9 Birincikânun — 1638 TN ü görüş ii, üm: Titlaktadla ve »Şşk kibritiik dığım bir ailenin bir ahretlik Tardır, Ramazan münasebetile ilk Yi, “larak sinemaya göndermişler. İİ bilir hangi mahalle arası salaş nda hangi seneden kalma bir © filmi seyretmiş. Heyecan için- geldi; Ne anladın? - diye sorduğumuz Cevap verdi: Tabakları kırıyor, fem! Nasıl tabakları? böyle.. Kucağına şu kadar * alıyor, fem.. Düşürüyor, kırıyor. Acaba sahiden mi kırıyor, fem.. “in dimağını İşgal eden bu mevzu, plerini de uğraştırmağa başla-| Yan: Sahi, o kadar tabağa nasıl acr kırarlar, bey? - dedi. 81, bilgiç bilgiç: macıların ve tilriü düzenbaz- *i.var,. Kırıp ziyan ederler mi hiç? bilir'ne göz boyacılık yapıyorlar- || İçin işin güldüm: * filme milyonlarca dolar masraf panyalara göre birkaç düzüne nedir ki?.. Tanesi yirmiden olsa,; beki yüz kırk kuruş eder!.. işte, bu ev eşyasının kıymet yeti nazarunızda bazan bü- : İn de ne türlü. " Tocukluğumdanberi kullandığımız. 30 kuruşluk Alacağını zorla isteyince Yetmişlik ihtiyar hapse mahküm oldu Dün sabah Ankara caddesinde ken disine 30 kuruş borcu olan Reşideyi tokat ve sopayla döğen 75 yaşındaki salepçi Maksudun davasına Üçüncü sulh cezada bakılmıştır. Sit gibi beyaz bir sakalı olan 75 lik ibtiyar 25 yaşındaki Reşideyi dövdit- günü inkâr ediyor, ve bilikis kendisi- nin tokat yediğini söylüyordu. Reis, sorgulara başladı: — İsmin ne? — Maksud. — Soy adın? —'Te, bizim memlekette bir kayanm ismidir, küçük Karva derler, — Nerelisin? — Pizrenli — Bak, sen bu kadını dövmüşsün! — Tövbe beyim... Estarfürullah. Var dı bir otuz kuruş alacağım iki aydır vermiyor.. Soy adınm he olduğunu bir türlü ha- tırlıyamıyan Reşide ise ikide bir &or- guyu keserek Maksuda çıkışıyordu. Vakayı gören şahit belediye temizlik » bazısını satmak icap etti. Mi-| amelesinden Ali, babasmın adını, doğ- Yaptık. Bunda, pek garibime ğ | çok düşündüren bazı safhu- vr bir sigara tablası. yeka eline alıyor. . a elle beraber, mezat idare- ,, tlndan bir lira kıymet konu!- Çatlağı da vardır, gördük gör- k demeyin. Elli kuruşa haraç. 5112. Bizim kırk yıllık tabla, gi) Hi 0 m1?.. Hem de o misafir odasını- Kk. köşk biçim! kibritlikle bera- İk Deli mi bunlar?.. Çocukluğumda * kutüsile o kadar oynamak ister- duğu yeri filn söyledikten sonra reis sordu: — Sen vakayı görmüşsün. Hepsini olduğu gibi bir şey katmadan dosdoğ- ra söyliyeceğine namusun, vicdanın ü- zerine yemin eder misin? — Aah... Hâkim, şahidin anlamadığını zanne- derek suali tekrarladı: — Yemin eder misin diyorum? — Etmem beyim! — Neden etmezsin? — Yazık değil mi bana? Benim genç- “Oyuncak. değil, bozaramt, | JiğİM Var, onu için etmem. | Ml a er dak | raya BERE Reğe AŞAR ümlün önünde yere'düzürmüz.) | Alis güç belâ yemin ettikten sonra > inin birden, yüreğimiz ağzımıza Si Bilik! - diye haykırmıştık. Yra korkarak: Kırıldı ma acaba? < meme kıpkırmızı kesilerek eğil- « ayla tablayı yerden almış: » *lamış,. Aman küçük bey, söy di Yaz, demişti, Pir ». bu büyük sirrr saklamıştım.. iü tablaya, âlliteşen bir akraba j Üye ağa başlamıştım.. ij erki eşya, hakikaten i iraba, birer ahbap gibi sah- Ye iş esbetmez mi?, 2 & şimdi onl: 3 ali a arı satıyorduk: NY ; y İlaç. Yok mu arttran?. Sat. ; ee uğrayan peygamber: ! © Ucuza atıldım! - demiş. | Me elli kuruş gibi adi, manasız İn re Sarfolunmaz bir paranm ney Hiğini ve o çatlak tablacıklı, : İğrilmiş köşk kibritliğin ma- Gerini düşündüm! Fakat: SN Bak temp. mişti.. İ Kame demişti. le bitmişti! l > yanına yaklaştım: 2 fazlasile bana verir mi. ike Yapacaktım2.. Lâsım değildi.. Gi. İe,3 Yere götüremezdim.. Kulları. Gla değildi? LE A Me #mektar hayvanları, medeni her, pastırmacıya gönder- a , Sayma #alarlarmış.. Ben de a2 doldurup kapattığımız. Kaya odanın bir tarafına tekallt- i larını yaşamak üzere yolla . : Sarip hassasiyetlerimiz vardır. vâ-Na' lâyihası #ınci müzakeresi Yapılacak Millet Meclisinin bugünkü top; İk ya taz Myihasmın ikinci müzake| ve bundan sonra posta,! Sez © vak'ayı anlattı. Gerek bu şehadet ve ge! rekse doktor raporu Maksudun aley - hinde olduğundan ihtiyar 25 lira ağır Bu sefer şikâyet bizden değil Tramvay Şirketi hakkında Nafıaya : başvuruldu Şehrimizdeki alâkadar makamlar İstanbul tramvay şirketini halkın z4- rarına çalışmak, kalabalık saatlerde birinci mevki tramvaylar arttırmak ve mevcut arabaları azaltmak, tram vay arabalarını hattın sonuna kadar göndermeden istediği yerden gen çevirmek gibi keyfi hareketlerinden dolayı nafra vekâletine şikâyet et mişlerdir. Soförler Cemiyetinde Eski muhasszec nin yolsuz'uğu anlaşıidı Adliyeye veriliycr Bundan bir müddet evvel şoför. ler cemiyetinde yapılmış olan tahki- kat bu cemiyet hesaplarında 935 se- nesinde yolsuzluk yapıldığı neticesi- ni vermiş ve mesele adliyeye intikal etmiştir. Şoförler cemiyeti tahkikatı iki safha arzetmektedir. Bir kısım tahki- katı belediye müfettişleri yapmışlar- dır. Müfettişler belediye riyasetin den aldıkları emir üzerine ticaret ©- dasından verilen bir mürakıpla birlik. te cemiyetin yalnız 935 sönesi hesap 'armı tetkik etmislerdir. Bu tetkikte cemiyet hesabında yolsuzluk olduğu görülmüş ve bu Kkususta gerek bele- liye riyasetine gerek ticaret odasın» raporlar verilmiştir. Bundan evvelki idare muhasebe- cinin hesapları devri vaziyetinden şüphelenmiş olduğunu ticaret odast- na bildirmiştir. Şimdi heriki kismm tahkikattan dolayı cemiyetin seçim- den bir müddet evvel istifa etmiş o- lan muhasebecisi mesul sıfatiyle ad. liyeve verilmektedir. ye karma mmnmnmileğ ; 'mitetin 935 yılmadan evvelki yıllar ait hesanlarm tetkikini istemiş, fakat bu hısusta heniiz bir karar verilme- miştir para cezasına çarpıldı ve 200 kuruş; Jalkan #carci v3 s:nayi odaları mahkeme masrafının da kendisinden) alınmasma karar verildi, Yalnız yaşı; 65 i geçmiş olduğundan bunun 6'da bi»! ri tenzil edildi Şımendıfer Olmıyan yer.cere Ucuz bava seferleri Öğrendiğimize göre Nafıa Vekâ- leti mühim bir iş üzerinde meşgul olmaktadır, Şimendifer bulunmıyar,, ticari ehemmiyeti büyük olan ve me-| safeleri uzak bulunan şehirlerimizle| en ucuz fiyatlarla ticari hava nakliys tı yanılması imkânları araştırılmaktar dır. Bu imkânlerm bulunacağndan süphe edilmeme tir ——ae—— Umumi müfettişler | Dün de Şüxrü Kayanın i başkanlı ında © toptancılar Ankacsda bulunan umumi müfettiş- ler dün de Dahiliye vekili Şükrü Kaya. nim başkanlığı altında toplanmışlardır. İ Dünkü toplontıda üçüncü ve dördüncü umumi müfettişlerin raporları okunmuş! ve müzakere edilmiştir. Bugünkü toP-İ GEÇEN SENE BUGUN NE ULDU? lantıda ikinci umumi müfettişin raporu okunacaktır. i toplantı yapılması, konseyinin son içtimamda takarrü:| BIZE*'SORUNUZ.Sizr “rap A ii LR be 51 müşterek top aslısı Balkan antandına dahil dört Bai- kan #caret ve sanayi odası arasında müşterek bir toplantı yapılması içir hazırlıklar yapılmaktadır. Böyle bir Balkan iktisat etmiştir. Bu toplantıyı temin ve ha- zırlıkları yapmak vazifesi uhdesine verilen Bükreş ticaret odası bu hu- İ susta temaslara girişmiştir. Birineikânım — 1936 Hicri: 1355 — Ramazan 24 1 e -EEİ 42 SAA 1206 14,28 1641 1519 5.28 e. 10 7.25 9471200 ISR 1246 terim İngiltere Yunan adalarmın birini üseüibah ri yapmağa karar vermiştir. Yalovayı güzelleşlirmek için Haz neye git arazi parasız verilecek Yalova kaplıcaları civarında bulunan hazineye ait arazinin burada o mesken, eğlence mahalli, Iokanta ve dükkân ya- pacakldara parasız temliki ve bu binalar» dan on sene için hiçbir vergi alınmama #r takarnür'etmiştir. Verilecek srsalar- da yalnız sabipleri inşaat © yapab ve arsalar elden ele geçemiyes cek Yıldırım mahkemelerde Dün üç suçlu manküm oldu Cürmü meşnut dördunsu asliye mahkemesi dün aşağıdaki davalara bakarak şu kararları vermiştir: Tahtakalede tornacı İsmailin dük kânından 24 tane çekiç sapı çalıp, gece saat İİ de bunları bir yorganı sararak kaçırmak istiyen Mustafa iki ay hapse ve üç lirada para ceza- sma carptırılmıştır. Bundan bir hafta kadar evvel Ke- restecilerde bir mağazaya girerek el- bise çalarken çuvalları içinde yaka- lanan Hasan 3 ay 26 gün hapse mah küm olmuştur. Bir buçuk ay evvel ustası İsmai- lin eşyalarını çalarak kaçan Recebir suçu yapılan mü.caddit duruşmalar sonunda sabit göründüğünden 5 ay 25 gün hapsine ve 5 ay 26 gün de za- bita nezareti altında bulundurulması. na karar verilmistir. ——— am Gü! yağı istınsalâtı Ucuza mal edilecek Öğrendiğimize göre gül yağları. mızın gerek istihsal gerek ihracı ve bilhassa maliyet fiyatları için mühim nak üzeredir... Bu çok “kıymetli istihsal Ve ihfaç metârmizd mümkün olduğu kadar daha çok is tihsal o ve daha çok satılabilmesi im- kânları üzerinde çalışılmaktadır. Birinci beş yıllık plâna dahil ola- rak Ispartada bir gül yağ fabrikası yu pılmıstır. Bu fabrikanın kuruluşun. dan sonra geçen senedenberi gül yağ cılığımız rasyonalize edilmiş ve kali- teleri düzeltilmiştir. Gül yağı istih- salâtı İsparta mıntakasında sened: 1509 kiloyu bulduğu zamanlar var- i dr. Fiyatlar da 200 lira kadardır İ Şimdi bu istihenlâtm azami hadde cr karılması ve maliyet fiyatlarının u- cuzlatılmasiyle ihracatm da rakiple- rimize nazaran daha düşük fiyatlarla yanılması üzerinde meşgul olunmak: İ tadır. Bu suretle fiyatın ucuzlatılma. smdan kaybedilen istihsalin fazlalaştı rılmasından kazanılacak ve memleke te daha fazla döviz girmesi temin ©- İunaca'etır. Sladyomdaki hâdise Dün Taksim stadyomunda Günes ğer Çeki Karlin maçı esnasında ha- | kem ile seyircilerden biri arasında bir hadise olduğunu yazmıştık. Mü. İ sabakadan sonra karakola giden da- vacı ve maznun orada barışmışlardır. Spor sahasında ilk cürmü meşhut böylece mahkemeye intikal etmeder bitmiştir. Beraat eden memurlar tekrar işe alınırlar Süleymaniyede 3 numarada Esma irizasile aldığımız mektupta deniyor ki! “Herhangi bir sebepten bir memur bir sene hapse mah küm olsa ve bu karar temyiz mahkemesinze nakzedilerek ve telefon lâyihası müzakere e.) tekrar bakılan dava neticesinde memürun masumiyeti anla “ şilarak beraat ederse, bu müddet zarfında da aradan üç se- ne geçmiş olursa, kı kalır mı?,, labilir, CEVABIMIZ: Bir memur beraat ettikten sonra vazifesine hakkına tamamen ve kanunen maliktir. Yerine o zamana! kainr kimse tayin edilmemişse maaşının da bir kığinını a- i omemurun tekrar vazifesine dönmek bak) i şi Renkli sinema ve bizim yorgan “Kurun,, da Hasan Kumçayı, sinema işile