3 Ağustos 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 HABER — Akşam Postası Toprak altında her gün yeni bir tarihsel hazine bulunnyorl Bir Bizans Kralının Lâhdı ve kemikleri ortaya çıktı Dün Edirnekapıda yapılan ka- zılar (hafriyat) neticesinde çıkan kıymetli bir tablodan ve bazı lâ- hitlerden bahsetmiştik. Yeni çıkan izerler (eserler) arasında 11 ve 12 nci yüzyıla ait olduğu umulan Bi.- zans ktallarmdan Alexis Kome- nin mezarı da bulunmuştur. Lâhtin içinde kemikler ve kafa. lar vardır. Kemankeş Mustafapaşa camii- nin şarka bakan cephesinde bir merdiven bulunmuştur. Bu merdi. ven evvelce bulunan papas mezar- larının altına doğru inmektedir. Bu mezarların altında bir başka kilise olduğu anlaşılmıştır. Kazılar hakkımnda — Profesör Sechazmann şunları söylemiştir: — Bu hafriyat 15 güne kadar bitirilecektir. Bu işler bitince Lo- zana döneceğim. Eğer Türkiye hükümeti müsaade ederse ilkba- harda tekrar geleceğim. Papas mezarlarında bulunan güzel freskler, çok mahirane - su- rette üzerlerine tutkallı bezler ya- pıştırılmak suretiyle yerlerinden çıkarılmıştır. Bu çıkarma çok e- ziyetli olmuş fakat hiç bir fresk sakatlanmamıştır. Müzeler idaresi mimarı Kemal Altan bu kazı (hafriyat) yerinin bir plânını hazırlamıştır. Bu plân- da kıymetli eserler bulunan yerler tespit edilmiştir. Şimdiye kadar yapılan hafriyat ve bulunan eserleri daha iyi anla- tabilmek için plân çok kıymetli- dir. Dolfüsün yıldönümünde Bir İngiliz gazetesi, A vusturya işini inceliyor Avusturyanın bugünkü durumunu e- le alan “Mançester Gardiyan,, geçen yıl öldürülen başvekil Dolfüsün şim - di yokluğunun daha büyük surettle se- zildiğini yazarak, — bununla, şimdiki başvekili de aşağılamak istemediğini ilâve ediyor ve Avustuüryanın başmnma gelebilmesi muhtemel — olan birkaç hâdiseye çok dikkate değer bir tarzda işaret »eçli_vm' diyasturyanm şimdiki başvekili Şu- şing, büyük malümat sahibi bir adam. Kendisine hiç de maharetsiz denemer. Fakat öldürülen Dolfüs, —daha sıcak kanlı idi. Ve herkesin müzaheretini ka zanmakta kabiliyetli idi. Dolfüs, bir büyük yanlış iş yaptı. Ayvusturyada | sasyalistlere hücum ederek 1934 şu - batındaki isyan sebep oldu. Şüphe - siz bunu kendiliğinden yapmadı. Şüp- hesiz, Musolini tarafından — zorlan - mıştı. Yahut — Haymverin sşefi prens Sterhemberg zorlamıştı. Fakat Starhemberg'in — yaptığı ve yapmasmnma müsaade edildiği işlerden başvekil olarak yine Dolfüs mes'ul - dü. Dolfüsün, bu yanlış hareketinden dolayı felâketler çıkmış olduğu bugün bellidir. “Avusturya bugün hâlâ bunun acı- !Em çekiyor. Çünkü Avusturyada sos yalistleri ortadan kaldırmakla Nazi - 'Terin baş düşmanı ortadan kalkmış o- luyor: | “Ayusturyanın istikbalini düşün - “düğümüz vakit, Avusturya Nazilerin elıne geçecek mi, geçmiyecek mi diye “Soruyoruz. Bu sorgu, (ÂAvusturya Al- “manların eline geçecek mi?) demektir. “Çünkü Avusturyalı Naziler, Avustur- 'yanın da vasıl olduğu (daha büyük bir Almanyz) ülküsünün gerçekleşmesine yardım eden âletlerden daha az bir şey değillerdir. Naziler Alman hudüdundan paraca yardım görüyorlar., Fakat bu yardım şimdi daha az açık ve bütün ihtimal - lerde, ve daha az esaslıdır. Çünkü A- yusturya ticareti bir parça düzelmiş - tir. Avusturyaya çok yarayacak olan Seyyah — nakliyatımda ve bir tezayüt görülüyor: Bu suretle Nazilerin işine yarıyacak hoşnutsuzluklar azalmiş - tır. “Ayvusturya hükümeti de, buğgün ar- tık teşkilâtları fena halde ve az ol - muş olan Nazilerin daha tehlikeli fa- aliyetlerini durdurmakta daha ener - jik hareket etmiştir. Nihayet önü - müzdeki birkaç ay içinde silâhlı bir İsyan olacağa benzemiyor..., “Mancester Gardiyan,, gazetesi, Habsburg hanedanınm Avusturyaya dönmesi ihtimalini ele alarak “bunun başlı başına büyük bir iş olduğunu bir tarafa bırakın, bir vakitler Habsburg idaresi altında bulunan komşu mem - leketler endişe duyabilirler. Ve belki silâh kuvvetile müdahale ederler di- yor. Gazete bundan sonra, ortaya çıka - cak herhangi hâdiseye karşı kendi - sini tahkim etmezse, — Avusturyanın emniyetsizliğinden bütün Orta Avru - panın müteessir olacağını yazıyor ve Avusturyada mâkul bir yaşayış miya- rı temin edilmesini tavsiye ederek Â- vusturya ile diğer Tuna devletleri a - rasında serbest ticaret vücude gelme- sini istiyor. Yaşayış miyarının böyle - ce yükseleceğine işaret ediyer. A - vusturya, ayni zamanda bu devletler - le siyasal bakımından da dost olmalı- dır. Avusturyanın bitaraf — kalması mevzuubahs olduğu için, büyük dev - letler de onun istiklâlinin devamına yardım etmelidir. Gazete, İtalyanın Avusturyanın İs- tiklalindeki ilgisini ileri sürerek, İ - talyanın diğer taraftan bir —Afrika macerasına girmiş olduğunu, Avustur yanın müukadderatının, — Habeşistan dağlıklarına ve mağaralarına bağlan- dığını, ve bugün içerisile meşgul olan Almanyanın istikrarmı temin ettikten sonra birinci sımıf bir süel kuvvet o - larak, Avusturyanın bugyünkü vaziye- te meydan okuyatağını — yazıyor- Ve “eğer meydan verilirse, Avusturyayı Almaya ilhak edecektir!,, diyor. Romanyadan gelen göçmenler Ankara, 2 — Yabancı ülkeler - den yurdumuza getirilen göçmen- ler hakkında İç Bakanlık yönet - gesi şu beyanatta bulunmuştur: “— Şimdi Romanyadan sürtekli göçmen gelmektedir. Göçmen - lerin bir kısmı İstanbula gelerek oradan mürettep yerlerine gönde- riliyorlar. Diğer bir kısım da doğ- rudan doğruya gidecekleri yerle- riri iskelelerine çıkarılıyorlar. Bu- günkü sevkiyat daha ziyade Ça - nakkale ve Tekirdağ vilâyetlerin- dedir. Göğmenler Romanyadan bütün eşya, hayvan, tohumluk ve yiyecek zahireleriyle beraber ge - İliyorlar. Muhacirlerin bütün ihti - yaçlarımı karşılamak üzere her vi- lâyete lüzumu kadar tahsisat gön- derilmiştir.,, enstitüleri CUMHURİYET —— Yunus Nadi Ta- rım enstitüleri ülkeye ve ulusa nasıl daha fazla faydalı olabilir — başlıklı yazısında diyor ki: Bizce memlekete yayılarak ve ilmi memleketle yeryer bir çok enstitü bö- lükleri açmakla elde edilebilir: Başları Ankaradaki enstitüye bağlı ve çalışma metodlarında hep onun yo- lunu kovalıyan bölükler, — Bunların hepsini birden açmıya imkân yoktur tabü her bölüğün açılması adam ve a- raç meselesidir. Fakat eğer bu bölüklerin yavaş — yavaş — açılması fikrinde — birleşirsek, — memleke - tin nerelerinde enstiüt bölükleri a » çılacağını şimdiden kararlaştırabili - riz, ve önemleri itibarile bunları bir ucundan açmaya da başlıyabiliriz. KURUN — ASIM US haftada dün ya siyasasına yaptığı toplu bakışını bugün yapmaktadır. Hollânda buhranından, Bulgaristan da olanlardan, Almanyada Nazi düş- manlığından, İngilterenin deniz siya- sasından bahsediyor. ZAMAN — Zavallı —Avrupa adlı başyazısında M. Musolininin bir müd det evvel yazdığı bir makalesinde U - Tuslar Kurumuna çatmış olmasından bahsetmekte ve demektedir ki: Av - rupayı ve belki de bütün medeniyeti temsil eden ve temsil ettiği iddia olu- nan resmi bir heyet hakkında bu ka - dar ağtr sözler söyliyebilmesi için Av« ruparnın bihakkın zevallı olması lâzım- gelir. klerinu-TüYiül9i Avrupanın durumüuna bu karışıklığı veren Musolininin Habeş işinde bu ka dear ileriye gitmiş olması belki de Ha- beşte patlıyacak — silâhiın Avrupada patlamasına sebep — verecektir. Bizce bundan en çok mes'ul — olacak devlet Fransadır. İtalyanlarla — yaptıkları Roma andlaşmasında 1935 senesinin bir düzenlik mılt — olacağını söyliyen Fransızlar bugün Avrupanın hakika - ten bir düzenlik yılı geçirdiğini iddia edebilirler!,, Biz M. Musolini ile be - raber tekrar edelim: Zavallı Avrupa! Hasan Acı bademyağı ve yağsız kar kremleri Çilleri kat'iyyen izale eder Dünyada mevcut kremle- rin en nefisleri, en sıhhileri- dir. Nazik cildii kadınların hayat arkadaşıdır. İhtiyarları gençleştirir. ve gençleri gü- zelleştirir. İnsana ebedi bir taravet veren Hasan acı ba- demyağı ve yağsız kar kremleri unutmayınız. Kutusu SÖ, tüp halinde 20, Türkiyede yapılıp da Avrupa etiketi yapıştırılan ve halkı aldatan kremlere — vesalr — iftriyata aldadmayınız. Hasan marka- sına dikkat ediniz. Hasan Deposu: Ankara, İstanbul, Beyağlu Rerberlerin hafta tatili Berberlerin hafta tatili işi nihayet yoluna girmişe benzemektedir. Ber - 8 AĞUSTOS — 1835 üteahhit Durgun suya akan AAA — Kabataş havuzu için ne diyor” umumi aptesane Gazetelerin yazıları, belediyeye VIZ gelıyor aldırış bile etmiyor Dünkü nü: -. mızda, “Benim görüşüm,, sütu- nunda, — Bayan Hatice Süreyya- nın Kabataş ha- vuzundan şikâ- yet eder bir yazı.- sı çıkmıştı. Ha- vuzun müteahhi- ğ diolan ve Kaba- — Havuzun taşta tramvay müteahhidi durağında bak- Bay Haf. Ahmed kal dükkânı sahibi olan Bay Haf. Ahmet bir muharririmize demiştir ki: — Bu havuz maliyeye aittir. Ben, onun müteahhidiyim. İçeriye | giren kayıklardan para toplar, def. terdarlığa yatırırım. Fakat, ha- vuzu temizlemek defterdarlığın vazifesidir. Ben, bu havuz işin- den ziyan ediyorum. Böyle oldu- ğu halde, kendi cebimden yüzler- ce lira sarfederek, dibi pisliklerle dolan havuzun ağzını açtırdım. Ancak böylelikle takaların içine sığmasını temin edebiliyorum. Fa kat gazetenizde yazıldığı gibi, ar ka taraflar tıkalıdır ve çok pistir. Burasının temizlenmesini gönül- den temenni ediyorum. Zira, bü- tün civar halkı gibi biz de bundan çok müteessir ve muazzep oluyo ruz. Eğer teahhüdümde havuzu her gün temizlemek olsaydı, elbet- te temizlerdim. Zira, bu vazife- leri yapmaktan kaçar adam deği- lim. . & * Müteahhidin bu söyledikleriyle iş bitmiş değildir. Mademki h vuz defterdarlığındır ve temizlemek ona düşüyor, © temizletmeli, ;- hut müteahhitle yeniden Aanlaşa- rak ve ona para vererek temizlet- mek işini kendisine devretmelidir: Dün de tasvir ettiğimiz gibi, bü- tün o semt bundan şikâyetçidir. İskelede vazifesi olanlardan bî'_ ri şunu anlattı: — Haydi, biz kendi aramızda birbirimizin ayiplarını görmeme- ğe, örtmeğe çalışıyoruz. Fakat —1 havuzun yanına sefaretlerin mu$- ları yanaşıyor. Sefirler, sefireler burunlarında mendil tıkalı, yüzle- ri, mide bulantısından buruşmut olarak bu iskeleden geçiyor ve öy” lece muşlarına biniyorlar. Bari on: lara karşı şehrin bu ayıbını ört- sek... Diğer taraftan havuz, Dol- mabahçe sarayına pek yakındır... » » * Burada, belediyenin vurdum duymazlığını kaydetmeden de ge- çemiyeceğiz. Kabataşta Setüstü:- ne çıkan yokuşun pisliği ve on be$ gündenberi ayni çöplerin yerinde durduğu hakkında evvelki gün b: yazı çıkmıştı. ' Bu sabah o sokak hâlâ temiz- lenmemiş bulunuyordu. Bu ne lâ- kaytliktir. Sayın Muhiddin Ü:s- tündağın dikkatini celbederiz. Be- lediye, gazetelerde çıkan şikâyet yazılarına asla kulak asmamakta- dır... Esasen Kabataş havuzunun temizlenmesi icap ettiğini de sa: hibine ihtar etmek, gene belediye- nin vazifeleri içindedir. İşin garibi, orada, bütün pislik- leri havuzun durgun suyuna akan ve kokusundan geçilmiyen bir u- müumi halâ vardır. Bunun da ora- dan kaldırılması lâzımdır. Fakat, varakı mihri vefayı kim okur, kim dinler?... Yüzme ve yelken birincilikleri Bugün ve yarın Modada yapılıyor Bu hafta diyebiliriz ki su spor-| larının en zengin haftasıdır. Dün- den itibaren başlıyar muhtelif mü-. sabakalara yarın da devam edile- cektir. Denizcilik heyetinin çok gay- retli çalışmalarının semerelerini görüyoruz. Kıymetli uzuvlardan mürekkep olan heyet, çok nezih bir spor olan denizcilik alanında büyük varlıklar göstermektedir. Dün İstanbul mıntakası yelken yarışları yapıldı. Yarışların neti- tesi ancak yarın belli olabilecek ve İstanbul yelken birincisi seçil- miş olacaktır. Yarışlara bugün ve yarın da devam edilecektir. Buğün saat 14 de ve yarın 10 da Moda havuzunda yüzme ve at- lama seçmeleri yapılacaktır. Bundan başka gene bugün saat 14 de ve yarın 10 da mmtaka yel- ken birinciliklerine devam edile- cektir. berler kurumunun yaptığı teşebbüsler neticesinde, kamutaymı önümüzdeki toplantısına kadar, İstanbul berberle- rinin nafta tatili yapması için beledi- ya enctümeninin bir karar vermesi ta- kâarrür etmiştir. Kültür işleri Saffet Arıkanın başkanlığında toplandı Öğretmenlerden yapılan sorgu- lar neticesinde yeni hazırlanan müfredat programları — bitmiştir: Dün Ankarada kültür bakanı Saf- fet Arıkanın — başkanlığında bir toplantı yapılmış, gerek program, gerek kültür işleri etrafnda konu- şulmuştur. Toplantı bugün de de vam edecektir, Parafe edilen Fransız - Türk Tecim anlaşması Dün ilk defa haber verdiğimir gibi, Türk - Fransız tecim modo$ vivendisi ile kliring anlaşması paâ" rafe edilmiştir. Âkitler hemen bü" tün mevad için en ziyade müsa * adeye mazhar millet esasımı mu * hafaza etmektedirler. Türkiye Bü* yük Elçisi Bay Suat, müzakerele” rin sonunda hâkim olan anlaşmt ruhundan dolayı ım:ıımı.uıîyv&'î"ıı : Tecim anlaşmasının hükümle * rine göre Fransızlar Türkiyeden yüzde otuz beş nisbetinde fılh mal alacaklardır. Bunun için laşmaya gereken kıyıthr konm tür. »i

Bu sayıdan diğer sayfalar: