11 Ocak 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 * Ai î,â... İ —D SĞ Z <7 »33 İ z ça — -w—?â_———-———g_ «mdar ae veyae SÜai gü , n Ş vey - —) | AA Fi SAETMA, — Te AT A ğğ A M —a & T A — €7 AÇ z — eee A — — A e yee YA Va A ) | 'r'ıL — Tilmektedir. “yın, yağmurlar yüzünden hiç bir Aİİİ T8 eli A GÇ a H b a e l At 'Z LAT Tea e İA S LA HAB::.K — Akşam postası — — Sovyet Rusya - dünyasiyasetini anlatıyor (Baştarafı 1 incide) dostluğundan hararetle bahseder- ken, komiteye iştirak edenlerin sürekli alkışlariyle karşılanmış- tır. Almanya hakkında ise Sovyet cumhuriyetlerinin Berlin ile daha iyi münasebat temin etmek iste- - diklerini ilâve etti. Fakat bunda Almanyanın hüsni niyetini göstermesi şarttır, dedi. Molotov Almanyanın Polonya ve Baltık devletleri nezdinde yap- tiği propagandadan da bahsede- rek: ' — Almanyanın bunu ne niyetle yaptığını bilmek zor değildir, de- di. Japonyanın ademi tecavüz pak- tını imzalamadığı için teessüfleri- niekliyerek: “Rusyanın yegâne müdafii ordunun kuvvetlendiril- mesi olacaktır.,, dedi Sonra Rusyanın mütecavizlere we sömürge harplerine karşı bir durum takınmış olduğunu hatırla- tarak, Uluslar Kurumunun Afrti- kadaki faşist tecavüzünü durdur- .ması icap ettiği kanaatinde oldu- ğunu ve Habeş harbinin bir dün- “ya harbi doğuracağı korkusunda olmadığını söyledi; Sovyet Rusya- nın emniyeti için lâzım olan kuv- vet Kızılordudur. Ve bu ordu ay- ni zamanda dünya sulhunu koru- yacaktır! sözleriyle nutkuna niha- yet verdi. Barısş imkânlarını aramak için Habeşistana | AT A — *bir -komisyon gönderileceği söyleniyor (Baştarafı 1 incide) tebarüz ettireceği fikrini ileri sür- mektedirler. : Büyük Habeş taarruzu başlıyor mu ? Habeşlerin Kerelle mıntakasın - - da, yağmurlardan istifade ederek hücumlara başlamış olması büyük ş -Habeş taarruzunun pek yakın ol- duğuna bir alâmet olarak göste- Habeşler İtalyanla- harekete girişemiyeceklerine kani- -dirler. Adisababadaki mahafil, Ha — beşlerin şimal ve cenup cephele- rinde ilerlemekte olduklarını söy- < lemektedir. FO ye Sarhoşlukla Erenköyde Bağdat caddesin - : de oturan Hüsameddin sarhoş o- £ lırırk ayni caddede kahveci Hak - — kmın üzerine hücüm etmış, yaka-| FÇT j' M;f&k&ıl— v A t M .ıâıı.-ı.ı.ı.rı.ıt!lıı.. z e A drp t # “ “ayni terane! . ğer muziplik olsun diye yakılma- " Tan bu kütüphanede hiç olmazsa | saat sekize kadar okumağa müsa- | dalardan biri daha okuma yerine | çevrilmiyor?...,, : hakikaten doğrudur. Ayni vazi- Bır talebe. anlatıvor' Kahve köşelerinde nasıl kumara dadandım ? Nasıl yalana alıştım ve manevıyatım kırıldı ? Ve nasıl verem oldum ? (Baştarafı 1 incide) alıştım. Bu öyle bir itiyat halini aldı ki hattâ mektebimden ve da- ha sonra da fakültemden çıkar çıkmaz, aç karnımı doyurmak için cebimde olan parayı çok kere ku- mara kaptırarak akşamlara kadar kahve' köşelerinde kaldım. Bu kadarla da kalmıryordu. Hiç bir işim olmadığı için, “ne- rede kaldın?,, diye soran aileme türlü yalanlar uydurarak ve o zaâ mana kadar aldığım temiz terbi- yeyi çiğnemeğe mecbur olarak ya- lancılığı da öğrendim. Sene sonunda imtihanımı ver- mek için biriken derslerimi sa- bahlara kadar uyumadan okuma- ğa çalışıyor ve muyaffak olama- yınca da maneviyatım büsbütün kırılıyordu. Nihayet 3 - 4 sene bu yıpratıcı hayata tahammül edebi- len vücudum belki daha ziyade kahveden aldığım mikropların te- siriyle beni kan kusturmağa baş- ladı. Ve şimdi parasızlığımdan, ken- dimi değil, etrafımdakileri kurtar- mak için kafam türlü şeyleri dü- şünüyor. Bu benim 16 ilâ 24 yaş arası pek feci geçen hayatımın hü- lâsasıdır. Diğer arkadaşların da sefil ve sefih yaşayışları insanı ağlatacak kadar acıklıdır. Bumün sebebi ne-| - dır" “En aşkııı ve taşkm faalıyet devresinde olan bir gencin bu he- vesini oyalıyacak vasıtaların ol- mamasıdır. O hâlde dediğiniz gi- bi, neden her kazada hattâ nahi- yede ora gençlerinin basit de ol-!, sa vakit geçireceği gençlik mü- esseseleri yok. Neden kütüphanelerimiz pek az ve onlar da eski tekke ve zavi- yerlerde, medreselerde saklı?... Neden kütüphanelerimizde, şar - kın en zengin eserleri var da in - kılâp Türkiyesinin eserleri, mec - muaları, gazeteleri yok?... Bugün Fatih Millet kütüpha - nesinde ondan fazla oda eserlerle dolu olduğu halde ancak iki ma- salr ve on kişiyi zor alan bir küçük oda okumağa mahsusdur. Bu on kişinin dokuzu talebe olduğu için kendi kitaplarını okurlar ve açıl- ma saatinden bir dakia sonra ge- len kimse boynunu büküp tersyü- züne dönmeğe mahkümdur. İçeri girenler methalden beş sayfa o - kuyunca öğle paydosudur diye dı şan davet edilirler! Saat 4,5 da Halbuki bu on kişiden kütüp- hanenin eserini okuyan bir kişiyi idare etmek pek güçmüş gibi iki saatte bir memur değişir. Bundan başka tavandaki elektrik ampulü de, belki ilk alındığındanberi, e- diysa, tekrar yeni diye satılabilir. Bu elektrik tesisatı niçin yapıl- mıştır? Niçin, memuru pek bol, o- kuma yeri dar ve iskemlesi az o-! ade edilmiyor ve karşısındaki o- Bu mektupta bahsedilen şeyler a ( * VA Al 4 büklüf Dd ei lli AA | F '—_Jii yette olan yüzlerce gencimizi ku- tarmak için daha ne kadar bekli.- yeceğiz? Alâkadar makamların da bunu düşündüğüne şüphe yok Fakat biz tatbikata bir an evvel geçilmesini bekliyoruz. Bu gencin Fatih kütüphanesi için yazdığı şeyler aynen diğer kü- tüphanelerimiz için de caridir. İs- tanbuldaki - bir iki halkevinden başka - bütün kütüphaneler 4,30 da kapanır. Halbuki bu tarz hem halkın ve hem de talebelerin bu- raya gelmesini imkân haricine çı- karıyor. Her hangi bir eseri okhu- mak istiyen bir işçi, bir memur, bir talebe o günkü işini bırakarak kü- tüphaneye gelmek mecburiyetin- dedir. Dünyanın her yerinde ol- duğu gibi neden bizde de kütüp- haneler - halka en ziyade yarıya- cağı bir saatte - açılmıyor da ka- panıyor?... İki posta hafızı kütüp koyarak hkütüphaneler hattâ gece yarısına kadar açık tutulamaz mı? Yoksa bursları, haylaz mektep kaçakları veya yalnız işsizler için mi yapılmıştır. Kültür Bakanlığının pek ya- kında bu işe el koyarak, herkes i- çin yararlı bir hale getireceğini ü- mit ederiz. Belediye aleyhine Kanlıkavak suyu için dava açıldı Davacı suyun kendisine ait olduğundan bahsederek 180,000 lira da tazminat istiyor - Boğazın Rumeli yakasında bu- lunan Kanlıkavak suyu yüzünden Belediye aleyhine bir dava açıl - mıştır. Kanlıkavak suyu dört sene ev- vel sahipleri tarafından idare e - dilirken yeni belediye kanununun neşri üzerine belediye bu suyu da almıştı. Yeni kanunla evkafa ve idare. f hususıyeye ait bütün sular gibi bu su da alınınca kaynağından i- tibaren Emirgâna kadar borular döşenmiş, su Emirgânda yapılan çeşmelerde akıtılmaya başlanmış- tır. Belediye bunlar için 50000 li. radan fazla para harcamıştır. Bu suyun sahipleri namına bir avukat mahkemeye baş vurmuş, suyun ne belediye ve ne de evka- fa ait olduğunu, tapusu ellerinde bulunan araziden çıkan Kanlıka- vak suyunun kendilerine ait oldu- gunu istemektedir. Bundan başka yüzlerce tene - KE su vecen Raymancan senelerce alınmış olan su bedelli olarak da 180,000 lira tazminat istenmekte- dir. Muhakemeye bu ayın sonuna doğru bakılacaktır: Amerikan elçisi gıderken “NE TÜRKİYE, NE DE AMERiKA HARP EDECEK DEĞİLDİR,, i yor ve Türkive idtibalarını anlatıyor Müddetini doldurduğu için te- kaüde sevkedilen , Birleşik Ame- rika Cumuriyeti —Ankara büyük. elçisi Bay Skinner, bir iki haftaya kadar memleketimizden ayrıla - caktır. Dün Beyoğlundaki elçilik bi - nasında gazetecileri kabul eden Amerikan diplomatı, memleketi - mizde edindiği intibalar, Türkiye- Amerika münasebatı, beynelmi -| lel vaziyet ve Amerikan kongre - sinin tasvip edeceği zannolunan Amerikan bitaraflık kanunu hak kında çok dikkate değer bir diyev de bulunmuştur. Bay Skinner, memleketimiz hakkında demiştir ki: “— Türkiyede bulunduğum üç sene içinde durmaksızın tahak - kuk ettirmekte olduğunuz yenilik- lere dair çok iyi fikirler edindim. Memleketiniz her şeyden önce zi- raat memleketidir. Nüfusunuzun takriben üç dört milyonu şehir - lerde, geri kalan büyük bir kıs - mrı ise, memleketinizin tabil ser - vetlerini meydana cçıkarmak üzre ziraatle meşguldür: Bu yüzden Türkiye bütün dünyayı kaplayan. ekonomik buhran devrinde, sıkm- tr çekmeden iyi yaşamıştır. Türkiyede işsizlik yoktur. Tür- kiye sanayi hayatında da ilerliyor. eh l LA - İ tri KlakE : Kd7 hi « Ancak bu, mütehassıs işçi yetiş - tirmek meselesi olduğu için, za manla, bu sahada da Türkiyenin büyük muvaffakiyetler elde ede - ceği şüphesizdir, Atatürk'ün yaptığı inkilâplar arasında, hafta tatili de, diğer in- kilâplar kadar önemlidir. Hafta tatilinin pazara çevril - mesi devrimi, ekonomik durum, borsa muameleleri üzerine, mem- leket için çok iyi neticeler ver - miştir. — Türkiye-Amerika münase - betinin inkişafına dair birkaç söz söyler misiniz? — Türkiye ile Amerika müna - sebeti son derece iyidir. Aramız - da bugün zavallı Avrupanın muz tarip olduğu şekilde halledilme - miş büyük hiç bir mesele yoktur. Buna karşılık , ekonomik müna - sebetimiz de çok yolundadır. Tür. kiye hükümeti, kendisinden mal alandan, o nisbette mal almağı ekonomik siyasa olarak kabul ve ilân etmiştir. Fakat biz, biliyor - sunuz ki, Türkiyeden, Türkiye ye sattığımızdan daha çok mal a- lıyoruz. Biz Türkiyenin en iyi müşterileriyiz. — Beynelmilel vaziyeti nasıl görüyorsunuz? — Beynelmilel vaziyet olduk. 11 SONKÂUN — 1936 Sovyetle iki sulistimalciY İDAMA Mahküm etti Sovyet Rusyada suiistimalit dam cezasile karşılaşmaktadır. P" gelen bir telgraf da bunun misalini veriyor: Moskova 10 (A.LA) sından: | Mahkeme, iki sene zarfında 58 hatlarda ve sanatoryomlarda bir ©" yon ruübleden fazla paranın altın!” girip üstünden çıkmış olan bir 8" tröstünün direktör muavini ile mt!” sebecisini idama mahküııı etmiştir: Bi Serdar Feyzi Muhammed han Dün Ankarada bankaları gezdi Efgan Dış İşleri Bakanı Sef' dar Muhammed Han dün ç.| rada İş ve Ziraat bankalarile $? mer bankı ve Yüniş fabrikasif gezmiştir. ğ Saat 17 de İngiliz büyük elç liğinde şereflerine bir çay ziyaf ti verilmistir. " z Cerrahlar kongresi de mürahbhaslarımız Kahirede toplanan onuncu â/” sıulusal cerrahlar kongresine işt” râk etmiş olan Üniversite Pro sörlerinden Kâzım İsmail ve Tef fik Remzi dün şehrimize dönmü! lerdir. 1 Murahhaslarımız kongre mü ' zakeratına asli âzâ olarak iştirâf etmişler ve Kahirede büyük bi? hüsnükabul görmüşlerdir. ) Acıklı bir ölüm | dün genç yaşında bütün larını ve hocalarını matem içini?” bırakarak dünyaya gözlerini yt muştur. Cenazesi bugün me! ten Karaca Ahmet mezırlığmı gi türülecektir. Ölüye rahmet diler, ı.rludl! larıma ve muallimlerine beyınl : ziyet eyleriz. Aktör Galip jübilesi Değerli san'atkâr İ. Galip Ar” canın sahne hayatına atılmasın!? 25 inci yıldönümü bugün Halke vinde kutlulanacaktır. Yarın da Cumuriyet Ge Mahfeli san'atkâr için bir tö tertip etmiştir. Ağır yaralı giliz bandralı Karosu vapurunda eşya çıkımm amele Alinin kolu na vincin demiri carpmış, ıin' € rette yaralamıştır. ça karışıktır. Bunu daha iyi a9? latmak için Avrupanın pek karf şık bir zamanında eski İngiliz ** bakını Glodston'un ıöyledıil sözü hatırlatacağım. k. Glodstona o sırada kendisinin ! ri sorulduğu zaman demiştir W" “Herkes aklıselim üzre hare! ederse işler düzelir.,, Bugünkü V ziyet karşısında sorduğunuz $0? guya da ayni cevabı tekrar : lirim: Ancak muhakkak olan ' şey varsa, o da şudur ki, Amer!” da Türkiye gibi hareket etmek! dir, Ne Türkiye, ne de Amer harbedecek değildir. LA " Bay Skinnerin yerine Ameri'” nmm Ankara büyük elçiliğine *| merikanın Riga orta elçisi Murrey, terfian gelecektir. İğ', n 1,4' v Zh gT IÇ TT

Bu sayıdan diğer sayfalar: