HABER — Akşam Postası. Rüzkâr çıktı. Sinemalar açıl- dı. Kestane satılıyor. Bunların üçü birden, bu yılki yazın da geçtiğini haber veriyor. Ama diyeceksiniz ki: “Ben gene denize giderim. Eylül sonuna kadar deniz deniz- dir.,, Ona bir şey diyeme.n. Deli. kanlılar ve hatta yaşını başını almış insanlar var ki, bütün yıl boyunca denize dalıp çıkıyor. Fakat dört başı man'ur, rine uzana, saatlerce hudutsuz plâj tadımı duyabilir misiniz! Ninemin dediği gibi: hart gidiyor oğlum.,, Ce Güneşin Yaz demek yalnız deniz de- mek değildir ama, biliyor musu- nuz, bu yıl Boğazda hatan ma- zot gemisi hadisesini ayrı tuta- cak olursanız, deniz yaz. çok gü- zel geçti. Yalnız mazotu saymayın! İstanbulun kıyı sularına, bu sekiz yüz bin kiloluk oltuğu söy- lenen mazotun yayılışı tarihe geçecek şeydir. Önce boğaz, sonra Florya kap- kara olmuştu. Herkes denize gireremekle, o ılık ve | , Kakiden bizde yaz deyince muhak - kak akla deniz de gelmezdi. Halbuki son senelerde bu vaziyet değişmiştir. Şimdi yazın herkes denize koşmak i- çin fırsatkolluyor. Yüzme iyi bilenler, kayığa bi- nip, mazotların daha ince olduğu yerlere kadar giderek (oradan denize daldılar . Mazot tam altı saat Kiorya kı- yılarını bir etek gibi kavradı #4 Yazın güneşin kızartlığı yüz- ler, gövdeler, o artık yi baş:na doğru büsbütün beyazlanmış, ge- ne eski kireç veya kırmızı atlas | rengini almış olacaktır. “Pencereyi kapat, kapıyı açık tutma.. Sobanın kömürü erimiş. i Aman boyun atkımı almadan çı- adeta bir vazife yapamadığını | sanıyordu. Nihayet birkaç kişi, mazotları dağıtıp © birbirlerine motör gibi yol (Oaçarak yahut donmuş bir suyu kırıp hemen ©- racıkta yıkanır gibi, yerlerde, suyun, içinde çırpin- maktan olsun kendilerini alama- aldukları | kamam.,., gibi sözler kumdan bir iki ay sonra sık sık duyulacak sr- zıltılardandır... Bir de ondan bir iki «y önce, deniz kıyılarında çırçıplak: “Oh, biraz daha esse! Şurado biraz Zafer Diyramndl Balıkesir Çocuk Esirğeme Kurumu tarıfın dan 55 fakir çocuk geyd: rilmiş ve sânnet ettirilmiştir. Çocuklar ine» saz ve süel bando tarafından çal:nan ulusal havalar, türlü türlü eğ. lenceler ve monoglarla eğtendirilm iştir. İlbay ve Şarbay Salim Gün doğan ve halk tarafından çocukların hatırları sorulmuş, hediyele: verilmiştir. | koşuşunuzu hatırlayın... olsun serinlik var, Ben oraya gi- İnsan veya mevsimler tuhaf- ! | “tar, 1 ..» Yazdan kışa geçmeden önce, şu aradaki sallanan © mevsimde, İ artık soyunup dökünmeden, bir takım gezintiler başlar o sanıyo- rum, Pardösüye, paltoya daha va- kit var .. Hoş, akşamları, birkaş genç kızın bile sırtlarına hafif birer uzun şey geçirdiklerini gö rüyorum ama, haydi o onlar pek ince oldukları hissini vermeğe çalışadursunlar.. Siz, (kimbilir pazar oldu mu, hatta pazardan önce, gençseniz yürüyüşe, yaşlı iseniz — akşam erken dönmek şartile — gene bir açıklık kahve- ye, gazinoya, kıra —eğer uy gunsa — yiyeceğinizi de alıp çı kacaksmız... Ah, şu yiyeceğinizi de beraber alıp yaz veya'ilk ve son (bahar mevsimlerinde bir açıklık, bir manzaralı toprak üstünde yemek bizde nasıl bir meseledir! | “Bizde en iyi mevkiler mezar- lıklara verilmiştir.,, derler. Bunu yabancılar da böyle ( #ezmiştir. Yemeğinizi alıp meselâ Eyübün sırtlarma çıkayım deseniz, bulun: duğunuz en görünüşlü (o yer, bir | mezarlığın içidir... Eyüp İstanbulluların, ama İs- tanbulun her köşesindeki insan- ları düşünerek söylüyorum — en çok ihmal ettiği bir güzel görü- nüş yeridir. Gene yabancı * mu- harrirler, en “uhrevi,, yer olarak İstanbulun bu resim gibi köşesi- ni gösterirler. Halbuki en iyi ha- yat yeri, (dünyalık yer orası. Kimbilir, belki de ölüm'i güzel | göstermek için eskiler (o Eyübün bütün sırtlarına durup dinlenme- mek üzere armaganlarırı bırak- mışlar ve bırakmışlar... O kadar ki, bugün orada yeni ve fesef' bir hayat belirmiş.. Orayı, oraya gitmeden de yaşıyabili şorsunuz Otomobil kazası rekoru Japonyada ctomokil Fronsa ve Amerikadaki kadar yayıissamış | | olmakla beraber, en çok o: .mobil kazası Japonyada olmakte'lır. ay içinde 14.600 kaza olmuştur; i “Artık yaza veda zamanı Rüzgâr çıktı, sinemalar açıldı» . kestane satılıyor!. Kır gezintilerimiz — En güzel yerler mezarlara verilmiş — Bu seneki mazot hadisesi) — Mayodan paltoya — Gelecek yıllar, bir öncekilerin hatalarını tamirle geçmemelidir! Yazan: | Hemen boğazınızın ucunda... ; *»*» Gelelim denize.. Bir tanıdığım dedi ki: “Şap olsaydım, denize bir veda yazar- dım. Ve bunu her yıl yazardım. Şair olmadığım için o yazamıyo- TUM.) Ben dahi şair olmadığım için, böyle tanıdığımın anlattığı gibi dizi halinde mısralar yazamıya- cağım, Fakat yazın denizinden ayrılan gençler, - kız ve erkek - tabiatin ve insan hayatının ken- disire bağlânmış birçok hatırala- rile de birlikte ayrılıyor. Geçen her yıl insanı şair ede. cek şeydir. Fakat biliyorsunuz Yüzme sporu, muhakkak ki sporla- rın en faydalı ve en zevklilerinden bi - ridir. ki, şair iyi söyler, şair aci söyler | artık o yıl içinde aldığı tesire | bağlı... olsanız bile, herhalde o bunlarm geldi! Deniz karşısında şairlik yani günde 81 kaza! İş böyle ol -| i . duğuna göre, Japon otomotil fab-| rikalarının iyi satış yaptıkları şüp hesizdir. Fakat otomobil fiyatları orada ucuz olduğuna göre fabri- kaların kârları çok olmasa gerek-| tir?., İ Yalnız Tokyo şehrinde son altı| İ | | Hikmet Münir bozuk düzen bir takım “stıralar- dan ibaret olmasını istemrrem. Ge- lecek yıllar, bir öncekileri tamir- le geçmesin... ... İstanbulun “yazı kışmdan das ha iyidir,, desem bilmem bu ha. kikati kaçıncı söyliyen olurum..." Ve siz de, “neden?,, diye “ilet sormazsımız... Kışın, iyi ral geçirmek için bir şehre gereken bütün vasıta; lar yok da ondan. Kör değneğini beller gibi boyuna bir yere, iki yere gider durursun.. Gitmediğin vakit de gidilebilecek yer orası- dır. Gittiğin vakit de gene 0.. Bu şehir, aile hayatınm, ey toplan. malarının en yeni şekiller alacağ yerdir, diyebilirim. Çünkü iyi vas kit geçirme imkânı, dönüp dola- şıp kendi evine, ailen ve tanıdık. larınla birlikte kendi çatının al. tında bulacağın yeniliklere dayaş nıp kalıyor... Halbuki İstanbulun vazı öyle midir ya! “Tabil,, denen ve tabi. atla gerçekten başbaşa zevklere insan elinin ekliyeceği şey zaten pek azdır. İnsanm işi, burada, bu zevke erişmeği (o kolaylaştır« maktır, işte o kadar... Yazın İs» tanbulda, bir çok kimseler birbi- rinden farksız, sürekli ve niha» yetsiz surette değişik eğlenir .. Kışa geliyoruz! e İşte “Sinemalar açıldı” der ken kışımızın nazarlık gibi eğ. lence vasıtalarından birinin, sr rası gelmiş bir aktör gibi, sahne gerisinden fırlayıp, bilmem ka- çıncı yavan temsildeki (o rolüne z i çıktığını göstermek istiycrum, Siz de duygularınızı us | turuplu birsurette dökemiyecek| Kestanelere gelince, o onları rüzgârlı bir havada çıtırdayarak yemek, birçok şeylerden iyidir. Kumların üstünde uzanıp kararm ak yaz mevsiminin hemen Merkesin ri « ayet ettiği bir âdet halini aldı, : ; ş | | | i gzlkeü inin eke ei ene in