Muhammen bedelleri ile miktarları aşağıda yazılı lastik malze & 5. 8. 1935 tarihinde pazartesi günü saat 1530 da kapalı zarf u- sulü ile Ankarada idare binasımda satın almacaktır. Bu işe girmek is- tiyenlerin 1480.65 liralık muvakkat teminat varmeleri ve kanunun ta. n ettiği vesikalar ve işe girmeğe manii kanuni bulunmadığına dair beyannıame ve tekliflerle ayni gün saat 14.30 a kedar komisyon reisli ğine vermeler: lâzımdır. ir Bu işe ait şartnameler parasız olarak Haydarpaşada tesellüm ve 'sevk müdür'üğünde, Ankarada malzeme dairesinde dağıtılmaktadır. 32 kalem lâstik malzeme Muhammen bedel' 19742 lira. (3820) Mikdar ve muhammen bedeli aşağıda yazılı telgraf makinesi ye- İdokleri 12 — 8 — 1935 pazartesi günü saat 15 de kapalı zarf usuliy- le Ankarada idare binasında satın alınacaktır. Bu işe girmek istiyen- | lerin 532.50 Tizalık muvakkat teminat vermeleri ve kanunun tayin et- tiği vesikaları ve işe girmeğe manii kanuni bulurmadığına dair — be- yannarıe ve tekliflerle ayni gün saat 14 e kadar komisyon reisliğine Üvermeleri lâzımdir. Bu işe ait şartnameler Haydarpaşada tesellüm 've sevk müdürlüğünde, Ankarada malzeme dairesinde parasız olarak dağıtı'maktadır. (3592) 12 kalem telgraf makinesi yedeği M-hammen bedeli: 7100 lira PARANIZI Hükümetin ve dört milli Bankanın 1,000,000 lira ile sermayesine iştirak ettiği ADAPAZARI Türk Ticaret Bankası'na YAT ERSENCİ Zi ' Vadeli mevduatınızın faizini başında Muhammen bedeli ile miktarı aşag:ca yazılı balata kayışları 6. 8. 925 sahı gürü saat 15 de kapalı zarf usulü ile Ankarada idare bina: ada sotın alınacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin 641,25 lirasık muvakkat teminat verme leri va kantnun tayin ettiği vesikz lar ve işe girmeğe manii kanuni bu. - lunmadığına dair beyanname ve teklifler ile aynı gün saat 14 e kadar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. Bu işe ait şartnameler parasız olarak Haydazpaşada tesellüm ve sevk müdürlüğünde ve Ankarada malzeme dairesinde dağıtılmakta Her ay alacaksınız. . . . . dır. (3821) S . Balata kayışı 100 m/m 1400 metre Muhammen bedeli IZIn ıçın e Bolata kayısı 120 m/m 1000 metre 8550 lira Bankanın bütün şubelerinde “Faizleri her ay başında kuponla ödenen hesab,, açılmıştır. iralık Voli mahalleri Fındıklıdan, Kuruçeşmeye kadar olan Voli mahallerinin nısıf bisseleri 1 eylül 935 den itibaren kiraya verilecektir. İs - tiyenlerin yazılı tekliflerini Galatada Perçimli sokak Cemaat SERSERİLER YATAĞI 87 Kadın!ların büyük bir kısmı ıivı' Cellât onu, vücuduna birkaç ke- lıyordu. re salılan bir iple direğe sımsıki 86 SERSERİLER YATAGI Demek beni götürmeğe gel-| sonra ellesinde büyük mumlar bu- diniz? lunan mantolu keşişler — bulunu- Papas bir ıstavroz çıkardı. Du evvelce kararlaştırılmış bir İyaret olmulr ki muhafızlar ve zin- dancılar Dolenin üzerine atılarak yere yatırıp ellerini, ayaklarımı zincirliyerek götürdüler. Mahkümun götürüldüğü yer, rantem âyini yapılan bir kilise i- di. Kilisenin etrafından dizilen pı-l paslar bir ağızdan ölü duasını o- kuyorlar, el'eri kolları zincirli o- lan Dole bunu dinliyor ve içinden tercüme ediyordu. Mahkümun yanında dua ökürl mıyan bir papas duruyor ve müte. madiyen Doleye bakıyordu. Yüzünü örten kukuletedeki i- ki deliğin arkasımdaki iki göz ga- Kbiyet neşesiyle parlıyordu. Nihayet âyin sona erdi. Dolenin ayaklarını çözdüler. Fakat ellerini bağlıyan zinciri bir kat daha sıkıştırdılar. Dolenin başı çıplaktı. Arkası- na, levent endamına pek yakışan bir siyah gömlek — giydirilmişti. Rengi uçuk olmakla beraber göz- Jerinde hazırlanan şeylere karşı -vyakuzdAir kayıtsızlık görünüyordu. Dz1eldarmı hakaretli bir ifade i- Jabükmüstü. Başmı dimdik tutu- yordu. Alay hazırlandı. , Un we ağır p'uçlır taşıyan si- yah ve wı:" Celbiseli — papaslar. sonra sörler, sonra duacılar, daha, yordu. Bunların arkasından Dole geli- yordu ki etrafı gene papaslarla sa- rılmıştı. Bu alayın etrafında baştan so- na kadar doldurulmuş — tüfekleri ellerinde tutan askerler bulunu - yordu. Önde ve arkada birer bö - | lük mızraklı süvari yolu açıyor ve kapatıyordu. Dole gayet metin adımlarla yü- rüyordu. Yanımda da kendisine tuhaf tu- haf bakan o yüzü örtük papas gi- diyordu. Alay yola çıkar çıkmaz, bütün kiliselerden matem çanı çalınma- ya başladı. Dole Grev meydanına gidecek- leri yerde Mober meydanına doğ- ru yollandıklarını farketti. Uzakta, Sen Mişel köprüsünün öte tarafında boğuk bir velvele kopuyordu. Sanki binlerce canavar kapatıl- dıkları mağaraları parçalıyarak dışarıya fırlamak istiyorlardı. Alayın geçtiği yolda birçok kimseler toplanmıştı. Herkesin kalbinde bir merha- met duygusu uyanmıştı. Fakat hiddet izleri de görünü- yordu. Bazi kimseler, masum bir ada- mı öldürmenin çok kötü bir iş ol- duğunu, ve bunun vebalinin ru- hani mahkeme reisi Faya ait bu- Dolerin yanında yürüyen pa- pas halkın bu göz yaşını görerek alaylı bir sesle: — Dindar halkımız Doleye acı- yor! diye mırıldandı. | Mahkümm titredi. Loyolanın se- sini tanımıştı. Başını kaldırarak vakur bir tavurla cevap verdi: — | — Fakat Dolenin kendisi Dole. ye acımıyor! Ah, siz misiniz Mös-| yö Loyola?.. Demek dünyada hiç. bir şeyden korkmıyan bir adamın nasıl öldüğünü görmeğe geldiniz? | Loyola artık hiçbir şey söyleme- di. Etrafı süvariler ve piyadelerle kalın bir kordon halinde sarılan dar bir maydana çıktılar. Ellerinde mum bulunan papas- Tar hemen odun yığınının etrafını sardılar. Yığının üstüne çıkmak için bir merdiven konulmuştu . Cellâtla muavinleri, mahkâmu merdivenden çıkarmak için ilerle- diler.. Dole: — Dur, cellât!.. Yardımıma ih- tiyacım yok! dedi. Cellât şaşırarak durdu. Dole, bağlanmış ellerinin yar. dımına muhtaç kalmadan merdi. venden çıktı. Yığının âstüne varınca ortadaki direğe karşı durdu. Yüzünde ne korku, ne hiddet, me de yalvarış vardı. bağladı. Dole, bakışlarını uzaklara çe- virdi. Halk, bütün yan sokakları dol- durmuştu. Dole bir şey söylemek istedi. Fakat, Loyolanın bir işareti ö- zerine papaslar vahşi bir sesle ölü duasına başladılar. Zavallı âlimin söylediği sözlerden hiçbirisi işi- tilmemişti. Ayni zamanda cellât, muavin- lerinden birisini yaktığı çırayı ya: | kaladı. Fakat Loyola bunu onun elin- den aldı. B Hiddetin titrettiği bir sesle: — Mesihin düşmanları işte böy: le mahvo'urlar! diye bağırdı. Yanan çızayı yığının alt kısmı- nı teşkil eden kuru çalı demetle- rine yaklaştırdı. ) Bir anda bütün mumlar demet- lere Coğru eğildi. Kül renzi ve kokulu bir duman yükselerek Dolanin etrafını sar- dı. Saf ve sakin yüzü birkaç saniye daha göründü. Sonra birdenbire alevler fışkı« rarak dumanın arasından yüksel- diler. Geniş ateş sütunları, dal- galana dalgalana, rüzgârla, me « şum yapraklar gibi sallana salla » na mahküâmu sarmağa başladılar. Halkın arasında gönül parçalı- yan bir merhamet çığlığı yüksel- di.