Büyük HABER — Aksam Postası 15 bin cigara nerede 15 torpito demektir? harpte geçen üç casusluk macerası İniz harp sıralarin-! manın büyük bir kısmı mükemmel Casusluk ya| dn değil, sulh zamanlırında da| Yapılır. Fakat sulh zamanlarında yapılan casusluk, harp zamanla: rında yapılanlar kadar Jehşetli ol-, müyor. Harp ssnasında ;akalanan casuslar derhal kurşuna dizildik- leri halde sulh zamanlarında ya kalananlar birkaç senelik bir ha- pit cezasiyle kurtulmaktadırlar. Casusluk svvelâ büyük bir ka- biliyet işidir. Herkes casus ola| maz. Bu tehlikeli işe üç sebepten dolayı girilir: “İ — Vatana hizmet için. 2 — Bol para kazanmak için. 3 — Zevk ve heyecan duymak için, Umumi harpte en çok gizli me- mur, yani casus kullanan devlet Aimanya olmuştur. Muhtelif kılık, lara girmiş binlerce Aiman, > tün harp müddet'nce Fransa ve İn. gilterede çalışmışlardır Bunların! bir kısmı İngiliz te Fransızlar ta. rafından yakalanarak kurşuna di | zilmiş, fakat bir kısmı biç bir va-| kit ele geçmemiştir. Bu yazımız! de Alman casus teşkilâtının İngil. terede elegeçen üc ajanının mace- rasını anlatacağız. Cigara spariş'erinin manası * Umumi harpten evvei Londra da tütün ve cigara satışları hemen hetnen tamamiyle Almanların e - lindeydi. Tütün ve cigara satmak! sğretiyle çalısan bu binierce Al -İ * deriliyord jsişu mealde idi: birer casustu. Umuümi harbin ilk senesinde Londrada toptan cigara ticareti yapan Yansen Ros kumpanyası di- rektörü Yansen de böyle bir ca - sustu, Fakat bu adamın casusluk yaptığı uzun inüddet belli olma - mıştı. O, harbin bütün gr - rinden uzek, geniş ticaret işleriy - le meşgul görünüyordu. Fakat bir gün mektupları sansör eden me - mur bu firmanın gönderdiği mek - tuplardan şüphelendi. : Bu mektuplar hepsi Holanda- i ir tütün firmasına gön- am ağla hemen hemen hep- serk bir cigara ve tütün “Londra için 20.000 puro gön- deriniz!,, iz “Pejmut için 15.000 ir.ce cigara gönderiniz!,, k “5,000 kalın cigara gönderi niz!,, Sansör memuru, İngilterenin hiç de meşhur olmıyan Holanda cigaralarını bu derece fazla istih- lâk etmesine hayret etmişti, Bun- dan başka gözünü çelen noktalar- dan biri de bütün siparişlerin İn! gilterenin harp limanlarına yapıl masıydı. Bu iki noktaya mim ko- yan memur vaziyeti ve şüphelerini! İngiliz gizli teşkilâtıma haber ver- mişti, Bunun üzerine İngiltere polisi derhal faaliyete geçmiş ve Yan - seni hiç şüphelendirmeden bir a - janını Holandaya göndererek mek tuplarım gönderildiği firma hak - kında tahkikat yaptırmıştır. İlk elde ettikleri netice bu fir - manm, üçüncü derecede bir 40 - kakta, bir hanm içerisinde ufa - dükkân: olduğunu öğrenmeleri olmuştur. | Bu dükkâna girip çıkanlar nel zaret altına alınmış, ve pekaz sonra buraya şüpheli bir adamın( devam etmekte ve gelen mektup- ları almakta olduğunu öğrenmiş- tir. Tahkikat biraz daha derinleş- tirildiği zaman bu adamım bir Al. man casusu olduğu meydana çık- mış ve gerek bu adam, gerekse Londradaki tütün ve cigara tüc - carı Yansen tevkif edilmiştir. Fakat bütün araştırmalar, 80 - ruşturmalar, bir türlü müsbet ne - tice vermiyodu. Yansenin aldığı malümatı ne şekilde gönderdiği anlaşılamıyor- du. Fakat nihayet hakiki bir istiç- Halkevi üyeleri bir toplantıdan çıkarken Denizli kadınları üslük ve peştemal istemiyor Denizli muhabirimiz yazıyor: “İkinciteşrinin başlangıcından itibaren üslük ve peştemal kulla- nılmıyacaktır,, Çok yerinde olarak verilen bu karar Denizli muhitinde sonsuz bir sevinç uyandırmıştır. On sene evvel vilâyet umumi meclisinde konuşulduğu halde bugüne kadar sürüklenen bu lüzumlu işin tahak kukunu görmekle herkes sevin » miştir, Bütün Denizli münevverleri bu hususun tez vakitte ve iyi bir şe- kilde yapılması için seferber bir haldedir. Parti ve Halkevi bu işin başarılmasına büyük bir önem vermiştir. Halikevinin düzenlediği prog - ram dahilinde her mahallede ay « rı ayrı günlerde, Halkevi üyeleri tarafmdân, bu mevzu üzerinde halka söylevler (verilmektedir. Her toplastı yerinde mevzuuba- his olan yegâne mesele budur. Denizli kadınları inkddâbm ken dilerine bahşettiği medeni haklar dan birini daha görmekle, yeni şekli içten gelen bir arzu ile be » nimsemiştir. Halk, ilbaylığın, Parti ve Hal » kevinin gösterdiği bu tezahürat tan son derece memnundur, Kâmil Karamil vep neticesinde Yansen her Şeyi | smmm itiraf etti, Meğer Londraya 20.000 puro istediğini bildirdiği zaman Lon - drada 20 tane kruvazör bulundu - ğunu, Plijmut için 15.000 ince ci - gara istediği zaman, orada da 15 torpito, 5.000 kalın cigara istediği zaman da o limanda 5 tane deni- zaltı gemisi bulunduğuna işâret- miş ve Yansen bu şekilde İngiliz filosunun bütün harekâtın Alman lara bildiriyormuş. Tabii Yansenle arkadaşı divan harpçe kurşuna dizilmeğe mah- | tup göndermesi üzerine kendisin-| küm edildiler. Her ikisi bu kara rı büyük bir soğuk kanlılıkla kar- şıladı ve göğüslerine çevrilen nam lularm karşısında gözlerini bile kırpmadılar. Teğmen Karl Hansın macerası Gene büyük harbin ilk seresin. de Charles İngliz adında genç bir Amerikalı Londraya . gelmişti. Genç Amerikalınm pasaportu çok muntazam olduğundan O vebariz surette Amerikalı lehçesiyle İngi-! lizce konuştuğundan evvelâ ken- disinden hiç kimse © şüphelenme. mişti, Fakat Almanyaya sık sık mek: den şüphe edildi ve iki sivil me- mur onu takip etmeğe başladı. Charles çok kurnaz bir adam. dr. Nitekim daha birinci günü ta- kip edilmekte olduğunu anladı. Derhal büyük bir soğuk kanlılıkla Londra polis direktörlüğüne gide- rek, şu sözleri söyledi: — Casus zanniyle takip edil mekte olduğumu anlıyorum. Ben Amerikalıyım ve Amerikalılar böy le bir zan altında yaşamağa ta - hammül edemezler. Rica ederim fer yapan birçok transatlantikler- de senelerce çalışmıştı. Ve bu se- yahatlerinden Miri esnasında ken- disini tanıyan İngiliz ajaniyle ta- Dışmışiz, Küçük telsizci Atlas denizinde sefer eden İn- giliz harp gemilerinin telsizleri beş altı defa İngiliz esrarı askeriyesi- ni Almanlara bildirmekte olan bir telsiz telgraf duymuşlardı. Bütün uğraşmalar, çalışmalar bir netice vermemiş, ve bu esrarengiz telsiz tıkır tıkır Alman menbalarına ma- lümat vermekte devam etmiştir. ” Aradan uzun müddet geçtikten sonra bir tesadüf neticesinde bu esrarı İngiliz telsizci ele geçirmiş- tir. Meğer bu adam, bir Amerikan transatlantiğinde telsiz memuru 0- lan Mohan adında genç bir Ame- rikah imiş. Genç Amerikalı bu işi sırf zevk ve heyecan duymak # çin yapıyormuş! , Fakat İngiliz hükümeti buna katiyen ehemmiyet ( vermiyerek genç Amerikalıyı divanı harbe ver di ve ölüm cezasma mahküm ef- tirdi. Fakat Mohanm ailesi reisi- cümhura müracaat ederek oğulla- rının affı için tavassutta bulunma- ai a Sinema yıldızları kadınlar arasında modaların mucidi sayılırlar. İşte yıldızlardan altısının şapka mo. delleri: Soldan #ibaren Cun Nayt ile Betti Förnes yeni muhtelif şekilde bere kullanmaktadır. Yukarıdaki sr rada üçüncü resimde görülen Fransız yıldızı Röne Sen Sir ise fötr şapkayı tercih ediyor. Aşağıdaki sırada Moren oSallivan triko'dan bir nevi takye giymektedir. Mari Karlayl'ın siyah kadife - den şapkası İse, sarışın saçlariyle uygun düştüğü | için kendisine cok yakısıyor. Fransiz yıldızı Daniyel Darriö'nun şapkası ise bir çoklarınca pek garip telâkki eğer benden şüphe ediyorsanız tev kif ederek divanı harbe veriniz! Böyle şüphe ve takip altında yaşa maktansa zindanda oturmağı ter- cih ederim, Bu sözler polis direktörünü şa- şırtmıştı, Gördüğü soğuk kanlılık karşısında Charles'in masumiyeti» ne inandı ve serbest bırakılması i- çin emir verdi. Fakat çok geçmeden genç A- merikalmın foyas: meydana çıktı.! İngiliz ajanlarından bir: kendisi- ni tanıdı. — Charles İnglis adıyla tanman bu adamı ben, Alman bahriye teğmeni Karl Hans adıyla tanıyo-, rum, İki sene evvel Amerikadan Londraya gelirken bir transatlan- tikte kendisini tanımıştım. | Bu sözler, ve müvacshe netice- sinde sahte Amerikalı hakikati | söylemeğe mecbur oldu ve kurşu- na dizildi. Kendisi 1900 senesinde balyri- ye mektebinden mezun olarak A. edilecek bir biçimdedir. merika ile Hamburg arasında se. sını rica ettiler. Amerikacümhur reisi İngiltereye müracaat etti. Pek çok uğraştıktan sonra (o Mohanm hayatımı kurtarabildi. Lâkin İn - giltere hükümeti harp bitene ka - dar genç telsizciyi saltvermedi. Milyarder gazeteci Bir gazeteci, Amerikan milyar- deri Pierpon Morgan'la kont şmak istemişti. Milyarder bu dileği ka- bul etti, yalnız, her kaybe Teceği dakikanm değeri yüz dolar oldu - gunu gazeteciye bildirdi. Gazeteci buna razı oldu. Ertesi gün milyar- der kendisini kabul etti ve s3rduz — Ne istiyorsunuz? — Arkadaşlarımla, sizinle ko- nuşabileceğime dair bin dolar bah se giriştim. Size kaybettirdiğim iki dakika için işte 200 dolar. Ben bu hesaba göre, dakikada 400 dolar, yani sizden 4 defa daha çok ka - zanmış oluyorum!