, Be ağlak Sie ia Vahşi arasında ve Afrikanın balta girmemiş ormanla” hayvanlar rında geçen aşk ve kahramanlık. heyecan. esrar ve tetkik romanı BN“ 75 mmm Yazan: Rıza Şekib we Yerliler gözlerini açtıkları zaman karşılarında genç ve beyaz bir adamın kıpırdamadan bekledi- ğini gördüler Yeniden yakalan- dıklarına hükmederek titrediler İki yerlinin böyle konuşmaları saatler sürdü. Yerlerinden kipır- damadan duruyorlar ve gündüz ol- masını bekliyorlardı. Arada bir, yere kulak vererek! toprağı dinliyorlardı. | Gündüzü beklemelerine sebep! bu ayak sesleriydi. Gidecekleri taraftan gelen bu gürültülerle ge- ce karanlığında karşılaşmaktan çekindikleri meydandaydı. On- ların bu fikirde oldukları, gencin teklifini ihtiyarın reddetmesinden anlaşılıyordu. Konuşmaları yavaş yavaş ha - fifledi. Günlerin verdiği yorgunluğun tesiriyle derin bir uykuya daldılar. Gözlerini açtıkları zaman kar- şılarında beyaz vücutlu, hiç de kendilerine benzemiyen bir ada- mın dikili durduğunu görünce bü- yük bir ürperme ile silkindiler.. Nihayet yakalanmışlar mıydı? | Demek kurtulmak bahtiyarlığı-! va erememişlerdi.. Sevincinin boşa gittiğini gö - renler ne kadar üzülürler ve bü - yük bir ümitsizliğe kaçılırlarsa, onlar da'ayni his altında harekte- “siz kaldılar.. Genç ve beyaz adam bir şev söylemiyor ve onların bu ümitsiz hallerini büyük bir alâka ie seyre- diyordu. Neden sonra: — Burada ne yapıyorsunuz? di- ye sordu. Genç adam arapça konuşuyor du. İhtiyarı: — Hiç! diye cevap verdi — Demek siz arapça biliyorsu nuz?. Nereye gidiyorsunuz? ize. — Nereden geliyorsunuz? İhtiyar cevap vermekte tered- düt etti. Genç adam cevap ver mediğini görünce: — Nereden geliyorsunuz, diye tekrarladı. İhtiyar gene cevap vermdi — Yoksa esir miydiniz.. Kaçtı. nız mı? dedi. İhtiyarın sol kolunun kanlı ol- duğunu görünce de: — Demek kaçtınız ve yaralan- dınız da.. — Cevap verin.. Size zararım değil, faydam dokunur. Genç adam güneşin doğduğu ta-| rafa arkasını vermiş bulunduğu i- çin yerliler onun gözünü iyice gö- remiyorlardı. — Kimin esiriydiniz? — Cevap versenize.. Kimin esi- riydiniz?. İhtiyar yerinden doğruldu. Ken. dilerini uzun uzadıya sorguya çe- ken bu adamın da bir esirci olma sından korktuğu için: — Esir değildik.. Yaramı bir köpekten aldım. — Bir köpekten mi? Nerede? — İlerideki köyden gece geçi- “ yorduk. Bir köpek hücumuna uğ- radık. Ben boğuştum.. — Buralarda bir esir pazarı varmış, biliyor musunuz? — Hayır. — Saklamayın!.. Ben sizin bir esir olduğunuzu ve kaçtığınızı çok iyi biliyorum. Kaçmış olmakla çok iyi yaptınız.. Sizin gibi daha baş ka esirler de varsa haber verin, gi-| dip onları kurtaralım.. — Varlı, Bu âni “var!., deyiş, ayni 2za- manda bir itiraf yerine de geçmiş- ti. Genç adam ihtiyara: — Sen yaralısın! dedi. Sen bu! rada kal.. İsterse arkdaşın bize ye. lu göstersin.. Senden ayrılmak iş lemiyorsa bize yolu tarif et. — Arkadaşım benimle kalsın.. Size yol tarif edelim.. Buradan doğru giderseniz esir pazarina u- laşırsınız.. — Ne kadar sürer... — Beş köy yolu.. Yerli “beş köy yolu,, demekle mesafenin en çok bir saat olduğu nu anlatmak istiyordu. Genç adam yerlilere bir şey söy- Birinci mükâfat: 1000 lira Şubat, Hazi ran, Ma