16 Ocak 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.ZUlümden kaçan bir 1 HABER — Akşam postası > rkdasım'ız Sancakta yapılan Işkenceyi anlatıyor lvanı harbe verilmeği icap ettiren BAkriada CeS zi e £ Ve Ti Yada gördüğü zulümlere lan kul::all:alkma l—_larşı yapılmakta o- IVIlııdan Y Sâ tazyika dayanamıyarak ıeketjmizemu gün kadar evvel mem” Yah T; gelmiş olan özbeöz Antak o ;:ıîîaden Rifat Bereketoğlu, Ve mahalır öter Fransız. memurları, h:“l__ı?rap hül_cümet erkânıi ta- ürzda tatğ_kede!:lben sistematik bir Söyle anlatııyo:dlıcn tazyik siyasetini . Di a ıîataYdaş son günlerde şiddeti- değl]du D tazyik siyaseti yeni bir şey hun bü).'ükol-îmanh imparatorluğu- İ Ü başl ârpte mağlübiyetinden Tül'k halkmamı-ş c_ılan bu — vaziyet, TMiş, Manda M gittikçe sabrını taşır” Tesiyle ;î:’ hükümetin fena ida- S zaman patlak veren saki ml:saî]lîn bğshrmak için daha %eüeı-i ba;-'îe bâş vurulmuş, aksül- Vur Sösterdikçe ırkdaşlarımız Ve vası, ” Sürülmüş, h tıl v& vazi iş, hapse atılmış kuımüşîğ: zorla bugünkü şekle dör Tit v ze burada anlatacağım münfe- hyükahımili Yapılan zulmün ne kadar hu Böst tahammül ve feci olduğu- : ğum ü er'fekî_îir. Bunların doğrulu” Taxc üz bin Hataylı şahittir. !Rhirmerd:W?Bctinin merkezi şikleti %Yiu e N ziıyade Türk köylüsünün f;. ğ ğî:îiküz ettirilmiştir. Türk N henei 'T S — ki esasen köylüle- Zi —ep;:ı;;l:ı:mıî î— ve elindeki ara- ni ka ak için Fran” Ml::“y“ly!ç kurulmuş îlan Üzi- *. M;i:ııı n tatbik ettizi usul KERSR “ gayeye erişilmiş ve harp sebtata, alnız ıSlfriyenin değil, beb ; anlı imparatorluğunun İlağ A8in Köylüsü olan Sancak | köy- :;!% ter didarenin başlamasın- , va, | Sünden güne sefalete düş- Mak / 'zi 1 t [y"-'tini kurtarmak için sarıl- ı—l'lhq_ Tiyetinde kaldığı “ziraat mqu»ni,'üîn“ büsbütün harabiye sü- j ise, her llıı Cdılmi;_ ezilmiş ve kar Uğratı her türlü kanunsuzluk- fakaş ne îkal“ hatırımda kalmadı, Sok ki., Şt rî::' Var? Yenileri o kadar ikin: ir tanesi ki 936 hazira- hhetmiaül 8Ünü akşa müzeri cere” stir: kuralılkya T v ’o'du.nl_ış Bıün Halkevi,, nde oturu- %mdan İşarıda bir gürültü oldu. iziafı İ:.ı_ır feryat yükseldi: Yok Mu) öldür üyorlar, kurtaran d'hıı tün bozuldu, dışarı fırla” âh_ı !îiruş;?îfokakta şahsan - tanıdı- ıqm İn TSÜ Fransız inzibat asker- Yükleyir Ürükliyerek, k'd!n Meseleyi gören:- 1 âd’düm. %: U8ğüm zaman şunu anlat- Sor — h“ı:îîğıîâğlr şark ordusu askeri — 181 sşapkalı bir Türke: e Yyada Türkler tarafından itekaka götür Ve « “Ürk müsün? di Pai ye sor » Cevabını alımca - ba- Ldî“&k:;îk_î_m çıkararak fırlatmış, m&“hıuz ürklere karşıne kadar kütnlıi; .: ld“ğ“nu bilen bu ırkdaşı- &ci> çfkafmamış. fakat bu sür bu ha-fekeğ;îkkl e_den küstah asker M t“ked: de iktifa etmiyerek işi 8i suçl Yeti adar götürmüş ve bu V'lhçıl! âske N askeri inzıbat devriye- tîiqh?ü'kü T Yakalryacağı yerde za- Z“:ıeı Yakalıyarak kışlaya gö- bîmîkme dayanmış olan br k“ıqs hüelıq, bastırılması, en sa- Ba $eh tan çıkardı. Kulaktan Sinde [;îıyamlan bu havadis bir % îsîr“ Türkün, mağdur di €mek — üzere kışlanın ı:nmaama sebebiyet ver- - kadar büyüktü ki, me-| selenin vahim bir netice vermesi mu- hakkaktı. Halkı suküna davet etmek için uğraşırken kışladan müfreze halinde 40 askerin geldiğini gördüm. Bunlar halkın yanımma gelir gelmez palaska- larını çıkararak dövmeğe başladılar. Bu vaziyet karşısında kafilenin ara” sında bulunan yirmi kadar küçük ço- cuk taşlarla askerlerin üzerlerine atıl- dılar ve neticede bu kırk asker kaç maktan başka çıkar yol olmadığını görerek soluğu kışlada aldılar. Hadi- seyi uzaktan seyreden kışla kuman- danı bunun üzerine hemen koşarak geldi ve haksız olarak hapsedilen var tandaşımızın bize hemen iade edilece- gini vaadetti. Halk, bunun üzerine kardeşim Ali Muhsinle beni mümes- sil intihap ederek kumandanla bera” ber kışlaya gönderdi. Fakat mesele- nin yatıştığını zanneden kumandan kapiya #eldiğimiz zaman: — Meseleyi yarın hallederiz! di- yerek kapıyı suratımıza kapadı. Bizim için yapacak bir şey kab mamıştı. Geri dönüp neticeyi sabır” sızlıkla bekliyen halka anlattık. He- yecan yeniden arttı. — Türk olan — bu memlekette Türklere yaşamak hakkı yok mu? di- » hağıran halk tekrar kışla üzerine yürümeğe başladı. Hakkımı istemekten başka bir şey yapmıyan bu kütlenin kışlada silâhla mukabele göreceği muhakkaktı. Kar deşimle beraber kendilerine — Aslı olmadığımı bildiğimiz halde — temi- nat vererek gerilettik. 'Ertesi sabah tevkifat başladı. Lâ- lettayin yakalanan dört kişi mevku-| fen ve kardeşimle ben de — her ne- dense — gayri mevkuf olarak divanı harbe verildik. Her birimiz ayrı ay- a ai Bancakta masumlara ateş eden mitralyözlerin rı 7 — 8 saat süren isticvaptan sonra bizler serbest bırakıldık. Mevkuf ©- lan diğer dört ırkdaşımız ikişer sene kalebentliğe mahküm oldular. Bun- lar o kadar bigünah idiler ki, içlerin- den biri vaka mahallinde bulunmadı- gı sabit olduğu halde sırf gözdağı ver mek için mahküm edilmiştir. * * * Suriye ile Fransa arasındaki yeni muahede aktedildiği zaman Sancaklr- lar tabiatiyle bu vaziyetten memnun olmadılar ve protestolara başladılar. Bu vaziyet Fransa hükümeti manda- ter memurlarını tamamen — Sancak halkı aleyhine çevirdi. Kendi işleri- ne gelmiyen ve karşılarında — duran varlığı ezmek için ellerinden ne gel diyse onu yaptılar. Fakat bu şiddet politikası onlarm istediği neticeyi ver medi ve bilâkis Sancaktaki tesanüdü arttırdı. Halk son dakikaya kadar su- urunu muhafaza ederek hakkımı is- temektersrar — etti. Biz, kendimizi Suriyenin bir parçası saymadığımız- dan intibahata iştirak etmedik. Buna “Suç!,,nedir ? rağmen müntehip Türklerin hiç ha berleri yokken reyleri kullanıldı. İntihabat henüz başlamadan ev- vel memleketin ileri gelenleri, köy muhtarları istihbarat dairelerine çağr” rılarak tazyik edildiler, tehdit — edil- diler. Bunlara : — Eğer intihabata iştirak etmiye cek olursanız iki sene hapis ve yüz Suriye lirasr para cezasına mahküm olacaksinız, denildi. Fakat netice ma” lüm.. Fransızlar da üç yüz bin kişiyi birden hapsedemiyecekleri için bu kararı tatbikten vazgeçtiler. . Antakyanın İlice köyü muhtarı! da diğerleri gibi istihbarat dairesine | çağırılryor, kendisine filân gün gelip reyini kullanmasını ve aksi takdirde yukarıda saydığım cezalara çarprlaca” gı söylendiği zaman muhtar: — Geleyim, diyor, yalnız böyle bir cezayı hangi kanunun verdiğini bana gösterir misiniz? Kaymakamın cevabı bütün San- caktaki idarenin bir makesidir: — Ne kanunu? Ben böyle istiyo- rum, bana akıl mı öğreteceksin? * * * Tazyik otuz ikinci teşrin gecesin- de son haddini buldu. Akşam üzeri, düzme nipbusların İistesi halkça anla- şıldıktan sonra yer yer - toplananlar gibi — Adalr Hacı Muhammed'in e- vinin önünden geçmekte iken, bun- lar atılan silâhlarla dağıtılmak isten- di. Halbuki aortada hiç bir tecavüz ha- disesi yoktu. Bu sırada atılan silâh- lardan on kişi hafif olarak yaralan” li Kİ ' — Masum halka karşı hiç bir sebep olmaksızın alcakça silâh kullanılmas, bütün memleketi ayaklandırdı. Vaka mahalline gelen jandarmalar vaziyeti kurbanlarından — bir Türk yatıştıracaklarına heyecanı büsbütün arttırdılar. Bu sırada Diyötnan Ga- kon ismindeki istihbarat zabiti halkın çok sevdiği Abdülgani Türkmene ha- ber göndererek meseleyi yatıştırması için çağırtıyor ve diğer — taraftan da halka şöyle bağırıyordu: — Derhal dağılm, aksi takdirde askere emir vererek ateş açtıracafım! İstihbarat zabiti bu sözleri Franr sızca olarak söylüyordu. Bunun ü- zerine ben atılarak kendisinden şu suali sordum: — Halk dağılacaktır. Yalnız - si- lâh kullanan mücrimler tecziye edile- cekler midir? Diyötnan Gakonun cevabı min anlattığım kaymakamınkinden| çok daha üstün çıktı: — Eğer onların yerinde ben ol- saydım mitralyöz kullanırdım! — Fakat ortada “Adalının evine, hücum,, diye bir hadise yoktur. Halk gayet şuurlu olarak, nameşsru say-i dıkları bu mebuslara karşı bir nüma-! de- yiş yapmak istemiştir. l — her medeni memlekette olduğu| | Sancakta halka hücuma hazırlananbir zırhlı otomabil t Bazit burada sözümü keserek ba- gırdı: — Şerait kabul etmiyorum. On dakika mühletiniz var. Dağılmazsar nız ateş açtıracağım. Yapacak bir şey yoktu, daha doğ- rusu henüz vakti gelmemişti. Bir şey elde edemeden yüzlerce vatandaşı- mızın kanını döktürmek doğru olmr yacaktı. Dağıldık. Sanmcaktaki zulmü anlatan — Rifat Bereket oğlu Ayni gece kahvelerin kapatılması ve sokakta halkın gezmemesi emre- dildi. * * * Ertesi günkü vaka daha elim ne- ticeler verdi. Sabahın saat sekizinde gene nümayiş halinde halk diğer düz me mebus Mustafa Kuseyrinin evi- nin önünden geçerken oradan silâh istimal edeldi ise de evin önünde bu- lunan bir duvar siper hizmetini gör- düğünden hiç bir isabet vaki olmadi. Fakat vaka mahalline yetişen tanklar nümayişçileri iki ateş arasına alarak mitralyöz kullanmağa başladı ve bu vahşice hal zavallı iki Hataylınım ölü- müne sebep oldu. Bu vaka üzerine askeri bir karar- name ile —Havas ettiği — idarei örfiye ilân edildi. «& & | Kânunuevvel, yağmurlu - bir gün. Fransız sark orduları askerleri bütün caddeleri kaplamış, dükkânlar kapalı, sokağa çıkanlar her köşe ba- şında durdurularak sözde silâh tahar” risi için bin bir eziyete uğruyor, ce- binde ufak bir çakı veya bir çivi çıkan lar derhal divanı harbi boyluyordu. O gün sokağa çıkmak mecburi- yetinde kalan bir arkadaşımın üstü aranırken, İstanbuldaki — kardeşsin- den gelmiş Türkçe bir mektup cebin- den çıkıyor. Zarfın üstündeki “İstan bul,, damgasını gören çavuş hükmü yapıştırıyor: — Sen Türkiye hükümetiyle mu” haberede bulunuyorsun! Çocukcağız kışlaya götürülüyor, mektubun. muhteveyatı anlaşılma- dan bütün gün dayak diyor ve niha- yet tamamen suçsuz olduğu anlaşr” cınca lütfen serbest bırakılıyor. Ayni gün Türk evleri basılmağfa başlandı. Birçok kimseler bilâ sebep | disanı harbe verildi. Öğleden sonra saat ikide bir Fransız zabiti “Halke-| vi,, ne gelerek evvelâ şunları söyledi: — Dişçi Salâhattin, Rifat, kardeşi Ali Muhsin ve Halil Mısırlı Kuseyr'e çete teşkilâtı yapmağa gitmişler. Tam bunları söylerken ismini saydığı şahislar ben de dahil olmak üzere odaya girdik. Zabitin ne kar dar afalladığını tahmin edersiniz. Bu- nun üzerine başlıyan müstehzi tebes- sümleri zabit bir el hareketiyle kese- rek: — Buraya hasbihal etmeğe gel- medim, dedi. emirleri tebliğ edece- ğgim. Bugün sabahm sekizinden iti- baren Antakyada idarei örfiye ilân edilmiştir. Saat 17 den itibaren so- kağa çıkmak yasaktır. Üç kişiden fazla kimsenin toplanması memnu- dur. Askerlere —üzeri aratılmadan geçmek ve kaçmak istiyenlere ateş edilecektir. Dün ölen iki kişi katiyen nüma- yişsiz ve merasimsiz kaldırılacaktır. Bu ölüler memleketin büyük mezar"” İiğıma değil, hastahanenin yanmdaki mezarlığa gömülecektir. Hastahane şehrin dışmdadydı ve vanındaki mezarlık da senelerdir ter- kedilmişti. Şehitlerimizi ertesi sabah hasta« haneden kaldırdık. Bunlardan birinin yüzünün yarı kısmı mitralyöz — kur şunlarının tesiriyle uçmuş, diğerinin vücudu delik deşik olmuştu. Merasim yapılması menedildiği halde binlerce kişi alaya iştirak etti ve aziz ölüleri şehitlere mahsus merasimle ebedi medfenlerine, daha doğrusu kalbi- mize gömdük. Dört kânunuevvel cuma günü e- vimizin aranacağını ve benim de tev” kif edileceğimi haber aldım. — Ayni gün Halebe gittim, orada birkaç gün kaldıktan sonra ana vatana geçtim. Şimdi memleketimin halâs gününü bekliyorum. Kardeşim hâlâ Antak- yadadır. Oradan harice hiç bir mek-« tup bırakılmamasına rağmen aldı" gım haberlerde kendisinin mütemadi bir nezaret altında bulunduğu ve ora« ya giden mühaşit heyetle temas - et« memesi için tazyik edildiğini öğreni" yorum.,, « hai ajansının tekzip Bayanlar, bu modaya 'ne dersiniz ? 47 Bu saç tuyvaletinin boyu bir metre 25 santimdir ve üstünde 350 bukle, kıv- rım ve lüle vardır. Tuvalet on yedinci asra dair yaplan bir film için meşhur sinema berberi May Factor tarafından tanzim edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: