28 Birineikânun — 1938 Bir görüş: Bir seyahat arkadaşımın düşüncesi Anadoluya birlikte göçtüğümüz yedi Tahsiyetten biri, maruf bir ailenin beş Ül bilen kızıdır. Ünyeye gelişimizin Üçüncü haftasında intibalarını sordum. ki: » : “ Anadoluyu ilk defa olarak görüyo- Mun, Şimdiye kadar memleketimizde İstanbuldan başka yalnız Ankara ve “İvarımı gezmiştim. Avrupanın ve Ame an birçok meşhur yerlerini dolaş- Karadeniz sahillerinde gördüğüm ka- Avrupada meşhur fakat ayrı ayrı Yerde iki güzellik vardır. Biri Tirol dağları, öteki de İsviçrenin Leman (gölü... Ünye, bu iki güzeliğin bir ara- (Ya getirilmişidir. Havası fevkalâde; suyu da bar!kulâde! Eminim ki bura- da istediğimiz gibi ber şeyi yapacı- Biz. Ancak gayret, sebat, azıcıkda himmet lâzım... Köylüler, munis, söz anlar İnsanlar Yalnız daha cevval olmaları lâztm. On- lar da bizi görüp nümune ittihaz eder- erse iki tarafa da ne mutlu! — lerima tehlikesi varmış, burada dasıl yerleşebileceksiniz? — Ben bu güzel yerde ısıtmanm yer *tmiş oalbildiğine İnanamıyorum. Sa de bu civarda çeltik zeriyatına müsaa- de ediyorlar. Sözde bunun fenni olma- & lâzımgeliyormuş. Halbuki asla kat'i Bürette fenni zer'iyat yapılmıyacağın- Ğnn Fatsa gibi, Ünye de ısıtmanm art- ması tehlikesi altındadır. İşte bunun Önünü almalı. —Siz daha medeni memleketler Bördüğünüze nazaran burada hangi teylerin ön safta düzeltilmesini lâzım görüyorsunuz? — Köy yolları... Bir de gözüme ba- tan, burada ormanlık yok denecek de- Tecede azalmış... — Evlerin içindeki kusurlar? > Hamam, mus ye 4 1) atana EE li i meselâ İstanbuldaki Terko$ gibi pi İsu bulunmamasından ileri geldiğini töyliyenler var. Fakat İsviçre köy ev- lerinde de akar su olmamasma rağ- men, oralarda biraz daha himmetle su, teşkilâtları o mükemmelleştirilmiştir. Hor evin bir Kuyusu ve deposu var "Tu- İlurbayla çekmek, karları eritmek, fr. İtildaklar kullanmak suretiyle, geniş| musluklardan bol bol su akıtmak yolu- Ru bulmuşlardır. Orada çeşmeler de çoktur, Burada da ayni gey yapılır. Çünkü dağlarda akar sular pek fazla- dır. — Kadınları nasıl buldunuz? — Köylü kadınlardan bahsetmek Is- Şeri. Burada muayyen bir tip kıyafet Yok. Her köylü kadın eline geçirdiği Dir kumaşı başıma dolamış. Kimi hav- İu, kimi peştemal. Halbuki, bence be- Yaz, tem'z bir baş örtüsü sarmak ve önüne de büyük bir önlük takmak, Türk köylü kadının en makul kıyafe- & olabilir, Kaç göç de burada maale- tef pek mülfrittir. Bu da içtimai haya- in geri kalmasma sebebiyet veriyor. Ama, eminim ki, bunlar, zamanla dü- elecek... Meselâ bugün, meşhur ar'a- hen'n zıddına olarak, atta bir kadn tördüm. Erkeği de yanmda yaya gidi- iYordu. İz Başkaca dikkatinizi celbeden ne- y , — Hayvanların çok bakımsız oldu- bunu Söylemeden geçemiyeceğim. Ne Mil, bozulmuştur. Bellibaşlı uğraşılacak İşlerden biri de bu olmak lâzımdır. |, — Buraya yerleşmek üzere geldiniz. Di sersem sebat ediyor musu- ? — Tabif.. Düşlindüğümden daha iyi neticeye varacağımdan da eminim (wa ro) ZAYİ — Fatih Malmütlürlüğünden İlarğım 537 numarslı maaş cüzdanım İ. tatbik mührümü ve içinde nüfus kâ- ile askerf raporumu (o zayi ettim. Lokantalar beş sınıf olacak Fiyatlar bu sınıflara göre Belediyece tesbit edilecek Belediye hudutları içinde, iki sene denberi, gazinolar ve berberler için be lediyece tasdikli fiat tarifeleri tatbik edilmektedir. Belediye, gazinular ve berberler gibi otelleri ve lokantaları da muayyen tarifeleri tatbik eder ha- le koymak kararındadır. Bunun için de İstanbulda mevcut lokanta ve otel- ler sınıflandırılmaktadır. Şimdiden lo kanta ve otellerin beş sınıfa ayrılma- gı muvafık görülüyor. Fakat kat'i ka- rar bu işi tetkik etmekte olan komis- yonun tetkikleri neticesinde tayin ve tesbit ed'lmiş olacaktır. Komisyon bü- tün lokanta ve otelleri gözden geçir- mektedir, Bu tetkik sonunda belediye riyasetine bir rapor verilecek ve rapo- Ta göre belediye iktısat müdürlüğü tas nifini yapacaktır. Bu tetkikatım yıl başma kadar bitme si ihtimal dehilinde görülmektedir. Bundan sonra her otel ve lokanta men sup olduğu smıfın numarasını taşıya- cak ve oraya giden bir müşteri neka- dar para verece#ini bilecektir. Belediyenin . .... istediği olmuyor Akay Belediyeye devredilmiyecek İktisat vekâletinin gösterdiği lüzum üzerine deniz yolları müdürü Saded- din, Akay müdürü Cemil, İstanbul li- manı umum müdürü, İzmir limanı mü- dürü, havuzlar ve fabrikalar müdürü Cemil ve süngercilik şirketi müdürü Hamdi Ankarada toplanmış bulun- maktadırlar. Bir taraftan meclis enc imeelerine de bütçelerinin. müzakerelerin f eğen bu idareler müdürleri diğer ta- raftan da 937 yılında faaliyete geçecek olan Denizbank için meşgul olmakta ve temaslarda bulunmaktadırlar. Evvelos de yazdığımız gibi bütin bu idareler deniz bank hakkmda hazırlan miş olan projeye göre bankaya mer- but olacaktır. Şimdi bankanm bu kol larımın bağlanma şekli üzerinde tetkik- ler yapılmaktadır. Bundan dolayı İs- tanbul belediyesinin Akayın belediyeye verilmesi için iktisat vekâleti nezdin- de yaptığı teşebbüs müsbet karşılan. mamıştır, Belediyenin bu dileği yerine getirilemiyecektir. 19 Genç Maarif Vekâletince Avrupaya gönderiliyor Avrupaya yakmda Maarif. Ve kâleti tarafından 19 talebe gönderi- lecektir. Bunlardan üçü hukuk için İsviçreye, dördü posta işleri için Pa-| rise, diğer on ikisi Almanyaya gönde! rilecektir. Müsabaka imtihanları hukuk me- zunları için İstanbul ve Ankara hu- kukunda, fen fakültesi mezunlarınm imtihanı gelecek ayın on birinde fen fakültesinde, lise şubesi olgunluk me- zunlarının imtihanları gelecek ayın HABER — Akşam posta Bakırköy Çimento fabrikası Nibayet satılığa çıkarıldı Bir rresele Ölçülü şişeler kararı yüzünden Şişe buhranı mı başlıyor ? “ Yılbaşmdan itibaren artık rakı, Uzun müddet bütün piyasayı Me$-| bira, gazoz ve hattâ... hattâ su bile sa- gul eden dedikodular, hissedarları ara- sında gürültülü içtimalar yapılan Ba- kırköy çimento fabrikası nihayet sa- tılığa çıkarılmıştır. Memleketimizin en eski ve en büyük çimento fabrikası olan “Bakırköy - Kurt" çimento fabrikası hissedarları bundan iki sene evvel iki kısma ayrri- mışlar ve fabrikaya kâh bir kısmı, kâh diğer kısmı hâkim olmaya başlamış- lardı, Bunun neticesi olarak gürültülü içtimalar olmuş, iki taraf biribirini da va etmiştir. Fakat bir taraftan fabrika İş ban- kasma birinci derecede ipotekli oldu- ğundan ve borç da ödenmediğinden sa» tılığa çıkarılmıştır. Mahalline giden icra memurları fab- rikayla civarındaki arazi ve kireç 0- cakalrma 146,810 lira kıymet biçmiş- lerdir. Fabrikanm #stışı gelecek ayın 28 inde yedinci icra vasıtasiyle yapı- caktır. Sabanca gölü Bir kanalla Izmit körfez'ne akıdılacak Sümer Bank su mühendisleri Sa- banca gölünün bir kanalla İzmit kör- fezine bağlanması üzerinde tetkikler yapmışlar ve haber verildiğine göre müsbet netice almışlardır. Bu şekilde bir kanal İzmit kâğıt fobrikası için lâzrm olduğu sibi İzmitin su ihtiyacı Bı da giderecektir. Periye bunkasile ve taliriıi eee Periye bankası tarafından umumi harpten evvel Osmanlı hükümetine yapılan ve bir buçuk milyon liralık bir kısmı ödenmiyen istikraz mesele- si Türk — Fransız muhtelit mahke- mesi tarafmdan hakeme havale edil- mişti. Avrupada bu işin halli ile meşgul olan ajan Emin Âli ve hazine avukatı Süleyman Şevket Paristen Amsterdama gitmişlerdir. Heyetimiz davanın sulban halli- ni, olmazsa aleni müdafaa yapılması nı istiyeceklerdir. Heyet ayni zamanda Çukur ova- nm irva ve iskasma ait eski bir mese” le ile de mesgul olmaktadır. 28 PAZARTESİ Birincikânun — 1936 Hicri; 1355 — Şevmi: 14 EEE KİZ, 568 1215 14,38 164 182 539 ğe, 08 Tir vas 1200 39 izo yirmisinde Ankarada Gazi lisesinde GEÇEN SENE BUGUN NE OLDU ve İstanbulda Vefa lisesinde yapıla" Bütün Japon ve Mongel askerleri çarpışmağa baş Yadılar. tılamıyacak!,, Amerikanın kuru zamanındaki en koyu içki düşmanlarını bile hayrette bırakacak bu cümleyi şişe ile mayi sa- tanların yaptıkları içtimadan çıkan a- zadan biri söylemiştir. Meseleyi anlatalım: Ölçüler nizam- namesinin mayi satılan şişelerin de öl- çülü olmasına dalr bir maddesi vardır ki böyle şişeler olmadığı için tatbiki iki senedenberi tehir edilmekteydi. Bu maddede her nevi maylin şişlerde ne miktar olacağı tayin v tesbit edilmiş- tir. Fakat bu miktarlar kesirlidir, me selâ 23 gram gibi rakamlar vardır. İktısat vekâleti bu nizamnameyi de- giştirmeye karar verm'ş, kesirleri o- nar onar veya yüzer yüzer yapmıştır. Bundan sonra da ölçülü şiğelerin yıl başmdan itibaren kullanılması mecbu- riyeti ortaya konmuştur. Fakat, ikinci kararm tatbikı zama- ni gelip çattığı halde birinci karar ye- rine getirilememiş yani nizamnamenin değiştirilmesi işi devlet şürasma bile götürülememiştir. Ölçülü şişelerin memlekete girmesi bir buçuk senedir yasaktır, binacna - leyh hariçten girmesine imkân yoktur. Dahilde de şişe fabrikası ancak nizam namenin müstakbel şekline göre terti- bat almıştır, O halde ş'mdiki nizamna. menin İstediği ölçüde şişeler dahilde de silratle yapılamıyacaktır. O halde? İşte bunun neticesini alâkadarlar şöyle anlatıyorlar: “İki şey olabilir. Şimdilik göze | şişeyle satılan her şeyinyani şarabm, rakınm, likörün, biranın, suyun mey- dandan kalkmasıdır. O vakit halk su- yu dahi ancak çeşmeden alabilecektir. Çünkü nizamnamenin İstediği şekilde “bir tek ölçülü şişe yoktur. Yahut, iktısat vekâleti bu işi dizel- tecek, nizamname değ'ştirilinceye ka- dar tatbikatmı tekrar tehir edecektir... A. Faik Güneri Bodrumdaki definede Neler de neler varmış ? Avukat Kayserili Yordanm evinin bodrumunda açtığı bir deliğe on bin liraya yakım servetini sakladığmı, bunun komşusu tarafından almdr anı yazmıştık. Yordanm zabıtaya verdiği listeye göre duvara gömdüğü servetini şun:i Jar teşkil etmektedir: 550 İngiliz lirası, 2450'Türk Ti- rası (banknot), 145 sarı altın, dört adet yüzlük drahmi, dört bin lira de" ğerinde gümüş, elmas, altın mücev- er. Komşusu Kazarosun evinde iki adet yüzlük drahmi bulunmuştur. Ka | zaros kendisinin bu hırsızlığı yapma- dığmı söylemektedir. Zabıta tahkikatı devam ediyor. kozlar elinizdedir te (Kıskanç) imzasile aldığımız mektupta deniyor ki: (Hayalim, biribirimizin yanmda küçük bir yuva kur. maktan ibaretti. Maalesef her akşam iş bahane ederek üç oğlumla beni eyde yalnız bırakıyor. Halbuki güzel olduğu- mu söylüyorlar, yaşım 22 İnce, kumral ve mavi gözlüyüm. Evim cezbedicilir, Ona her şeyl verdim, £ kıskanıyorum, Eğer beni aldatıyorsa bir felâket yapmıya hazırım. Size çok rica ederim bana yardım ediniz.) CEVABIMIZ; Sekin olunuz, bütün kozlar elinizde genç , güzelsiniz, üç gürel yavrunuz var. Göz & yaşlarınızı saklaymız biraz aklılıca hareket ederek sabırlı olunuz. Bil. hassa mesele çıkarmayınız, galebe çalacağınızdan emin ola. bilirsiniz, Muhtariyet olamaz, yalnız istikiği Asm Us “Kurun” da Hatay'ın yalan tarihinden ve Ankara anlaşmasının fe na tatbik tarzından bahsettikten sonra diyor ki; İşte Fransızların İskenderun sancar ğında muhafaza etmek için uğraştıkla rı (idari muhtariyet) in mahiyeti, böylece acıklı bir esarettir. Suriyeliler de bu türlü bir muhtariyet rezaletini devam ettirip gitmek ve Hatay Türk- lerini bir gün Araplaştırmak hulyası içindedir! 1921 Franklen Buyyon mushedeşi ile Lozan muâehedesinin çok sarih hü- kümlerine rağmen İskenderun sancağı na tatbik edilen bu tarzı idareden son ra Türklere gene muhtariyetten bahse dilebilir mi? En geniş şeklinde ve en kuvvetli teminat altımda olmak kaydi İle de olsa bu türlü vaatlara artık kü- lak verilir mi? > Hayır, Bay Peyamı öyle deği! “Cumhuriyet” te Peyami Safa Has tay davasından bahsederken, kendine mahsus üslüp ve eda ile diyor ki: Hayır, M. Blum! Hayır, M. Delbosi Hayır, Fransanm bütün madamlar, matmazelleri ve mösyöleri! Bütün bir Fransız efkârı umumiyesi olarak şu- nu bilmenizi istiyoruz ki Alzas - Lören- deki Fransızların istiklâli sizin için ney; se, bizim için de Sancaktaki Türklerin istiklâli odur. Biz de diyoruz ki, mesele öyle de ğildir. Çünkü Alsas Lorenin Fronsıs olduğu şüpheli olmaktan başka, bugün dahi, Alsas Lorende ekseriyet almanca görüşür. Kültür itibariyle Almandırlar, Halbuki Hatayda yalnız öz Türkler vardır, ve yalnız türkçe görlşürler, » Ya usta bir tirendaz çıkıverirse. Felek Tan'da, Nasrettin Hocamın, Timurlengin tirendazlarının atış talim- Lerinde en emniyetli yer bulduğu için, yidip ta nişangâhın orlasına oturuşu- nu anlatarak diyor ki: Bugünlerde o kadar acemi münelk- kitler görüyor ve o kadar mantığı ek» sik munhazelere uğruyorum ki; ken- dimi bundan dolayı nişangâhta oturan Nasreddin Hocaya benzetiyorum. Tirondaz ve münekkidierin acemi © Muşları bir kabahattir. Fakat bu, Fclo. ğin nişangâhlık olmamasına, yani ta- rize lâyık hareketler yapmamız olma sına delâlet etmez. Xx Türk muhayyilesi ve Noel baba Akşam'da, Pazartesi günleri musa habe yazan Hasan Ali Yücel yazıyor: Halbuki Türk muhayyilesi, böyle şey, lere alışık değildir. 'Türk gerçekçidir. Hayallerinde bile hakikat gizlenir. Uy. durma şeylere Inanmak alışkanlığı on da yotkur Her şeyi olduğu gibi görür ve öyle görmek ister. Onun bu itiyadı- nı bozacak her şey, yanlıştır, fenadır. Türk çocuğuna şeker, oyuncak ve ye. miş getiren, (Noel baba) değil: kendi öz babasıdır. Onun doğru bildiği şeyi yanlış öğretmeğe kalkmamalıyız. Çok doğru, Sofyada bir polis kamyonu devrildi Sofya, 27 (Hususi) — Sofya du şında mitralyöz taliminden dönmek- te olan bir polis o kamyonu Trakya köprüsü yanmda bir telgraf direğine çarparak devrilmiş, 70 kilometre sür” atle giden kamyonun içindekiler ölü ve yaralı olarak bulunmuşlardır. Sofya polis kumandan muavini Tropçiyef de ölüler arasmdadır. Kral Boris, bizzat kaza mahalline santim, ll nn en taki ne diiiekenkekesiğr.