ ztedadşği j o ğ E is ii rilelekğ rr allı a iniz Hel ği BEZ ini di Se 4 dila 3 nat 38 det i a ii iğ 3 işi ij Hi lim ad 2 3 : EEİ mini EE şi il KE pisliği ii aeipk iledir didi iğaletedi, Sâğ8 : ğ şti Ki CÜCENİN AŞKI 153 ——— Raip Botista sevinçle bağırdı: — Çok şükür. Nihayet makul olmağa Zaten sizi götürceeğimiz yemek odasını gördüğünüze son derece | memnun olacağınıza eminim! — Mademki emirdir, öyleyse gide- lim. Fakat size peşinen şunu söyleyim: Bu defa da bana bir tek lokma yedire- | * mezsiniz, bunun İçin boşuboşuna uğraş. mayın, İki rabip yüzlerini buruşturdular. Ve endişeli bir tavırla biribirlerine baktı lar. Rahip Botista: — Hele bir gidelim de. (dedi, Sizi bekliyen leziz yemeklerin (cazibesine tahammül edip etmiyeceğinizi orada görürüz. Koridorda, iri yarı altı rahip onlara iltihak ederek, Pardayanın etrafını al dılar ve onu ayni koridorda (o bulunan yemekhanenin kapısına kadar teşyi et. © iler. Muhafızlar koridorda kaldılar ve Par dayan iki rahiple beraber içeriye girdi ve arkasında kapının kitlendiğini duy- du. Biranda en ince teferrüatları bile gö ren o müdekkik nazarlarile etrafına bak & ve gördüğü manzara karşısında bay- ran kaldı. Salon dört köşe, yüksek ta. vanlı ve genişti. Tavan ve duvarlar en güzel mozaiklerle sislenmişti. Dört kıymetli balı salonun iki tarafı- nı süslüyor ve dört mevsimi temsil edi. yordu. Bu halılardan her o birisinin de koru mevsime göre değişiyorduysa da mevzu esas itibarile hep ayniydi. Dekor nefis yemiş ve mezelerle içki için kadın ve erkekleri göstiyordu. Yazı temsil eden hah da o kadın ve e:kekler tamamile çıplaktılar, İlkbahar. vaziyetteydiler. açık saçıktı. Zaten o devirde böyle ş*y- lere pek de aldirılmazdı. Duvarlar üzerinde yiyen ve içen in- sanları gösteren bu halılar, en tck insan lara bile yeniden iştiha verecek kadar i cazip ve müessirdi. Duvarlardan birisinin üçte (ikisini şöminenin çiçeklerle ili ve bütün bunla, tin ortasında mermer bir havuzdan fış. kıran berrak bir su tatlı şırıltılar halin. de dökülüyor ve etrafı o serinletiyordu. İki büyük pencere güzel işlemeli perde. lerle Iyice kapanmıştı. Ortada büyük on koltuk vardı. Henüz etraf aydınlık olduğu halde, dört köşede, penbe renkte ve kokulu mumlaf yanıyor v2 etrafı mavimtrak ve güzel kokulu bir duman- la sariyordu. İşte, Pardayahın daha ilk (nazarda gördüğü şeyler bu salonda herşeyi, iş- tihayı celbetmek üzere yapılmış ve ter. tip edilmişti. Salonun ortasında yirmi kişinin ko- laylıkla yerleşebileceği büyük bir masa vardr. Masanm üzerinde gümüş kaplar içinde duran yemeklerin nefasetletini anlatmak için içelime bulmak bir hayli güçtür, Yirmi kişiyi bol bol doyurabilecek bu masada bir tek kişilik yer hasırlanmıştı. Rahip Zaharyasla Botitas Pardayana bu yeri gösteriyor. bu nefaset karşısın« da büyük bir zaaf göstererek yalanıyor ve Pardayandan takdirkâr bir söz liyarlardı. Pârdayan samimi bir tavırla: — Cidden güzel ve nefis, deli. * Rahip Botita sevinçle! — Değil mi, dedi. Ya şu nefis yemek ve içkilerin sise Hakpex ne 2