28 Aralık 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

28 Aralık 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

! toşhlilatmın İpudar mma.sıdîr Bunun #| meselâ İstanbuldaki Terkos gibi akar t llsterden biri de bu olmak lâzımdır. “PPölu Veyse! ||Yahsiyetten biri, maruf bir ailenin beş |tim. ||Saba ve köyler hakkında düşüncelerim || Böyledir: (|Yerde iki güzellik vardır. Biri Tirol '|dağları, öteki de İsviçrenin Leman O Ya getirilmişidir. Havası fevkalâde; |Suyu da harikulâde! Eminim ki bura- hasıl yerleşebileceksiniz? |t*tmiş oalbildiğine inanamıyorum. Sa— önünü almalı. .| $eylerin ön safta düzeltilmesini lâzım »| Börüyorsunuz? |ftan, burada ormanlık yok denecek de- .| recede azalmış... '|söyliyenler var. Fakat İsviçre köy ev- |lerinde de akar su olmamasına rağ- Men, oralarda biraz daha himmetle su | | teşkilâtları |hu bulmuşlardır. Orada çeşmeler de “Öönüne de büyük bir önlük takmak, |Bördüm, Erkeği de yanında yaya gidi- |Üdiğrim 537 numarılr maaş cüzdanım i. |ödr ile askert raporumu 28 Bir!ncikâmm — 19368 '—Bıc görüş: Bir seyahat arkadaşımın düşüncesi Anadoluya birlikte göçtüğümüz yedi Ü bilen kızzdır. Ünyeye gelişimizin Üçüncü haftasında intibalarını sordum. ki: LA Anadoluyu ilk defa olarak görüyo- Tum, Şimdiye kadar memleketimizde İstanbuldan başka yalnız Ankara ve tİvarını gezmiştim. Avrupanın ve Ame Mkanın birçok meşhur yerlerini dolaş- Karadeniz sahillerinde gördüğüm ka- Avrupada meşhur fakat ayrı ayrı Bölü... Ünye, bu iki güzeliğin bir ara- da istediğimiz gibi her şeyi yapaca- Biz. Ancak gayret, sebat, azıcık da İ t lâzım... Köylüler, munis, söz anlar insanlar Yalnız daha cevval olmaları lâzım. On- lar da bizi görüp nümune ittihaz eder- lerse iki tarafa da ne mutlu! — Isıtma tehlikesi varmış, burada — Ben bu güzel yerde ısıtmanın yer de bu civarda çeltik zeriyatıma müsa&a- de ediyorlar. Sözde bunun fenni olma- |& lâzımgeliyormuş. Halbuki asla kat'i 'e Burette fenni zer'iyat yapılmıyacağın- dan Fatsa gibi, Ünye de ısıtmanın art- Ması tehlikesi altındadır. İşte bunun — Siz daha meden?! memleketler Bördüğünüze nazaran burada hangi — Köy yolları... Bir de gözüme ba- — Evlerin içindeki kusurlar? —— Hamam, musluk ye abdesthane, Su bulunmamasından ileri geldiğini mükemmelleştirilmiştir. Her evin bir Kuyusu ve deposu var 'Tu- lurrbayla cekmek, karları eritmek, fı- tıldaklar kullanmak suretiyle, geniş Musluklardan bol böl su akıtmak yolu- toktur. Burada da ayni şey yapılır. Çünkü dağlarda akar sular pek fazla- Ülr, — Kadınları nasıl buldunuz? — Köylü kadınlardan bahsetmek iz- terim, Burada muayyen bir tip kıyafet | Yök. Her köylü kadın eline geçirdiği bir kumaşı başma dolamış. Kimi hav- İu, kimi peştemal .. Halbuki, bence be- Vaz, tem'z bir baş örtüsü sarmak ve Türk köylü kadınmın en makul kıyafe- ti olabilir. Kaç göç de burada maale- Bef pek müfrittir. Bu da içtimat haya- İm geri kalmasma sebebiyet veriyor. Ama, eminim ki, bunlar, zamanla dü- telecek... Meselâ bugün, meşhur an'a- ten'n zıddına olarak, atta bir kadın Yordu. diı-— Başkaca dikkatinizi celbeden ne- K ) — Hayvanların çok bakımsız oldu- u söylemeden gecemiyeceğim. Ne- Bil, bozulmuştur. Bellibaşlı uğraşılacak — Buraya yerleşmek üzere geldiniz. kararımızda sebat ediyor musu- huz? — Tabil... Düşündüğümden daha iyi neticeye varacağımdan da eminim (vâ ra) ZAYİ — Fatih Malmüdürlüğünden tatbik mührümü ve içinde nüfus kâ- zayi ettim. enisini çıkaracağımdan eskisinin hük- yoktur. kmM Derviş Ali — mahallesi Lokantalar beş sınıf olacak Fiyatlar bu sınıflara göre Belediyece tesbit edilecek Belediye hudutları içinde, iki sene- denberi, gazinolar ve berberler için be lediyece tasdiklı fiat tarifeleri tatbik edilmektedir. Belediye, gazinular ve berberler gibi. otelleri ve lokantaları da muayyen tarifeleri tatbik eder ha- le koymak kararındadır. Bunun için de İstanbulda mevcut lokanta ve otel- ler sınıflandırılmaktadır. Şimdiden lo kanta ve otellerin beş sınıfa ayrılma- rar bu işi tetkik etmekte olan kömis- yonun tetkikleri neticesinde tayin ve tesbit edilmiş olacaktır. Komisyon bü- tün lokanta ve otelleri gözden geçir- mektedir. Bu tetkik sonunda belediye riyasetine bir rapor verilecek ve rapo- ra göre belediye iktısat müdürlüğü tas nifini yapacaktır. Bu tetkikatın yıl başmma kadar bitme si ihtimal dahilinde görülmektedir. Bundan sonra her otel ve lokanta men sup olduğu smıfin numarasını taşıya- cak ve oraya giden bir müşteri neka- dar para verecesini bilecektir. Beledivyenin istediği olmuyor Akay Belediyeye devredilmiyecek İktısat vekâletinin gösterdiği lüzum üzerine deniz yolları müdürü Saded- din, Akay müdürü Cemil, İstanbul li- manı umum müdürü, İzmir limanı mü- dürü, havuzlar ve fabrikalar müdürü Cemil ve süngercilik şirketi müdürü Hamdi Ankarada toplanmış bulun- maktadırlar, Bir taraftan meclis encum rinde de bütçelerinin . müzakerelerini takip eden bu idareler müdürleri diğer ta- raftan da 937 yılında faaliyete geçecek olan Denizbank için meşgul olmakta ve temaslarda bulunmaktadırlar. Evvelce de yazdığımız gibi bütün bu idareler deniz bank hakkında hazırlan mış olan projeye göre bankaya mer- but olacaktır. Şimdi bankanm bu kol- larının bağlanma şekli üzerinde tetkik- ler yapılmaktadır. Bundan dolayı İs- tanbul belediyesinin Akayın belediyeye verilmesi için iktısat vekâleti nezdin- de yaptığı teşebbüs müsbet karşılan- mamıştır. Belediyenin bu dileği yerine getirilemiyecektir. 19 Genç Maarif Vekâletince Avrupaya gönderiliyor Avrupaya yakmda Maarif. Ve kâleti tarafından 19 talebe gönderi- İsviçreye, dördü posta işleri için Pa- rise, diğer on ikisi Almanyaya gönde rilecektir. Müsabaka imtihanları hukuk me- zunları için İstanbul ve Ankara hu- kukunda, fen fakültesi mezunlarınım imtihanı gelecek ayın on birinde fen fakültesinde, lise şubesi olgunluk me- zunlarının imtihanları gelecek ayın yirmisinde Ankarada Gazi lisesinde ve İstanbulda Vefa lisesinde yapılar caktır. sı muvafık görülüyor. Fakat kat'i ka-| lecektir. Bunlardan üçü hukuk için , M 'N | T 25 16,48 Bakırköy Çimento fabrikası Nibayet satılığa çıkarıldı Uzun müddet bütün piyasayı meş- gul eden dedikodular, hissedarları ara- sında gürültülü içtimalar yapılan Ba- kırköy çimento fabrikası nihayet sa- tılığa çıkarılmıştır, Memleketimizin en eski ve en büyük çimento fabrikası olan “Bakırköy - Kurt” çimento fabrikası hissedarları bundan iki sene evvel iki kısma ayrıl- mışlar ve fabrikaya kâh bir kısmı, kâh diğer kısmı hâkim olmaya başlamış- lardı. Bunun neticesi olarak gürültülü içtimalar olmuş, iki taraf biribirini da va etmiştir. Fakat bir taraftan fabrika İş ban- kasına birinci derecede ipotekli oldu- tılığa çıkarılmıştır. Mahalline giden icra memurları fab- rikayla civarındaki arazi ve kireç o- cakalrıma 146,810 lira kıymet biçmiş- lerdir. Fabrikanm satışı gelecek ayın 28 inde yedinci icra vasrtasiyle yapı- caktır. Sabanca gölü Bir kanalla İzmit körfez'ne akıdılacak Sümer Bank su mühendisleri Sa- banca gölünün bir kanalla İzmit kör- fezine bağlanması üzerinde tetkikler yapmışlar ve haber verildiğine göre müsbet netice almışlardır. Bu şekilde bir kanal İzmit kâöıt fabrikası için lâzım olduğu gibi İzmitin su ihtiyacı nı da giderecektir. Perlye bank asıle harpten evvel Osmanlı hükümetine yapılan ve bir buçuk milyon lİiralık si Türk — Fransız muhtelit mahke mesi tarafından hakeme havale edil- mişti. Avrupada bu işin halli ile meşgul olan ajan Emin Âli ve hazine avukatı Süleyman Şevket Paristen Amsterdama gitmişierdir. Heyetimiz davanım sulhan halli- ni, olmazsa aleni müdafaa yapılmasr nı istiyeceklerdir. Heyet ayni zamanda Çukur ova- nın irva ve iskasna ait eski bir mese- le ile de mesgul olmaktadır. 28 PAZARTESİ Birincikânun — 1936 Hicri: 1355 — Şeval: 14 IWI 5,56 12,15 14,35 16,48 18,26 5,30 ,08 7,27 9,48 12,00 — 1,39 12,50 | GEÇEN SENE BUGUN NE ULDUZ7 Japon ve Mongol askerleri çarpışmağa baş ladılar, ğundan ve borç da ödenmediğinden sa-| aa Pcrıye bankası tarafmdan umumi bir kısmı ödenmiyen istikraz mesele-| Bir rrmesele Ölçülü şişeler kararı yüzünden Şişe buhranı mı başlıyor ? “— Yılbaşından itibaren artık rakı, bira, gazoz ve hattâ.., hattâ su bile sa- tılamıyacak!,, Amerikanm kuru zamanındaki en koyu içki düşmanlarını bile hayrette bırakacak bu cümleyi şişe ile mayi sa- tanların yaptıkları içtimadan çıkan a- zadan biri söylemiştir. Meseleyi anlatalrm: Ölçüler nizam- namesinin mayi satılan şişelerin de öl- çülü olmasına dair bir maddesi vardır ki böyle şişeler olmadığı için tatbikı iki senedenberi *tehir edilmekteydi. Bu maddede her nevi mayiin şişlerde ne miktar olacağı tayin v tesbit edilmiş- tir. Fakat bu miktarlar kesirlidir, me selâ 23 gram gibi rakamlar vardır. İktısat vekâleti bu nizamnameyi de- gğiştirmeye karar vermiş, kesirleri ©- nar onar veya yüzer yüzer yapmıştır. Bundan sonra da ölçülü şişelerin yıl başından itibaren kullanılması mecbu- riyeti ortaya konmuştur. Fakat, ikinci kararm tatbikr zama- nı gelip çattığı balde birinci karar ye- rine getirilememiş yani nizamnamenin değiştirilmesi işi devlet şürasına bile götürülememiştir. Ölçülü şişelerin memlekete girmesi bir buçuk senedir yasaktır, binaena - leyh hariçten girmesine imkân yoktur. Dahilde de şişe fabrikası ancak nizam namenin müstakbel şekline göre terti- bat almıştır. O halde ş'mdiki nizamna- menin istediği ölçüde şişeler dahilde de süratle yapılamıyacaktır. O halde? İşte bunun neticesini alâkadarlar şöyle anlatıyorlar: “— İki şey olabilir. Şimdilik göze gorunem 1937 yılı başmdan itibnen ” şişeyle satılan: heı—'şeym “Yani şmbm rakınm, likörün, biranım, suyun mey- dandan kalkmasıdır. O vakit halk su- yu dahi ancak çeşmeden alabilecektir. Çünkü nizamnamenin istediği şekilde bir tek ölçülü şişe yoktur. Yahut, iktisat vekâleti bu işi düzel- tecek, nizamname değ ştirilinceye ka- dar tatbikatını tekrar tehir edecektir.,, A, Faik Güneri Bodrumdaki definede Neler de neler varmış ? Avukat Kayserili Yordanm evinin bodrumunda açtığı bir deliğe on bin liraya yakım servetini sakladığmı, bunun komşusu tarafından almdr ğını yazmıştık. - Yordanm zabıtaya verdiği listeye göre duvara gömdüğü servetini şun- lar teşkil etmektedir: rası (banknot), 145 sarr altın, dört adet yüzlük drahmi, dört bin lira de- gerinde gümüş, elmas, altın mücev- er. Komşusu Kazarosun evinde iki adet yüzlük drahmi bulunmuştur. Ka zaros kendisinin bu hırsızlığı yapma- dığını söylemektedir. Zabıta tahkikatı devam ediyor. '#mdıtqı sokak 33/51 — No. Alınotl -Evim cezbedicillir. Ona her şeyi verdim, B ; lzedır .. (Kıska.nç) imzasile aldığımız mektupta deniyor ki: (Hayalim, biribirimizin yanında küçük bir yuva kur. maktan ibaretti. Maalesef