meşgul olan billün sermaye sa- hiplerinin renkli filmler için hazırlan- dıklarını yazarak diyor ki: “Kara kalemle yapılmış resimle renkli resim arasında me fark varsa bugünkü sinemalarla renkli sinemalar arasında da o kadar fark olacaktır. Artistlerin, sinema yıldızlarmın dudak yanak, göz boyaları perde üstünde ol- duğu gibi aksedecektir. Esmer güzel- lerle sarışm, veya kumral olanlar ars- sındaki nllanş görülebilecektir. Riva- yete bakılırsa renkli sinemaları çık- ması kumralların daha fazla şöhret bulmalarına hizmet edecektir. Fakat renkli sinemaların başlaması yeni ser- mayeler sarfını mucip olacağı için si- nema ücretleri de o nisbette artacak- tır. Sözün kısası Nasrattin hocanın de- diği gibi nihayet kavga bizim yorga- nm başında kopacaktır.., Dostlukta tezad Yunus Nadi “Cumhuriyet,, teki baş yazısmda günün mühim meselesi san- cağın vaziyeti münasebetile “Türk - Fransız dostluğunu istıraba düşüren tozattan bahsederek diyor ki: “Suriyedeki Fransız müstemleke idaresi 1923 denberi Ankara itilâfna-. mesi taahhütlerini iblâl etmek içir elinden gelebilen her fenalığı yapmak- tan geri kalmadı, ve son muameleler de merkez Fransız hükümetini hataya sevketmekle kalmayarak Hatay Türk kıtasında cinayetler irtikâp etmeğe ka- dar ileri gitti, İşte Fransız - Türk dost- luğunun geçirmekte olduğu - felâketli imtihan buradadır, Daha işin başlarında sayılabileceğis mizi göz önüne alarak biz kendi vazi- yetimizi bütün açıklığile tesbit ediyo- ruz: Biz Fransiz dostluğuna Jâyik ol duğu bütün ehemmiyet ve itina ile ba- kıyoruz, ve imkânın son haddine kadar bu itinayı iltizam edeceğiz. Ancak şurası şimdiden ve katiyetle melüm olmalıdır ki bizim Fransır dostluğunn ehemmiyet verişimiz Svr- yedeki Fransiz müstemleke memurla- rm İskenderun « Antakya ve havalisi Türklerine karşı zulüm ve itisafla ba- reketlerine vesile teşkil . “etmemelidir ve edemez. Fedakârlığın © derecesi bizden beklenemez ve beklenmemelidir. "edakârlığın © derecesine tahammül bizim elimizde değildir de onun için!., Mili sahnemiz. Falih Rıfkı Atay “Akşam,, da Türk sahnesinin geçirdiği istihaleden bahs- ederek şunları yazıyor: £ “Bu asrın bir milleti için sahne en büyük zaruretlerden biridir. Onun, medeniyetler kadar eski olan varlığı- nın, hiçbir zaman zayıflamayan sebep lerini ve ehemmiyetlerini tekrar et- mek bile, ayıp sayılabilir. Nihayet cumhuriyet, yarm Türkiyenin bağrma basacağı ve kültür tarihimizin en gü- zel an'anelerinden birini kuracak olan Türk gençlerine yetişme İmkânlarını hazırlamış bulunuyor: Genç kabiliyet- ler, bu fırsattan kendilerine bahşedil- miş olmasındaki ehemmiyeti anlaya- caklar, ve birkaç sene sonra bize, bas- ıca ihtiyaçlarımızdan birini fatmin etmek zevkini duyuracaklardır. Yapıl- maâsina başlanacak olan devlet tiyat- rosunda, cumhuriyetin gerefini arttmra- cak olan devlet sanatkârlarmın yetiz- mesini sabırsızlıkla beklemekte haklı. . yız. Ankarada Şüpheli biri yakalandı Ankarada “Jön Türklerden birkaçı- dn biyografisi, ismi altımda bir kitabı satmağa çalışan fakat hariciye etrafın da şüpheli halleri de nazari dikkati celbeden Şükril isimli biri yakalanmış- tır. Şükrü kitabımın üzerine “Şükrü Kaya Gök Ozanoğlu., ismini yazmıstı. —— Kâtip hastalanmış Kartal sulh mahkemesi kâtibi Sali- hin arkadaşlarma ait maaşı aldıktan sonra orladan kaybolduğu yazılmıştı. Salihin Kartala giderken yolda hesta- landığı ve evine giderek tedavi altıma alındığı anlaşılmıştır.