7 — Haydut Jo, evleneceği kızın babasının si - zin işiniz için para sarfetmesi için sizi esir etmişti. & — Mühendis Jorj Nevyorktan bir telgraf al- muştı, Aron Morgan kendisini süratle çağırıyordu. zıyor! Müh du. Haydut Jofoks hapsedildi! 198 PARDAYANUAR sami —Bu adam Paristedir. oKendisi düşmanlarımın en tehlikelisidir. Sağ | bulundukça benim her ân bir tehli -| ke vöcude getiriyor. Onunla nasıl bu zl luşacağını da sana söyliyeceğim, Ger . çi herede bulunduğunu bilmiyorum, Fakat söylediğim gibi hareket eder .| sen onu kolay bulursun. O vakit bü 1 tün ustalığını kullan, akla (gelmez! geyler uydur.. Kısaca istediğini yap, fakat bu adamı bana getir!.. — Bü adamin ismi nedir Haşmet. penah? — Kont dö Mari ie Bu isim, Alis dö Lüksün kulükla rında bir yıldırım tarakasiyle patla dı. İsmin söylendiği andan sonra, ge. çen dakika zavallı kız için, - ruhunun bir musibet yükü altında ezildiğini. bütün emel ve duyguların mahvoldu- ğunu, en sağlam düşüncenin bile, ya- ralanan bir kuşun rüzgârın darbele. riyle havada sersem sersem dolaşma. sı şibi insafsız taliin Oönünde yeise kapıldığı unutulmaz dakikalardan bi. ri oldu. ! | i | | | Nengi uçmuş, acı içinde son derece hesseana düşmüş, koltuk sandalye » sinin arkalığına dayanmış olduğu halde, bütün kuvvetiyle ve şiddetli bir gayret sarfederek teessürsüz görünme ğe, bağırmamağa, bayılmamağa, bir şüphe uyandırmamağa çalışıyordu. Fakat Katerin, bu anda onu tama- men tetkik etmiş ve belki de ruhunun sırlarını keşfetmişti. o Çünkü ayağa kalkarak casus kıza doğru yürüdü. | Alis, kendisini yiyecek bir hayva | tın geldiğini gören bir kuş (yavrusu! korkudan büzüldü. Etterin, kım elinden tutarak şid. i arka üstü düştü, Katerin tie ve sakin bulunmak öte . ginden doğan kısık bir sesle; — Bu adamı taniyor musun? dedi, Kız korkudan tirtir titriyordu. Bir saniye kadar kraliçenin - ayaklarını kapanmak düşüncesi zihninden geçti. Fakat bundan vazgeçerek: — Hayir! cevabımı verdi, Zavallı kız için bişka bir söz söy » lemek kabil olamâtlı. Kralişe honturdanır gibi: — Ben de, senin on tanıdığını id- dia ediyorum! rözlerini söyledi. Bulundu bulranlı hal içinde kendisini bir türlü toplryamıyan Alis gene: — Hayır! cevabını verdi, Katerin bir saniye kadar, gözlerini casus kızın gözlerine dikerek vicda « mın derinliklerine inmek istercesine baktı, Bu bir saniye. pek feci oldu. Biri gü İn nümunesi, fi yılan gözü gibi iğ. rene ve korkunç güzleri ateş saçar bir halde bu iki baş hemen biribirine de . kurarak iki vicdanın çarpışmasından doğan faciayı haykırıyordu. Çarpışma pek kısa fakat dehşetli oldu. Alis, Katerinin bakışları altında, uğursuz bir hayalden kaçıyormuş gibi Gtriyerek arkaya doğru eğildi. Sonra, bir dizini yere koydu. Sık sık nefes alarak bo - guk, hırıldayan sesiyle ve kat'i biri - fade ile: — Ohu seviyorsun! dedi. Casus kız bütün kuvvetini topir - yarak: — Onu tanımıyorum! diyebildi ve sonra bayıldı. endis Jorj bulun- si 9 — Hepinize çok müteşekkirim, Bilhassa Jessi” ye. Ona ne İsterse yapacağım. Jeasi: — Bir gün bu sözünüzü size hatırlataca gım. 12 — Tayyare meydanında milyoner Aron Mor- gan kendisini karşıladı. PARDAYANLAR 199 Katerin kuşağına asılı bulunan vu. fak bir torbadan billur bir şişe çıka. rarak dikkatle ve acele etmeden açıp genç kıza koklattı. Alis o birdenbire sarsılarak gözlerini açtı. Yüzünden terler akmağa başladı. Kraliçe: — Ayağa kalk! dedi. lis dö Lüks itaat etti, O ayağa; kalkarken Katerin de tekrar yerine) oturdu. : Ayni zamanda yüzü sakinleşmiş.! bakışları yumuşamıştı. Dadaklarında bir gülümseme belirdi. Sesini tatlı - laştırarak: — Yavrum, ne oldun? O kadar yor- gun musun Yoksa buson yolculuk sırasında son derece takdir ettiğim melanetini bir yerde mi bırakıp gel - din. Haydi korkma, doğrusunu söyle. Düşünceni, duygularmı açıkça anlat. Pekâlâ bilirsin ki seni sevdiğim için e. ms'lerini yerine getirmek isterim. Katerin dö Mediçi bu sözleri söy . lerken şefkatli bir tavır almıştı. Alis dö 3 bir saniye kadar ka - pılmaktan korktuğu bir hileden çeki- nerek ve kraliçenin sevdiği için yakut işine öyle geldiğinden dolayı kendisini himaye edeceğini sanarak iki uçurum arasında bocaladı. Müstantikler, polisler bir mahkü - mua ağzından kendisini zindana veya darağacına gönderecek itirafı almak! istedikleri zaman, insanlık için leke 0.| lan müthiş bir ise girişirler. Bir cemiyetin kendisini müdafnaat etmek için malik olduğu Paklar neo, Tursa olsun, düşünülürse, müstantik| veya polisle beraber ayni mahlik sı - nıfına mensup olduğundan dolayı in - sanm yüzünü kızartan bazı kötü va - sıtalar da maalesef vardır. İster masum, ister suçlu olsun, bir insan tamamen Engizisyonun müthiş işkencelerini mumla aratan manevi acılara uğratılır. Bu da acmılır kii. tiraz olunmaz bir hakikattir. Çönkü bir çok masumların sirf bu azaptan kurtulmak için istenilen şeyleri söy» lemeğe mecbur kaldıkları bir çok de » falar görünmüştür. Müslantik veya polisin bu kötü va» sıtası müttehemi mümkün olduğu ka- dar kısa bir zaman içinde . biribirine son derece zıt ruhi haller içinde bu » Tundurmaktadır. Meselâ orta derecede zengin biri « sine on milyonluk bir mirasa kondu. ğunu haber verdiğiniz zaman duydu. ğu sevinç arasında böyle bir o mirasa konmadığından manada kendi serveti. nin de tamamen mahvolduğu süy - pek az insan dayanabilir. İşte mi tik de suçlunun ruhunu böyle biribi . rine zit tesirler altında . bı bir de mahkümun son gece , ertesi sabah cellâdın satırı kafasını nasil kesetezini anlatır. Arkasından birden bire hapisten kurtulacağını, - # kavuşacağını söyler,, Küterin dö Mediçi de bu yolü sapa tuzağa düşürmeğe ça - ün hali de, yukarı. da anlattığımız suzlucun haline ben. ziyordu. Esasen o da Katerinin elinde bir mahkümdan baska neydi? Kraliçe sahte bir | gülümseme ile söze başladı: — Maydi bakalım. Yorgun olduğu. nu bana Itiraf et. Bunu anladım. Fas kaf senden son bir hizmet daha isti. yeceğim. Eğer bu darının harici de ise vaitlerimi yerine getirmemek i-