3 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gaziantepte kadınhk hareketleri ilerliyor Guzel bir sergı açıldı Gazi Antepte açılan sergide 'eserleri teşhir edilen genç kızlar Gazi Antep muhabirimiz yazıyor: Gazi Antep o şanlı müdafaayı nasıl yaptı ve başardiyse cümhuriyetin fe- yizlerinden istifadeyi o kadar iyi bil- di ve sarıldığı işi başardı. Düşmanın kurşun ve mermilerle harap düşen ka-| sabasımı yeni baştan imara başladı. Birkaç sene sonra Antep, tanınmıya- cak kadar mamur ve modern bir çeh- re iktisap edecektir. Bu ileri harekette Antepli Türk ka- dınları da mevki aldılar. Ve eskinin geriliklerinden sıyrılıp yeniye kavuş- mak için büyük hamleler yaptılar. Dünkü kadmnla bugünkü kadm arasın da dağlar kadar fark vardır. — Antep, eski bir sanat yuvasıdır, Şeh rin endüstri şubeleri çok — mütenevvi ve geniştir. Türk kadını bu vadide de kudretini göstermiştir. Kadınlarımız birçok tezgâh işlerinden başka el işle- rinde pek mümtaz bir mevki işgal et- miştir. Genç kızlarımızm büyük ve ü- zücü bir emek sonu meydana getirdik- leri karyola örtüleri, sofra ve çay ta- kımları, rop ve pijamalar üzerindeki nakış işleri cidden cok değerli sanat işleridir. Umumi harpten evvel şimali Amerika fazla miktarda nakışlı men- Diyarıbekirde 5&4 z3ısi Diyarbekir (Hususi) — Halkevimiz her sene olduğu gibi bu sene de güzel | Binlerce ailenin ziyaret ettiği sergi cidden ne- fis ve her yılınkinden çok daha güzel ve mükemmel bir eserdi, Bu sergiler şehrimizde gül ve çiçek sevgisini artırm'ştır. Bundan üç sene evvelisine kadar çiçeği hiç sevmiyenler şimdi büyük ihtimam ve itina- larla çeşit gül ve çiçek yetiştirmektedirler. Yukarıdaki resimde son sergiden bir köşe iİle bu resimleri tertip etmek suretile çiçeğe karşı arzu ve sevgi uyandıran Halkevi başkanı bay Tah- bir çiğek sergisi açmıştır. sin Cahit Çubukçuyu görüyoruz. 'şsimdiye kadar yüzlerce genç kız ve ka dil ithal ederdi. Şimdi, hem sevkiyat- taki müşkülüt ve hem de bunu kızları- mızdan öğrenen Ermenilerin Suriyede gösterdikleri faaliyet dolayısiyle ih- racat durmuşsa da buna mukabil da-: hilt rağbet artmıştır. İstanbullu ba- yanlar Antep el işlerine çok rağbet göstermektedir,. Dikiş ve biçki işleri en yüksek mer- tebesini bulmuştur, Şehirde - birçok yurtlar açılmıştır. Genç kızlar bura- ya çök rağbet gösteriyor. Yurtlardan dın mezun olmuştur. Bu müessesele- Tİn seneden seneye açtıkları sergiler görülmeye lâyık eserlerdir. Asri biçki ve dikiş yurdunun bu hafta içersinde açtığı sergi ise İstan- buldaki emsalinden hiç aşağı olmıyan mükemmelieytteydi. Burada teşhir e- dilen kostümler, manto, rop ve pija: malar, çocuk elbiseleri, yatak odası takrmı ve bir ev için lüzumlu olan her şev, cidden ve hiç mübalâğasız ktymet ölçülemiyecek şeylerdir. f Antepte bir de kadım diş doöktorü muz vardır. Kilisli olan Bayan Fatma Törüner, mektepten 935 te çıkmış, al ti aydanberi burada faaliyettedir. gÜl ve çiçek Vürk Hava Kurumu Büyük Fiyangosu Şiindiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir 6 ıncı keşide J1 Birinci teşrin 936 dadır. Büyük ikramiya: Ayrıca : 30.000, 20.000, 15.000, 12.000, 10.060 liralık ıkramıve'erle (50 0020) lıralık iki adet mükâfat vardır M L l 200.000 Liradır. UU a HABER — Zlişüm posfatt — ——— — Tarihte tel'in edilmiş kitaplar Kitaplar tel'in edilmekle, ortadan kaldırılmakla, hatta ateşte yakılmakla, ortadan kaldırilmış olamıyorlar Meşhur İngiliz şairi — John Milton: “Kitaplar cansız cisimler değildir,, der- di. “Kaybedilmiş cennet,, adlı eserin müellifi bunda çok haklıdır. Hakikaten cansız olmayan kitaplar, — “kâinatta en canlı olan şeyleri aksettirmeğe çalışır- lar. Onların canlılığı, kendilerine karşı yapılan aksülâmellere, — mahküm ve zemmedilmek, menedilmek ve yakılmak iddialarına karşr gösterdikleri mukave - metlerden anlaşılır. Bir kitabr arkasın- dan kovalayın, — müsadere edin, hattâ yakın; sonunda anlayacaksınız ki, bü- tün emekleriniz boşunadır. — Kıiymetli kitaplar dalma, haklarında — beslenen nefret hislerinin, beceriksizce yapılmak istenmiiş intikam tecrübelerinin üstünde vükselirler, Anna Lyon adlı Amerikalı bir kadırn muharrir Baned Books (Tel'in edilmiş kitaplar) adlı bir eserinde, — muhtelif devirlerde tel'in edilmiş kitapları göz- den geçirdikten sonra, nihayet yukarı- da söylediğimiz neticeye — varıyor. Bu tetkik bize, hayret edilecek aleîâd: şey- lerin teşhislerinden ziyade, beşeri hama- katin bazı âbideleri karşısında bizi ha- kiki bir fikri merhamete düşürmektedir. “ Tel'in edilmiş edebiyat,, adı altında toplayabileceğimiz kitaplar büyük bir kütüphane teşkil etmektedir. Bu kütüp hanenin tam bir fihristini yapabilmek i- çin, işe Hom&re'den başlamak ve kıy- metli İngiliz romancısı Aldous Huxley' nin romanlarından biri olan Contrepo- int'da karar kılmak lâzımdır, Bazı mütebahhirler kitaplar hakkında yapılan takibatmm ve bu takibat neticesin de liste tertip etmenin menşelerini sade ce İnguisition devrinde ararlar. -Kabul etmek lâzımdır ki, bu nevi takibat biz- zat edebiyat kadar eskidir. Ondan baş- ka, en meşhur Alman ve ecnebi muhar- rirlerin eserlerinden elli tanesini büyük bir meydanda yakarak eğlenenler yal- nız Naziler değildir. Çok — modern ve cahaletin düşmanı olduğunu iddia eden birçoök memleketlerde de bu türlü vaka- lar eksik değildir. İtalyada — Mussolini tarafından eserlerinin okunması mene- dilmiş muharrirler listesi hayli kabarık bir yeküne baliğ olur. Gene bir çok meş hur muharrirlerin — eserleri okunması Sovyet Rusyada da memnudur. Bu takibata ne lüzum var? Bunun se- bepleri biribirinden farklı üç esasa irca edilebilir. Dini, siyasi, ahlâki.. Eski de- virlerde, kitapların mahküm edilişinde en hâkim rolü oynayan sadece — dindi. Bugün bu rolü bilhassa siyasi sebepler ifa etmektedir. Maamafih, Aahlâkın da bu takibatta söyliyecek sözü vardır, Rusyada, İtalyada ve Almanyada hâ- kim olan sadece siyasi sebeplerdir. Bu- na mükabil, Birleşik Amerika devletle- rinde ve İngilterede sansür hakkı her şeyden evvel ahlâki mülâhazalarla alâ- kadardır. Hakkında sansür takibatı yapıldığını bildiğimiz müelliflerin ilki Homöre'dir. Ve eseri, telifinden ancak 600 sene son ra Yunanistanın her yerine dağıldı. Ve terennüm edildi. Hiç bâyret etmiyelim, eserin bu kadar geç terennüm edilmesi üzerinde Banget (ziyafet) — müellifinin, bizzat Eflâtunun çok büyük tesiri var- dir. Hakikaten, Milâttan evvel 378 senet sinde yazdığı yazılarından birinde İl- yada ile Odisenin bazı parçalarında, ah- lâk? krymetlerin idamesi namına Yunan dehasının düşeceği tehlikeleri göstere- rtek, mukabil bir cephe almakta, ve bü iki destanm Yunanlılarım — kafasından silinmesini istemektedir. Bu türlü bir hareket, bir asır sonra, Çinde, Tehin hânedanının müessisi ta- rafından gösterildi. Bu muhteşem hü- kümdar, Konfüçiüs'ün bazı yazılarını, memlekette müessis — olan iyi ahlâkın zıddı olan fikirleri ileri sürdüğü iddia- sile mahküm ediyordu. Ahlâken bu su- suretle mahküm ettiği eserin — arkasını bırakmadı. Ve büyük filozofun bütün eserlerini ateşe attirdı. İlâve etmeğe lü-) zum yok ki, bu suretle mahküm edilmiş ve ateşe atılmış olan eserlerin hiç birisi kıymetlerinden bir şey kaybetmiş değil- lerdir. Hazreti İsanım muasırı olmasına rağ- men Öyvide, zamanımıza kadar mütcad- dit sebeplerle mahküm ve tel'in edildi. Hattâ 1920 de Ars Armandi adlı eseri- nin San Fransiskoda okunması mutlak surette menedildi. Filhakika, müellif, , ayni eser yüzünden sağlığında da Roma cumhuriyeti tarafrndan. tel'in edilmişti. Tam ön beş asır gonra, yani 1497 de, büyük ve korkunç dindar Savanaröle'lin emrile bütün eserleri ateşte yakıldı. Ki- tapların bu ihrakı binnarında, Dante'nin “İlâhi komedya,,sile, dehşet saçan ra- hip tarafindgen gayri ahlâki telâkki edi- len daha birçok şaheserler malıküm edil mişti. Ayni rahiple hararetli dint nu- tuklarının tesiri altında — kalan bir çok Floransalırlar, beşeri dehanın şiir olarak yarattığı birçok kıymetli eserleri ateşe attılar. Fakat, yeryüzünde — hiçbir şey esaslı, hiçbir şey devamlı değildir. Çün kü, ayni işi yapan Floransalılar, hemen bir sene sonra, 1498 de, bir sene evvelki kanaatlerini, hattâ hislerini değiştirerek mahküm ettikleri ve ateşte — yaktıkları kitapların hepsini yeniden tabettirmeğe kalkıştılar; mahküm ettikleri ve ateşte yaktıkları kitapların yerinde * bizzat Savanarâle'ü mahküm ettiler, ve ateşte yaktılar. Bir çok defalâr mahküm edilmiş ve a- teşte yakılmış olân “İlâhi komedya,, cel- lâtlarının hepsinden daha — devamlı bir hayata maliktir. Boccacio'nun Döcame- rone'si de bu takibattan, mahkümiyet- lerden, ateşte yakılmalardan kurtula - madi; fakat, hepsi nafile çünkü, bütün bu gayretler eserlerin yaşama imkânla- rint sağlamlamaktadır.Kitapların bu ha yati hususiyetlerinden bihaber olmayan| lardan biri, Papa dördüncü Paul, Deca- merone'nin tesiri altında kalarak, kilise- nin noktai nazarile — Boccacio'nun hür zihniyetini uzlaştırmak istedi. Bu sebep le papa muharririn eserini, bilhassa ra- hibeler yerine- “Ortamalr - kadınlar,, Rahipler yerine “Şövalyeler,, tabirlerini ikame etmek gibi, bir tasliyeye kalkıştı. Fakat, İtalyan efkârı umumiyesi papalı: ğın eseri bu suretle tadil etmek iddiası- nr protesto etti. Nihayet, Böoccalo'nun eserinin hakiki metni —ortadan kalktı; şayanı itimat olan — bir tabı 1600 de, fakat Fransada yapıldı. O zamandanberi, Boccaciö'nun esefi bu son tabındarni ökunmaktaydı. Bu hal, 1922 ye kadar devam etti. Amerikalı tâa- bi eserin İngilizce bir Versiyonunu neş- rile asıl metnini meydana koymak iste- diyse de, kitaplar toplatıldı, ve fazla o- farak tabi iki bin dolar para — cezasına mahküm edildi . Erasme, W. Tyndale, Calvin ve Lut- her gibi mütefekkirlerin de gerek hayat larında, gerek ölümlerinden sonra, isim leri kara İistelere geçti, eserleri yakıldı. Hattâ, bedbaht Tyndale'in kendisi de &eserlerinin âkibetine uğradı. Buna mu- kabil, Luther, papadan intikam almak için, mukaddes mümeesilin gönderdiği teklifnameleri ateşe attı. Rabelais de Romanın, yani papalığın ve bir çok münevver muhitlerin tel'inle- rine uğradı. “Gargantua ve Pantagruel;. adir eseri büyük gürültüler uyandırdı, şiddetli tenkitlerle karşılandı. Son zamânlarda — Rabelais'nin eseri lâyık olduğu mevkii kazanmış bulun- maktadır. Çünkü, sade okunmakla kâl- miıyoör; ayni zamanda, gerek — Fransız, gerek İngiliz ve gerekse Amerikan mek tep Antolojilerinde mühim bir yer işgal ediyor. Shakespeare'nin bir çok — piyesleri, muhtelif sebeplerle, birçok memleketler de menedilmiştir. 1788 de, “Le Roi Le- ar,, n Büyük Britanyadaki — sahnelerde oymnatılması, halkım eserde — gösteriler delirmeyi Georzes'a atfetmesinden çeki- nilerek mutlak sürette menedilmişti. Bundan başka, “Le Marchan de Venise,, adlIlı eser, Amerikada beş senedenberi o- kunması mekteplerde mecburt iken, ihti yari addedilmeğe başlarımıştır. Buna se bep, Amerikadaki bazı Musevi teşkilât- larının, bü şaheserin Museviler hakkın- daki müsamahasızlığı teşvik — etmekte olduğunu iddia etmesidir. Cesurane olduğu kadar yeni bir çok hakikatleri ortaya atarı Copernie, Gali- leb ve Descartes, eserlerinin İtalyada, Holandada, ilh.. da menedildiğini gör - müşlerdir. Copernie ve Galilöe zamanı- mızda müsamaha edildiği halde, Des- cartes'i okumak hâlâ İtalyada, ve Sov- yetlerin idareyi ele almalarından sonra da Rusyada resmen memnudur. Sergüzeşt romanları içinde en klâsiği olduğu kadar, en kuvvetlisi olan Robin- son Gruso&'nin İspanyada — okunması 1720 senesindenberi memnudur. Buna sebep ne? Çünkü, Fo& (romanın müelli- fi olan İngiliz), eserlerinden — birinde, kiliseye nasihatler vermeğe kalkışmıştı * “Dine aykıri olan hareketlerin muhak kak ateşte yakmakla, işkence yapmakla mı önü almır?,, Bu itibarla eser müs- tehzi bir üslüpla yazılmış demekti. İs- panyol ruhbanı ayni istihza unsurunu Röbinsonda da bulduğunu zannediyor, ve bu yüzden Foğ'yi ve eserini mahküm ediyordu. İstihza, kilisenin kat'iyyen affedeme- Hzi bir şeydir. Gulliverin meşhur müek lifi İngiliz romancısı Swift'te de bu var« dır. Bu itibarla “Gulliver'in sergüzeşt- leri,, adlı kitabı kara listeye ithal, ve İtalyada, ve daha birçok memleektlerde menedildi. İstihza — ve hicivde X VII inci asır muharrirleri arasında — bü bir mevkii olan Voltaıre de papanın ğa zabına ve hattâ tel'inine çarpildı. Bşgt% Dile eserlerinin mühim bir kısmr tarafından hâlâ menedilmektedir. Cahalöte karşı mücadeleden geri dur mayan Voltaire'in kilise tarafından mah küm edilmesini bir dereceye kadar hak- ir kabul edelim; fakat eserlerinde derin bir dint zihniyetten ve semavi aşka su- sadığından bahseden ve büyük bir mis- tik filozof olan * ceçli Svedenborg'un kilise tarafından şiddetle menedilişini nasıl izah edebiliriz? Bu muharrir hakkındaki hüküm o ka- dar tuhaftır ki, papalık onu katoliklik aleyhtarı olmakla, Amerikalr bazı salâ- hiyettarlarda zehirleyici içtimaf stema- yülleri terviç etmelkle ittham etmekte- — dirler. Bu iki kusur Moskovayı şu emri neşre mecbur etmiştir: “1930 senesin- den itibaren Sovyet Rusya hudutları da- hilinde Svedenborg'un eserleri menedil- miştir.,, Casaneva'nın hatıraları bir nevi ahlâ kın bekçisi olan resmi memurların hiç- bir zama” merhametlerine nail olama- miştır. Zaten bu, tabif bir neticedir. Maamafih kara listeden — Rousseau, Goethe, Sehirller, Heine, Kant, Shelley, Rossetti, Balzac, Hugo gibi meşhur isim ler de hariç kalmış değillerdir. Heine' nin men'i çok şayanı dikakttir. O başka bir Almanya istiyordu; içinde yaşadığı Almanyayı beğenmiyordu. Bu sebeple, Hitlert Almanyası onu hem esprisi, hem de Yahudiliği yüzünden mahküm etmiş bulunuyor, Maüpassant, Flaüubert, — Baudellaire, ve daha bir çok isimleri kara listede gö- rüp de hayret etmemiş kari pek azdır. Gene birçok memleektlerde Karl Marx' in eserlerinin menedildiği malümdur. Liberalizmle ve azami müsamahasile meşhuür olan Noörveçde İbsen'in eserleri menedilmişti. Anlaşılıyor ki, insan, ha- kikaten kendi memleketinde Peygamber olamıyor. ÇA G HABER' © İstanbulun en çok satılan ha- kiki akşam gazetesidir. İlânla - rmı HABER'e verenler kâripe derler. ü S d —x M z ee apma e ÖŞT DK İ aa n li Va » retğem Tn Pa İ — eaT Ka

Bu sayıdan diğer sayfalar: