MAKEDONYA İRtilâi Komitesi Balkanları ölüm alani ve me yeri iğ Yazan: haline getirmiş olan teşkilâtın iç yüzü * "Stoyan Kristot Tefrika No Bulgaristan “gönüllü mübade- le,, uzlaşması imzalamamış oldu. ğu Yugoslavyadan da kendi dille rini konuşabilmek için © binlerce! Bulgar, Bulgaristana göçetti, Bu nün üzerine, eski Makedonya is tiklâli düşüncesine artık öldü na- zariyle bakıldı. Makedonya isminin haritalar dan ve coğrafya kitaplarından ar- tık kalkması lâzım geliyordu. Yu- goslavya kendisine (geçmiş olan Makedonya topraklarını “Cenubi Sırbistan,, adıyla vaftiz etti. Yur nanistan kendinde kalan Make donya topraklarına “Şimali Yuna. z Aleksandroff da Kayzerle görüş - mek üzere orada idi. Bu tarih! mülâkatta o güslerde Bulgarista- nın iaşe nazırlığını yapmakta o lan Makedonya liderlerinden Ge- neral Aleksandroff da bulunmuş tu. Bunların her ikisi de mütevef- fa Vmronun merkez ko.nitesi üye sindendi. Fakat bu hal onları Bul- garistanda askeri ve sivil, resmi birer vazife almaktan elaköye madr. Orta Avrupa devletleri hemeb hemen bütün Makedonyayı işgal nistan,, dedi; Bulgaristan da ken | # di Makedonyasına “Petriç vilâye-! ti,, adını verdi. Kendi toprağı ayrı ayrı sınır ara bağlanmış ve üç parçaya ay | rılmış olduğu halde dahili ihtilâ' teşkilâtr yeniden nasıl diriltilebi lirdi? Türklerin zamanında Ma kedonya meselesi sağlam ve bari; | bir şeydi. mesi, onları teşkilâtlandırması ve| plân yapması idi. Fakat O şimd" mesele Pariste gömülmüştü; bel ' ki henüz canlı idi, fakat her hal de gömülmüş bulunuyordu. Aha-! li de dağılmıştı. Lâkin Todor Aleksandroff bü) © tün bunlara aldırış bile etmedi. Ü: tünde “ya hürriyet, ya ölüm,, ya: zılı olan tozlu bayrağı yeniden aç- tı ve Makedonyanm kanamaki» olan parçasına götürdü. Hürri yet icin ölmez hi saşl wa ilmik han liyen bir ulusun O canlı timsalleri olan komiteciler bir daha dağlara tırmanmağa başladılar, Bunlar artık asrileşmişlerdi: Haki renkte ceket ve külotlar, te-| peleri sivri derili kasket, yahu" kumaştan kalpaklar, ballerde içle- ri kurşun dolu kütüklükler, el bom baları taşıyan Aleksandroffun ko. mitecileri, Makedonyayı işgal et: miş üç devlete karşı ihtilâl müca- 'delelerine girişti. © Teodor Aleksandroff yalnız a- na yurtta kalmış elan Makedonya" klar değil, fakat muhtariyet fik- rinin büsbütün ölmüş olduğunu sa. “narak Bulgaristana göcen yarım milyon yurtdaşını da ayaklandır dr. Bunların hepsi onu ülkünün kurtarıcısı, batmakta olan Ma - kedonya gemisinin halâskârı diye tanıdılar, Bir derviş suratmı andıran yü” zü vedağlılara mahsus sırım gib: vücuduyla bu adam (bir vakitler Vmroda liderlik sandalyasına k* dar yükselmişti. Daha 1908 deA leksandroff merkez komitesinin ü- yesi idi. Hem de bu mevkii şim“ diye kadar alabilmiş olanların er: genci idi, (O günler yalnız yirmi sek'e yaşında bulunuyordu). Cihan harbi esnasında Make donyanın bir paçası hiç kimsenin toprağı değilken, bir parçası da rta Avrupa