Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
iş şehitleri arkasından ... Aylarca evvel İstanbulda — Altımcı dairenin önünde bir tramvay devrildi; adamlar öldü; hepimiz dehşet içinde kaldık. Haftalarca aynı mevzudan — bahsedildi. Daha da ediliyor, Netekim | meselâ benim dünkü mevzuum buy- du. İnsan, ne garip! Kendi pek yakının- daki bir hadise ile daha fazla alâka- dar olur. Fakat, Türk milleti yekpare değil midir: İstanbulun göbeğinde dehşet saçan bir “Kaza,, ile Zongul- daktaki “Kazalar,, silsilesinin arasın- da fark mı var? Belki de, Zonguldak kazası, bizi da- | ha fazla alâkadar etmelidir: Çünkü, kısa bir zaman içinde, birbirini takip etmek üzere, aynı işçi şehrinde üç ka- zanın birden patlak verdiğini görüyo- ruz, Birinde 9, öbüründe 2, diğerinde de iki insan ölüyor! | Silezyada bir facia olur. Bütün radyolar, telgraflar harıl harıl işler, | gazeteler cayır cayır yazar. Bu me- | yanda biz de yazarız. Fakat, üç soğa- | ni bir demet yapıp toptan satar gibi, | bugünkü sabah gazeteleri, ayrı ayrı zamanlarda cereyan eden bu haberle- ri bir araya toplayarak ve aralarında bazıları da meseleye pek okadar ehem miyet vermiyerek sütunlarına derc- ediyorlar.. Telâkki şudur: Olagan şeyler!.. | Yerin altına girip de sanayiimizin | e€an maddesini oradan söküp çıkaran iş kahramanı on dört kişinin hayatı bu kadar mı ehemmiyetsizdir?.. Hele feci taraf, vakanın takibatı, yalnız adli bakımdan yapılacak; halbuki iş ha- yatı üzerine içtimali kontrol koymak, bu gibi faciaları önlemek tedbirleri ihmal edilecektir,. Netekim, İstanbul nisbeten daha ileri bir şehirken, ke- male ermiş, netice vermiş facialarla uğraşmak teamüllerimiz arasındadır. Felâket olmadan evyel, maden ocak larını, fabrikaları nakliye vasıtalarını Sikı Bti y RUMUTOTATADI Yüt U git birler almak lâzım geldiğini fenni su- rette tesbit edip bunları şiddetle tatbike müesseseleri mecbur et.. Ha- yır_. Olan oluyor.. Vaka yakındaysa ga- zeteler Bütun sütün yazıyor. Uzaktay- sa, üç Raza birikip bir tek havadis ha- |İine geliyor., Bırkaç vah vah! Mesele | tamam!. Sanayii ilerliyen, hayatı ke'ılfİEşeı'ı bir memleketin zihniyetine uyar iş mi bu? K sAKaRı Haa YA " D eee eç Ha [VI-NG] Yaz geri geldi derken Hava tekrar bozdu, yağmur başladı Birkaç gündenberi çok iyi giden hava dün gece dokuzda birdenbire — bozdu. Yağmur yağmaya başladı. Yağmur gece sabaha kadar fasılalı bir şekilde sürdük- ten sonra ona doğru birdenbire şiddet- lendi. On ikiye kadar yağdı. Hava dün yazı andırıyardu. Rüzgâr lodöstan es- miş, hararet 27 dereceye kadar çıkmış- h-0 Bu sabah hararet düşmüştür. Sabah- leyin rüzgâr cenubu şarkiden eserken ona doğru şimalden esmeye başlamıştır. Havanın bugün kapalr geçeceği tahmin ediliyor. Yunanlılar Tekirda- gından tohumluk buğday aldılar Yunanistandan gelen bir ziraat mü- hendisi, Tekirdağ borsasile Çorlu ha- valisindeki çiftlik ve köylerden bin ton buğday satmalmıştır. Bu buğday- lar Yunanistanm bazı köylerinde to- humluk olarak dağıtılacağı için seçme olarak ve İstanbul fiatından altmış pa ra fazla fiatla toplanmıştır. Evvelki gün Tekirdağ limanından sekiz bin cuval kuşyemi yabancı ban- Başvekil Malatyada İsmet İnönü şark seyahatine başladı Başvekil İsmet İnönü dün Ankara- dan hususi bir trenle Ulukışla - Feyv- zipaşa yoluyla Malatyaya hareket et- miştir. Başvekil Ankara — istasyonun- da vekiller, mebuslar ve kesif bir halk kütlesi tarafından uğurlanmıştır. Başvekil bu akşam Malatyaya va - racak, bir miüiddet orada kalacaktır. Büyükderede Bir dayak hâdisesi Eski bir kaptan Sirketi Hayriye müfettişini dövdü Dün akşam Büyükdere iskelesinde bir dayak hadisesi olmuştur: Şirketi Hayriye müfettişlerinden Fuat dün saat yediye doğru Sarı yer- den Büyükdere iskelesine gelmiş, iske le memurları ile görüşürken yanına eski kaptanlardan Seyfi çıkmıştır, Seyfi kaptan, Fuada kendisini ne için işinden çıkarttığını sormuş, mü- fettiş de: “— Yolsuz hareketlerin buna seben oldu. Seni ben çıkartmış değilim!,, cevabını vermiştir. Fuadın bu sözü üzerine Seyfi kaptan eski âmirini ya- kasından tutup bir kenara çekmiş, yümrukla dövmeye başlamıştır. Mü- fettiş de mukabelede bulununca Sey- fi kaptan dişlerile Fuadın sağ kolunu ıisırmıştır. Dayak hadisesi derhal zabıta me- murlarına haber verilmiş, vaka yerine yetişen memurlar Seyfi kaptanı tuta- rak karakola götürmüşlerdir. Müfet- tiş Fuat mwaveneye nnnderılmıqtır —Diyarıhekir — Van demiryolu için teklif Eskiden demriyollarımızın bir kız- mını yapan bir şirket, hükümete yeni bir teklifte bulunmuş, Diyarbekir hattınım Van'a kadar inşasma talip olmuştur. Bu şirket ayni zamanda Ereyli limanının inşasını da deruhte etmek istemistir. Bu şirketin teklifleri mali cihetten ağır görülmekle beraber bu hususta müzakereye başlanacağı söylenmek- tedir. Nafıa Vekilinin Trakyadaki tetkikleri Tekirdağ 27 (A.A.) — Trakyada bir teftiş seyahatine çıkan Nafra — bakanı Ali Çetinkaya muhtelif vilâyet işleri- nin randımanı hakkında gereken incele- meleri yaptıktan sonra U. Müfettiş Kâ- zım: Dirik, Vali Haşim ve refakatlerin: deki diğer zevatla Tekirdağından ay - rılarak Malkaraya gitmişlerdir. Vekil, Malkaradan sonra Keşana, — Maydosa, Geliboluya gidecek ve oradan Çanakka- tir Vekil Tekirdağındaki bayındırlık iş- lerinden memnün kalarak ayrılmıştır. Marangoz işçisi aranıyor Marangozlar cemiyetinden: Mabil- ye yapan 7-8 işçiye ihtiyaç vardır. Boşta olan işçilerin her gün saat do- kuzdan bire kadar Galatada Adalet hanında cemiyet merkezine müraca- leye geçerek tetkiklerine devam edecek- H Dört sene evvel Bursadaki Osmanlı bankası şubesini güpegündüz basarak kasadan 3500 lira çalan soyguncular geçen gün Bursa zabıtası tarafından yakalanmışlardır. Vaka günündenberi takip edilmekte olan Cafer isminde bir sabıkalı, bü- tün uğraşmalara rağmen hiçbir ip ucu vermemişti. Bursa polisi nihayet sivil komiserlerden birisinin kıyafetini de- giştirerek Caferle ahbap olmasını kararlaştırmış ve bu komiser kısa bir zamanda ahbaplığı ilerleterek Cafer- le can ciğer dost olmuştur. İki arkadaş bir müddet sonra bir hırsız çetesi kurmağı kararlaştırmış- lar ve sivil komiser bu münasebetle arkadaşını evine davet ederek bir rakı ziyafeti vevmiştir. Cafer bu zamana kadar sakladığı sırrını sarhoş olunca Bankadan 3.500 lla çalanlar Zabıtanın verdiği rakı ziyafeti sayesinde soygunculuktan dört sene sonra yakayı ele verdiler w0 bir meydana vurmuş ve Osmanlı banka- sında yapılan soygunculuğu bütün te- ferruatile anlatarak diğer şerikleri- nin ismini de söylemiştir , Bu itiraf neticesinde, İnegöllü Sü- leymanla İnegölün İsa bey köyünden Ahmedin, banka civarındaki Orhan bey camiinde ele geçirdikleri Aasker elbiselerini giyerek bankayı soyduk- lart ve aldıkları paralarla İnegölde meyhane açtıkları anlaşılmıştır. Cafer soygun işine bilfiil iştirak et- memiş ise de Süleyman ve Ahmetle ortak olduğu meydana çıkmıştır . Her üç suçlu da yaptıkları işi itiraf etmişlerdir. O