her akşam iş bahane ederek tiç oğlumla beni evde yalnız bırakryor. Halbuki güzel olduğu- mu söylüyorlar, yaşrm 22 ince, kumral ve mavi gözlüyüm. rica ederim bana kıskanıyorum, | | — bilirsiniz, Eğer beni aldatıyorsa bir felâket yapmırya hazırım.Size çok CEVABIMIZ: Sakin olunuz, bütün kozlar genç , güzelsiniz, saklayınız biraz aklılıca hareket ederek sabırlı olunuz. Bil- hassa mesele çıkarmayınız, galebe çalacağınızdan emin ola. yardım ediniz.) elinizde üç güzel yavrunuz var. Göz — yaşlarınızı 550 İngiliz lirası, 2450 Türk 1li- 4 Muhtariyet olamaz, yalnız istikiği Asım Us “Kurun” da Batay'ın yakın tarihinden ve Anhara anlaşmasının fe. na tatbik tarzından bahsettikten sonra diyor ki: İşte Fransızların İskenderun sanca- ğında muhafaza etmek için uğraştıkla rı (idari muhtariyet) in mahıyeti, böylece acıklı bir esarettir. Suriyeliler de bu türlü bir muhtariyet rezaletini devam ettirip gitmek ve Hatay Türk- lerini bir gün Araplaştırmak hulyası içindedir! 1921 Franklen Buyyon muahedesi ile Lozan muaehedesinin çok sarih hü- kümlerine rağmen İskenderun sancağı- na tatbik edilen bu tarzı idareden soön ra Türklere gene muhtariyetten bahse- dilebilir mi? En geniş şeklinde ve en kuvvetli teminat altında olmak kaydi ile de olsa bu türlü vaatlara artık kü- lak verilir mi? ı Hayır, BayPeyaml öÖyle değlilil ! “Cumhuriyet” te Peyami Safa Ha tay davasından bahsederken, kendine mahsus üslüp ve eda ile diyor ki: Hayır, M. Blum! Hayır, M. Delbosl Hayır, Fransanm bütün madamlar, matmazelleri ve mösyöleri! Bütün bir Fransız efkârı umumiyesi olarak şu- nu bilmenizi istiyoruz ki Alzas - Loren- deki Fransızların istiklâli sizin için ney se, bizim için de Sancaktaki Türklerin istiklâli odur. Biz de diyoruz ki, mesele öyle de. ğildir. Çünkü Alsas Lorenin Fransız olduğu şüpheli olmaktan başka, bugün dahi, Alsas Lorende ekseriyet almanca görüşür. Kültür itibariyle Almandırlar. Halbuki Hatayda yalnız öz Türkler vardır, ve yalnız türkçe görüşürler. X Ya usta bir tlirendaz çıkıverirse, Felek Tan'da, Nasrettin Hocanımn, Timurlengin tirendazlarının atış talim- lerinde en emniyetli yer bulduğu için, gidip ta nişangâhın ortasına oturuşu- nu anlatarak diyor ki: Bugünlerde o kadar acemi münel. kitler görüyor ve o kadar mantığı ek« sik muahazelere uğruyorum ki; ken- dimi bundan dolayı nişangâhta oturan  Nasreddin Hocaya benzetiyorum. Tirendaz ve münekkidlerin acemi ©- luşları bir kabahattir. Fakat bu, Fele. ğin nişangâhlık olmamasına, yani tde rize lâyık hareketler yapmamış olma- sına delâlet etmez. p Türk , muhayyilesi ve Noecl baba Akşam'da, Pazartesi günleri musa- habe yazan Hasan A Yücel yazıyort Halbuki Türk muhayyilesi, böyle şey lere alışık değildir. Türk gerçekçidir. Hayallerinde bile hakikat gizlenir. Uy- durma şeylere inanmak alışkanlığı on da yotkur. Her şeyi olduğu gibi görür ve öyle görmek ister. Onun bu itiyadı- nı bozacak her şey, yanlıştır, fenadır. Türk çocuğuna şeker, oyuncak ve ye- miş getiren, (Noel baba) değil: kendi öz babasıdır. Önun doğru bildiği şeyi yanlış öğretmeğe kalkmımalxyu. Çok doğru. Sofyada bir polis kamyonu devrildi Sofya, 27 (Hususi) — Sofya dk şında mitralyöz taliminden dönmek- te olan bir polis kamyonu Trakya köprüsü yanmda bir telgraf direğine çarparak devrilmiş, 70 kilometre sür” atle giden kamyonun içindekiler ölü ve yaralı olarak bulunmuşlardır. Sofya polis kumandan muavini Tropciyef de ölüler arasımdadır. Kral Boris, bizzat kaza mahalline ; gelerek tahkikatta bulunmuştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: