Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Lmlaennaak | |- Bir posta müvezziinin 33senede tek başına HABER — Akşam posfası muhayyel eseri çalışarak vücude getirdiği 26 metre uzunluğunda, 14 metre genişliğinde, 12 metre yüksekliğindeki Esrarengiz şato Yıkılıp gitmek tehlikesinde mi? Burası oturulacak bir yer değildir. Odaları yoktur. Fakat sebatın bir misalidir Ferdinand Şöval adındaki posta müvezzii vVe yaptığı Ssaray ——— Nevyorktaki Museum of Modern Art (Yeni devir sanatları müzesi), bir Fransız posta memurunun tek başma Drome (Fransa) civarımda, Hauteri- ves'de yaptığı “İdeal saray” m fotoğ- raflarmı teşhir etmektedir. Lâzrmge- len takayyütler gösterilmediği takdir- de yıkılmıya mahküm olan bu şayanı dikkat bina hakkmda da karilerimize Cadde tarafmdan, büyük sokak ka- pısihri üstünden bir sarayın çam ağa- er tarzındaki küleleri, sivri uçları ve okları görülür. Kapı yanmda mevcut bir plâkada “Mağaraları gezmek, 2 frank,, cümlesi yazılıdır. Eşiği geçince, sarayın şimal cephesi görünür. Bima çimento ile yapılmıştır; uzunluğu 26, genişliği 14, yüksekliği de 12 metrodur. Tezyinat o kadar cok Ve sıktır ki, bütün teferrüatmı ve gü- zelliklerini tetkik edebilmek sarayı “günlerce iyiden iyiye gezmek ile müm- kündür. 'Tezyinatta barok bir zevk hâkim ol- makla beraber, mevcut ve yaşamış bir çok mimari tarzlarının imtizacma da raslanır. Teferrüatta da 1900 da doğ- maya başlıyan yeni devir tarzınm se- zildiği göze çarpar. Sarayı tek başma yapmış olan a- dam, Ferdinand Cheval, 1836 da Charmes (Drome civarında) doğmuş- tur. İlk zamanlar Cezayirde ekmekçi- lik yapmış, 1860 a doğru da Hauteri- ves'de posta memurluğu vazifesini görmüştür. Posta memuru esrarengiz Ssarayı nasıl ve niçin yaptığını şöylece anlat- “Posta memuru olarak her gün bu- lunduğum gehrin sokaklarmı arşınlı- yordum; bazan karda, bazan da çiçek açmış tarlalar arasında gezdiğim olu- yordu. İnsan, her gün mütemadiyen ayni hayat dekoru içinde yaşamaktan sıkılır, biraz değişiklik ister. Bir şey- ler düşünüyordum. Ama neler?... Ken- dimi eğlendirmek için hayalen bir pe- ri sarayı inşa ediyordum, bunun güzel- liği benim gibi mütevazı bir hayatı ©- lan adamın muhayyilesini aşacak ka- dar orijinaldi. Fakat, binanm heyeti umumiyesi o kadar cazipti ki, bu hayal on sene kafamım içinde hiç sönmeden yaşadı. yavaş sönmeye başladığı bir zaman - da, garip bir tesadüf onu gene'canlan- dırdı: Ayağım bir taşa çarptı, kaydım. Az kalsın düşüyordum. Beni düşür-| mek istiyen taşı yakından görmek is- tedim. Garip şekli o kadar hoşuma gitti ki, derhal aldım, ve sakladım. Er- tesi gün gene ayni yere döndüm. Ve daha güzellerini buldum. O zaman kendi kendime: “Madem tabiat, de - dim, elime işlenmiş taşlar veriyor.| ben de mimar veya yapıcı ustası olu- rüm!,, 1879 da 43 yaşında olan Chevall böylece her gün 32 kilometrelik yol- dan ceplerinde veya önlüğünde 27 se- ne mütemadiyen taş taşımıştır. Akşam olunca, tamamiyle meş'ur olduğundan şüphe edilecek bir ilham- la idare edilen adam, zafere inanma - dan mütevellit bir büyüklükle, çimen- to içine, bulduğu müstehaseleri ve İş- lenmiş tasşları yerleştirmeye başlı - yor. Geceleyin bile durmıyor, işine bir mumun ışığında devam ediyor. Köylülerin söyeldiğine göre, Che - val 33 sene büyük bir cehtle çalışmış- tır. Binanın şimal ve cenup cephele- rini ikmal edince, satayını Şark ve garp tarafından genisletmek için kom- şu bahçeyi de satmalıyor, eserini 1912 de ikmal ediyor ve kabili iskân olmı- yan eserini büyük bir gururla seyre- diyor. Sonra, sekiz senede Hauterives mezarlığında kendi mezarını inşa edi- —— Dünyanın birici hayalin unutulma içinde yavaş Ferdinand Şöval otuz üç sene böyle çalıştı Şöval, eserine lüzim olan böylece taşıdı taşları da yor, ve 24 Ağustos 1924 de de ölüyor.. Nâve etmek lâzımdır ki, Chevalin mimarisi hem bu mıntakanın mimari- sine, hem de Vercors civarındaki dağ- larda çok raslanan mağaraların şek- line uygundur. Hiç kimse çimentoyu onun kadar muvaffakiıyetle işliyememiştir. Bu peri sarayınım inşası sırasmda, Cheval, hatırasmda. veya dehasında büyük sanat devirlerinin, bütün husu- siyetlerini bulüvor. —— o Karısık şekilli, garip ve - tezyinatı bol olan bu saray esaslı bir tetkike muhtactır. Çünkü, hemen hemen yer- yüzünde misline tesadüf edilmiyecek derecede hakikaten muhayyel bir eser- dir. Macaristan Küçük itilâfla anlaşmak arzusunda Macar hariciye nazırı Kanya â. yan ve mebusan meclisleri dış işler! encümenlerinde mühim bir beyanatta bulunarak Avrupa siyasetinde şimdi. ye kadar hüküm süren ittifaklar siya. 31 Birinciteşrin — 1936 | | Küçük esnaf nasıl himaye edilme! : istiyor Bugün ağızlıkçılar da ortadan kalkmak üzert Bunların da derdi ötekiler gi/ kredi bulamayışlarındandır , Küçük sanatlar arasında ağızlık, bil- hassa kehribar ağızlığı yapan sanatkâr- lar azalmaktadır. Halbuki yakın senele- re kadar, Türkiyede kehribar - ağızlık yapan bir sanatkâr zümresi göze çarpı- yordu. 926 senesinde tertip edilen sey- yar sergiye de iştirak etmişlerdi, fakat “aradan seneler geçtikçe bunların mikta- rı pek azalmıştır. Bir ağızlıkçı bunun en büyük sebebini şu suretle izah edi- yor: ; — Avrupa taklit kehribar sonra, şark memleketlerinin işlerine en büyük darbeyi Çok zaman geçmeden ağızlık satan dük kânların vitrinleri, taklit kehribahlarla doldu. Bu yüzden büyük zarar gördük. Biz, ağızlıkları elle yapıyoruz. Halbu ki Avrupada makine ile yapıyorlar. Bu- na rekabet etmek imkârısızdır. Âvrupa- nn camdan yapılmış ucüz — ağızlıkları köylere kadar girmiştir. Bu yüzden ağaç ağızlıklara rağbet edenler azaldı. Me- selâ, yasemin ağızlıkları — kullananlar pek kalmamıştır. Halbuki en iyi ve sıh hi ağızlık yasemin ağızlıklardır. Fakat bunu muhterem müşterilere anlatmağa imkân yoktur. Bir çok kimseler, yase - min ağızlıkları kullanmağa tenezzül et- miyor. Bu nevi ağızlıklar en ziyade ihti yarlar tarafından satın almmaktadır..,, Şehrimizde yasemin ağızlık — yapan, birkaç dükkân kalmıştır. En meşhur bir usta da bir iki sene evvel — ölmüştür. Buü meşhur ustanın marifeti hakkında şu izahatı veriyorlar.: — Ağızlıkların dudağa gelcn_taâ- na bir cilâ sürerdi. Bu cilânın ne oldu- ğunu bilen yoktu. Rahmetli pek sinirli aksi bir adamdı, sırrını en yakın çırak- larına bile söylememişti, bu ustadan başka da, yasemin ağızlıklara cilâ süren usta yoktu. O da öldü. Bu — işi yapan Aa tFalmarir Ru seeratla kazı Hiişlile aa natlerdeki hussüuiyetler, son kalan ihti- yar ustalarla beraber ölmetkedir. Maamafih, şimdi gümrük himayeleri yaptıktan kehribar vurmuüştu Türkiyede yapılan ağızlıkları koruya -| cak mahiyettedir. Dışardan Avrupa a - gızlıkları gelmiyor. Bütün — ağızlıklar, yerli imalâthanelerde — yapılmaktadır. Böyle olduğu halde, ağızlıkçılar şikâyet içindedirler. Bu esnaf da bir araya gele rek bir imalâthane açmağa muvaffak olamamıştır. Küçük sanat erbabını hi - maye etmek, ve sönmeğe yüz — tutan sanatları tekrar diriltmek için, — hatıra kooperatif gelmektedir. Geçen yaz biz- de de ayakkabıcı esnafını kurtarmak i- çin kooperatif tavsiye edildiğinden bah- setmiştik. Ayni fikir, — ağızlıkçılara da j tavsiye edilmişti. Böyle bir kooP | yapılmıştır. Fakat bu kooperatif' bir malf müessese, kredi vermt&” | Zaman zaman gelen fakir, küçük * erbabı da kooperatiften hiçbir —V© görmemiştir. J Kendileri ile görüştüğümüz e$i | rin en büyük şikâyetlerinden birl disizliktir. Esnafa kredi veren Pİf | li müessese yoktur. Vaktile bu P ,' la esnaf barıkası kurulmuştu, Bu *” | muvaffak olamadı. Bundan başkâ: " cemiyetleri arasında para top ğ retile, bir esnaf bankası kurmak " gelmiştir. Bu da kabil olamamıştif'. Ankarada, küçük sanatlar ser&”| açıldığı ve küçük sanatların himâj | dair projeler yapıldığ bir sırada, bü ç tekrar ortaya atmak pek faydalıdIr | günlerde, esnaf zümrelerinden b& esnaf cemiyetlerini idare eden B”" yona müracaat ederek, esnafa k"ü ren bir müeessenin kurulmasını * lerdir. Bu mesele hakkında izahâ ren azt diyor ki: y — Dördüncü Vakıf hanında, ”y oda işgal eden ve esnaf işlerine " / bu komisyonlardan da bir fayda F, yoruz, En mühim ihtiyacımız olafı _ di meselesine bir çare bulamam!$” | Hattâ bulmağa bile çalışmamı! Bu komisyonların esnafa daha olması lâzımdır. H.A “Glx hde Musolininin yeni nutuklal Milâno, 30 (A. A.) — Mussöt') gün öğleden sonra Alfarouoo'dt'i 4 mobil ve tayyare motörü fah gezmiştir. İşçilere hitaben ” / bir nutuhta Musenlini encümle C-. “Coşkunluğunuz ve haleti ı' ] ordu şefi olan benim için çift " g0 minattır. Bana bildirecek bir * J varsa onu derhal yapmanıza M" | ediyorum.,, VE Mussolini bundan sonra d,gd# fabrikaları gezmiş, gerek ıme:ı.g | rek sokaklara toplanmış olan 87 |f rafından tezahüiratla selâmlanm'” | Yarın bir daha var | Berlin, 31 (Hususi) — İtaly8 " gi kili Mussolini önümüzdeki zar günü Milânoda 100,000 KİSİ y de bir nutuk söyliyecektir. B* İtalya bakımından milli ve A ehemmiyeti olacağı zannediliy0” " tuk radyo ile neşredilecektir. — 4gf setinin sarsıldığını ve Belçika tarafın, dan son defa ittihaz edilen hareketin buna misal olduğunu söylemiş ve Ma. caristanın hiç bir memlekete kin bes. lemediğini, küçük antantla anlaşmak için on altı senedenberi uğraştığını ilâve etmiştir. Herkesin KALİENTE: DOLORES DEL RiO: Çünkü bu güzel filmi herkes beğef? TUÜRK Sinemasında: Bugün 'i de tenzilâtlı matine,; EHLİ SALİB MUHAREBELERİ li İsmalnü; yanrta; dölretine: MK biri mükültekiyetir < görten Türkçesi iPEK'te - Fransızcası MELEK*' Bugün İPEK'te 11 de halk matinesi : ağzında bır kelime A | (4 d ı " | d — YUÜZBAŞI HOŞSÖZLE UZUN BiR| | Töğönbe KALK- LYOI.LULwıSr w CAKSIN ..? ' TAN V / zz | Zu 'SONRA | “& KARAR- | GANHA , VYARDI. LAR. j | * P GÜNÜZ > ( bteyim.? , Miki Afrikada havydutlar peşinde Fammm & V |lzin Börüp'© x%*. ı%/