zaman bankanın mü- dürü olan şimdiki Eminönü Osmanlı bankası müdürü Alyanak maznunları tesşhis için Bursaya çağırılmış ve Sü- leymanla Ahmedi görünce tanımıştır, Otobüslerle Trabzondan Tahrana Altı günde gidilebilmesi için şirket kuruluyor İran — Erzurum — Trabzon şösesi- nin inşaatr devam etmektedir. Yol biter bitmez bu hatta işliyecek olan otobüs ve kamyonetlerle Tahranla Trabzon arasın daki mesafe altı günde katedilebilecek - tir. Bu müddetin iki günü İran arazisin de, dört günü de bizim - yollarımızda geçedektir.i? tinimlibae Tidner Heyisba rYolun tnühtelif noktalarmda imdat istasyonları, garajlar Ve depoölar yapıla- caktır. ; Yolda işliyecek nakil vasıtaları için "her iki hükümetin yardımile bir milyon lira sermayeli bir şirket kurulacaktır. Bu girketi tesis etmek için hükümetimi ze birçok müracaatlar vaki olduğu gibi, İran sefiri de nakliye tüccarlarını da- vet ederek bu mesele hakkında kendile- rile görüşmüştür. Bir Alman tıp profesörü şehrimizde Berlin üniversitesi Patoloji profe- sörü Doktor Munk, İstanbul Etıbba Odasının daveti üzerine şehrimize gel- miştir. Profesör yarın bir konferans verecek, hastaneleri gezecektir. 28 PAZARTESİ EYLÜL — 1936 Recep: 12 Hicri: 1355 . Günmeşin Dotuşu ”“ Öğürnlesin Balışı 5,58 XIİWU'iıı 'n 17,59 : ala fronga 4.82 12,05 15,26 17,50 19,31 411 ale 10,34 607 9,28 12000 1,81 10.16| urka GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU *? Almanya, Lehistan, ve Macaristanm küçük itilâfa karşı bir hlok teşkil edecekleri SÖY - atları. lenmektedir. Tekaüt maaşları Yunanistanda yeni hükümet tarafından indirilecek Atina, 27 — Başvekil Muavini ve Maliye Nazırı Zaviçyanos gazetecile- re beyanatta bulunmuş, Yunanistan- daki tekaüt aylıklarınım bir sebep ol- madan birkaç misli fazlalaştırıldığını ve bugünkü bütçede bir milyar iki yüz milyon drahmi gibi pek yüksek bir miktara baliğ olduğunu söyliye- rek- maaşlarmın. indirileceğini bildir- müstir . - : Izmirde incir vğ Üzüm satışları Bu hafta içinde İzmir borsasında 6 ikuruş 20 paradan 16 kuruşa — kadar 14865 çuval incir ve 6 kuruştan 20 ku- ruşa kadar 38306 çuval üzüm satılmış- tır. Mevsim başlangıcından bugüne ka- dar satılan incir 933,098 ve 163,615 çuvaldır. üzüm ise Fiyatlar hararetini muhafaza etmek- tedir. Bir çocuğu köpek ısırdı Nişantaşında Vali konağı caddesin- de Küçük palas apartımanının ikinci dairesinde oturan bina ve arazi ta- hakkuk memurlarından — Ceyadın| kurt köpeği dün Kodaman caddesin- de mülkiye müfettişlerinden Rifatın kızı altı yaşında Bediayı ısırmıştır. Bedin ve tutulan köpek kuduz tedavi- hanesine gönderilmislerdir. —— — Sapantcada bir cinayet Sapancada bir cinayet olmuş, İnhi- sarlar memurlarından Salih, kahvede otururken atılan bir kurşunla öldü- rülmüştür. Kursun Salihin girtlağın- dan girmiştir. Son aylarda böyle ani tecavüzler Sapancada birkacı bulmustur. Salihin neden ve kim tarafından öldürüldüğü henüz tesbit edilememiştir, dıralr vapurla sevkedilmiştir. sAz! < İşdee —— aa a aa şeyler kat'iyyen kuîlanılmarmştır Sultanahmette tehlıkelı bir duvar Sultanahmetteki hafriyat yerinin etrafı, hariçten giril- memesi için taştan bir duvarla çevrilmiştir. yerleri iki metreyi aşan bu duvar sadece taşların Üüstüste konmasından vücude getirilmiş ve harç veya çamur gibi Ancak, bazı yok. Alâkadarların nazarı dikkatini çekeriz. Bilhassa küçük çocukların oyuün oynadıklarr bu sokak ta bir gün ansızın yıkılacağı muhakkak olan böyle bir du- Varmn Nne gibi tehlikeler doğurabileceğini söylemeğe lüzum Iskenderun ve — Antakye Suriye sayılamaz “Kurun gazetesinde Sadri Ertem şu şayanı dikkat makaleyi yazmıştır: “İskenderüun ve Antakyayı nüfus ve — tabil şartlar bakımından Suriye say- — mak imkânı yoktur. Bu imkânsızlık yüzündendir ki, daha Büyük Harbin sonunda Suriye Fransız mandasmna terkedildiği zamanda İskenderun mın- — takasına hususi bir idare tarzı kabul ettirilmişti. Suriyenin parçası olsay- dı sancak, böyle bir hususiyeti daha o zamandan elde edemezdi. Bu husu- — siyetten doğan bir takım fili ve hu- — kuki vaziyetler de hâsıl olmuştur. Me- selâ Suriye ile İskenderun mmtakası w arasında çıkacak ihtilâflara manda- — ter Fransa hakem seçilmişti, Bunun manası sudur: - Suriye ve İskenderun ayrı ayrı iki — vüâhittir. Bu vâhitler arasmda hakem 5ğ rolünü oynıyan Fransa ortadan çeki- ö lince Suriye mandater sıfatile hem — hakem, hem de ihtilâflar vukuunda — davacı sıfatile ortaya — gıkacaktır. Hem hâkim, hem davacının ayni şa- hısta toplanması hukuk bakımmdan mümkün değildir. Sancak mıntakası Suriyenin nüfu- — zu altına verildiği takdirde mahvol- w mağa mahkümdur. Halbuki Hinter- landınım bir kısmı Halep mıntakasın- — da, daha mühim bir kısmı Türkiye — | arazisi içinde bulunan bu mıntaka in- —| kişaf edebilmek için her iki tarafla ı' | da serbest ticarette bulunabilir bir “ | saha halini alırsa her taraf için daha — ! iyi, daha faydalı bir takım netıceler elde etmek imkânı hâsıl olur! r İskenderun limanının davasını bu — şekilde gözönünde tutmak coğrafya- — nım, tabiatın, ve bunlara dayanıın eka- — nomik şartların daha canlı bir suret- — | te inkişafmı temin edecektir. Tabia- — || tın kuvvetlerini öldürmek değil, ya- şatmak suretiyle sancak mmtakası inkişaf edebilir. İ Bu Suriyenin zararına değil, kar;n : nadır. Fakat bu işi bir his meselesi — değil, bir akıl işi olarak ortaya koy— ; mak şartiyle, B ( Yugoslavyada tarihi Türk eserleri Yugoslav — gazetelerinin — İstanbul müuhabiri Jorj Bukilikga, memlekeline — yaptığı yeni bir seyahatin intihalarımı bu sabahki “Cumhuriyet” gazetesinde ) neşretmektedir. Meslekdaşımız diyor — Dalmacya sahilelri, Türkiyenin (| garp sahillerine bilhassa güzel Bağa- — ziçine çok benzer. İstanbulun, Boğazi- çinin güzelliği nasıl tamamen tarif e | dilemezse, Yugoslavyanın bu sahilles — rinin Türk sahillerine benzemesi se- beplerinden biri de tarihi kıymetidir. '. Yugoslavyanın her köşesinde oldu- ğu gibi bu sahillerinin de her vanmd& y sık sık Türk eserlerine Traslâmır BAl bunlar, iki devletin asırlarca bir ara,- da yaşadıklarının canlı delilleridir. D Muvakkat bir ayrılıktan sonra îl:i milletin yeniden müttefik ve döst 'ols — ması biribirleriyle ayrılmaz bagla.rlı.' bağlı olduklarma delâlet eder. n l AKŞam havauuı H | Bugünkü Akşam refikimiz, havanm iyi olduğunu yazıyor. Tabii değil mi ya: ÂAkşam gazetesi... — İnşallah ak— şam pek geç vakit hava açmış bulu- - 1 Zonguldaktaki maden facıaları' Üç kazada Ölen işçiler 13 kişi — Dün, Zonguldak ve Kilimli rnuden ocaklarında iki kaza olduğunu ıı'unc mıştık. Kilimlideki kazanin 226 nu- maralı ocakta olduğu ve dokuz kKİişİ- nin öldüğü, üç kişinin de ağır surettğ ' yaralandığını söylemektedir, _"* ! Aynı gece şimendifer tünelinde de bir çöküntü ve iki amele olmuştüri_ı Geçenlerde Acılık maden ocağınd da bir çöküntü olmuş ve neticede İ ır kişi ölmüştü, Bı-enretle son günler e bu havzadaki madealerde ölen işçil rin yekünu on üçü bulmaktfadır.