Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
| 12 AGUSTOS — 1935 HABER — Akşam Postası .. w Afrikada bir düğün Cenubi Afrika yerlilerinden Zululara göre En kârlı ticareit kız satmaktır On beş semiz inek güzel bir genç kız elde etmek için kızın babasına verilen ücrettir enubi Afrika yerlilerinden Zu- luların hayatı merakla takip, edilmeğe değer. Zuluların yaşadıkları yer İn Diltere — müstemlekesidir. İngiltere 1880 senesinde bu kabilelere — karşı ürp açmış, bir S&öne süren harp so - hunda kabilelerin reisi Settivayo e - Sir edilince yerliler mağlübiyeti ka - bule mecbur olmuşlardı. Üçüncü Na- Dolyonun oğlu prens Luinin de öldü- Üü bu harpten sonra Zulular tamami- le İngilizlerin esareli altına girdiler. Şimdi eskisine nazaran miktarları fzalmış olmakla beraber gene Ameri- €nın en mühim kabilelerinden aşağı- daki yazıyı, Zulular arasında yıllarca '*fllmış bir İngiliz seyyahı yazmıştır. u iptidai insanlar — arasındaki çok Meraklı evlenme âdetlerini anlatıyor: üldüğü zaman bembeyaz diş- leri göze çarpan on altı yaşın- * daki bu zenci dilberini Silva ilk defa büyük bir evlenme Şra mında görmüştü. Silva zengindi. Bir sene evvel ölün " basr ona bir düzüne inekle altı ih - tiyar karısını miras bırakmıştı. Fakat 9 bu kadınlardan yakayı sıyırmanın Yolunu bulmuş, servetini iki misline Cıkarmıştı. Artık kendine — güzel bir kız satm almağı düşünebilirdi. Bu sebeple kapkara göğsü, kendisi- hi cileden çıkartan bu on altı yaşın - daki dilberin kim olduğunu, merasimi idare eden adama sordu: Aldığı ce - Vap su oldu: —Dabuli... Zuluların en kudretli Sihirbazr Sukumbananın henüz açıl - Mış kıymetli çiçeği.. Bu kız babasının €n kıymetli malr ve ihtiyar günlerinin Sürüruder. Kadınlar ihtiyarlayınca, artık soytarılıktan başka şeye yaramazlar! rtesi günü Silva köyde en sa - mimi dostlarından birine git - ti. Belindeki gümüş kutuyu ona vererek: — AL, dedi, bunu Sukumbananın kı- | © Dabıliye ver. İndunanın oğlu Sili- Va gönderdi. diye de ilâye et.. Bu kutunun 'manası şuydu: İi,. Zulu erkeğinin karısı ne kadar çoksa servetide o kadar fazla *mehşir. Çünkü bu kadınların her biri birçok inek getiren kız çocuk- " Tar doğurması ihtimali vardır. Seni seviyorum. Benimle evlen! Ertesi gün, uzun boylu bir kadın Silivanın — karargâhma gelerek ona güzel haberler getirdi. — Sukumbanın kızı Dabuli sana bu gerdanlığı yolladı. Sonra kurnazca gözünü kırptı ve: — Yarımmn seni kuyu yanında bekli - yecektir, dedi. Kızın gönderdiği gerdanlık rengâ renk boncuklarla işlenmişti. Taşıdı ğı mana ise, bir aşk itirafından iba retti. Gerdanlıktan küçük okları andıran uçlar sarkıyordu. Siliva bunları dik- katle saydı ve düşünceye daldı. Bu oklardan anlaşılıyordu ki, Su- kumbana kızını ancak — on beş semiz | inek mukabilinde satacaktır. Düşündü, taşındı. İnekleri feda et - mekten başka çare — yoktu. Fakat bir kere kurnazlığını denemek de lâzım- dı. ört arkadaşile birlikte Sukum- banayı görmeğe gitti. Ve da- ha kuluübenin kapısı önündey- ken kederli bir sesli haykırdı: — Suükumbana!.. Sukumbana! Hali- me acı! Gel bak ne hale geldim! İhtiyar yerli biraz sonra kapıda göründü. Hiç bir şey bilmiyormuş gi- bi görünüyordu. Hayretle sordu: — Siliva