Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— e — "' genç şairle hasbihal Bİ liyorum ki beni pek ©o kadar h"'m'ıgenç şajir... Çünkü epeyce İnde bulundum. Mensup olduğun kvimi “mektebi edebisinden,, a tdiyorum. Bununla beraber, Madi alâkamdan anlamalısın ki liıu Işı lâkayt kalamıyorum.., Zira ki mühim bir içtimat kıymet- * Fakat derhal tekrarlıyayım: i n bütün mısralar, Avrupadaki .' '“İlteredd; şiirlerin kötü birer Ğ Şu fabir üzerinde beraberce du- ı: "A?rupadakı yeni mütereddi . Vesiy h%ek ltı,h:.alnız burada değil, o- Öyle.., D, EVEL orada da öyle... Zira, evvel- t ;““lerm şairleri, bütün sahalar- "mlaack ne varsa hepsini tümen ir ğ n' fomar tomar yapmış... Artık İ A Namma adım atmak kabil de- " '. ı"mkı. şairin vazifesi, bir baş- l “İmaktır. Şiir dünyası ise, kü- |ı , f - —.0 — K -— — e— Ğonmuştur On sekizinci ve K Znncu asırlarda keşfedilme- ıi İl'azı, hali adalar varmış. Şimdi ' Y0k. Yeni şairde, bütün doğru dü- *T )&h:îmle şekillerini, makul tasav- Mmanalı teşbihleri hep, evvel- W | " tarafından işgal edilmiş bulunu- Pi Fllaı:ıı:a tahassfs tarzı üzerine HN de Musset “Geceler,, inde, öte- .1 kun şekle Viktor Hügo Vaterlo- | A tabiiyet bayrağını asmıştır. Si- ı “Nun kafiyeleri bir daha tekrarla- » Hülâsa, bir Fransız sairi, bâ- ı Tsaha bulamıyor. Onun için, yer rml kazıyor, “tahteşşuurumu bu- M MI,, diyor; havalarda “sürrea- » Ariyor, İ !lıı;:kı’ Senin için, buna lüzum var Paue,; Penüz Türkçenin bütün keli- iye diye kullanılmamıştır. Y in ÜmM biyes deyince akla “Baykuş;,, Ve “Canavar,, geliyor. Dör- * beşincisi? Yok... Hece vezni- | îıll iyle, yedi sekiziyle yazıl- L bü di en tabll Nisitil anlata- '*lğ fün milletin seve seve ezberli- ı& » kızların defterlerine kaydede- : ,i Manzumeler nerede? Mektep- Ki | 'lklara ezberletecek, dağ, dere ' ı. "Gden manzumelerimiz yok. Mem r. “ isleri terennüm edilmemiş. Bir i Mredürkusu tutturmuşuz. Nazire- M!h e? Yakm ve uzak epopemiz .ı 'h . Değil köyler, « wilâyetlerimi- Fİ *d kanıksanmı'-. işba haline gel- g; Eyef’i tarafmd.ın kafiyelendiril- İ *qîrş Klâsik, klâsiğe yakın bir eda | '!h Bllmiyoruz Hal böyle iken — amksamıs, iştiba haline gel- !i,na Osızcanın sıkışıklıktan hasıl buhranlı sayıklamalarını taklit 4 â" " l!_t' bu, beni çıldırtıyor. | tün, "Hinal mi istiyorsun? İşte sana İ h , enin her sahası... Her yeni cüm PN | %nı İni kullanışta, manzarayı, tipi, | 'k ÇaEkesin anlıyabileceği gibi tas- | N Orijinal olacaksın... eline kalemi, K Tz başına geleni... ! Va-No) | Bisikıete bin- , Mhek yasak ' heı.k% Belediyesı kasaba dahilinde a%ıd kasaba haricinde de on sekiz a!lha An kücük olanlar için bisikletle İ Si YI meneden acaip bir emir ver- | —— | :İUmünistllkten qğvklt edilenler | ada Btanizin 28 ağustos tarihli sayı- uaq komünistlik propagan- İ )'ap ğ ş | n iiPan üç kişinin tevkif edildikle- 1 t“'kif IZ mMütemmim malumata gö- | * e'dllenlm' arasında Hasan Ali 1 Vasıf bulunmaktadır. alı; ' li €evinde konser | Za_fer Nü Halkevinden; ğ Düzar, bayramı şerefine 30 ağustos . .