la 250 »-| “Temmuz, Eylül ve; yan bu beyaz adamın gidişine dal. On kişiy e yüzerden 1000 ” Birinci, kâ gın dalgın bakakalan yerliler o, Yirmi ,, ellişerden 1000 ,, nun biraz açıldıktan sonra nereye git! 175 > onardan 1750 5 Aylarının Ilk günleri çekilecektir. liğini görebilmek için biraz yük. seğe tırmanınca, beyaz adamın az ötede bir filin sırtına atladığını ve daha uzaktaki karınca gibi gö- rülen kalabalığa yetişmek üzere hayvanını koşturduğunu gördüler. Bu Ebululâydı. Uzakta ka rınca gibi gördükleri kalabalık da| - aslanlı hükümdarın kızı ve onunla beraber çarpışmaya doğru uzakla- şan vahşi hayvanlarıydı... Ebülâlâ, Karşaya yaklaştığı si- rada bağırdı: — Doğru gidersek bir esir pa - zarına varacalmışız... — Sara bunu yerliler mi söyle- di?.. — Evet... — O adamları buraya getir... Bize yol göstersinler... — Biri kolundan yaralı.. Öteki de kendilerinin serbest bırakıl - malarını rica etti, — İsterlerse buradan giderler. Ben kendi'erivle konuşmak isti - yorum, — Pekâlâ... Ebülülâ geri dönerken vahşiler kaçmağa teşebbüs etmişlerdi. Genç adam arkalarından ses - lendi: — Kaçmayın... Kaçarsanız sizi bir ân içinde yakalıycak aslanla - rımdan birini peşinizden bırakı - rım, İhtiyar vahşi daha aslan keli - mesini işitir işitmez yerinde mıh- lanıp kalmış, hâlâ kaçmağa çalı, şan arkadaşının durmasını temin için arkasından bağırmıştı. İhtiyar titriyordu. O kadar kork muştu. Zaten köpekle boğuşmak tan bozulan sinirleri büsbütün gev şemişti... Arkadaşma: — Kaçma! diyordu. Dur baka- Iş kumbarası sahiplerine senede 20.000lira mükâfat Iki muhtelif Di — Wadi Bn Birinci tertip... | Ikinci ho SeiDR si Senede iki defada 414 kişiye on bin lira ikramiye Her sene 1 Nisan ve 1 ilik teşrinde kumbara sahipleri arasında çekilen kuralarda ve her defasında 207 kişiye beşer bin lira tevzi edilmektedir. Beş bin liralık kura i ilk teşrinde PAN RAM ee A a Senede lie defada İ beş kişiye on bin lira ikramiye sahibine Iki bin lira ikramiye verilmektediğ. Bu kuralar senede beş defa Iki bin liralık ilk kura 1 Eylülde çekilecektir. — Kuralara iştirak edebilmek için kum- bara sahiplerinin asgari yirmi beş lira biriktirmiş o'n 'maları lâzımdır lum ne olacak?.. Ebülülâ ihtiyara yaklaştığı za - man onun korkudan titrediğini görünce kendisini temin etti; — Korkma... Size zararımız do- kunmaz. Sizinle ormanın kızı ko- nuşmak istiyor... Ormanın kızı tabiri yerlilere yabancı gelmişti. Onlar daha bu ismi işitmemiş olacaklardı ki kim olduğunu anlamak ister gibi bir tavır takınmışlardı. Ebülülâ; — Ormanın kızı, diye tekrarla. dı. Bu adı hiç işitmediniz mi? — Hayır... Bu isimde biz kimse bilmiyoruz. — Aslanlı adamı biliyor musu- | nuz?., Biri daha önde, öteki daha ar- kada duran iki yerli yerlerinden kıpırdadılar... (Aslanlı adam) 8ö- zü onlarda anlaşılmaz bir tesir br- rakmıştı. Hele ihtiyara bu isim hiç de ya- bancı değildi. Kıvırcık saçlarını sağ elinin derileri bozulmuş par - maklarıyle karıştırarak beyaz diş- leri arasından: — Aslanlı adam?.. dam! diye tekrarladı. (Devamı var) Aslanlı a - ASPİRİN 2// 2ve 20 komprimelik ambalajlarda bulunur. Ambalaj ve komprime- lerin üzerinde halisliğini tekefiül &'$k, eden p markasını arayınız.