devletlerinin elinde bulunurken ve ihtilâl teşkilâtını i- dame ettirmekte bir mâna yokken Aleksandrofla binlerce komiteci Bulgar ordusunda hizmet ediyor lardı. Aleksandroff yüzbaşı rütkesin. © deolmakla beraber (maraşaldan daha büyük nüfuzu vardı. Har - bin ileriye gittiği günlerde Alman Kayzeri ile Bulgar Kralı Ferdi nand Niş'de buluştukları zaman Lâzım olan yegâne iş;| © * birisinin çıkıp ulusa kılavuzluk et | | Komitecilerin en meşhurlarından Todor Aleksandroff etmislerdi. . komiterilar da asmew nı Bulgaristan #amına idare edi- yorlardı. Orta Avrupa devletler: harbi kazanmış olsalar Jı Alman- ya Makedonyayı Bulgaristana ver- meği vadetmişti. Bulgaristan harp ten sonra Makedonyayı muhafaza etmiş olsaydı, Makedonyalılar kendilerini tam manas .yle mesu" sayacaklardı. £ Artık mulitariyet davasından vazgeçecek'erdi. Çün. kün muhtariyet .çin daima göğüs- lerini yumruklu jan ve onun üstü ne and içmiş olan Make'onyalılar, Bulgaristan buyruğu karşısında ilk ülkülerinde hemen vazgeçi - vermişlerdi. Mesele şuvadadır: Makedonyalılar muhtariyet da- vasına kendi istediklerinden de » Kişe memuru: “Bir az bekleyiniz; direktöre sorayım!,, demişti. Juli bankanın salonunda otururken kapının önünde bir polis otomobili durdu... Amerika polisi bankada. Ertesi sabah, Parker, Juliyi 0- dasından aldı. Bir otoya atlıya- rak, Neclâyı davet eden bankaya gittiler. Juli tıpkı Neclâ gibi giyinmişti. Paşadan gelen mektubu çantasın dan çıkardı. sokuldu. Memura sordu: — İstanbuldan para bekliyor dum.. Geldi mi scaba? — İsminiz..? — Neclâ.. Memur gözlüğünü burnuna ta “| karak gülümsedi: — Ne kadar çara bekliyordu | nuz? — Elli bin doler! — Tamam... Kiz de 'ki günden beri sizi arıyorduk. Paranız ha zır, Fakat biraz tormalitesi (o var Hemen şimdi alabileceğinizi zan netmiyorum. Parker salonun ortasında biri - ken müşteriler arasında (o ayakta dolaşıyordu. Memurla Juli ara - smdaki konuşmanın neden ibare? olduğunu bilmiyordu. Toma ge - nce, o da sokak Kapısı onünüc nöbet beklemekteydi. Jali soğuk kanlılıkla memura sordu: — Bunun muamelesi çok süre: mi? — Biraz bekliş eceksiniz! Tele- fonla direksiyona haber verece- ğim. Juli sinirlendi: — Benim nanıma babamdan gelen para ile kim alâkadar ola- bilir?! — Başka birinin alâkadar oldu- ğunu söylemedim, Misi direktör: (Rana sormadan vermeyiniz!) de. mişti. Paranızı almağa seldiğinizi haber vermeğe mecburum, Gözlüğünü burnundan çıkardı. Müracaat gişesine! Salonda biraz istirahat etmesini rica ederek, bir odadan “içeriye girdi. Bu sırada Parker yavaşça Juli nin yanına sokulmuştu. Kimseye sezdirmeden kulağına eğildi: — Memurun nereye gittiğini bi iyor musun? — Direktöre sormadan tediyat yapamıyacağını söyledi. — Ben telefonla polise habe- vereceğini sanıyorum. Döner dön- mez parayı vermezlerse, o polisi bekliyorlar demektir. Seni lüzum- suz yere lâfa tuttuklarını görürsen, gişeden bir bahane ile uzaklaşma | ğa çalış! Ben uzaktan tarassut © deceğim. Ani bir vaka olursa, 8e- ni odamda beklerim. Parker tahmininde aldanma - mıştı. Banka memuru beş dakika son ra odadan çıktı.. Gişeye geldi ve Juliye seslendi: — Mis! Lütfen biraz daha bek- leyiniz... Direkti” dişar'ya çıkmış Nihayet on beş dakikaya (Okadar gelmesi muhtemeldir. Juli, on beş dakikaya kadar di- valkir değil polis" öenmerlariiim geleceğini talim.nde güçlük çek » memişti, Memuru şüpheye düşür memek için itiraz etmedi: — Pekâlâ, dedi, salonda bek- liyorum. Gelince haber verirsiniz! Gişe memuru yaşlıca bir adam- dı.. Önündeki işiyle meşgul olma- ğa başladı. Fakıt, gözünün ucuy la sık sık Juliyi tecessüs etmekten geri durmuyordu. Parker tehlikenin vaklaştığın: anlayınca, Juliyi bankadan kaçır mayı düşündü.. Uzaktan kendisi: ni çağırdı. Juli, gişe memurunun başka bi: müşteriye lâf anlattığı sırada, o turduğu yerden bir rüzgâr gib! kalkıp kalabalığa karışmıştı. Zil, fakat pratik bir lüzum yüzün «| sammammmmmr mamanın mama mma den sarılıışlar(,. İşte Bulgaris » i#ma yanaşmak için gösterilen bu terrayüller Mak:donyalılara çok pshalrya, hattâ istiklâllerine mal olmuştur. Vmronun kır sene'ik tarihin» de bütün makanizmasmı üç fırsat. ta Bulgaristan sü baka ılığına tes» lim etmiş olması hayli manalıdır 1912 ilk Balkan savaşmda müt tefik Balkan dev'etleri Türkiyeye karşı harp ederken komiteciler de Bulgar ordulariyle birlikte Türkle. re karşı harp etmişledi. Bulgaristan, Sırbistan ve Yu - nanistanın müstakil bir Makedon ya kurmak gibi boş gayeler için Türkiyeye karşı harp etmedikleri pek aşikârdı. Nitekim Makedon- için gizli uzlaşmalar yapmışlardı. Meselâ Bulgarlarla Sıpların uyu- yayı kendi aralarında paylaşmak şamadıkları bir toprak parçası var dı. Bu parçayı ihtilâf bölge ola” rak ayırdılar ve harp bitince Rus çarının hakemliğine müracaat et- mek üzere meseleyi olduğu gibi bıraktılar; Rus çarının vereceği kararı her iki taraf da son ve kat'i olarak kabul etmeğe peşinen uz- laşmışlardı. O günlerde herne oahasına e) lursa olsun Türklerden kurtulmak gayesi komitecilsrin kıfasına bir sabit fikir halinde çakılmıştı. An- cak bana kalırsa komiteciler ker dilerini çarmıha germeğe gelmiş! nı da elinden kaçırdı. olan sözde ha.âskâirlara (karşı Türklerle elele vermiş olsalardı.! daha iyi ederler 1i. Türklerin buy:! tan, Sırbistan, Romanya ve Tür- ruğu altında ikon Mak3donya hiç olmazsa coğrafi bir ünite halinde vardı ve ahali de ulusal hak ve! imtiyazlardan istifade ediyordu. Türkler Balkan harbinde mağ! lâp olunca, harpten svvel yapık mış uzlaşmalara göre Pulgarlara terkedilmesi lâzım gelen Make donya topraklarından o Sırplarla Yunanlılar çıkmadılar. O günler. de Bulgar ordust: bilhessa Trak yada harekâtla uğraştığından, Bul garyada Makedonya toprağındar en küçük parçayı işgal edebildi. Yunanistanla Sırbistanın harp” ten evvelki uzlaşmalara aldırışet | İ memeleri müttefikler arasındaki ikinci Balkan harbine sebep oldu Bulgaristan bu harpte çok çabuk yenildi ve yalnız kend" Makedon yasından daha şok toprak kaybet. mekle kalmadı. Ayni zamanda E- dirne de dahil olmak üzere bütün "Trakyayı ve Dobricenin bir kısmı Çünkü bu ikinci Balkan harbi (herkes için serbest bir savaş oldu ve Yunanis- kiyeye karşı Bulzaristan tek ba- şina kaldı. Makedonyalılar ikinci Balkan harbinde tüfeklerini Sırplarla Yu: nanlılara çeviri, Bükreş muahedesi Makedon yayı müsavi olmıyan üç parçaya ayırdı: En büyük parça 34.154 ki- lometre murabbe: Yunanistana, orta parçası 25.774 kilnmetre mi rabba Sırbistanı ve en küçük parça da 6798 «ilome're murab- ba: olarak Bulşaristana verildi Paris sulh konferansı da Bükre; uzlaşmasını tasdik etti. “ (Devamı var) Parker, kendisine şüphe davet edecek bir halde değildi o Çok te miz giyinmişti. Juli yanına gelin- ce: — Haydi buradan uzaklaş! Ben vaziyeti yakından tetkik edece - | ğim. Eğer polisler gelir de seni a* ramağa başlarlarsa, gişe memuru nun polise haber verdiği anlaşıla- cak. O vakit oca göre yeni bir plân hazırlarız. Tehlike yoksa, tekrar gişeye müracaat edersin | Dedi. Juli kalabalığın arasm « dan süzülüp gitti. Parker salonun pencerelerinden sokağa bakıyor - du. Birden kaşlarını çataraş icin - den mırıldandı: — Juliyi iyi ii buradan vaktim de uzaklaştırdım. İşte, kapınm & nünde bir polis otomobili durdu. Parker gazete okuyordu. Üç sivil memur, bankanın geniş merdivenlerinden girer girmez, hiç bir tarafa göz almadan, doğ- ruca (müracaat gişesi) ne sokul dular. Gişenin önünde birikmiş sekiz on müşteri vardı Bu müş- teriler arasında sivil memurlar a- radıklarını bulamayınca memura «seslendiler: ——— — Bizim evrakımızı bu dakika» da hazırlamış olacaktınız.. Tam vaktinde geldik değil mi? Gişe memuru salonda oturan müşterilere doğru bakarak: — Biraz orada istirahat ediniz! Diye cevap verdi. Fakat, me» murlar salona şöyle bir göz ata - rak, orada da a.adıklarını göreme diğini ifade eden manalı bir bar kışla: — Beklemeğe vaktimiz yok. Dediler. Gişe memurunun ben- zi birdenbire sarardı.. Ayağa kalk tr.. Salonu gözlen geçirdi. Juliyi göremeyince korkudan titremeğe başladı. Biraz öne: gözünün önünde 9- turan bu genç kadın bizdenbire ne reye sıvışmıştı.? Sivil memurlardan biri, banka- cıya bir zarf uzatarak sordu: — İşte bizim evrak numaramız yanlış değil, değil mi? Gişe memuru zarfından içinde- ki fotoğrafı tetkik ederek başını salladı: — Tâ kendisi. Yanlış olur mu hiç..? Şimdi burada idi. Öteki k& grtlarm arasına i.arışmış olacak Biraz müsaade ediniz de araştıra yım. Kapalı konuşuyorlardı. İstan - buldan banker; gelen Neclânın fotoğrafı demek ki polise verilmiş» ti. Nevyork polisinin hu iş üzeri» re el koyduğu anlaşılıyordu. Gişe memuru ireriden o salona gelinciye kadar, Parker vaziyeti yakından görerek bankadan çıkıp gitmişti. Banka memu-u, sivil polislerin yanma geldi.. Salonda $'r cek kay bolmüş da onu arıyorlarmış hissi- ni vererek bütün koridorları, bek” leme odauarını aradılar.. (Devamı var)