%hşhmu Saat (21) de Eivimizin | Wo'lllııd Prakı icinde Alay köşkündeki hı zeleba bir konser verilecektir. Hur lııı._ Boğaz için'de mehtep sefası Bu sefer neşeli geçe- ceği umuluyor Geçen ay yapılan mehtap safasnııda 12 vapuru tiklim tiklitm dolduran halk sapyesinde iyi bir — gelir temin ettiğini gören şirketi Hayriye önümüzdeki meh- tapta da gece” Boğaziçinde bir gece ge- zintisi tertibine karar vermiştir. Geçen mehtap — safası Şirketi Hay-|- riye için bir hayli kârlr - olmakla beraber iştirak — eden on binden fazla kişi için de çok işkenceli olmuştu. Vapurlarda hal- kın sabaha kadar kalması her neden- se mecburi tutulmüuş, birçok vapurlar- da bir gram bile su bulunmadığından|: halk kaptanı tehdit ederek davetlilere mahsus vapurun üzerine yanaştırmış ve: “— Su, ru....,, Feryadları içinde bu vapurda bulu- nan büfeye saldırmıştı. Bütün bu nok- taları Şirketi Hayriye erkânı da yakından gördüklerinden bu defaki ge zintinin bir cefa değil, bir safa olması icin tertibat alrmacağır umulmaktadır. Trakyada arıcılık öğretiliyor Trakya genel müfettişi Trakyada ayrıcılığın inkişafı —için bir — program Üzerinde çalışmalara başlamıştır. | Çorluda köy muhtarları için açılan kursta muhtarlara bilhassa arıcılık, bal istihsali gösterilmiştir. — Ayrıca Ziraat vekâleti arrcılık mütehassıslarını Trak- yaya göndermiştir. Mütehassıslar mın- taka mıntaka gezerek — fenmni arıcılığın nasıl olacağını — köylüye göstermekte - dirler. : Romanyadan — gelenve Trakyaya sinin meşhur balını — yatiştiren Türk mü- tehassıslar olduğundan bunlara mahsus yeni kovanlar yaptırılmı ş : ve bu kovan- lar tamamen tevzi edilrhbiştir. ; Arıcılık hususunda — bilhassa köy muallimleriyle esasen mütehassıslar olan Ziraat memurlarından istifade edilecek tir. dJandarma terfileri Dün askeri terfi listesini neşretmiş- tik. Bugün jandarma terfilerini bildiri- yoruz: Yarbaylıktan albaylığa terfi. cden- ler: Hüseyin Cahit; Ali Haydar. Yarbay olan binbaşılar: Hasan Tahsin, M. Ziya. Binbaşı olan Yyüzbaşılar: M. Hüsnü, Sermet Sıtkı Kâzım, Bur- - haneddin Ali Rıza, Lutfullah, Salih, Suat, Halil Hulki, Sirri, Kemal Niya-|' mettin, Hüsnü, Râaif. Teğmenlikten uüzbaşıhga terfi eden- ler: ri, A. Rahmi, Abdürrahim, Refik, Ha- |- lis, A. Rüştü, Abdullah, Hakkı, Rüstü, za, Vehip, Cemil, Mazhar, Şevki. Asteğmenlikten teğmen olanlar: Şükrü, A. Sagir, O. Faik, H, Müm- taz, Sabahaddin' Bekır, Vasfi, İbrahim, Ziya, Cemıl " Sigorta — doladırıcılığı Beşi meavkuf olmak üzere verildi _K_imsesiz kadın Sümerbank fabrika- o larında yurtlar bük. ' melesinin , mek 'asrın icaplarına göre her türlü istirahat- “ler temin edilecektir. çok| Okaâasına müracaat edeceklerdir. Köylüye fenni usuller - | sonunu bulacaktır. yerleştirilen göçmenler Döbrice havali-| | "A. Cemal, M. Şerif, Suat, M. -Şuıııi ; Osman Sabit, Mehmet Sıtkı, A, Nu-|' Dursun, H. Kemal,S. Sırrı, Hasan Rı-|. Arif, (a On üç suçlu adliyeye| — işçilere ş * açılacak ' — Memleketin sanayi işlerinde en bü- rolü oynıyan ve beş yıllık sanayi programının hemen bütün yükünü üze- ;ine ajmış olan — Sümerbank, Türk a- içtimai hayatında da yeni - likler yapmağa hazırlanmaktadır. Öğ- rğndiğimize göre buhususta — bazı esas- lar — hazırlanmıştır. . Banka, Kayseri bez fabrikası ya- ninda kimsesiz amele kadın ve kız çoa- cükların * barınmaları için 150 kişilik “bir yurd hazırlamıştır. —Bu yurda gir- için kimsesiz olmak şarttır. Bu- tada işçilerin muntazam şekilde iaşeleri, Buraya girmek ye Kayseri — ftabrikasında çalışmak ısti- kimsesiz ve yoksul — kız ve ka- on gün zarfında Kayseri fabri- Bu yurd yileride genişletilecek — ve kısa bir za- —manda bunu diğer fabrikalarda açıla- “cak yurdlar takip edecektir. Sümetbank'ın feshane, Bakırköy ve JKayseri fabrikasının —açtığı — okuma yazma öğreten ve teknik tedrisat yapan _'_l'.uıâlar çok iyi neticeler vermiştir. Bu kurslar — birer ınektep haline gelecektir. Pamuk ipliği fiyatları ı Iktisat vckâletinin, pamuk ipliği (buhranından sonra fiyatlar — jizerinde yaptığı tetkiklerin bu fiyatları normal bulduğu ve yeniden fiyat yükseltmeğe ilüzum görmediğini yazmıştık. Öğren- 'diğimize göre bu vaziyet yeni pamuk 'mahsulünün tamamen arkası alınıncıya ikadar devam edecek ki bu da Eylul O vakit Iktisat ve- ikâleti iplik fiyatlarını rekoölte ve piyasa İvyaziyetine göre yeniden tetkik ve icap ederse değiştirmeği kabul etmiştir. İplik buhrarii bilhassa 10, 12 ve 14| numaralı iplikler üzerinde kendini gös- 'termişti. —Bu numara iplikler dokuma , 'çorap ve trikotaj sanayiinde kullanılan ipliklerdir. Bu ipliklerin piyasadan çe- kildiği gün bu kısım sanayi de durmak- tadır. İ Bu sebeple Vekâlet bu sanayi şube- | İerinin durmamasını temin edecek ted- birleri almış bulunmaktadır. 4 —K Atatürkün hediyeleri Atatürk Montrö konferansı reisi /Brus ile ikinci reis Politise gayet gü- zel çerçeveli imzalı birer fotoğrafını hediye etmiş ve genel sekreter Agmidi- #se yine imzalarinı ihtiva eden bir ta- çbaka armağan buyurmuşlardır.. ? —ÂA— Namık İsmailin hatırası anılacak Beyoğlu Halkevinden: * Büyük Türk sanatkârı ressam Na- mık İsmail Yegenoğlunun ölüm yıldö- numu dolayısile evimizde bir'anma gü- . nı hazıîla.nmı-;ıtır 4 Merasimden sonra. Namiık İsmailin eserlerınden toplanan bir sergisi açıla- î,cıiı.lıt ve bir hafta açık kalacaktır. Bu merasime bütün yurttaşları ça- ..ğ;rınz. Merasim 31/Ağustos/936 pa- ; Zartesi Saat 17,30 da evimiz salonların- , da yapılacaktır. WETi fdınlar 30 PAZAR AĞUSTOS — 1836 U Hieri: 1855 Cemaziyelâhır: 12 Zafer bayramı tın ilk safhası dün neticelenerek- 13 suç 13 suçludan beşi mevkuf bulunmak- tadır. Tahkikata altıncı sorgu hâkimli- .Bi el koymuştur. Peştemalcıyan, Dimitri, ve karısı İzma- ili, LLJ.__._ hi A Sigorta dolandırıcılığınn-ait tahkika - * lu adliyeye teslim edilmiştir. ı*_ Tevkif edilenler, Onnik, doktor Asaf,| , rodur. Önniğin evinde bulunmuş olan |a evrakın tetkiki tekemmül ettikçe diğer| | ııuD-ıuı Güneşin Balış SERELER fangı 3.54 12,15 15,36 18,47 20,25 3,37 !:-h 9,09 5,28 O,11 12,00 1,36 &.5! ça WEÇEN SENE BUĞGUN NE OlLaDÜUYT Çanakkaleyi tahkim edeceğimize dair riva Üyetler dolaşmaktadır. Bugün 30 ağustos za 'suçlular da adliyeye verileceklerdir. —- L a zi Aferinin yıldönümüdür. 3 Sahalı gayeleleri Ankaraya taşınacak Harbiyeyi İstanbul uğurlamalıdır Istiklal harbin- den aldığımız dersler Yunus Nadi, bügünkü başmakale- sinde İstiklâl harbinden aldığımız derslerden bahsediyor, makalesine: “Bir kere şu esas: Milli varlığını ve mukaddesatını anlıyan bir vicdan- la müdafaaya kalkışan bir milleti mağlüp etmek imkân yoktur. Meğer ki o millet son neferine kadar öldü- rülmek ' suretiyle bütün bütün dünya yüzünden kaldırılmış olsun, ki bunun da ihtimali yoktur.,, Hükmüyle giren Yunus Nadi, di- yor ki: İstiklâl cidalinde tatbik ettiğimiz derslerin en ehemmiyetlisi, milli da- vanın herhalde muntazam bir ordu ile kazanılabileceği ve bütün milletin öy-i le bir orduya arkalık etmesinin dün- yada yenilmesine imkân olmıyan en büyük kuvveti teşkil ettiği hakikati- dir. Milli cidale başladığımız zaman her tarafta heyecanla yerlerinden fır- lıyan fertlerin teşkib ettikleri küme- lerden müteşekkil milli kuvvetler vü- cut buldu. Fakat böyle hissi değil, derin surette şuurlu hareketler yapa- cak hakiki milli kuvvet ancak munta- zam bir ordunun kadrolarından gele- bilirdi. Kendi cidalimizde bu prensi- pin hakikat oluşunu başlarında Ata- türk bulunan büyük askerlerimize borcluyuz. Son kayaya kadar müdafaa: Mil- li cidalimizin tatbikat sahasındaki baş prensipi budur. Son kayaya kada: müdafaa demenin asla mağlüp olmı- yacağız demekle müsavi olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz. Bu pren- sipin tatbikatında çekilen orduyu de- ğil, takip eden orduyu düşünmek Jâ- zamdır, ve böyle bir hal bilhassa takip eden ordu için tahripkârdır. Çekilen ordunun son kayaya kadar gitmesi ihtimali vardır, fakat takip eden or- dunun son kayaya isal eden volu ya- ryılaması bile kolay değildir, Onun yo- rulup bezdiği günlerde ve yerlerde döner, karakuş gibi tepesine jinersiniz. Yunus Nadi, makalesini şu satır- larla biliriyor: Bütün bu tecrübeleri en muvaf- fak, çünkü en hesaplı hamlelerle ge- çirdikten sonra Atatürk inkılâplariy- le çeliklenen şu Türkiyeye bakımız: Bu azimle bir milletle meskün olan bu ülke artık ulaşılmaz bir istihkâm- dır. Yalnız sınırlariyle değil, mecmu heyetiyle bir istihkâm.. Baştanb'ıqa istikkâm olan bu diyarın son kayası merededir acaba? Biz size haber verelim ki onun her noktası son kayadır, ve bu diyar- da son kaya hiç bir zaman hiç bır düşmanın yetişmiyeceği ebedî bir sem boldür. Hammallar Bürhan Felek, dışardan memleke- timize gelen seyyalıların ilk karşılaş-| tıkları derdin, hamal derdi olduğunu yazıyor: İstanbula gelen bir seyyahin ba- şına ne gelebilir?.. Bunu bundan bir- kaç zaman evvel bir fantezi halinde yazmıştım. İki gün evvel Romanya vapurundan Galata rıhtımına sevinç le ayak bastığım zaman ilk tesiri al- tında kaldığım unsur, “hamal,, oldu. Mani şu kaldırıldı denilen hamal! Bu seyahatimde muhtelif memle- ketlerin muhtelif şehirlerinde hamal- larla ister istemez işim oldu. Bun- ların içinde bizimkiler kadar pahal:. bizimkiler kadar ölçüsüz ve bizimkiler kadar anut yoktur. Nispeti anlamak için size bu muh. telif memleketlerde bağajlarıma ver- | diğim paralara bakınız: Almanyada 2 mark — 100 kuruş Viyanada 3 şilin — 75 kuruş. Peştede pengö — 52 kuruş, Bükreşte 60 Tey — 60 kuruş. İstanbulda — 250 kuruş. Diyoruz ki tarife vardır. Polise şikâyet etmeli. Yoldan gelmiş bir a- dam tasavvur ediniz. İşi gücü var. Aılesi karşıcı gelmiş, Butün bu şart— lar altında hamalla mı uğrasacak? Benim gibi parayı verip çıkıp gidi- yor. Bu işi kökünden halletmek için: 1 — Hamalların eline yolcunun bağajlarına mukabil vermek üzere de- mir numara fişleri vermeli. 2.— Hamal parayı alırken kontrol altında bulunmalı. 3 — Bir defa fazla alanı hemen atmalı, Bunlar düzelmezse İstanbul hna- malları bizim turizm hareketimiz için başlı başına bir engeldir. Harbiye giderken Abidin Daver, köşesinde, Harbiye- nin Ankaraya taşınacağı bugünlerde onun kısaca yaptığı işlerden bahsedi- yor ve: “Bugün, Harbiye mektebinde gü- zel bir tören var. Okulu bitiren genç- lere, yarının kahramanlarına diple- maları verilecek. Yüzlerce Türk yav- rusu, şanlı sancağın gölgesi altında, ona sadakat yemini edecekler, yurdu ve cumhuriyeti korumak için temiz kanlarını dökeceklerine and içecekler. Vatanı için kanını ve canını vermiyen hiç bir şey vermemiş demektir. Asker;, vatanı için her şeyini veren demektir ve onun için takdire, sevgiye ve hür- mete lâyıktır. Harbiye mektebi Ankaraya nak- ledileceği için öyle sanıyorum ki bu- gün yapılacak tören, İstanbulda ya- pılan sonuncu merasim olacaktır. Yüz küsur senedir Harbiyeyi, o yiğitler ve kahramanlar yurdunu bağ- rına bastırmış olan İstanbul için Har-. biye mektebinden ayrılmanın acı ola- cağını, bir İstanbullu sıfatiyle söyle- mek isterim. Büyük Atatürkü ve daha namlı kumandanlarımızı ve meçhul kahramanlarımızı kutlu sinesinde ye- tiştiren Harbiye, bütün fazilet ve me- ziyetlerin kaynağıdır. Harbiye kah- ramanlığın, vatan sevgisinin Teda- kârlığın, feragatin, ilim ve fennin, ni- zam ve intizamın, aydınlığın, yenili- . ğgin, inkılâbın timsali ve Aabidesidir Yeniçeriliğin ilgasından sohra, kuru- lan yeni ordunun temeli Harbiyedir. Orada yetişen zabitler ve kumandan- lar, bu memlekete yalnız harp mev- danlarında değil; medeni hayatın her sahasında büyük hizmetler etmişler dir. Osmanlı imparatorluğunun Av- rupa, Asya ve Afrikadaki uzak hu- dutlarını ve ülkelerini muhafaza icin ölmüşler, geri imparatorluğu medeni- yete ulaştırmak için çalışmışlar müs- tebit padişahlar devirmişler, asileri ve mürtecileri tepeliyerek teceddüt inkılâbın bayraktarı olmuşlar, Plev- neyi, Dömekeyi, Çanakkaleyı. Galiç- yayı, Gazzeyi, Seriayı, Kütülemmare- yi, İnönlerini, Sakaryayı, Dumlupına- rı yaratmıslardır * Dedikten, onun meziyetlerini zun uzun anlatlıktan sonra — yazısını şu satırlarla bitiriyor : Bu satırları yazmaktan maksa- dım, Harbiye Ankarava giderken, onu bütün İstanbulun büyük mvrnqımle tesşyi etmesini istemektir. Başta Vali, Belediye Reisi ve Par- ti idare heyeti Reisi Muhiddin (stün- dağ olmak üzere, Halkevlerinden ve diğer teşkilâttan ve * cemiyetlerden Harbiye mektebini uğurlamak icin şimdiden hazırlanmalarını rica ediyo- rum. ' ü İş ğ Tekaütlerle Eytam ve eramilin işleri Umum mütekaidini askeriye yeti başkanlığından: — Asker mütekaitlerile eytamı erami- lin maaş tahsisi ve sair işlerini bir tüc- ret ve bedel mukabili olmaksızın takip ettirilmek üzere cemiyet merkezinde mütehassıs zevattan mürekkep bir bü- ro vücuda getirilmiştir. Arkadaş ve ailelerinden bu gibi işleri olanların her gün öğleye kadar müracaatları. — - cemde 5| D gi jeküğ i e z AY NON Vei Ye 1 nice Ve. - t A GE — — MN » L n .. — — Ç İ ” AAA TU SI MK AAA NO EARE T O T M T AM AAT : a-. 'e TEMTEMMİ C E GA I