Yeni tekaütler VE Eski tekaütler —— Ecza depoları Geçen gün, matbaamıza orta| oGelecek pazardan tibaren yaşlı, kibar halli, temiz kılıklı ve tatlı yüzlü bir zat geldi. Beni sor- du. Dedi ki: — Yazılarınızı daima okurum ve sizi ekseriya baklı bulurum. Fakat son makalelerinizden birin- de hayli haksızlık yapmışsınız; tashih ediniz! (İhtiyarlar ve müte- kaitler) bahsına temas eden fık- ranızdan bahsetmek istiyorum. 60 yaşmı aşanların devletle alâka” dar hizmetlerden çıkarılmasını doğru bulmuyorsunuz; fakat te- ka'itlerin — bütçeden zaten nafa- kalarını alırlarken — bir daha pa: ra almalarına itiraz ediyorsunuz. Sordum: — Siz de tekaütlerdensiniz ga- liba... Muhatabım: — Evet! . dedi. — O balde, bu işin ucu size'de dokunmuş... Fakat, ben- mütead- di* fırsatlarla şunu anlattım: “Şim diye kadar ücretli işlere verleşmir olan mütekaitleri vazifelerinden çıkarmamalı; çünkü bu tasfiye on- ların vaziyetlerini sarsar! Yapıla- cak iş, bundan sonra açılacak üc- retli memurlukları tekaütlere has- retmemektir! Usul makabline şa- mil olmamalıdır.,, işte bunun için- dir ki, muhterem bayım, siz de müsterih olunuz: Kimsenin geçim şeraiti aleyhine bir cereyan uyan- dırdığımız yoktur. ğ İyi yüzlü muhatabım kalbinin, yüzü kadar iyilikle dolu olduğunu şu sözlerle meydana koydu: * — Yanlış anladınız! Ben gerçi, mütekaidim amma, yeni tekaüt ol- muş tubayım... Millet bana ikra miye verdi; ayda 150 lira'lan faz- la da maaş alıyorum. Onun için. şahsan hiç bir şikâyetim yok; üc- retli iş istediğim aklınıza gelme-| sin... Bilâkis, benden evvel işten; çıkıp dn, eski kanun mucibince.| 20 . 30 lira maaş alanları düşünü- yorum... Bu eski arkadaşlarımla yüzyüze gelince, — açık sövliye- yim — psk mahçup vaziyete düşü- yorum. Şimdi de onları, ihtiyarla- dıkları yahut tekaüt maaşı aldık- Tarı ileri sürülerek, mütevazı ücret. lerden mahrum bırakırsak pek fe- na bir iş yapmış oluruz... Bu necip yurtdaşa hürmetle ba- kıyordum. Sordum: — Öyleyse ne yapmalı? — Benim gibi yüksek maaş a- lan yeni mütekaitlere ikinci bir ka- maldan devlet parası vermemeli! Bu, pek doğru bir tedbir olur... Fa- kat eski mütekaitleri ve diğer ih: tiyarları, — şayet çalışmak ihtiya- cmda ve kabiliyetinde iseler — ek'nek paralarından mahrum bı- rakmamalı... .. Bundan daha adilâne ve ma- kul birsöz olamaz. Şüphesiz ki bü- tün insaf erbabı böyle düşünür. Emektar bir Türk zabitinin kendi aleyhinde söylediği bu sözler ne kadar düşündürücü ve ibret veri- cidir! » rVâ - Nov Bir kâtip alınacak Beşiktaş Halkevine bir kâtip a- İınacaktır. İsteklilerin 31 Mart 1928 s2 vo 1 Nisan 1936 çarşam- ba günleri Beşiktaş Halkevi baş- kanlığına müracaatları. Yeni talimalname mucibince caddede bulunamıyacaklar Sıhhiye Vekâletinin yaptığı ve Vekiller Heyetinin tasdik ettiği ta- limatname mucibince bütün ecza depoları gelecek pazar gününden, yani nisanın beşinden itibaren u- mumi caddelerde, mağaza şeklin- de bulunamıyacaklar ve gerek re- çeteli, gerek reçetesiz perakende satış yapamıyacaklardır. Her depoda müstahzarat harici bulunacak tıbbi maddelerin mec. muu on bin Jiralıktan aşağı olmr- yacaktır. Ecza depoları satışları- nr ancak eczahanelerden getirile- cek büyük listeler mukabilinde ve yalnız eczahanelere yapacaklar - dır. Bu Tisteler muhafaza ederek sıhhat vekâleti müfettişine göste- rilecektir. <l Şehrimizdeki bütün ecza depo- ları bu şekilde eski mağazalar: kapıyarak Yeni postahane arka sındaki hanlarda yeni tuttukları yerlere taşınmışlardır. tki depe mevcut sermayeyi dolduramadığın dan kapanacaktır. Bazı depolar birleşmişlerdir. Bir depo da yalnız kendimüstahzaratını satan bir ec- zahane ve parfümeri mağazası ha- lini alacaktır. Dört yaralama vak'ası 1— Karagümrükte Nesilşah Sultan mahallesinde 14 numaralı evde oturan Haticenin evine dün gece komşusu bakkal Mehmet sar hoş olarak girmiş, Haticeyi beş ye- rinden ağır surette yaralamıştır. Hatice Haseki hastahanesine kal- dırılmış, sarhoş bakkal yakalan: mıştır. 2 — Şehremininde Uzun Yusuf mahallesinde Yağhane sokağında oturan 13 yaşında Sadullah ile Fı- rm sokağında oturan 15 yaşında Muharrem kavga etmişler ve son- ra ayrılmışlardır. Muharrem evine doğru giderken arkasından Sadul- lah koşmuş, elindeki ufak çakıyı ansızın sırtına saplamıştır. 3 — Aksarayda İnkılâp soka- ğında oturan Süleyman evine gi- derken ayni sokakta oturan bak- ka! Hasan, Süleymanın önüne çik- miş; — Benim evimin etrafında niye süpheli bir şekilde dolaşıyorsun? diye sormuştur. Bu sual üzerine iki kişi arasın- da kavga çıkmış, birbirlerini taş- larla başlarından ehemmiyetli su- rette yaralamışlardır. İki yaralı Cerrahpaşa hastahanesine kaldı- rılmıştır. 4 — Karagümrükte top oyunu! Mi oynıyan 18 yaşında Şerefle 14 ya- şmda Abdürrezzak arasında kav- ga çıkmış, Şeref jiletle Abdürrez- zakı yüzünden yaralamıştır. Kimse Samatyada Demirci Osman sokak yar yemişçi Ahmet Mitat'a: Mektubunuzu aynen sütunlarımıza geçirmek Okanır C.H. P. Beşiktaş Halkevi| nen imkânsızdır. Fakat sizin uğradığınız haksızlığın önü Yönetim Kuralu Başkanı | ne geçmek için mektubunuzu, çok kıymetli bir idareci ve HABER — Aksam postası Istanbulda yağcılık terakki ettikçe iç yağları değerli bir ticare mataı haline ge'miye başladı Son zamanlarda şehrimizde ye- ni bir ticaret yer almıştır. Bu ye- ni icat ticaret iç yağı ticaretidir. Geçen yıllarda pek de para etmi- yen ve kasaplardaki koyunların muhtelif yerlerinden çıkarılmış iç yağları şimdi hemen et fiyatma yakın bir fiyatla satılmaktadır. Muhtelif mıntakalara göre 25 ku- ruşlan 35 kuruşa kadar ( satılan iç yağlarının yer yer müteahhitle- ri ve toplayıcı teşkilâtı vardır. Biz- lerin bedava dahi verseler almıya- cağımız yağları bu müteahhitler seve seve ve kapa kapa yüksek fi- yatlarla almaktadırlar. Peki, bu yağları ne mi yapıyor- lar, diyeceksiniz? Ne yapacaklar “halis tereyağı!,, yapıyorlar ve her halde 100 kuruştan aşağ: ol - mamak üzere satıyorlar. Söylendiğine göre, sade yağla- ra ve tereyağlarına en yakışan şey iç yağları imiş! Bunun için yağcı- lık “terakki!,, ettikçe iç yağları da kıymetlenmektedir. “Halâ zorbaları,, Yakalandı Şehremininde Mevlâna cadde- sinde oturan Mithat isminde bir muallim dün gece sekizde Harbi- yedeki umumi helâya girmiş, çır- karken kendisini bir adam önliye- rek: — On kuruş vereceksin. Nizam böyledir! demiştir. Muallim elini cebine atmış, bo- zuk para bulamayınca cüzdanını açarak bir lira vermiştir.. Bu sıra- da başka bir adam daha yanlarına gelmiş: “ Ne'o?'diye sormuştur. Birinci adam abdesi bozandan para istediğ ni, bozmak üzere ksn disine bir lira ver'Idiğini söyleyin- ce sönradan gelen adam: — Ne demek! Bu lira bile az! Birkaç lira daha vermeli! demiş- tir. Muallim bu görüşme üzerine şin farkına varmış, oradan geçen bir zabıta memuruna şikâyette bu- Tunarak kendisini dolandırmak is- tyenleri yakalattırmıştır. Halil ve Cemal ismindeki bu i- ki kişi yakalanmış, muallimden aldıkları lira geri almarak kendi- sine verilmiştir. Meri: 1355 , Muharrem; 4 Mİ —EEİ-İEE 4,28 12,19 15.50 18.20 2001 di0 e 57 550 8211200 132 039 GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? Almanyanın istelderi bütün o dünyada büyük endişeler uyandırmıştır, Grip hastalığı memleketimizin bir çok yerlerinde #sigin bavini almıştır. keyfi 59 numarada pe catiye yolladık. Kendisinin, olunuz. Açık vermemesi için Güverte ücretlerne | 25, kamara ücret- lerine de SO Kuruş zam yapıldı Deniz yolları tarife komisyonu dün deniz ticaret müdürlüğünde ton bir toplantı yaparak yolcu üc- retlerini de tespit etmiştir. Toplantıda deniz yolları idare- sinin gelecek sene açık vereceği anlaşılmış, fiyatlar meselesi görü- şülürken münakaşalar olmuş, ne- ticede yolcu nakliyatı ücretlerine zâm yapılmıştır. Zam. güverte He- retlerine 25,. kamara ücretlerine 50 kuruş olacaktır. Katil Hafız Ali Dün Sultanahmet civarında dolaşırken yakalandı Deli olduğu anlaşı!- dığından tıbbıadli. ve gönderildi İki gece evvel karısı Havvayı 20 yerinden bıçaklıyarak öldüren katil Hafız Ali dün akşama doğ- ru Sultanahmette yakalanmıstır. Katil cinayetini işledikten son- ra Topkapı yoluyla İstanbula gel- miş sokaklarda dolaşmış, bir müd- det Kadıköy iskelesinde oturmuş- tur, Hafız Ali dün saat üçe doğru Sultanahmet civarında dolaşırken kendisini tanıyanlar tarafından yakalanmıştır, Hafız Alinin deli olduğu za- bita doktoru tarafmdan anlaşılın- ca Tıbbı Adliye gönderilmiştir. Saraçlar cemiyetinin kongresi Saraçlar cemiyeti kooperatifi i- dare meclisinde bazı istifalar ol- muştur. Bunun için kooperatif he- yeti umumiyesi 27 nisanda Tica- ret Odası salonunda toplanacak ve yeni heyeti seçecektir. İş yapamaz yüksek kalbli bir insan olan, ikinci şube müdürü Bay Ne size tamamen keyft muamele yapmağa Hükümet ve hatalar Bugün çıkan Kaynak © gazetesinde, Ahmet Emin Yalman, hükümeti şu yok da orijinal bir teşvikte bulunuyor: Şunu bilmeliyiz ki hata yapmamanın yolu, hiçbir şey yapmamaktır. Dünyada hiçbir hareket tasavvur edilmez ki fay dasına karşı mahzurları olmasın. Kalkınma mücadelesi için biz hükün metten bilâkis bata yapmak cesaretini istemeliyir. Şu şartla ki hatada ısrar e memek meyli ve hatadan dönmek cesa" teti de bununla beraber yürüsün, 2 Boşanmalar azaldı “Kulak misafiri,, müstearile şöhret alan Salâhaddin Güngör, bir avukatla mülâkat yaparak, bizde boşanma davala; rmın azaldığını anlatıyor; Eskiden bu mahkemeler ne kalaba» ık olurdu... Meselâ, bundan on, on iki sene ew vel1... Sordum: — Demek boşanma davaları azsldı? — Ona hiç şüphe etmeyiniz. Medeni kanundan önce; bir tek “boşarım!,. sö züyle, koca bir aile yuvası darmadağın olurdu. Eski kanunun hüküm sürdüğü zamanlardan kalma, davalar, yeni kanun çıktıktan sonra da bir müddet sürüklen* di. Şimdi de boşanma davası » açanlar var, Fakat, bu davalarm açılış tarzı bambaşka.. Bir kere, eskiden olduğu gibi, karı kora arasındaki fak geçim” sizlikler, davaya sebep olamıyorlar. Çün kü, bir dava, şahsi istidanm < verildiği günden İtibaren en az altı ay sürüyor. Ve işte bundan dolayı, herkes, gelişi güzel, bir takım sebepleri ileri sürerek dava açmak cesaretimi kendinde görmü" yor. a — Boşanma davalarında başlıca & il mil olan nedir sizce? İ — Başlıca âmil kıskançlıkt.. Koca nm, karısını kıskanması. Boşanma de valarmın sebeplerini ivice araştırırsa » nır, yüzde sekseninde, kıskançlık denen hastalığın izlerini bulursunuz. z k | Bir piyes ve bir şair l Son Akbabanın iki karikatürü pek caziptir. Birincisi, edebiyat münakaşaları etrafındadır ve ya» zısı şöyledir: — Şair Ahmed Muh:'b: (Ben, Halid Ziyanın romanları ayarında. ki eserlerimi meydana çıkarmağa utanırım!) demiş, i — Romanlarını çıkarsa da, şiir lerini çıkarmağa utansa, daha iyi eder! İkincisi ise elli bin lira açık ve- ren Şehir Tiyatrosundan bahsedi- yor: — Şehir Tiyatrosunda ne oynu kalkan o zatın haksızlıklarına bir nihayet vereceğine emin| Yor? t — Cinler cirid oynuyor!... ,