Dünkü m müthiş lodos fırtınasında # İLKKANUN — 1835 0! '.| Süleymaniye camiinin minare Valla Son dakika; külâhı nasıl uçtu? Kaptan köprüsü ve direkleri (Boştarafı 1 incide) |Direkleri ve Kaptan muşlardır. Rüzgârm ba sıralarda sürati saniyede 15 metre idi. Saat yediyi çeyrek kala rüzgârm sürati saniyede 22 metyeyi bulmuştur. Saat tam yediyi beş geçe de sü- rati saniyede 32 metreyi bulan bir rüzgâr darbesi kaydedilmiştir. Bu darbeden sonra sürat tekrar düşmüş, yarım saat içinde 18 met- reye, saat dokuzda da 12 metreye inmiştir. Rüzgârla birlikte yağ- mr başlamış ve bir saatten fazla sürmüştür. Dün sabah saat yediden bu sa- bah yediye kadar yağan yağmu- run irtifar on milimetredir. Fırtma gece yarısı sükünet bul. muştur. Bugün hava açık ve rüz- girszdr. Süleymaniye camii minarelerinden lerinden birinn külâhmın uçması- dır. Bu hâdseyi camiin 42 senelik kayyumu Nazım bir mukarririmi- ze şöyle anlatmıştır: — Teravih namazmı kılıyorduk Dışarda müthiş fırtına vardı. Farzı! bitirdik. Sünneti bitirdik. Tamon ikinci rekâtta iken birdenbire de şardan “güm!,, diye bir gürültü i- şitildi.. Bunu müteakip de camiin bir kısım elektrikleri söndü. Yal- nız mihrab ile orta top kandilde- Xi edektrikler yanıyordu. Bir şey ol duğunu anladım. Fakat halkı te. ne için ses çıkarma- Eğer telâş gösterseydi, hınca- hmç dolu olan camide bir karga- şalık olabilirdi. Çünkü camide bir çok kadın ve çocuk da vardı. İlk hatırıma gelen şey minare- ye saika isabet etmiş olması ibt” maliydi. Namaz bitti. (Kadınlar, çocuklar, sonra da erkekler dışa- rıya çıktılar. O zaman ben de dı- sarıya koştum, 10 metre kadar u- zun'ukta olan külâh upuzun yerde yatıyordu. Rüzgâr ve fırlına hâlâ eski şiddetiyle devam ediyordu. Para vererek birkaç adam buldur- dum. Ve enkazı yağmur ve fırtına altında içeriye taşıttım. Külâhta aşağı yukarı bin kile kurşun, bir hayli de bakır vardı. Nihayet bunların hepsini içeriye taşıttım. — Kölih düşerken bir kaza fa- Tan oldu mu? — Evet, ufak bir kaza da oldu. Külâh minareden koptuktan sonra evvelâ iç avlu duvarına çarpmış, sonra yere düşmüştü. Enkaz kal- dırılırken birdenbire elim yumu - şak ve sıcak bir cisme temas etti. Elimi kaldırdım. Baktım, kan var- dı. Korku ile eğildim: Tekrar baktım. Meğer bu bir güvercinmiş. | Zavallı hayvancağız anlaşılan yu- karda külâhan yanımda yaptığı yu: vasında yatarken külâhla birlikte yere yuvarlanmış ve ölmüş. Başka hiç bir kaza olmadı. — Acaba bu külâbın bir tarafın- da bir bozukluk var mıydı? — Evet, bir sene oluyor ki ke-! Barmdaki kursun İevhalarından | biri kalkmıştı o Anlaşıları rüzgâr) buradan girmiş ve bu ( sebepten külâhı uçurmuştur. köprüsü uçan vapur Diğer taraftan gene bu fırtına yü - dünden iki gün evvel (oKarâdenizden gelen Azpazia Nomikos Yunan vapu - rTunun başmdan da çek büyük bir tehlike geçmiştir. Vapur Romanyadan geliyordu. Ve kereste yüklü idi. Ka.| za esnasında Aseton patlaması neti - cesinde yiizinden ve iki elinden teh- keli surette (yaralanan ve tedavi edilmek üzere karaya çıkan vapurun makine lostromosu bir muharririmize — Istanbula 45 mil kala (o fırtma başladı, Sular geminin bordasına ka” âsr çıkıyor ve üsttaraftaki kapakları üstünden aşarak makine dairesine &1 - zıyordu. Bu sırada dalgalarm tesirile dümen de bozuldu, Gemi 40 derece yana yatırıyordu. Tehlike bütün deh şetile artryordu.Derken keresteleri tu. tan tahtalar ve halatlar da koptu ve keresteler vaptrun direklerini de bir- likte alarak denize döktüler, Artik telsizimiz de kalmamıştı. İmdat isti. yemezdik. Hepimiz cankurtaran simi lerini taktık. Bir çoğumuz içeriye dol. muş durmadan İstavroz çıkarıyorlar - dı. Cesur olanlarımız dn dümeni ta - mir için çalışıyorlardı. Fırtma büsbütün arttı. Makineler İŞ nerede İse istop edecekti, Bu sı - rada dalgalar birdenbire kaptan köp rüsünü ve kayiklarımızdan birini de slarak götürdü. Bereket O versin ki kaptan bu sırada içeride değildi. Dü. meni tamir için uğraşıyordu. Bu sırada Aspelon (patladı ve hen kendimi kaybederek yere düştüm. Ba- tiyoruz ve ölüyoruz zannederek "kendimi kaybettim. Korkudan İstav- Toz çikurdik. Az sonra dümen İzmir edildi. Dalgalar da biraz azaldığm - dan yola devam edebildik, Nihayet bu raya geldik ama ne halde?, Yostromo elile Kabataş Oönünde yatan gemiyi gösterdi. Geminin ne direkleri, vardı ne kayıkları ne de kap tan köprüsü. Yalnız harap olmuş ve çarpılmış bir baca ile onun önünde kaptan köprüsü uçtuğu için açıkta kalmış bir dümen görünüyordu. Fırtına daha neler yaptı? Dün lodos fırtması ile şiddetli rüzgâr darbesinin yaptığı tahri- batı srrasile yazıyoruz: 1 —Limanda açıkta demirli bulunan Asya vapuru saat altı bu- çukta zincirini taramış, biraz ile- ride demirli bulunan kereste yük- lü bir vapura çarpmıştır. Asya vapurunun önündeki bastonu par- çalanarak denize düşmüştür. Va- pur, limandan açılmak vaziyetine düştüğü için hemen düdük çalarak imdat istemiş, lilmam bir romo- körü yetişerek gemiyi Galata rıh- tımma çekmiştir. 2 — Galatada Mahmudiye cad- desinde 6 numarada benzinci Ah- mede ait ve Ahmet kaptanın ida. resindeki 55 tonulk mavna Arna- vutköyünde Cevdet paşanm köş- kü önünde bağlı Tken fırtma yü- zünden batmıştır. 3 — Evkaf idaresi bekçilerin- den Hüseyinin sahip bulunduğu ve maliye memurlarından Fikrinin kiracı olarak oturduğu Fenerde Molla sokağmda 9 numaralı evin bir odasının duvarları yıkılmıştır. 4 — Küçükpazarda Zeyrek ca- miinin bahçesindeki mektebin da. mında bulunan kurşunlar uçmuş- tur. 5 — Galatada Arap camide odalar içinde oturan Hatice, Bur- İİ baar gözetilir deği dn sülün ii uçan vapur! Mehmedin dükkânı kenarında du- ran kepenkler rüzgârın tesirile devrilmiş, başma isabet ederek ağır surette yaralanmıştır. Hatice hastahaneye kaldırılmıştır. 6 — Üsküdar sandalcılarından 3132 sayılı Bekir, Üsküdarda ötu- ran motörcü Akifi sandalma almış İstanbuldan Üsküdara giderken sandal Üsküdar önlerinde devril- miştir. Denizedüşen sandalcı ile müşterinin feryadma Üsküdar st- hilindeki kayıkçılar yetişmiş, her ikisin ide kurtarmışlardır. Sanda! batmıştır. 7 — Kumkapıda üçüncü komi- ser Abdülkadirin Karagümrükte Kabakulak caddesinde 38 numar. h evinin bahçesindeki selvi ağacı birdenbire evin üzerine yıkılmış- tr. Hemen itfaiyeye haber veril- miş, gelen itfaiyeciler ağacı evin üzerinden kaldırmışlardır. Kire - mitler kırılmıştır. 8 —Şişlide Eakızağacında Mar- ko ve Miçoya ait kahvehanenin sn- şen bir saç levha başma isabet e - derek başını yarmıştır. Aziz tedavi altma alınmıştır. 10 — Fatih camiinin kubbesi- nin sıvaları dökülmüş ve bir pen- ceresinin camları kılmıştır. 11 — Kandilli rasathanesinin bahçesindeki bir büyük ağaç yıkri- muştar, 12 — Kartal rıhtımını su bas- mış, rıbtm hasara uğramıştır. 3 — Sarıyerle Köyler arasmda- ki telefonlar bozulmuştur. Tami. rine çalışılıyor. 14 — Galatada Kalafatyeri cad- desinde 107 numarak elektrik kaynak atelyesini demir çatisi uç- muştur. 15 — Babonoğlu F'uade ait Saadet ismindeki tenezzüh motörü me kömür deposu önünde bağlı iken çımasını kopararak açilmış, kaybol - muştur. 16 — Nilüfer vapurü Arnavutköyln de karaya oturmuş, başka bir vapur tarafmdan kurtarılmış, akmtıburnu rıhtımma bağlanmıştır. 17 — Haydarpaşa mendreki içinde ve Kadıkyde hâl hinası hizasında hir mavna batmıştır. 18 — Kudret romörkörü (Beşiktaş açığından geçerken perranesine Tir halat sarılmış, akıntıya kapılmış, Ha. reket romorkörü tarafından kurtar. mıştır. 19—Akıntıburnundaki 3 fener ha - sara uğramıştır. Rüzgâr darbesi etrafında rasathane diyor ki: “.- Saniyede sürati 22 metreyi bu. lan ve yediyi çeyrek geçe olan rüzgâr darbesi eğer biraz imtidat (etseydi bu İstanbulun için bir felâket olur - du. Fakat bereket ki bir ân içinde geç- miş darbe uzamamıştır... Bernar Şav Bul- garistana geliyor Kendisine sabun verilecekmiş Sandey Ekspres gazetesinde okun. duğuna göre, İngiliz muharrirlerin - den Bernard Şav, yakında Sofyaya gelecek ve kendisine büyük kalıplar - dn Bulgar sabunu verilecektir. Bir zamanlar, bu İngiliz muharrir Bulgaristanda hiç sevilmiyordu. Çün. kü eserlerinden birinde bir Bulgar binbaşısının ssbun kullanmağı asla bilmediğini ihsas etmişti, üni ölene dendi ön ünkin maine sin “Açlık grevil,, Sona erdi Bakanlık Iş! incele- mek için bir heyet gönderiyor Çıkan yemeklerin, yenilmiyecek gis! Habeşler Makall? li üzerine yürüyor!” Bu kuvvetler Ras Kassan! Heal dak a eVÖİA p Berlin, 2 (Radyo ile) ii i bi ve bıkkınlık verecek derecede ayni| lerin Makalle üzerine yürü i şeylerden olduğunu ileri sürerek mek.| haberi teyit edilmektedir. Terli" tep yemekhanesine girmemek sureti. le bir nevi “açik grevi, yapmış sa -| yılan Mühendis mektebi talebesinin bu grevi dün akşam bitmiştir. Talebe, dün, daha öğle üzerinden akşam üstü çıkacak yemekleri yeye - ceklerini söylemekteydiler. “Grev),, esasen son günlerine doğ - ru kısmı bir mahiyet almağa baş. lamıştı. Talebe, yemeklerden yenile - bilecek gibi telâkki ettiğini alıyor, geri yanını bırakıyordu. Ve Talebenin söylediğine bakılırsa, ek- serisini nohut, prasa ve patates teşkil eden yemeklerden haftada dört gün| verildiği oluyormuş. Sonru İki gün üstüste ayni yemekten © verildiği de görülüyormuş. Bundan başka, bir günde ayni yemekten iki defa veriyor. larmış, ve en nihayet pilây, hergünkü yemekte çikıyormuş.. Dün akşam, köfte çıkacağı havadi. si, talebe arasmda, “açlık O grevi,ne son vermek temayüllerini arttırmıştı. mizan “Akdenizde man? işin bir ân evvel, istenilen şekilde hit. mesini arzulamaktaydr. Dün mektepte, direktörün Başkan- tığ mitında muallimler bir o toplantı yapmışlarsa da, bü toplantının mutat! toplantılardan biri olduğu #öylenil . miştir. Bununla berâber, mektebin yemek meselesi hakkında da görüşmüş olmaları tabiidir. Diğer taraftan Ankaradan bir he- yet bu işi incelemek üzere Istanbula hareket etmiştir. Durumla derhal iL gilenen Bayındırlık bakanlığı, takan| bğm başmüfettişi fle, memurlar di - rektörünü de bu heyet arasında gön. dermiştir. Ingiliz Kralının nutku İngiliz hükümetinin dış siyasası Milletler Cemiyetinin kat'i müzaheretine dayanacaktır İngiliz parlâmentosunun açıl - ma söylevini kral, kendisi verme - ! diğinden dün de yazdığımız gibi, Lord Şonselye okumuştur. İngiliz kralınm söylevi, “ecne- bi devletlerle olan münasebetinin dostane,, olduğu sözleriyle başla- mış ve şöyle devam etmiştir: “Hükümetimin dış siyasası, şimdiye kadar olduğu gibi millet- ler cemiyetinin kat'i müzahereti e- sasma dayanacaktır.,. Kral bundan sonra, diğer mil- letlerle iş birliği yapmağa haze olduğunu ve sulhun muhafazası '- çin bütün nüfuzunu, kullanmağa| iğini bildirmislir. hergün| yemek, her zamanki gibi çıkmaktaydı.! Habeş kuvvetleri Ras Ke mandasındadır. Adisababi*. gönderilen başka kuvvetler rı takviye edeceklerdir. iç Mareşal Badoğlio'nun wi j gine göre: *— Artık yakında vaya Yunanistanda tezahürat Berlin, 4 — (Radyo ie) Gİ Tisi Venizelist zabitlerin | üzerine kral lehine büyük yapmışlardır. — i Kral Venizekist partisinin ği 4 tandeki başkanı Sofulis ile ii tür, Cumlvuryetçi Giridin krs gösteri yapması şayan! dikkatfi 5 Fransız donanmsf ralara başliıy Berlin, 4 — (Radyo ile) — 2 donanması Akdenizde büyük M” yf ralara haşlayacaktır. Manerri8” sika adası civarında olacaktf” Şükrü Kaya zel, İyiytert vekdin gakrU am bahki trenle Ankaradan o $© gelmiştir. Lİ Süveyşten 242 bin taya” askeri geçti Portsait, 4 — ZI şubata. ey ben şimdiye kadar Süveyt eo Imdan 242,000 italyan raki miştir, Bunlardan 5,300 kişi olarak avdet etmişlerdir. # Bir köy topra” altında map i Berlin, 4 — (Radyo v7 Amerikada Eguador devleti linde büyük bir reisi olmustur. Bu kayra neti bir köy toprak altında 4 halkı ölmüştür, > ! | iğ Yarım milyon kilo soğan Almanyadan bir firma memls- ketimizden 500.000 kilo soğan al mak için temaslara girişmiştir. Al. “manyaya memleketimizden şimdi- ye kadar hiç soğan ihraç edilme- mişti. Alâkadarlar şimdilik Alma firmasının verdiği fiyatı az bul- maktadırlar. Masmafih bu işe ta- vassut eden Türkofis bir uyuşma zemini bulabileceği kanaatinde- dir. görülür. İşte bir misal: sü Sinema yıldızı ball sl Sa # m