karısı ya “damlar... Bahusus Tier dikçe o urlarsa... ie diken kabarıyor: xi İrengili daha... - diye ya- inevver yeriiye fısıldıyo- — m dye başmı esefle sallı- pek kastalıklıdır... Fa» .. Daha bu- bağırdı, işitmedin müzyeneye tâbi tutu- >H Ğ BA gğyyAlikları tonbit edilenler. . bm m 7 Gelmiyorlarmız da kendi. vi ka arı gibi jandar Miyeya doğru. Ne yı > apalım, cehalet. Mk zay Alistarmak için, çok uğraşı İ ın emeliydi... karısı bepsinden| Parlak delikanlıyı ö- ba Mm bir rakibe tarafım-! o yaman katil, o kendiliğinden mi| e Sütün Sarılmış, bayan İbi- taş e Kimbilir ne türlü Aş, A Utani, © SİMbilir zebella herif çe za Te uğrar, ne kı- çar! Bereket versin AmIŞ... İşler tam kıvamı- » artık sabrı tüke- 7 Hi j Tavandaki bir İçine mi atla- mi grimiş? Her ne vrak yakalamış. Ren i Ban IŞ: hele... | My “e “yerek çeker biça- Bir daha emt... Bir daha... İşte, gör- düğün gibi, kulaklarmı da keser... — Haydi bakalım, şimdi yallah... Belinin ortasına bir tekme... Kapı dı- şarı.. Sonra, karısma döner... Seviyormuş karıyı meğer ayı.. Ona ilişmemiş! Her şeye rağmen boşama- mış da... Tabii iyice pataklamış.. Ama, bunlar, köyde olağan geylerdir.. Böy-! le bir vartadan dayakla kurtulan karı,! parmakla gösterilir... Demin acıyarak baktığım köylüye, şimdi milstehzi bir nazar atmaktan ken dimi alamadım: Güdükleşmiş bir Don Juan köylü de olsa, komik düşüyor doğrusu.. Bu sırada, dostum, hikâyesine de- vam ediyordu: Sonra, İbişoğlu eşkiya oldu, Umumi harp esnasında ille onun iz'ni bulmak istiyen emniyet kuvvetleri, kadıni #r- kıştırdilar... Attılar dayağı! Attılar da yağı!,. Hattâ, donunun içine sözde ke- di de koymuşlar... Lâkin karı söyleme” di kocasınm yerini... Söylemeği: ne dersin... Ee, tabii. Bu centilmen kocaya bir centilmenlik gerek! Fakat, jandarmalar, günün birinde, İbişoğlu'nu bastırıp vurdular... İşte sana hayattan bir hikâye daha. (Hatice Süreyya) Sipariş üzerine Rüya satan kadın! Marsilyada zarif bir köşkün kapısm- da, camdan bir levha üstünde şu garib yazıları okursunuz: “Rüyalar salonu”. Bu şık köşkte madam An Şobert simli bir kadm keşfetmiş olduğu “rüya ilâcı!” nr yüzlerse müşteriye satmak - tadır. İliç zararsız bir şeydir; insan çer içmez derin bir uykuya dalmakta ve dilediği düyayı görmektedir. Belediye ve sihhiye teşkilâtı, dok- Madam An Şober torlar birliğinin şikâyeti üzerine bu - cm satılmasını menetmeye kalkış. mış olmakla beraber bir şey yapama- mışlardır. Çünkü tahliller neticesinde ilem hiçbir zarârı olmadığı görülmüş, kadın da bunu ilâç diye satmadığını iddia etmiştir. Şimdi madam An Şober'in zarif köş- künün kapısı önünde en Tüks otamobi)- ler sıra beklemek için dizilmekte, o da altın rüyalar satmaktadır. Kadınm bu harikulâde keşfi hakkm. ra yayılmıştır. Önceleri mütevazı bir ve kapısma: “Sipariş üzerine ve az Üc- Satışlardan büyük bir servet temin et- mek üzeredir. HABER'in Güzellik Do“toru &/ | Abdü HABER — Akşam postam Yazan: Niyazi Ahmel 59 sene evvel bugün Ihamid Mitat Paşaya bir mektup yazdırdı Istanbulda çıkan gazeteler - Abdühmidin gazelecilere karşı vaziyeti - Istikbal gazetesi sahibinin uzaklaştırılması 1876 yılmda İstanbulda 47 gazete çı- kıyordu. Bunların on üçü Türkçe idi, Takvimi Vakayi, Ceridei Havadis, Basi- ret, Vakit, İstikbal, Sadakat, İttihat, Sa- bah, Şems, Hayal, Ceridei Askeriys, Çeridei Txbbiyei Askeriye, Cihan. Dokuzu rumca idi; Vizandis, Teleg- raf de Bosfor, Anatolikos Astir, Teolo- gos, Anatoli, Teatis, Traki, Momos, Me- nip ve Tromip. Dokuzu crmenice idi: Masis, Aveda- per, Jamanak, Manzumci efkâr, Mecrmu- ai Havadis, Ayrenik, Norakir, Memol ve Tonç. Üçü bulgarca idi: Vik, Napredok, Çitalişste. İkisi İbranice idi: L3 Jurnal İsrailet, Zaman, Yedisi Fransızca idi: La Türki, Jurnal dö Kostantinopl, Kuriye Doryan, Far nitör dö Kommers, Gazet Medikal, İleisi ingilizce idi: Levant Herald, Pizik. Bunlardan başka bir arapça, bir ak manca gazete vardı. Farsça bir gazete- nin de çıkacağı ilân ediliyordu. geliyordu. Vatanın selâmetini düşünen ler gazete çıkarmağa sarılıyor, zulme, is. tipdata çatıyorlardı. ... Burada Abdülhamidin gazetelere ve gazetecilere kargı aldığı ve devam ettir diği vaziyeti bir vaka ile anlatalım. İlik önce Pariste, sonra Londrada Muhbir gazetesini çıkararak muhalefette! bulunan Ziya bey, İstanbulda iken İstik- bal gazetesine Abdülhamidin kanunu €- sasiye sadık kalacağı meşkfik bulunduğu yolunda yazı yazdırmakla itham edildi. Bunun üzerine Abdülhamit onu İstan- buldan uzaklaştırmağa karar (© vererek Berlin sefaretine tayin etti ve Mitat pa- şaya şöyle bir mektup yazdırdı: ! “Ziya beyin Berlin sefaretine tayini| * hakkındaki iradei seniye dün akşam zatı samli sedaretpenahilerine tebliğ edilmiş idi. Bu baptaki muamelei lâzimenin taraf; samilerince ifa buyurulup buyurul madığı tarafı şahaneden sual buyurul makla henüz ifa edilmediği hakkındaki cevab: kemteranem üzerine keyfiyetin mahrem bazı mütalcat ilâvesiyle bir da- ha tekide ferman buyurulmuştur. Müta- leai şahane Ziya beyin pek haris olup bu hırsına muvafık bir meslek takip İle iktifa eylediği takdirde burada istihdamr| * kabil olacağı, fakat mizacı mütehavvil, tasavvuratı gayri muayyen ve mütebed- dil bir zat olup arzu ve arhaline muhale- fet bir mâni zuhurunda teriki hile ve İ desiseye sapmak mutadr olduğundan İs- tanbulda bekası uymıyacağı, bundan başka böyle bir adam tebidi, sami s2. daretpenahilerini de, mumaileyhin bais olduğu tasdiattan kurtararik vazifci sa- miyelerini temkile medar olâcağı merke- Ziya beyin kıymeti zatiyesi vasat de- recede ise de mlinakaşatı kalemiye erba- bına tab'an meclüp olan halk anın terki- dat ve müvahazatına bissuhule itibar et- mekte olduğundan Ziya beyin tasavvurat ve neşriyatı haddı zatında haiz olmadık- İarı bir ehemmiyeti iktisap etmektedir.,, Bu esnada halkın Ziya beyi mebus seçmek istediği duyuldu. Bu, Abdülha- Yılan görmüş tavşan) deki haberler Marsilyadan çok wrakla-| midi büsbütün çileden çıkardı. 1877 yı. İk 19 ikincikânum günü 59 sene evvel bu diye ne ağa. Tatlı ca-İ apartmanın daracık katında rüya sa-| gün başkâtibine Mitat paşaya hitaben ağn başla.| tarken, şimdi zar!f bir körke taşınmış) şu mektubu yazdırdı: “İstanbul ahalisinin Ziya beyi mebuz olsun... Ona dokun.) retle rüya satılır!” levhasını azmıştır.| intihabına hazırlandıkları ve Ziya pa- şayı (1) İstanbulda alıkoymak için sara- ya birçok imzaları bavi bir arzuhal tak- dim edileceği İstikbal gazetesinde man- zuru şahane olmakla berveçhiâti fermanı hümayun telâkki olunmuştur: Ziya paşa padişahma düşman olmakla müttehem ve bu bapta medarr ihticae edillei sahiha mevcut olup kanunu esasi dahi sui ah- dö Boslor, İstanbul, Oryan İllüstre, Mo- * için alınan tedbirler AMP ia A i miişarünileyhin namzetliği şayanı kabul 5 AM kri X 4p | değildir. Şurası da hafi olmıya ki bu zat her vasıta ile ve âlelhusus gazeteler vese-| tatiyle teveccühü ammeyi kazanmağa ça şmakta olduğundan her ne kadar hü-| j 8 ia & Fakat Anzaklar durmamıştı; şehrin sokaklarından dört nala koşarak geçmiş erdi. Şehre ccnuptan girmişler ve ka.| çan düşmanı takip etmek için şimals! gitmişlerdi. Şamm (etrafındaki yollar berbat olduğu için neden en (o kestirme olarak içinden geçmemişlerdi? Nitekim geçip gitmişlerdi bile. Yağmakerlik başlamıştı. Oo Loransın- grupları şehre (dört nala girinle soy gunculuk birdenbire durdu. On'ar Akâ- beden gelmişlerdi. Araplar çölün için! den bin iki yöz altmış kilometreyi yirmi! iki günde geldişlerdi ki, bu inanılacak bir iş değildi. Geldiklerinden sonra ş6.! hir resmen Emir Fayasla tezlim edi'di. Bu da Allenby'nin diplomatlık mahs- retinden bir krermâr. Lorans yağmayı durdurur durdurmaz Salâhaddini Eyyübinin türbesine gitti. | Türbe Saten bir bayrak ve bronz lev! ha ile süslü idi; üstünde “büyük bir im- paratordan, diğer büylik bir Imparato, ra,, yazılı olar bu levhayı Kayser Vil —73- Abdülhamit | Ohlisalik muharebeleri, Yazanlar: İngiliz ordusu hava zabitlerinden Kenneth Brovn Colline. Meşhur seyyah ve muharrir Lovell Thomas ve kullar? Bütün bu gazete bolluğu hükümetin! val ile müştehik olanların meclisi mebu-. kümetçe, hakkında hayırhah davranma- çıkmaz bir yola sapmış olmasından ileri| sana dukulünü menetmekte olduğundan fa hiç bir sebep yoksa da adrrâzamımı. zın hatır: için kendisini rütbel vezaret teveihiyle Suriye valiliğine tayin eyle dik. Fakat Ziya paşa bundan dolayı bize izharı minnet ve şükran edeceği yerde memuriyeti cedidesinin kendisine bah- şettiği nüfuz ve salâhiyetten İstifadeye çalışarak, kendisi dahil olmadığ: halde birkaç vatanperverin © muavenetiyle ve arzumuzla ilân eylediğimiz kanunu esa- sinin müessislerinden biri olduğunu İs- tikbal gazetesine yazdırıyor. e Binaena- leyh Ziya paşa hakkında münasip görü- lecek muamelenin İfasını zatı samli sa- daretpenahinin himmetine terkediyoruz, İşte şevketmeap efendimiz hazretlerinin beyanatı şahaneleri bu merkezde olup İstikbâl gazetesinin lisanı dahi tarafı şa- hancden mucibi müvahaze görülmekte ve bilâ müddet tatil edilmiş iken bu kt- re yeniden intişar eden bu gazeteye na- zarı dikkat: devletleri celp buyurulmak- tadır, zâtı şevketsemat hazreti paöişahi matbuatın bu gibi şematetlerine serian nihayet verilmesini, esbabı müteaddide den dolayı, katiyen elzem addetmekte- dirler... Abdülhamit korktuğu adamı başından atmak için aklına gecin en büyük me- muriyeti vermekten çekinmiyor, bu da olmayınca gazeteyi kapatarak o vatan daşın bu sefer hayatına kastediyordu. Dilimize çeviren: A. E. helm buraya koymuştu. Lorans aylarca evvel Şama gizli olâ- rak geldiği zaman bu levhayı görmüş. tü, O vakit levha canmı çok (o sıkmıştı, fakat elinden bir şey gelemezdi. Şimdi de canımı sıkıyordu ve bir şeyler yapabi lirdi. Onu yerinden çekip attı. o Levha şimdi Londrada Britiş müzesindedir, Şamdan sonra yürüyüş bizim için &- deta bir geçit resmi oldu. Yalnız Halep te iş çatallaytı. Sabil boyunca yukarıya doğru bir kasırga rüzgür gibi dört nal sürdük. Daha çok esir ve daha çok şe bir aldık. Hayda, Sur ve (o Beyrutu biç harp etm in aldık. Süvarilerimiz Rayaka vararak tayya. re meydanını oldılar. Hangarların için- de yakmış otuz tane Alman tayyaresi bildular. Herhalde Alman tayyaresile- ri akıllarını peynir ekmekle yemiş ola. caklar! Yoksa böyle bir şey (o yaparlat- mıydı hiç? İlerliyen düsman ordusunun önünde kaçabilecek yepâne vasrta tay- yare idi, (Devamı var)