Manzarası güzelmiş | Mamsartsı çok güzel, Bütün Boğaziçin görüyor. Sağdan Üskü- dara, soldan Kavaklara kadar, O kadar hoşlandım ki. — Nereden bahsediyorsun? — Rumeli hisarımdan. İyi ki buradan bir küçücük yer alabil » dim... — Köşk mü yaptıracakım? — Hayır. Mezar! Açık konuşmalar: Bl SR in Ankarada İhsan Zekeriya — önce bu sayfada neşretmiştik. İzmirde ressam M. Nuri — Bah settiğiniz resmi henüz almadık. Kazananlar Bilmecelerimiz Resimlerini gördüğünüz yırtıcı dığı için, yer yüzünde mevcud hayvanat bahçeleri yeniden öretilmektedir. (1) Yaban çaylağı. Bu kuş Gönderdiğiniz bulmacayı iki ay| pençesile insanlara da hücum etmektedir. (2) Adakazı, Ayni zamanda havada da uğür. (3) Üzün gaga: hı Yaban ördeği. Bu hayvan toprakları gağasile eşer ve yer altmdaki solucan ve bödök gibi haşaratı yer. (4) Uzun gagalı At çaylağı. Bu hayvanm bu adı taşımasının sebebi şudur: Atçaylağı, kürinızı düş şmanıdir ve adalarda kırmızı at çök bulunduğu için, bu çaylaklar yalnız buldukları kırmızı atlar üze - | rine konup gagalamağa başlarlar, KARLI DAĞLAR GELİYOR! kuşlar Avusturalya (o adalarında bulunur. Bu kuşların nesilleri arak Yeni keşif Muallim tabiat dersinde anlatı- yordü: “.— İnsan soğuktan titrememek için, dişlerini sıkmalı!,, Cevat mektepten çıkar cıkmaz eve koştu: — Baba, müjde! — Ne var oğlum.. Kitap ücret- lerinin ucuzladığını mı söyliyetek- sin? — Ondan mühim. Artık kışlık oduna kömüre hacet kalmadı. Mutlaka yeni bir keşif var..?! — Evet, Bundan sonra dişimizi sıkmakla titremekten kurtulaca - öz! Kazananlar Bilmecelerimiz den hediye ka - zananlardan Kız Muallim mekte ». binden $ 2. 31) Gözüme gürbetin ufukları dar geliyor. Suyunu kanmadan içtiğim pınar geliyor, İçimde İzmire doğru uçmak isteği var: Önüne yığın yiğin karlı dağlar geliyor! Har akşam götüme geliyor doğduğum diyar, Oküüzüm ben. Kimsesi olanlar çok bahtiyar, Içim hasretle yanar. ne vakit çıksam yola: Önüme yığın yığın karlı dağlar geliyor! Çapa: MALİKB den hediye ka « zananlardan Ga, latada 157 No, şapkacı 5. Gazi No. Seher. “TBugünkü bulmacamız | İ ürdya getirerei Bir örnek verelim: Yukar ta ile (kule) yi yanyana getirince: nam gibi bulunup yanyana yapıştırı lacaktır. HEDİYELERİMİZ : Bugün den itibaren 6 larımızd mü- tenevvi ve değerli hediyeler dere ceğiz. 1 inciye $ Jira, ikinciye 2,1 ri Mira, beşinciye kadar birer şişe ko lonya ve ayrıca 200 kişiye de mah teli? hediyeler. (Bilmece müddeti 17 gündür.) Çizgi ile resim Yazısız düğü miştir, Çocuklar layca keştedilebiliyor. hikâye : Tavşan kardeş k k bu suretle İstanbulun maruf birer semtini bulunuz! Yukarda gördüğünüz resimlerden (7) numa- (Yedikule) olur. Ötekiler de bır Yarının iki büyüğ insanı Bir alış veriş İki Rumelili, Fatihte karşılaş * tılar, Biri ötekine sordu: — Satabildin mi be Mehmet, © senin uyuz eşteği? ş — Hem tatamadım, hem sat - tım. — Baka! O nasrl lkerdi öyle.?! — Dur de anlatayım: Pazarâ ri dödüm.. Sördüm yolen ortası « na.. Çiğnettim oncağızı otomofil arabasma. Üç misli para aldım. — Te beyyy. Ne akıl varmış sende be..?! HABER ÇOCUK SAYIFASI Bilmece kuponu 19 — 10 — 1935 Yukarda gördüğünüz çocukların soldaki kız, sağdaki erkektir çi DA Tr TAN Ikisi de dörder yaşındadır. Fiziyonomi ve terbiye mütehassısları ta- rafından bu çocukların karakterleri tetkik edilmiş ve ikisinin de büyü- zaman çok meşhur ve mütefekkir insanlar olacağı tespit edil. ıkların zekâ ve istidatlatrı bugünkü bakışlarından da ko- Cambazın oğlu Tom'un babası fakir fakat çok marifetli bir canbazdı. Tom beş ya şında babasmın yanında çalışma - ğa başlamıştı. Tomun babası sadece atlama ve velospitle koşma hünerleri yap- mazdı. Onun kendisine mahsus akılları durduran bir çok marifet- leri vardı. Onun seyircileri arasın. da avukat, doktor, mühendis, şair, ressam.. Her smiftan insan bulu - nurdu. Tom küçükken, büyüdüğü za - man mühendis olmağa karar ver - mişti. Fakat, çocukluk bu ya.. Beş yaşımda verilen kararım ne manası olur? Tom babasınm yanında bü - yüdükçe, canbazlığın meraklı ve heyecan uyandırıcı taraflarını ba» basmdan öğrenmek istedi. Onun en çok hoşuna giden, babasmı bur. Münu uzatarak herkesi korkutma»! #ıydı. Küçük Tom, babasmın bu #rrrmı bir türlü keşfedemiyordu. Canbazhanenin önündeki top - rağm üstüne şöylece bir toparlak Çizgi çizerek, bu çizginin içine gi * rer Ve etrafımda toplanan yüzlerce seyirciye karşı: — İşte.. Dikkat edin.. Burnum şimdi uzamağa başlıyacak! Diye bağırır ve dediği boşa çık- mazdr.. Birâz sonra babamın bur- nu boyunca uzardı. Ve babam -bel| ki onu siz de tanırsınız! - çok u .l zun boylu bir adamdı. Babamın burnu uzaymca, herkesin parmağı ağzında kalırdı. Sade bu kadar mi ya.. Bu köprü gibi uzayan burnu - nun üstünden büyük bir dağ faresi de yürürdü. Bunu görenler hayret- ten hayrete düşerlerdi. Bir gün nasrlsa babam burnu: na İri yarı bir adam atıldı. Onu eliyle yakalamak istedi.. Fakat eli boşa gitti.. Bir şey yakalıyamadı.. Babam yerdeki çizginin içinden ö- te tarafa geçince, burna eskisi gibi oluvermişti. Aradan yıllar geçti.. Babam hastalandı.. Çalışamadı.. Ben bir aşcı yamağı olarak babama bk - tım, Babam bir gün bana, esiiden kolaylıkla uzattığı burnundan bah sederken şunları söyledi: “ Yavrum! Bende çok kuv - vetli bir telkin kabiliyeti vardı. Ve işte, burnum yere kadar uzadı!) dediğim zaman, seyirciler burnu mun uzadığını görürlerdi. Eğer bu. nun başka bir sırrı olsaydı, derhal süna öğretir ve aşcı yamaklığın - dan kurtarırdım. Şimdi ben de, babamm ölü - münden sonra, kendi kendime şu tekini yapıyorum: — Büyük ve zengin bir adam olacağım... Sa - kın bana gülmeyin. Babam yıllar. ca bir çok kimseleri aldatti da, ben kendi kendimi aldatamaz mı - yım?!