hoşgeldin.. Fakat bukadar kalabalıkla evimi ziyaretten maksa - dın nedir? — Sukumbana tutkunum! Kızına tutkunum! Onunla evlenmek istiyo - rum. Halbuki senin — Dabuliye karşı | beş semiz inek istiyeceğini duydum. Bense o kadar fakirim ki... Sukumbana yerinden sıçrıyarak ce- vap verdi: — Beş inek mi budala? Beş defa beş inekten üç defa beş inek fazla is- terim ! Nihayet biraz yumusar — gibi oldu. Konuklarını içeriye çağırdı. Çekişe çe- kişe bir pazarlıktan sonra uyuştular. Siliva, sevgilisi Dabuliyi on beş se - miz inek mukabilinde satın alacaktı. İhtiyar adam tediyede kolaylık da gös teriyordu. İneklerin yedisi peşin veri- lecek, sekizi ise evlenme günü teslim edilecekti. ulular memleketinde, bir a Zdamm karılarının sayısı malik olduğu ineklerin mik tarına göre değişen servet derecesine bağlıdır. Normal olarak bir genç ve güzel kızın fiyatı on ilâ on beş semiz inek- tir. Bu miktar bazan yirmi ineğe ka- dar çıkabilir. Bu fiyat hiç te çok gö - Düğüne giden Zulu'lar rülmez. Zira bir kocanın ne kadar çok karısı varsa o kadar çok kız babası olması, yani verdiği inekleri bir kat faiz ile geri alması muhtemeldir. Zulular en büyük değeri kızlarına verirler. Tersine olarak burada oğ - lan çocukların hiç mi hiç değeri yok- tur. Zira maddi bir kıymet taşımaz - lar. En zahmetli işler oğlanlara yükle - tilir. Hayvanları bakan, kulübeleri yapmak için gereken malzemeyi teda- rik eden, ava giden hep oğlanlardır. Kızlara gelince — onlar dikkatli bir ihtimam içinde — büyütlürler. Yapı - lan yemeklerin en güzel parçaları on- lara verilir. * Süslenmek te onların hakkıdır. Er- keklere gelince çocuk, delikanlı çağı - na girince bir kabile şefinin yanma girer. Bir miktar hayvan tedarik e - derek evlenme kuüdretini kazanınca - ya kadar orada çalışır. Bir kere on beş inek sahibi olup ta evlendi mi hürriyet ve istikbalini ka- zanmış olur. Böylece delikanlı serbes tiye kavuşmayı didinerek kazandığı hayvanlar mukabilinde satın alacağı genç kıza borçludur. Onun sayesin - de bir gün gelecek © da kız babası, yani kapitalist olacaktır.. Kadın bir kere —evlendi mi kocası nın malı sırasına girer. Yuvanın bü - tün yükü onun üzerindedir. Bununla beraber kadma kötü muamele edil - mez.. Bol gıda alarak vücuitan düş - memesine ve ihtiyarlamamasına dik - kat edilir. Zira ancak bu suretle ka - dın kendisinden — beklenen bereketli dölü yetiştirebilecektir. Kocasına bol kız doğuran anaların itibarı oğlan analarından kat kat faz- ladır. Zululara göre kadın pahalı bir matadır. Onun için iyi bakıma ve gö- zetime ihtiyacı vardır. Fakat bir kere ihtiyarlıyarak çocuk yetiştirme kud - retini kaybetti mi artık fuzuli besle - nen bir mahlük menzelesine düşer, En | Birbirleriyle evlenebilme. için iki gencin ifnlqmıg olması kâfi değil- dir. Kızın babasını on, on Beş besili inek Mukabilinde razı etmek gerektir. ağır yükler altında ezilir. Kocası o - nun yüzüne bile bakmaz olur. Gudası kesildikçe kesilir. Bu kabil — ihtiyar kadınlar düğün eğlencelerinde soyta - rilik yapmak, genç kızlara veya deliş kanlılara hizmette bulunmak suretiy- le yaşamak imkâmı?ı bulurlar. ençlik, kızlar için bir cen - G net, delikanlılar için bir ce- hennem olduğu halde ihti- yarlık bunun tamamen ter sinedir. İhtiyar erkek saygı içinde ya- şar. Kızlarının bolluğu nisbetinde re- faha kavuşur. İhtiyar kadın ise sü - rünen, bir dakika önce ölmesi isteni - len işe yaramaz bir hayvandan fark- sızdır. İhtiyar erkek kızlarını sata - rak servetini yapmıştır. Gençliğinde görmediği rahata — kavuşur. Bol bol yer. İstediği gibi keyf sürer. ilivananın düğün töreni şa fakla beraber başladı. İh - tiyar erkek ve kadınlar tö-| rende yer alarak koca sah- rayı kaplıyan geniş bir yarım daire kur muğlardı. Yerliler en coşkun günlerin den birini yaşıyorlardı. Kargılar, oklar ve tokmaklarla mücehhez olan genç — muharipler iki karargâha ayrıldılar. Siliva ile dost - larr bu karargâhlardan birinin arka - sında, Sukumbana ve davetliler ise öteki karargâhta yer aldılar Tören bir kavga meydanını andırıyordu. Zi- ra-iki taraf biribirine karşı ağza alın- mıyacak ve hatıra gelmiyecek küfür- leri savuruyorlardı. Bur.ada_k:i âdete göre yağdırılan ha- karetler ve küfürler ne ker ısırıcı ve kızdırıer mahiyette — olursa düğün o derece şiık ve zarif — şekilde yapılmış sayılır. Ansızın yaşa sesleri duyuldu., Kabi - lenin başkanı Sukumbana ve kendisin den daha aşağı derecede diğer reisler ve sihirbazlarla birlikte tören sahası- na girdi. Kabile reisi — elini kaldırdı. Herkesin görebileceği bir işarette bu- lundu. Küfür bombardımanı kesildi. Başkan kısa bir söylev — verdi. Sonra törencileri şenliklende — devama ça - çırdı. Ohe! Ohe! seslerinden kışlar içinde danslar — başladı. Genç kızlar bir halka olarak ilerlediler. Şarkılar söyliyerek — ahenkli adımlar atmağa, sıçramağa başladılar. Herkes sonra al - — —.. hem dansı %yrediyor hem de bu genç kızlar alaymı idare eden gelini gö - zetliyordu. Gelin, yüzünü — tamamen kapıyan sahte incilerden — yapılmış bir maske taşıyordu. Elinde tuttuğu yaya ben- ziyen bir şeyle de otları karıştırarak bir şeyarıyordu. — Zuluların asırlar . danberi süren ananesine göre gelin kendisini kocasının — kolları arasına götürecek olan olan yolu arıyordu. Bu pandomima bir kaç dakika sür- dü. En iyi —dansörlerden bir kısmı Silivayı bırakarak ilerlediler. Bunlar yol açıyorlardı. Nihayet dansörlerden biri kandin « den ancak yirmi adım ötede olan geli- ni bulma zamanı geldiğine hükmetti. Dabuliyi gören dansör koşarak Sili- vaya haber verdi. İşte kadınlar Siliva. nın taraftarı muharipler kadınlar gru puna hücum ettiler. Delikanlıların kuvvetli kolları gelini yakaladı ve u- zaklara götürdü. Silivanın taraftar - ları genç kızımn babası Suknmhanang askerleriyle tutuştular. Çok geçmeden yüzleri — alçılanmış ihtiyar kadınlardan bir grup muharip ler arasına atıldı. Bu ihtiyar kadınlar hayat, ölüm ve mukadderatı temsil e- diyorlardı. Ellerindeki dallarla mu - haripler arasında koşuyor, ve sehir « kâr cümleler savurarak onları barış « mağa davet ediyarlardı. Sevgilisinin evi önünde bir Zulu delikanlısı Böylece iki grup uzlaştılar, barış « trlar. Asıl genel neşlik te bundan son- ra başladı. Siliva sevgilisine aşkının heyecanlarını duyururken burada iki karargâh birleşmiş, genel şenlik dan- sı başlamıştı. Sofralar kuruldu. Se - miz öküz ziyafetine konanlar sabaha kadar içtiler, eğlendiler...