— İşte şu gördüğün şey bir Mamut filinin dişidir. Soldaki filin kürdanı; Sabret — Baba, dünya dönermiş öyle mi — Evet oğlum... — Metkepte muallim de öyle söyledi. Amma inanamıyorum .. Nasıl döndüğünü görmek istiyo « rum! — Sabret oğlum, büyüdüğ zaman meyhane dönüşlerinde gö- rürsün!.. Otele — Günde bir lira ile eviniz - de imiş gibi olursunuz. Müşteri — Elli kuruş daha fazla rermeğa razıyız Aslan mürebbisinin karım — ey - vah bir fare! Kedimiz de yok. — Merak etme.. Şimdi aslanı geti. — arık aşağıya gelebilirsin muvaffak oldum | öldü.. Sağlığında her akşam iki kilo ikalmaz mısın? ı Gönlüm bir umman gibi, Kendini salmaz mısın Bir ummanım yok dibi Korkmadan dalmaz musın? Eleme çülüyorum üp bükülüyorum Her zaman söylüyorum; Şarkımı çalmaz mısın? Neşeden içiyorum. Kendimeen geçiyorum. Ve hep sana diyorum: Bir kadeh almaz mısın? Gamı at, kendini ser Gönül gülmeyi sever Coşmak istersen eğer Bir gece kalmaz mısın? Fuat REMOK -— Zavallı adamcağız pek de genç rakı içerdi — Neden öldü? — Bilmem, ucunu bir ağaca bağlasak da — İpin ha iyi olmaz mı acaba karıcığım? Toy aşık Toy deliaknlı fena halde âşıktı. | Sevgilisini görür görmez hemen başladı: — Ah sevgilim! Seni o kadar seviyorum ki karşımda seni gö - | rür görmez her şeyi, dünyayı, kâ- | inatı unutuveriyorum. Kadın sözüfü kesti; — Galiba onun için, geçen #e- fer vadettiğin yüzüğü çıkarıp ver- miyorsun!.. | İn Eg karici ğım. Yangını söndürmeğe 'N Lİ — Dişlerinin tamamile takma ve al tından olduğunu evlenmeden önce ne- den söylemedin? — Beni menfaat için almanı istemi. yordum. Yen! daktilo Patron, yeni daktilo kızın ci - gara içtiğini görünce: — Ben, dedi, çalışma odamda cigara içilmesi, Eski patronunuz cigara içmenize mü - saade ediyor muydu? Daktilo cevab verdi: — İlk zamanlarda o da müsaa - de etmedi. Sonraları yeleğinin üs- tüne kül düşürmemek © şartiyle cigara içmeme izin verdi" — Yeni havadisi duydun mu? Şim- diki harp son harpmiş. Bundan son - ra yeryüzünde daimi bir sulh olacak - | miş, “(3 grubu,, sergisinde “D grubu,, san'atkârlarının bu seneki sergisi açıldığı gün ziyaret- çiler, her senekinden pek fazla oldu.. Alâkasızlığa artık alışmış olan artistler kendi aralarında bu fevkalâdeliğin sebebini araştır - rırlarken Elif Naci: — Hiç düşünmeyin, dedi, ge - lenler hep benim tablolar içindi! O gün bir konferans vermiş ©- lan şair Necip Fazıl atıldı: — Hayır! Ziyaretçiler sadece benim konferansı dinlemek için | geldiler. Görmedin mi, konfe- ransferanstan sonra hepsi, tablo - lara hiç bakmadan çıkıp gitti, Heykeltraş Zühdü söze karıştı — Hiç biriniz asıl sebebi bula madımnız.. Sebep yerli mallar ser - gisidir. Yerli mallar sergisinden çıkanlar, Fransız tiyatrosunun ö- nünden geçerken “sergi,, levahsı- nı görünce, burasını da verli mal- lar sergisinin bir şubesi sanarak içeri girdiler, Tatmaz mısın? Kız seni tutsam şöyle Bir fiske atmaz musın. Söyle, ne olur söyle; Bana kaş çatmaz mısın? Sana canımı versem, Hem seviyorum dersem, Hakikaten seversem Eller uzatmazmısın ? Gönüller bir olunca Yürüsek aşk yolüunca Aşkla kalpler dolunca O zevkten tatmaz mısın? Gel şu korkuyu yen de, Bul sevgiyi sevende! O en zevkli gecende Kolumda yatmaz mısın? Fuat REMOK — Bu, yeni mayonu mu? — Hayır! Üç sene evvel almiş * tum. Her sene biraz daha o ufaldığı için daima modaya“ uygun geliyor. | 3 ; Et — Çabuk bu adem traş edin, çene - sine adam aktllı bir yumruk vurmak istiyorum. Patrona hediye Memurların en kıdemlisi pat - ronun yanıan girerek sordu: — Memurlarınızın hepsi, ev- | lenmeniz dolayısiyle müşterek bir hediye almağa karar verdiler. ! Nasıl bir hediyenin daha ziyade hoşunuza gideceğinizi anlsmağa da beni memur ettiler. Patron se- vinçle atıldı: — Çok teşekkür ederim. Acaba maaşlarda umumi bir indirme yapsam nasıl olur?. lam Mhp Polis romanları okuyucusu — İmdat! Seyahatten dönmüştü.. Arka « daşları sordular; — Ne var, ne yok? Seyahat na» sıl geçti? — Mükemmel geçti. Hindistan- da kaplan avına bile çıktım. — Ya! Peki netice ne oldu?, — Netice gayet iyi, hiç kaplana rastlamadım. Ördek (yavrularına kuğuyu göste « rerek) gaganızı ikide birde uzatırsanız siz de onun gibi uzun boyunlu olursü- Karyolanın altında iki ayak gördün!