igoktdrk 91 yn00Ğ ONAT ,.JiMMD0Ğ 14043 soladuk ON, 4 ; i p i ” “ di — » 4uodra3 oy yaz onğ). İTEŞAOKTİTİ ON 444 10)UO #DYLORKİDA ON uoLnyo duy “O “azAşI Un ŞE ON mağnumj0 EĞNNON 1yg ors NİNE “yoynuz un sep 05J580 169 OUZULPUNĞ VT - rey isıeauoj ond OLA VU O çiğ 0 MOfAaDİ ON iapopaU TETİMDOĞ 4 AUANOOİ SINEP SPAN isiarez md ieyueyua sof yuos NO Yappopazou omre yakgd ,g7uuD yang 4p ap, *Mpuzyj ıseurunma Op Uyayurez vürep 1908194 OTUZ epeozisumıj "NAMI Zap , 4J0kidek Su,, 209p88 DP e JOKĞİEİ GU O,, YARISI YUULAOS Ep ruiğydek ia, purı3 21 159 00 ZMUnEUOdLNİ ON 4215 znunsuolinupö ON, “408 UIpep “japasou ere yang, :OPSONAM ZI <okpuo8 rulğıppruğş wwyep uyuyyurz ,0,, “Epemg iieronop izığedekoy 7 ag vuLreyere “uföş unu *aokya3 vuek week (4 oy 9) grey mss par Epa “YENDİ “uoyes of murup 559 oagd-purlğ »| İSİN OSATEYP OP OYP, “ZYE yone oum 131p1a$ Suya “LL, “TEA, MA fl SATA TEX EYE Uyaruruz ng p mdokfma aa çpağyülan$ opzpuysusp usöağ “ao£r5t odud O “Odd v) ou 4o9MUez7 . Mruruz Wwyo$ vursuuvur ,0,, (Upa9puNyor uoya3 vutak iç “UZ YAZ reylo Zye *zng *0 “dos “og iyauk) uöpouruz 7 onop 1180 pal sruos wep ,Snof,, ETO TUŞ $ li, EL TUŞ “EŞ yuz “ “AZ 449 WOPINUJ “mz Yeurez İğEYEİNXOS Ouygyeğ çuns orno A vp (ima olişpna g1) zenoa - zölos on okdek ou vava KAAN 4000 yilin dofdok ON i94şd-puna3 öy ayez nd — surrousğo Yyup Oyyesrur Pr zig 'nung idoktdek ou vara — gamdo yuyond :TpAYA oyu 71a ekg OP 444 vpulsere ulapoşum zum İnpdoğ okzep ulen) “BOZISURAK SEN ŞöLNacI “UYpOTuayo Jig JO OPUTMOĞ Ens “1g öraurya3 vg oppey tp TreJ Aş 91, epemgi 1u&1Suzd YOZISNVUA TUM ZUNİYN “Eruaboğ oyoAA9 UepuO art), ETO MEZ iYEMAKI VOZISNVUA T1du'ısuna “108 Sumyeğ Tena yuşsoruma ,,Jofnulo w ©nof JL, YP *anunjo “AKTI 7 Jig “RPUSEZE air) Pp) OUOĞ 'UUISUZE UJU'S “on erodıpöva öreu yıses AP Trez "dolma aray fises ng nuos UşlZ d0ğAr umuoy (ıs ouLmlojang — Nofuyp 047 #uoyum.p yerı) zi ara weurez O vukuu TUZ STI; ud03 eva ZLUpUK *ruprazos OPUYOĞ ŞTUUO ZIPUPSOYEŞ,, "LO 91 Weuyunağ 009 Wepyrez Uyuz zruyek “ng TPBOZSUBAĞ #XIPİ SUDİ Funs 1g ETLOS STI ira, Spa) “Bpung 34 HORTLIYAN FAUSTA — Görüyorum ki, işin şakaya gelir; tarafı olmadığını siz de anladınız. — Pardayan! Demek ki onunla müca| dele edeceğiz?. Demek ki onu öldürece! ğiz?. — Evet onul. Şimdi de üç kişinin fazla olduğunu iddia edebilir misiniz? — Pardayan|,. Fakat her şeye rağ. men biz ona hayatımızı borçluyuz. — Öyle ama Mönseri, unutma ki bul borcumuzu ödedik! — O da doğru yal. — Mösyöler, kararınızı veriniz, Fa- ustanın maiyetine girerek (Pardayana karşı yürüyecek misiniz? — Günün birinde nasılsa (bir kılıç darbesile ölecek değil miyiz? Ölüm gibi şeyler bizi korkutmaz mösyö © Büssi! Evet! Tekliflerinizi kabul ediyoruz. — O halde mesele yoktur mösyöler, Fausta ile yaverlerinin, — şereflerine ve hepimizin zaferi için içelim! — içelim!.. içelim!. — Ve şimdi mösyöler, hiç vakit kay betmeden yola çıkalım. — Nereye gidiyoruz, mösyö? — İspanyayal 2 OK PARDAYANLA FAUSTA KARŞI KARŞIYA Büssi Löllerk, Monseri, Sent Malin ve Şilabr Fransadan geçerek (o Pirene dağlarını aştılar ve Katalonyaya girdi deği <A © © Orada Faustayı göreceklerini yahut — biç olmazsa izini bulacaklarını ümit e. © Giyorlardı. Hem İstirahat etmek kem de o biraz malümat almak için Lerida kasabasın- da konakladılar, Daha henüz inmişlerdi ki Büssi ban- cının Ağzın: aramış ve hancı şu cevabt vermişti — Senyör! Bahsettiğiniz asil prenses Fausta vakia kasabamızda konaklamak ettiği için ona yetişmekte güçlük çek. mezsiniz, Bu cevap Büssiyi tatmin etmiş olacak ki atından indi. Diğerleri de onu takip ettiler, ş — Ben ve arkadaşlarım fena halde meğe lüzum yok; ne varsa getirin. — Taliiniz var, senyör,- Daha bir kaç dakika evvel birçok nefis yemekler pişirdik. : Bir müddet sonra hancı, ekmek, haş. lanmış et, kocaman üç baş soğan, suda kaynamış nohut ve bir parça peyniri içeriye getirdi ve bunları masanm üzeri ne yerleştirerek mağrur bir eda ile: — Böyle nefis taamlar, buralarda her zaman bulunmaz! dedi. Ve Monseri evvelâ yemeklere, sonra hancının yüzüne baktı: — Bu mu nefis dediğin yemekler be- adam. Ömründe yemek mi görmedin?.. Büssi, yemeğe başlayarak cevap ver- di: — Fazla aç gözlülük etmiyelim ve bu şekilde yemeklere alışalım çünkü bura. da yiyeceğimiz yemekler aşağı yukarı hep böyle olacaktır. Bereket ki, İspan- yolların hamur tatlıları ve pastaları çok İezzetlidir, karnımızı onlarla doyururuz. Dört arkailaş bir saatlik © istirahati müteakip atlarma. binerek (dört nala Saragon istikametine yollanmışlardı. — Bir müddet sonra da uzaktan, altı ka- Sr zi FRANSIZCA DERSLERİ Kendi kendine 1000 kelime ile DERSLERİ FRANSIZCA egzersizlerin yapılmış şekillerini göreceğiz. Sonra bir iki yeni kelime ve kaide öğreneceğiz. Daha sonra da şimdiye , bütün kadarki derslerimizde DERS:4 X 1 Numaralı Durand ailesi resmiyle takip edilecektir.) . (Her hakkı Haber gazetesine aittir) Bu dersimizde, Düran ailesinin birinci tabolsu üzerin FRANSIZCA DERSİ deki çalışmalarımızı bitiriyoruz. Evvelâ, geçen dersteki — Kile reprösente un salon. Le grand-pöre et Ia grand'möre sont Jeurs grands-pa- 2) — Gul voyez-vous dans le salon? rents, Mme Durand est la femme de M. Durand; M. Durand est le mari de Mme Durand. Le petit garçon! est le fröre de la petite £illeT, La petite fille est la sorur du petit garçon. Le fils, la fille et le böbö sont trols enfants, Le pöre et In möre sont les parents des enfants, Bu cümlelerin de türkçesini yaz: 1) — Gue reprösente la gravure? — Je vois sept personnes, 3) — Çuelles sont ces personnes? — Büyük baba bir koltuğa oturmuştur, — Resim bir salonu gösteriyor. 2) — Büyük baba nerededir? 3) — Büyük baba ne yapıyor? — Bir koltuğa oturmuştur, — Pipe içiyor. Geçen dersteki vazifeler 4) — Büyük anne nerededir? 4 Geçon derste çevrilecek olan fransızca cümlelerin türle geleri şunlardır: j 1) — Resim neyi gösteriyor? — Ce sont: le grandrpâre, la grand'möre, le pâre, la möre, le file, la fille et le beb& — Elle aussi est assise dans un fauteuil, — N est assis dans un fautenil. 7) — Çue faitelle? 8) — Et la grand'mâre, vü est - elle assize? — Ce sont la möre et les enfanta. 10) — Guc font. — 1 fume la pipe, 5) — Oğ est-il assis* — 1 derit ure lettre, 9) — Guellea sont les autres personnes? — Ele Ut un livre, $) — Et le pöre, gue fait-ii? 4) — Çue fait le grand-pöre? HORTLIYAN FAUSTA 35 ——— ——————— tarin yavaş /akat emin adımlarla çektiği bir araba göründü. Faustanın arabası. Küçük taşlarla örtülü olan Saragos yolu yılankavi bir şekilde dağların etek leri boyunca uzuyordu. Mukabil tarafta ucsuz bucaksız, çıplak bir açıklık görü. nüyordu ve yol bu açıklıktan geçerek yükseliyordu, öyle ki, yolda giden bir kimseyi, yolun herhangi bir noktasından görmek kabildi. İşte Fausta arabasının penceresinden bakarken, uzakta, çok uzakta bütün hı- zıyla kendilerine doğru gelen bir süva- ri gördü. Ve ayni zamanda arkadan ken dilerine yaklaşan dört süvari arasında Büssiyi tanıdı ve düşünmeğe başladı: — Büssi Löklerk burada!.. Bu adam acaba İspanyada ne arıyor? Sonra, işareti üzerine yanına yaklaşan Montalta: — Kardinal, deği, bu süvariler benim le görüşmek isterlerse mani olmayın. Montalt selâm verdikten sonra, kafi. İenin ön tarafında giden muhafızlara yaklaşarak bazı emirler verdi. Fausta da arabanm yastıkları arasına iyice gömülerek haşmetli bir tavır aldı ve bekledi. Fakat esrarengiz bir kuvvet onun gözlerini, demin gördüğü ve şim- di gitgide kendilerine yaklaşan karaltı- ya doğru çeviriyordu. Büssi ile yaverleri, arabanın yan ta. rafına gelerek, şapkaları ellerinde oldu. ğu halde Faustanın O kendilerine sual sormasını beklediler. O zaman Fausta başın: çevirdi ve gülerek sordu : — Hayrola mösyö Büssi Löklerk be. ni mi kovalıyorsunuz? Büssi eğildi ve hiç ses çıkarmadı. — Madam, beni size Monmaıter ma» nastırınm bâşrahibesi gönderdi. — Ya?.. demek ki Klodin dö Boviye Faustayı unutmadı, öyle mi? — Prenses Faustayı tanımak şerefine nâil olduktan sonra onu unutmak kabil mi? Büssi söylediği cümlenin Fausta üze- rinde yaptığı tesiri anlamak için dikkat, le kendisine baktı, fakat Fausta her za- manki gibi lâkayt duruyordu ve ayni sakin sesle sordu: z — Madam Boviye benden ne istiyor? — Kral Hanri dö Navarın sizin bu- raya niçin geldiğinizi bildiğini ve mese. leyi en küçük teefırlatına kadar öğren diğini size haber vermek İstedi.. Seneler var ki madam Hanri, Fransa tahtına o turmak için çalışıyor ve bu yolda faa- liyette bulunuyor. Bngün, artık hayali, nin tabakkuk etmek üzere (olduğunu zannediyor. İşte tam bu anda, siz, onun bütün ümitlerini o mahvedecek bir işe girmiş bulunuyorsunuz.. Dikkat (Oedin madam! Çünkü Hanri sizi yakalamak ve sizden kurtulmak için elenden gelen her çareye başvuracakt'r.! Dikkat edin ma- daml!.. — Beni ikaz etmenizi size Klod'n dö Boviye mi tenbih etti? — Evet madam! — Bana, kral Hanrinin (Monmerter manastırında âvire kiraladığını söyle'li ler.. Bu doğru mu, mösyö? — Tarmamile doğrudur madam. — Kralın çok çapkın olduğura #öyleniyor.. Klodin ire genç ve rü“İ- i dir ve rivayetlere göre onun rehibe ol, Fausta hiç bir merak ve heyecan ese.| ması kraln iltifat etmesine mani olamıe Ti göstermeden bir saniye ona baktı ve: — Öyleyse sizi dinliyorum © mösyö, MM > vormüş. Büssi gülümsedi: dx : e du piano, Marguerita chante une ile? ua ke üre ip , Baka ii 13 di al y 9İ