2 Sovyet Rusya dünya siyasetini anlatıyor (Baştarafı 1 incide) dostluğundan hararetle bahseder- ken, komiteye iştirak edenlerin sürekli alkışlariyle karşılanmış- tır. Almanya hakkında ise Sovyet cumhuriyetlerinin Berlin ile daha| iyi münasebat temin etmek diklerini ilâve etti. Fakat bunda Almanyanın hüsni niyetini göstermesi şarttır, dedi Molotov Almanyanın Polonya ve Baltık devletleri nezdinde yap- tiği propagandadan da bahsede- rek: — Almanyanın bunu ne niyetle iste- | yaptığını bilmek zor değildir, de-| di. Japonyanın ademi tecavüz pak | tını imzalamadığı için teessüfleri- ni ekliyerek: “Rusyanın yegâne müdafii ordunun kuvvetlendiril- mesi olacaktır.,, dedi Sonra Rusyanın mütecavizlere ve sömürge harplerine karşı bir durum takınmış olduğunu hatırla- tarak, Uluslar Kurumunun Afri- kadaki faşist tecavüzünü durdur- ması icap ettiği kanaatinde oldu- ğunu ve Habeş harbinin bir dün- ya harbi doğuracağı korkusunda olmadığını söyledi; Sovyet Rusya- nm emniyeti için lâzım olan kuv- vet Kızılordudur. Ve bu ordu ay- ni zamanda dünya sulhunu koru- yacaktır! sözleriyle nutkuna niha- yet verdi. Barıs imkânlarını aramak için Habeşistana bir komisyon gönderileceği söyleniyor (Baştarafı 1 incide) tebartiz ettireceği fikrini ileri sür- mektedirler, Büyük Habeş taarruzu başlıyor mu ? Habeşlerin Kerelle mıntakasın - da, yağmurlardan istifade ederek | devresinde olan bir gencin bu he- hücumlara başlamış olması büyük Habeş taarruzünun pek yakın ol-| duğuna bir alâmet olarak göste- rilmektedir. Habeşler İtalyanla- rın, yağmurlar yüzünden hiç bir' harekete girişemiyeceklerine kani- dirler. Adisababadaki mahafil, Ha beşlerin şimal ve cenup cephele- rinde ilerlemekte olduklarını söy- lemektedir. > RPM SsSarhoşlukla Brenköyde Bağdat caddesin - de oturan Hüsameddin sarhoş o- larak ayni caddede kahveci Hak . kmm üzerine hücüm etmiş, yaka- lanmıştır. İ de, belki ilk alındığındanberi — emma HABEK — Akşam postası Bir talebe anlatıyor: Kahve köşelerinde nasıl kumara dadandım ? Nasıl yalana alıştım ve maneviyatım kırıldı ? Ve nasıl verem oldum ? (Baştarafı 1 incide) alıştım. Bu öyle bir itiyat halini aldı ki hattâ mektebimden ve da-| ba sonrada fakültemden çıkar çıkmaz, aç karnımı doyurmak için cebimde olan parayı çok kere ku- mara kaptırarak akşamlara kadar kahve köşelerinde kaldım. Bu kadarla da kalmıyordu. Hiç bir işim olmadığı içi rede kaldın?,, diye soran aileme türlü yalanlar uydurarak ve o 220 mana kadar aldığım temiz terbi- yeyi çiğnemeğe mecbur olarak ya- lancılığı da öğrendim. Sene sonunda imtihanımı ver mek için biriken derslerimi sa-| bahlara kadar uyumadan okuma- ğa çalışıyor ve muvaffak olama- yınca da maneviyatım büsbütün kırılıyordu. Nihayet 3 - 4 sene bu yıpratıcı hayata tahammül edebi len vücudum belki daha ziyade kahveden aldığım mikropların te-! siriyle beni kan kusturmağa baş-| ladı. Ve şimdi parasızlığımdan, ken- dimi değil, etrafımdakileri kurtar- mak için kafam türlü şeyleri dü- şünüyor. Bu benim 16 ilâ 24 yaş arası pek feci geçen hayatımın hü. lâsasıdır. Diğer arkadaşların da sefil ve sefih yaşayışları insanı ağlatacak kadar acıklıdır. Bunun sebebi ne- dir? En aşkın ve .taşkın faaliyeti vesini oyalıyacak vasıtaların ol- mamasıdır. O halde dediğiniz gi- bi, neden her kazada hattâ nahi- yede ora gençlerinin basit de ol- sa vakit geçireceği gençlik mü- esseseleri yok. Neden kütüphanelerimiz pek az ve onlar da eski tekke ve zavi- yerlerde, medreselerde saklı?... Neden kütüphanelerimizde, şar - kın en zengin eserleri var da in - kılâp Türkiyesinin eserleri, mec - muaları, gazeteleri yok?... Bugün Fatih Millet kütüpha - nesinde ondan fazla oda eserlerle dolu olduğu halde ancak iki ma- salı ve on kişiyi zor alan bir küçük oda okumağa mahsusdur. Buon kişinin dokuzu talebe olduğu için kendi kitaplarını okurlar ve açıl ma saatinden bir dakia sonra ge- len kimse boynunu büküp tersyü-| züne dönmeğe mahkümdur. İçeri! girenler methalden beş sayfa o - kuyunca öğle paydosudur diye dı şarı davet edilirler! Saat 45 da ayni terane! Halbuki bu on kişiden kütüp- hahenin eserini okuyan bir kişiyi idare etmek pek güçmüş gibi iki saatte bir #iemur değişir. Bundan başka tavandaki elektrik ampulü e ğer muziplik olsun diye yakılma- dıysa, tekvar yeni diye satılabilir Bu elekirik tesisatı niçin yapıl- mıştır? Niçin, memuru pek bol, o- kuma yeri dar ve iskemlesi az o-! Davacı lan bu kütüphanede hiç olmazsa saat sekize kadar okumağa müsa- ade edilmiyor ve karşısındaki o- | dalardan biri daha okuma yerine) çevrilmiyor?.... Bu biiktüptk bahsedilen öyler hakikaten doğrudur. Ayni vazis| yette olan yüzlerce gencimizi ku- tarmak için daha ne kadar bekli yeceğiz? Alâkadar makamların| da bunu düşündüğüne şüphe yok | Fakat biz tatbikata bir an evvel geçilmesini bekliyoruz. Bu gencin Fatih kütüphanesi için yazdığı şeyler aynen diğer kü- tüphanelerimiz için de caridir. İs- tanbuldaki - bir iki halkevinden)| başka - bütün kütüphaneler 4,30 da kapanır. Halbuki bu tarz hem| halkın ve hem de talebelerin bu- raya gelmesini imkân haricine çıs| karıyor. Her hangi bir eseri oku-! mak istiyen bir işçi, bir memur, bir talebe o günkü işini bırakarak kü: tüphaneye gelmek mecburiyetin dedir. Dünyanın her yerinde ol- duğu gibi neden bizde de külüp haneler - halka en ziyade yarıya- cağı bir saatte - açılmıyor da ka- panıyor?... İki posta hafızı kütüp koyarak kütüphaneler hattâ gece yarısına kadar açık tutulamaz mı? Yoksa bursları, kaçakları veya yalnız işsizler için mi yapılmıştır. Kültür Bakanlığının pek ya! kında bu işe el koyarak, herkes i- çin yararlı bir hale getireceğini ü mit ederiz. Belediye aleyhi ine Kanlıkavak suyu için dava açıldı Boğazın Rumeli yakasında ie İunan Kanlıkavak suyu yüzünden Belediye aleyhine bir dava açıl - mıştır. Kanlıkavak suyu dört sene ev vel sahipleri tarafından idare e - dilirken yeni belediye kanununun | neşri üzerine belediye bu suyu da almıştı. Yeni kanunla evkafa ve idare. i hususiyeye ait bütün sular gibi bu su da alınınca kaynağından i- tibaren Emirgâna kadar borular döşenmiş, su Emirgânda yapılan çeşmelerde akıtılmaya başlanmış! suyun kendisine ajt olduğundan! bahsederek 180,000 lirada tazminat istiyor tır. Belediye bunlar için 50000 Ji. radan fazla para harcamıştır. Bu suyun sahipleri namına bir avukat mahkemeye baş vurmuş, suyun ne belediye ve ne de evka- İ fa ait olduğunu, tapusu ellerinde bulunan araziden çıkan Kanlıka- vak suyunun kendilerine ait oldu- ğunu istemektedir, Bundan başka yüzlerce tene - KE su VET Mya SENEErce almmış olan su bedelli olarak da 180,000 lira tazminat istenmekte- dir, Muhakemeye bu ayın doğru bakılacaktır. sonuna Amerikan elçisi giderken HARP EDECE Müddetini doldurduğu için te-! kaüde sevkedilen , Birleşik Ame- rika Cumuriyeti oAnkara büyük. elçisi Bay Skinner, bir iki haftaya| kadar memleketimizden ayrıla caktır, Dün Beyoğlundaki elçilik bi - nasında gazetecileri kabul eden Amerikan diplomatı, memleketi - mizde edindiği intibalar, Türkiye- Amerika münasebatı, beynelmi -| lel vaziyet ve Amerikan kongre - sinin tasvip edeceği zannolunan Amerikan bitaraflık kanunu hak | kında çok dikkate değer bir diyev| de bulunmuştur. Bay Skinner, memleketimiz hakkında demiştir ki: İ “.— Türkiyede bulunduğum üç | sene içinde durmaksızın tahak -| kuk ettirmekte olduğunuz yenilik- lere dair çok iyi fikirler edindim.! Memleketiniz her şeyden önce zi- raat memleketidir. Nüfusunuzun takriben üç dört milyonu şehir - lerde, geri kalan büyük bir kıs - mı ise, memleketinizin tabii ser » vetlerini meydana çıkarmak üzre ziraatle meşguldür. Bu yüzden Türkiye bütün dünyayı kaplayan. ekonomik buhran devrinde, sikm. tı çekmeden iyi yaşamıştır. Türkiyede işsizlik yoktur. Tür- kiye sanayi hayatında da ilerliyor. “NE TÜRKİYE, NEDE AMERİKA K DEĞİLDİR, i yor ve Türkiye ye intibalarını anlatıyor Ancak bu, mütehassıs işçi yetiş - haylaz mektep! 1i SONKAUN — 1936 j i Sovyetler Iki sulistimalciYi İDAMA Mahküm etti Sovyet Rusyada suistimali dam cezasile karşılaşmaktadır. gelen bir telgraf da bunun yeniği misalini veriyor: 4 Moskova 10 (A.A) — Havas sından: İ Mahkeme, iki sene zarfında ui hatlarda ve sanatoryomlarda bir yon rubleden fazla paranın al girip üztünden çıkmış olan bir tröstünün direktör muavini ile m sebecisini idama mahküm etmişti | i Serdar Feyzi Muhammed ban Dün Ankarada bankaları gezdi! Efgan Dış İşleri Bakanı Sef dar Muhammed Han dün Anka! i rada İş ve Ziraat bankalarile gi mer bankı ve Yüniş fabrik. gezmiştir. j Saat 17 de İngiliz büyük e İ liğinde şereflerine bir çay ziy: ti verilmiştir. Cerrahlar kongresi ide mürahbaslarımıZ Kahirede toplanan onuncu 4#f srulusal cerrahlar kongresine işti râk'etmiş olan Üniversite Prof€* sörlerinden Kâzım İsmail ve Tef fik Remzi dün şehrimize dönmül! lerdir. Murahhaslarımız kongre mü zakeratına asli âzâ olarak iştir etmişler ve Kahirede büyük bif hüsnükabul görmüşlerdir. lie Acıklı bir ölüm ram am anam İlim beşeri iğ talebesinden -Şö dün genç yaşında bütün arkadeğ” larmı ve hocalarmı matem içi bırakarak dünyaya gözlerini yo muştur, Cenazesi bugün mektep İ ten Karaca Ahmet mezarlığına #*| İ türülecektir. Ölüye rahmet diler, arkadaş $ larına ve muallimlerine beyanı W ziyet eyleriz. | Aktör Galip jübilesi Değerli san'atkâr |. Galip At canın sahne hayatına atılması! 25 inci yıldönümü bugün Halke vinde kutlulanacaktır. tirmek meselesi olduğu için, za - manla, bu sahada da Türkiyenin büyük muvaffakiyetler elde ede « .i ceği şüphesizdir, | Atatürk'ün yaptığı inkilâplar | arasında, bafta tatili de, diğer in-| kılâplar kadar önemlidir. Hafta tatilinin pazara çevril mesi devrimi, ekonomik durum, borsa muameleleri üzerine, mem- leket için çok iyi neticeler ver -| miştir. — Türkiye.Amerika münase - betinin inkişafına dair birkaç söz | söyler misiniz? — Türkiye ile Amerika müna - seteti son derece iyidir. Aramız - da bugün zavallı Avrupanım muz tarip olduğu şekilde halledilme - miş büyük hiç bir mesele yoktur. Buna karşılık , ekonomik müna - sebetimiz de çok yolundadır. Tür kiye hükümeti, kendisinden mal alandan, o nisbette mal almağı ekonomik siyasa olarak kabul ve ilân etmiştir. Fakat biz, biliyor - sunuz ki, Türkiyeden, Türkiye ye sattığımızdan daha çok mal a- yoruz. Biz Türkiyenin en iyi müsşterileriyiz. — Beynelmilel vaziyeti nasıl Yarın da Cumuriyet Genç Mahfeli san'atkâr için bir tö tertip etmiştir. —gn Ağır yaralı Şamandrada bağlı bulunan * giliz bandralı Karosu vapu: eşya çıkaran amele Alinin kolW na vincin demiri carpmış, ağıf rette yaralamıştır. ! ça karışıktır. Bumu daha iyi an 7 latmak için Avrupanın pek kaf! şik bir zamanında eski İngiliz bakanı Glodston'un söylediği sözü hatırlatacağım. Glodstona o sırada kendisinin ri sorulduğu zaman demiştir “Herkes aklıselim üzre hb ederse işler düzelir.,, Bugünkü ziyet karşısında sorduğunuz guya da ayni cevabı tekrarlı lirim. Ancak muhakkak olan şey varsa, o da şudur ki, da Türkiye gibi hareket et: dir. Ne Türkiye, ne de harbedecek değildir .;. Tİ Bay Skinnerin yerine nın Ankara büyük elçiliğine A görüyorsunuz? — Beynelmilel vaziyet olduk. merikanın Riga orta elçisi W Murrey, terfian gelecektir.