15 Ekim 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

15 Ekim 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 İLKTEŞRİN — 1935 Benim sie # : Moda mı takib ediyoruz çocuk mu okutuyoruz? rum, Fakat, bu sebebin dışımda da Fakir fakat çok gayretli bir kadın- İş Haftada bir gün! boyuna değişen kitaplar var. &vimize gelerek gündelikle iş ya - (| İçini çekti: Par; dişinden tırnağımdan arttır - — Asıl yanık olduğum forma me- dığı paraları boy boy evlâtlarmın Yetişmesi için sarfeder. Bir Bulga-! ristan Türk göçmeni olan bu mü- kemmel yurttaş, emelinde de mu- vaffak olmaktadır. Çünkü, çocuk - ları, her'yıl sınıflarını ikmalsiz ve âlâ derecede geçiyor. Kimi dok - tor, kimi muallim, kimi mühendis olacağını söylüyor. Kadının da ü- midi, tesellisi, iftiharı budur. e Kendisi yalan söylemediği ve aklı da herşeye erdiği için, şikâ - yetlerinin ne kadar haklı olduğu - nu dinleyin: — Bizim zamanımızda okumak | daha kolaydı: Bir kitap almırdı. Bunu ailenin en büyük evlâdı o . kurdu, Temiz kullanmağa gayret *der, ertesi yıl, kendinden küçük- lere devrederdi. Ayni kitaptan ba- ba ile oğulun bile feyzaldıkları görülmüştür. Şimdi ise her sene) kitap değişiyor. Bu, bizim gibi az; kazanan insanlar için pek büyük yıkıma sebep olmaktadır. Dedim ki: — İnkrlâplar icabı... Bundan dolayı kitap değişmek mecburiye- tilâzrm geliyor... Meselâ tarih dev Yimi bir zaruret değil mi? — Bunları ben de takdir ediyo.) İ ei e Bir kız kaçırma vak'ası Adana, 14 — Ceyhanın Yumur- talık nahiyesinde bir kız kaçırma vak'ası olmuştur: Münir isminde bir genç, Medi- ha isminde bir kızı istemiş, fakat kendisine red cevabı verilmiştir. Bunun üzerine Münir kızı kaçır - maya karar vermiş, Mediha anne- sile tatlada çalışırken Münir dört, a-kadaşile beraber kızın üzerine atrimtş, kızı zorla kaçırmıştır. Mü- nirle arkadaşları yakalanamamış - ir, — e m Peliste: Kumarcılar tutuldu. Tepebaşında Osmanın kahvesinde Merdahay, Onnik, Ramazan, Vançel, Şaban, Artin isminde altı kişi kumar #Ynarken yakalanmışlardır. Sarptı Sirkeciden geçen Silivrili renç - Der Halile komisyoncu Hamdinin ida- Tesindeki 10 numaralı hususi otomo - ı çarpmış, yaralamıştır. Hırsızlar Sabıkalılardan Recep ile bir arka - #1 Sultanhamamda o Karamürsel İabrikası satış mağazasından yarım tp kumaş çalmışlar, kaçarlarken ya - p kalanmışlardır. Zehirlendi Şirketi enin 63 numaralı va - Burunda di İsmali dün yediği ba- liktân zehirlenmiş, Gureba hastanesi- Ye kaldırılmıştır. Reklâmcılar Arasında reklâmını Ekrem kavga et- Misler, öle eyi zille Muhiddi- um kulağın arkaşmâan yaralamış bi selesidir. Geçen yıl dendi ki: Ko-! yu renk elbiseler, talebenin genç ruhuna kasavet verirmiş. Onun i - çin gri önlükler dikildi. Bunlar, yerli malı... Alâ... Çocuklara güç belâ biz de yaptık. Fakir, hatta or. ta halli ailelerimizde, büyüyen bir çocuğun elbiselerini küçüğüne giy- dirmek usulü olduğunu biliyorsu- nuz, Ben de böyle yapmak istiyo - rum, Fakat, mektepte bu yıl yine forma değişmiş. Geçen sene söy - İenenler unutulmuş gibi lâciverd ve kenarları kırmızı formalar isti- yorlar. Bu renk en leke tutanlar - dan biri değil midir? Koyu olduğu için gçen sene kasavet veriyordu da şimdi niçin vermiyor? Anlrya- madım. Daha garibi: “Mektepte diktirtelim!,, demişler. Dört lira dikiş parası ediyormuş, Düşünün ki, bu para ile, eve getirilen bir terziye oldukça şık bir elbise yap- tırılabilir. Çocuk mu okutuyoruz, moda mı takib ediyoruz?... Her se ne ayrı renk... Bu, niçin?... — Bunları yazayım mı? — Elbette... Sorarlarsa da han- gi mektepte olduğunu söylersiniz.. Defterinize kaydedin! Kaydettim. (va-N0) Kamutayda Afyon karteli işi konuşuldu “ Ankara, 14 — Kamutay, Tev - fik Fikretin başkanlığında top - landı, Celse açılınca Afyon say * lavı Türker'in afyon meselesi hak kındaki sual takririne Ekonomi Bakanı Celâl Bayar cevap ver - miştir. Celâl Bayar demiştir ki: “ — Sual soran sayım arkada - sım, afyon kartelini Uluslar Sos * yetesine bağlı bir müessese ola - rak telâkki ediyor ve sualini ona göre tanzim ediyor. Halbuki bu kartel Avrupada alış ve satış için hususi mahiyette teşekkül etmiş bir sendikadır. Bunun hatasın - dan Uluslar Sosyetesine bir mes”: uliyet teveccüh etmesine madde - ten imkân görmüyorum. “Afyon meselesini hükümet e- le almıştır. Bu kartel İsviçre, Al « manya, Fransa ve İngiltere fab - rikalarımdan ibaret olmak üzere teşekkül etmiştir. Sendikanm ma hiyeti hakkında, müsaadenizle, söz söyliyemiyeceğim. Çünkü her sözün mutlaka elimizde bir vesi - kası olmak lâzımdır. Afyon faa liyetimizi hükümet tetkik ediyor. Kartel iyi veya fena hareket ede bilir. Fakat bizim :bu fenalıktan dolayı Uluslar Sosyetesine karşı olan bağlılığımızi çözmeğe mad- | deten imkân yoktur.,, Lğşiri Üç idam Aydın, 14 — Aydının Kürt » ler köyünden Mehmedin ve ka - -İ rısmın paralarina göz dikerek -İ bunları yorgan çarşafiyle boğan Dinarlı Hüseyin oğlu Süleyman. Sökeli cambaz Süleyman, Tekeli Ali oğlu Hüsnü bugün Aydında ind Eyüp kaza haline getirilmeli Eyüplüler bunu temin için teşebbüslere giriştiler İstanbulun en büyük nahiye - lerinden biri olan Eyübün kaza haline getirilmesi için teşebbüsle- re girişilmiştir. Geçen gün yapı * lan Eyüp Parti kongresinde de Eyübün kaza haline getirilmesini temin yolunda teşebbüslerde bu- lunulması kararlaşmıştır. Eyüp nahiyesi bugünkü sınır - ları içinde dahi çok geniştir. İs » tanbulun Ayvansaray vapur is - kelesinden başlıyarak bir yandan Topkapı, Küçük köy, diğer yan - dan Alibey köyüne kadar olan kısmı hep Eyüp nahiyesi içinde * dir. Halkr, ekonomsal vaziyeti tamamen Eyübe bağlr olduğu hal de Beyoğlu kazasına bağlı olan Kâğıthane köyü ile Sarıyer kaza” sına bağlı olan Kemerburgazın da Eyüp sırnmrları içine girmesi arzu edilmektedir. Çünkü bura ların halkı alış verişlerini Eyüpte yapmalarından dolayı daima E yüple temas etmektedirler. Hal - buki resmi dairelerle bir işleri o - Tunca kalkıp tâ Sarıyere gitmek mecburiyetinde kalmaktadırlar ki bunun için bir Kemerburgazlının araba, sandal, Haliç ve Boğaziçi vapuru gibi dört “nakil vasıtası değiştirmesi lâzımgelmektedir. Eyüp bugün yirmiden fazla fabrikası ve 22 bin nüfusu ile tam bir kaza halini göstermektedir. Bu bakımdan Eyüplüler dilekle - rinin kabul edileceğinden emin » dirler. bei Vatandaşların hüri- yetlerini selb davası Behzat, Dursun, Hasan, Seyit! ve sadik isminde beş kişinin, tah- kikat yapmak bahanesiyle, hürri» yetlerini selbetmekten suçlu ko miser İbrahim, Asım, Şerif hak - kında ağırceza hakyerinde de » vam eden muhakeme bitmiştir. İddia makamında bulunan Muh- lis her üç komiserin, bir vatan - daşı şahsi hürriyetinden mahrum etmek roktasından tecziyelerini istemiştir. Müdafaa için dava başka güne kalmıştır. TEŞEKKÜR — Annemin ölümü do" layısiyle cenazesinde bulunanlara ve ya taziyet edenlere kalbi teşekkiirle- rimi iblâğ için saygılı gazetehizin ta- vassutunu rica ederim. | Hasan ecza deposu sahibi Hasan Ahmet Vidinligil Doktorlaria avukatlar yine itiraz ediyorlar sebep, kazanç vergilerini maliyenin istediğinden daha az vermektir! Kazanç kanunu üzerine baroj bi ve kimyaker daha yüksek de - tarafmdan smıflara ayrılan avu- katların bu taksimini, İstanbul maliyesinin doğru bulmadığını ve avukatlarm daha fazla kazan- dıkları kanaatında bulunduğunu Maliye, bu tetkiklerini bu ka » darla bırakmıyarak doktorlar ve diş tabiplerine de teşmil etmiş, “E tibba Odası,, nın yaptığı tasnifi de bozmuştur. Bunun neticesinde “Etibba Odası,, nın gösterdiği s1- nıflardan birçok doktor, diş tabi» recelere çıkarılmışlardır. Bir yandan bu vaziyette kalan avukatlar birer itirazname ile maliyeye müracaat ederken dok- tor ve diş tabiplerinden sınıfları yükseltilenler de itiraz etmişler « dir. Şimdi maliyeye yekünu epey- ce kabarık olacağı wilaşılan iti - raznameler yağmaktadır. Maliye temyiz heyeti bu ira» nameleri tetkik ederek bir. karar verecektir. Yugoslavyada mal bırakan Türklere verilecek tazminat Yugoslavyada emlâkini bıra kıp, savaşlar dolayısiyle memle - ketimize gelen soydaşlarımızm bu emlâkine mukabil, hükümeti » mizle Yugoslav hükümeti ara - sında yapılan anlaşma mucibin - | rafımdar da birer istida ile ve şa- hitlerin ifadelerine istinat eden tasarruf iddiaları yapılmışsa da bunlar nazarı itibara almmıya - caktır. Şimdiye kadar Finans Bakan - ce, Yugoslavlardan tazminat a *Jlığında (Maliye Vekâletinde) Yu lınmıştı, Bu tazminattan istifade için Yugoslavyada emlâki bulu - nan sr İâzimgelen müracaatin müd * deti bitmiştir. Şimdiye kadar bu emlâk sahip lerinden binlercesi elindeki ve - sikaları Ankaraya göndermişler - dir. Elinde vesika olmıyanlar ta Sayımın hiç bir mü- kellefiyetle alâkası yoktur Statistik Genel Direktörlüğü Son Posta gazetesinde çıkan bir haber hakkında bütün gazetele - re şu telgrafı çekmiştir: Ankara, 14 — Bugünkü Son Posta gazetesinde nüfus sayımını müteakip bekârlık vergisi tesis e- dileceği hakkında verilen haberin aslı olmadığı ve sayımın hiçbir vergi ile alâkası bulunmadığını yazmanız ehemmiyetle rica olu - nur, .. » Haber — Sayımın vergi ve di ğer mükellefiyetlerle hiçbir alâ - kası olmadığı, çok geniş mikyas - İ taki propagandalarla halka iyice anlatılmıştır. Geçen sayımın da tecrübesi bunun böyle olduğunu ŞEHRİN DERDLERİ bilkümetâ yapma” goslavyadaki metrük Türk emlâ- ki işine bakmak üzere kurulmuş olan hususi komisyon müracaat - leri tetkike başlamıştır. Bu bin - lerce dosyanm tetkiki mümkün mertebe kısa bir müddette biti rilecek, ondan sonra eldeki para, istihkakı tahakkuk © edenlerin miktarma göre, dağıtılacaktır. Yarın sayımın genel tecrübesi yapılacak Nüfus sayım gününün yaklaş - masi dolayısiyle faaliyet gittikçe artmaktadır. Dün şehrin muhte » lif yerlerinde sayım memurları toplanmış, kendilerine sayrm def terleri verilmiş, yapacakları işleri anlatılmıştır. : Statistik Genel Direktörü Ce lâl bugün şehrimize gelerek sayım çalışmalarını gözden ge - girecektir. Yarın bütün memur - larm mmtakalarinda bir sayım tecrübeleri yapmaları kararlaş * mıştır, gösterdiği için, halk, esasen sayı» mın yalnız nüfusumuzu öğren - mek gayesiyle yapıldığını öğren miştir. Pi Vapurlar kalabalık olmamalı! Geçen pazar günü Sovyetlerle yapılacak futbol ma - çını seyretmek için 13,15 vapuriyle Kudıköyüne geçi - yordum, Vapurda maçı seyre giden bir çok halk vardı, o derece dolmuş o derece dolmuştu ki ayakta duracak yer bile kalmamıştı. Gerek güvertede | | gerek aşağıda merdivenler yollar, oturulan arası ağız ağıza dolu idi ve halk böyle nefes alamıyacak bir şekilde Kadıköyüne kadar gitti, | | değil oturacak | yerlerin göğüs göğüse, bi vapurlar da böylece haddiistiabisinin en aşağı iki misli fazla dolu olduğu zaman da şikâyet Sonra Allah göstermesin, denizdir bu. Vapur bir ka * zaya uğrıyacak olursa bu kadar kalabalık ne can kur- taran almak için hareket edebilir, ne de canını kurtar - mak için kımıldayabilir ve görülmemiş derecede bü - yük bir felâket olur. Akay idaresinin gözünü çelerim. Maç gibi günlerde etmeliyiz. Tramvaylar dolu olduğu zaman şikâyet ettiğimiz gi- | | köprüden fazla vapur kaldırmalıdır,,.

Bu sayıdan diğer sayfalar: