Sihirli Karına birlikte şatonun salonuna girdik. Burnumuza küf ve rütubet kd- kusu geldi. Elimizdeki mum, bir asra Yakm zamandanberi ziya görmemiş 0- lan duvarları aydmlatmeca; iriliufaklı Milyonlarca fare, yere düşüp de pürça- ları etrafa saçılan bir destinin kırıkla- Yı gibi, dört bir yana savruldu. Arka- mızdan kapıyı kapattık, rüzgârlar yer İere serlli kâğıtları uçurttu. Bu kâğıt- İarm kenarları liyme liyme yenmişti. Üzerlerinde kurunuvuztaf yazılar Yar- dr, Yosunlu duvarlardaki tabloları gös- tererek, karıma: — İşte bunlar ecdadımın “portre, 16- ridir, cicim! - dedim. - Eğer muharrir olsaydım herbir resmin karşısmda mu hakkak ayrı bir roman yazardını. Bu ak saçlı kadmlarla saçlı sakallı ihtiyar- larm hopsi de vaktiyle bizin gibi genç- tiler. Onların da başlarından birtakım gönül maceraları geçti... Meselâ öbür! köşede duran teblod giskin kadını görüyor musun? Büyük annemdir.. Çirkin oldüğu halde onun da kendine göre bir iptilâ hikâyesi var... Böyle söyliyerek aprmağımı uzat tim ve karıma, gümüş çerçeveli bir ay- na gösterdim. — Bu ayna onundur.. Fakat ayna deyip de geçme ha.. Sibirlidir, büyü- lüdür bu... Öyle sihirli bir ayna ki bü- Yük annemi mahvetti... Kadmcağız, bu Cam parçasını ele geçirebilmek İçin Varmı, yoğunu satıp savdı; kül oldu... Gündüzleri, - hattâ yemek yer, gu içer- ken bile; - gözünü kıymetli aynasm - dan ayırmazdı.. Geceleri aynayı koynu DA alır öyle uyurdu... Onu, tabutunun Üzerine koymalarmı vasiyetnamesinde Rikretmişti. Karım: 7 Büyük annen tuvalete pek mi me-| — İhtimal... cevabmı verdim, - İhti- mal tuvalete de meraklıymıştır. Fakat bu aynaya düşkünlüğünü tuvalet me- rakına atfetmek doğru olamaz. Çün- kü, dünya yüzünde bundan başka ay- çel yok değil ki... Hayır karıcığım, ha» Yır... İşin içinde iş var... Rivayete na- Zaran bu gümüş çerçevenin içinde bir #eytan varmış da; sözde büyük annem yi #oytana gönül vermişmiş.. Bittabi, i derecesi de safsata! Fakat muhak. kak olan cihet gu ki: Ayna sihirli! Üfledim. z Aynanm üzerindeki toz, biyilei bu- a ianlarnm dumanı gibi kabardı. ksime baktım ve bir kahkaha attım. Kahkahama duvarlar sksi sadası eee verdi. Ayna çarpıktı. Çarpık ol. “Ağu için, yüzümü çarpık çurpuk gös- İstiyordu. Burnum bir yana kaçıyor; Senem, ikiye ayrılarak, sağa ve sola bükülüyordu. > an Büyük annemin amma da garip evki varmış... dedim, : Karım, tereddütle yaklaştı. İğildi yada yüzüne baktı. İşteo zaman, ösrikulâde bir hâdise oldu: Kadmeağız sarardı. Titredi... Bir çığlık kopardı. um söndü. Ortalık kapkaranlık kesildi, 5 ie bir cismin yere sukutundan Taa olma bir gürültü duydum. Ka-| kendini kaybetmişti. Yerlere. serili kâğıtlar üzerlerinden İzgür geçmiş gibi hışırdadı: Salonu ümmeğ #n karanlık istilâ ettiğini gören ard ortalıkta koşuşmağa başlamış- P, Sucereden upuzun İsiri bir kol w- P fosforlu elini yere dayadı. İşte "ân tüylerim diken diken oldu... İniş r, İsiri kol sandığım ay ışığı Karım bayılarak kaskatı kesilmiş kollarım arasma aldım ve Un Şato; imi | Va dar hş sundan Kendimi dışarı- Incağı ix Pl a ge Tenten amca ayna « Ayna nere de?,. O aynayı verin bana... Tam bir hafta, yemeği; içmedi; ağ- zıma. başka söz almadı, Ayni nakaratı tekrarladı durdu. Hiçkırıyor, başından saçlarını yoluyordu. Nihayet doktor - lar karımın delirip tımarhaneye gide ceğini söyledikleri zaman çarnaçar Şa- todan aynayı alıp ona getirmeye meo- bur kaldım. Elimde gümüş çerçeveyle yatak oda» sıns girdiğimi görünce karım saadet. ten gıldırırcasına çırpındı. Bu çarpık cam parçasını eline âlarak haz ile öp- til ve aksini temagaya daldı. Aynaya baktı, baktı, baktı... ... O günden bu güne on sene geçmiş- tir, Karım hâlâ aynaya bakiyor. Bir Yâhza olsun gözlerini bu cilâlı satıhtar ayırdığı yok. Vecd ve heyecan içinde: — Aman yarabbi!.. - diyor, - Bu ben miyim ?.. Evet.. Ona ne şüphe. Benim. Dünya yüzünde hakikati bildiren yal nız bu aynadır. Ondan başka kim var- sa, herkes, her gey yalancı.. Kocam de yalancı... Ah, şayet bu derece güzel ol duğumu evvelce bilseydim, kocama va- rır mıydım hiç?.. O herif bana lâyık değildir! Dünya yüzündeki bütün er- kekler, hattâ Rudolf Valantino bile örümde diz çöklüp benden bir iltifat tebessiimü dilenmelidir! Ben: — Muhakkak... «* diye dilşiinüyor- dum, Muhakkak ki karım tımarhane lik... Fakat yanılmışım.. Kadıncağız he - yecanında haklıymış meğer... Geçen gün, karımın arkasına geçerek aynaya baktım. Ve bu müthiş sırrı keşfettim. Gümüş çerçevenin içinde gözlerimi ka- maştırıcı bir güzellikte bir kadın gör“ ———.— — e serumu, asa ya yu, DİP Afeti candı bu... “Venus” şöyle dursun, yanmda (Betti Balfur) (Polanegri), (Mari Pikford) bile haltetmiş.. O ne ahenk ve imtizacı hutut, o ne mlmikler di öyle7., Ne olmuştu ?.. Bu mucizenin meyda- na gölmesindeki sebep neydi?.. Haki- kat halde kerrhat ve sakaletin timsali mücessemi olan karım nasıl olmuştu da böyle güzelleşmişti?. ... Bu mucizenin sebepi hikmeti şuydu: | Çarpık ayna, karımm yamrı yumru suratındaki iğribüğrü çizgileri sağa 80) la çekip çevirmiş; ve hatların bu $i- reile biçimlerini tebdil etmiş olmala- rından, tesadüfen, aynadaki o gaheser perlicemal moydana gelmişti. Nakısm nakısa hasılı darbı zait ol- duğu gibi. Şimdi, karımla yan yana oturmuş; gözlerimizi bir dekika ayırmadan 8y- maya bakıyoruz. Burnum $ol yanağı. ma kaçıyor, çenem “Fok,, hayvanının dişleri halinde, ikiye ayrılıp uzuyor. Fa kat benim bu acaip suratımın yanm-| ân karrmmki şark masallarmın dünya güzelleri kadar güzel... Amerikada giü- zellik şampiyonluğunu kazanan Miş CTüniy kadar cazibeli. Ben, acaip suratıma bakıyor: — Hah hah hah - diye katılıyorum. Ne komiğim, yarabbi... Oysa, vecd içinde: — Ne kadar güzelim, yarabbi, ne ka dar harikulâdeyim! Diyor. Mütercimi: (Hat - Sür) SATILIK EV Eyüp, Defterdar Feshane karşısın. da İçinde bir kuyu, ufak bir o bahçesi ve dört oda, altında kahvehanesi ba. Iünan (50 numaralı) ev satılıktır. İs. tiyenlerin içinde oturanlara müraen. atları. HABER'in Güzellik Do'toru Kuponu: HABER — Akşam postası tayyareye ml binecek ? AKSAM POSTASI IDARE Evi Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu: İstanbul 214 Telgraf acrezi: Istanbul HABER Yazı işleri telofonu : PAK7? idarevelân » vl4i10 ABONE ŞARTLARI Türküye > Eceeda Senelik 1400 6 oyuk 3 aylık * oyuk Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaası Yazan : Niya, 844 sene evvel bugün Selçuk Sultanı Melikşah öldü | 335 sene evvel bugün Tiryaki Hasan Paşa büyük bir İ muzatferiyet kazandı 1092 yılı 18 ikinciteşrin, (hicri | İ şevval 485) 844 sene evvel bugün, Sek çuk sultanı Melikşah otuz dokuz yö. şında ve yirmi bir sene saltanat sür. dükten sonra öldü. Melikşah, babası Alp Aslan ida. ma mahküm ettiği bir asinin hançer! le öldürüldükten sonra tahta geçmiş. ti. Melik iyi kapli, doğru halkı seven ve onun iyiliği için çalışan bir adam. dı. Kardeşi tarafından bir karışıklık çıkarılmıştı. O: — Biraderimin iktidarı (benden fazla ise en büyük muzafferiyetlere nail olsun. diye dua ediyordu. Melikşah, Nizamül Melik diye an:. lan veziri hoca Hüsnüye atabey ünva- nını vermiş, büyük bir salâhiyetle ida reyi eline bırakmıştı. Onun için yazı. Jan birkaç gatır; Nizamül Melik belki Yahya Ber mekiden sonra Asyanın yetiştirdiği nuzzar ve ricali idarenin en büyüğü. dür. Emri idaredeki ieraatı dehası. nın şuhut muhalledesidir. Zamanın da şarkan Çinden, garben Bahrisefi. de, şimalen (o Gürcistandan, cenuben Yemen kıtasına kadar omümtedolan sahai vasiada sükünu tam hükümfer. ma olmuştu.,, Melikşah devrinde ticaret, sanat, edebiyat hayli terakki etmişti, Yorul mak bilmiyen veziri büyük işler başa. riyordu. 1091 yılında büyük bir felâ. ket şahı sarstı. Canı kadar sevdiğ' ve ona itimat ettiği Nizamül (Meliğ | derviş kıyafetine giren biri tarafı 1 dan öldürüldü. Otuz beş gün sonre da Melikşah öldü ve Bağdattan İsfa.' hana büyük bir merasimle götürüldü. Kendi yaptırdığı medreseye gömüldü. ... Melikşah'ın hayatı hakkımda vir. çok fıkralar anlatırlar. Biri de şudur; N Melikşah avı çok (o severmiş. Ava giderken üzerine fazla miktarda altın | alır ve ve her vurduğu av için fukara: ye bir lira verirmiş. Tiryaki Hasan PŞ. 1601 yıhl8 ikinciteşrin günü, 395 | sene evvel bugün Tiryaki Hasan pa. şa eşine güç rastlanır bir müdafnadan sonra düşmanı Arşidük Ferdinan mağlüp etti, ğ Muzaffer kumandan, Arşidük'ün | çadırma gitti. Burada bir taht, kırs| mızı kadifeli on iki sandalye, kıymetli | bir halı vardı. Paşa, halının üzerinde | harbi kazandığı için bir dun okudu Kılıcını çekerek (tahtı ikiye böldü Bundan sonra tahtın üzerine (çıktı. | Etrafındaki beyler ve ağalara on iki sandalyeye oturmalarını emretti. Hep! Sini ayrı ayrı gösterdikleri fedal Tıktan dolayı tebrik etti, Düşman, istihkâmlarda 48 HM bin tüfek, o kadar ürek, gümü avan, 10 bin çadır, 6 bin esir bira! tı. Kule üzerine atılmış 38 bin, ayrıcı saklanmış 50 bin gülle bulundu. Eseri hazırlıyan ; Nüzhet Abbas İğ Diğer taraftan hasım santrahaf:, zaman açık bulundurmağa gayret et, merkez muhaciminizi marke ederken hasım kalesinin çok yakmlarma sw kulmanıza müsaade edecek olursa gel ne maksat hasıl olmuş demektir. Şüt çekecek menzile dahil oldunuz mu, mesele kalmamış demektir. Kombi . nozonla bir maksada (hizmet şarttır. İlerlemek ve açık bir yer oyaratmak kombizonun başlıca gayelerinden ol - duğu için bunları temin edemiyen ve olduğu yerde sayan bir kombine. zon hiç bir işe yaramaz. Kombinezo. nun kırılmasına sebep yer tutma hu- susünda (evvelden ketiriş noksanı! ve dikkatsiz pas verme en büyük fki âmildir. Esasen bir futbolcuda en af olunmıyacak hata dikkatsiz pas ver. mektir. Defibelâ kabilinden paslar arka daşları yormaktan ve sıkmaktan bas ka bir işe yaramaz. Bilhassa İç muhacimler pas ver İ mede son derece dikkatli olmalıdırlar Sizinle beraber ve ayni hizada koşan arkadaşı biçimsiz bir tarzda verilen pası almak üzere geriye koşturmak kadar can sıkıcı ve oyunu yavaşlatıcı bir şev olamaz. Muhacimler arasında topu tut . madan paslaşma sistemi oyuna sürat vermek ve müdafilere düşünecek va W* Krakmamak hususunda çok miles. sirdir. Bu tarz bir oyun müvaffakı yetle tatbik edildiği takdirde hasım müdafaasını perisan eder. Hasımlara arkadaşımızı marke etme k İçin ne ka dar az vakit (o bırakırsanız o kadar avantaj kazanmış olursunuz. Ayni zanmanda pasın nereye verileceğin” ve pas verdikten sonra topu gözle takip etmek şarttır, Pas verirken topu havaya kaldırmak, tabir mar. funca gepçelemek son derece zararlı. dır. Paslar daima alçaktan ve yer . den ve yüzde doksan (ayağın İçiyle verilmelidir. Kisa paslar vuruştan | ziyade topu ayakla bir itiş (şeklinde verilmelidir. Hasma nereye pas Ye. receğiniz hakkında evvelden malün vermeden verilen paslar en iyileridiz PAS ALMA Iç muhacimler çok zaman pas dıkları zaman serbest değildirler. Ek, geriya etrafında hasım oyuncuları a dır. Bu itibarla verilen pası çabuc; mlarak derhal harekete geçmek şart. tır. Arkadan verilen pasları, t bunlar çok hızlı gitmiyorsa ve bir ha, sım oyuncu tarafından kesilmek teh likesi mevcut değilse durdurmağa cet yoktur. Topla beraber hasım müdahalesine maruz kalmadan biraz evvel durdurarak bir arkadaşa paslamak daha muvafıktır. Sağdan ve ya soldan gelen pasları taban b lağu yahut ayağın le tarafı İle iste nilen istikamete sevk nisbeten kolay dır. Baş yüksekliğinde gelen topları kafa ile aşağı alarak büsbütün dur. i durmadan derhal toparlıyarak ilerl, mek en doğru harekettir. Topub bütün öldürmek caiz değildir. Çü kü yakit kaybettirir. Pas alırken en güç (pozisyon muhacimin yüzü kendi kalesine dö nük olduğu zamandır. Şayet bü yette ona bir hasım yaklaşmakta en yakın arkadaşı kendisine sesle hasmın geldiğini söylemeli, ha. ber vermelidir. “Üstüne geliyor, hat “topu tutma, gihi ihtarlarla b çok zaman bir arkadasın gafil avlan. masına mani olunabilir. HASMI MARKE ETMEK Her hülcnmun sonunda ; top hı sımlar tarafından kale vuruşu yahut her ne olursa olsun #izin nısıf sa nıza doğru yol aldımı, iç muhacimin vazifesi karşısma gelen hasım hafınt tutmaktır. Her zaman için hasım üksek .fına fırsat vermemek üzere ve hasım ların yapacakları hücuma karşı vas ziyet almış olmak için muhakkak su. rette karşı tarafın haf bekinden daha girgin, yani Kendi kalesine daha yakı n bir mevki almak şarttır. Ancak bu (Arkası var)