HABER — Akşam Postası ORMANIN KIZI Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikenın balta girmemiş ormanla- rında geçen aşk ve kahramanlık, hanın balta görmemiş ormanla- İN Kral Medkyo, '37- Ygzan Rıza Şekıb SD Marayı Kirata yerine baş danscısı yapmıştı Hemen emriyle kabilenin en iyi orkestrası çalmaya başlamış, yer - liler akın akın eğlence yerine top - lanmışlardı. Bayram vardı. Aslanlı adamın oğluna yapılacak işkence ile baba- sından intikam almacaktı. Mofyo ve onun kıymetli misafi- | ri Selim, Medkyonun büyük misa- firleri sayılıyordu. Medkyo, bir tiyatro aktörü gibi bir saatlik bir çarpışmadan sonra şeklini gene tamamiyle değiştir miş, gene alelâcayib bir kılığa bü- | rünmüştü. Eğlence yerine — geldiği zaman zaten herkes kendisinden geçmiş bulunuyordu. Desti desti getirilen arpa suları yuvarlanıyor ve kafa - lar kendilerinden geçmeye başla- yordu. Mara ile Kata — daha geçen güv kabilenin içinde yaşamayacak ka- dar düşkün ruhlu sayılırlarken bu- gün birer kahraman haline gelmiş- lerdi. Eğlence yerinde onlara da kra - İm oturacağı yer yanmda mevki | ayrılmıştı. Orada oturuyorlar şe - | reflerine, — içilen arpa — sularına | mukabeleye çalışıyorlardı.. Saatler geçtikçe, eğlence kızışı- yordu. Dansedenler, birer çılgın gibi ortalığa karışarak firdönen - lerin haddi hesabı yoktu. Brambankaların ince tarafla - rınm dövülmesinden yükselen gü- rültüler arasında garip sesler sivir Kyor; biribirini tutmayan heceler biribirini kovalayarak — şarkılar söyleniyordu. Aslanlı adam onlar arasında bir kuvvet halindeydi. Şarkıların- da bile bu noktayı sezmek kabil- di. Onlar herhangi bir dövüşte galip geldikleri zaman kabileleri- | nin Aslanlı Adamla çarpışmakta | bile büyük kahramanlıklar gös- terdiğini ifade eden şarkılar söy- lerler, bununla Aslanlı Adamın | bir kuvvet olduğunu ahnlatmış bu- ! hanurlardı. | Niyam Niyam kadmları bir | halka halinde dönüp el çırpar ve şarkı söylerlerken bir erkek yığı: vir da onların ahengine zıplayarak uyuyordu. Medkyo kendinden geçmiş bir haldeydi. O kadar sevinçliydi ki Kral olduğu gün bile böyle bir sevinç eseri göstermemişti. Davul ve zurnaların keskin sesleri arasında, ara sıra Kralın sesi yükseliyor ve bu coşkunluğu körüklüyordu. Yavuzun oğlundan ne şekilde bir intikam almacağı hakkmda Kral Medkyonun iradesi daha he- nüz alımmamıştı. Sıranın buna gelmesi için azıcık vakit geçmesi, arpa sularının ardı kesilmesi lâ- zımdı. Medkyo günün kahramanı Ma- ranın ortaya çıkarak dans etme- sini istemişti. Mora yol yorgunlu- ğuna rağmen arzusunu yerine ge- | tirmek için kalktı. Önüyle arkasını kapayan bez, uzun günlerin yolculuğu yüzün- den parçalanmıştı. Bununla be-! raber, hemencecik oradan tedarik ettiği parçalarla yırtıkları kapa- dı. Kollarında ve bacaklarında- ki bakır halkaların çıkardığı şı- kırtılar arasında dansa başladı. Mranın dansı, yirmi dakikadan fazla sürmüştü. .Onu dansı takip etti. Bütün coşkunluğu ve bütün çılgımlığına rağmen bugün doğru dürüst bir dans seyredememişler- di. Çünkü Maranın düşmanı ve Kralım en iyi oyuncusu Kirata Katanın Maranım muvaffakiyeti üzerine i- şinden çıkarılmış ve hattâ çok kı- | sa bir zamanda hapis bile edil- mişti. Yerliler arasmda, — Kiratanın eksikliğini görenler çok olmakla beraber, kimse ondan bahsedemi- yordu. Gene en iyi dans eden Mara olmuştu. Uzun ve mevzun çukula- ta renkli düzgün vücudunun bü- külüşleri ani hareketleri, çevik! ği baş danscı bile gösteriyordu. Kral Medkyo yanındaki sihir- sözlerini olabileceğini bazın buna temas eden dinledi ve: — Mara bu günlerden sonra benim baş danscım olacak, Kira- tatım yerine geçecek dedi. Bir kadının Kral baş danscısı | olması şimdiye kadar kabile için- de ilk defa vaki olan bir şeydi. Bu haber biran içinde etrafa | yayildı. Maranın ihtiyar anasıyle baba- | sı sevinçlerinden yerinden sıçra- | dılar. Çünkü artık babası kabile- nin dişsiz bir yüzkarası olmaktan kurtuluyor, Krala yakın büyükler | arasına karışmış bulunuyordu. Bu yüzden sevinçlerine diye- cek yoktu. Kifo kaşıyle gözüyle acayip 'şaretler yaparak Marayı işaret e- diyor ve bu kahramanı kendisinin |: bulup çıkardığını söylüyordu. Kifo Aslanlı Adamın oğlunu ği yakalayıp getirebilecek kahrama- |: nt nasıl kendisi bulduysa, esirden (!! nasıl intikam almacağını gene kendisi tayin edecekti. Kral böy- le istemişti. O, türlü türlü işkence usulleri biliyordu. Senelerden beri tatbik edilmeye edilmeye âdeta unutul- | mağa yüz tutmuş olan bir şeyi ye- niden ortaya çıkardı, Bu da genç çocuğun sırtı de- linerek açılacak delikten içi boş bir kamış geçirilecek buradan a azar azar içeriye kum dökülecekti, Bu kızgın kumların ciğere dolma- || sı temin edilecekti. O bu kum ta- nelerinin verdiği azapla dığı sırada kazığâ bağlanacak ve | etrafına yığılacak odunlar tutuş- turularak yavaş yavaş, diri dıı'ıl kızartılacaktı. Kifonun söylediklerini biran | içinde yerine getirmeğe hazırlan- | mış olanlar etrafını bir çenber halinde kuşatmışlardı. Süleyman meydanm ortasında dikilen oymalı ve işlemeli bir a- ğaca zaten bağlanmış olarak du- f ruyordu. | açık renk bir pardösü, ve bir elin-| | niye kadar bir tereddüt kıvran- |ij Pariste heyecanlı bir tevkif 22 HAZİRAN — 1925 tevkif Almanların büyük casuslarından biri tutuldu Bu adam eski bir Alman erkânıharb zabiti imiş Saat tam 11. Paris sokaklarının gündüz gezicileri — olan işçiler, memurlar, ve talebeler yolları dol- durmuşlar, hızlr hızlı yürüyorlar; otomobiller geceleri olduğu ka - dar sık değil. Lokantalar tek tük işlemeğe başlıyorlar. Tam bu esnada Parisin en bü - yük otellerinden birinin kapısı a- çılarak dışarıya gayet ş$ık giyin - miş bir adam çıktı. Bir kolunda de de küçük bir çanta bulunuyor-| du. Şık adam bir kaç âdım atarak yaya kaldırımı — geçti. Ve uzakta duran taksilerden birine işaret et- ti. Taksi derhal hareket — ederek yabancı şık adamın önünde dur - du. Şoför yerinden indi, şapkasile kibar müşteriyi selâmladıktan son ra otomobilin kapısını açtı. Tam bu esnada yarı nazik, yarı sert bir ses duyuldu: — Bir dakika bakar Her Bernhuber! Bu hitap karşısında zarif adam irkildi. Bir kaç saniye süren bir te- reddütten sonra otomobile gir - mekten vazgeçerek doğruldu. Ve| gerek otomobilin gerekse kendisi- nin beş yabancı adam tarafından abloka edilmiş olduğunu gördü. Biraz evvel kendisine hitap eden adam sözüne devam etti: — Her Bernhuber! Bizimle bir* likte polis müdürlüğüne kadar ge- leceksiniz! Meçhül adam gene hir iki sa geçirdi.| mısınız? Sonra yalnızca: — Pekâlâ! dedikten sonra oto- mobiline girdi. Beş adamdan üçü | de kendisile birlikte — atomobile bindiler. Diğer ikisi öndekileri ar. kndın takip eden ikinci bir taksi =Z:=!==”'n=—h Her gün öz Türkçe beş kelime Iî 36 1ncı Liste î F — Makale — Betke H 2. — Mahrum — Yoksun Ü Mahrum etmek — Yoksundurmak # Mahrum olmak — Yoksunmak ÖRNEKLER: 1 — Kaç zaman - ;lrlır sizin yoksunluğunuzu çekiyo - ruz. q 2 — Bizi güzel yoksundurmayınız. B 8 — Güzel yazılarınızdan yoksu- İ nuyoruz. 3. — Fesat — Bozut yazılarınızdan Müfsit — Bozutçu # ÖRNEKLER: 1 — Halk arasına hbozut sokmak. 2 — Bozutçuluk etmek 4. — İddia — Sava İddia etmek — Savamak Dava — Dava (T. Kö.) ÖRNEKLER: 1 — Baş ımıı.r.!* la yakit kaybetme. ğı, 2 — Herkes boş savada bulunan- $ ların yanından kaçar: 5. — Cebhe — Yüney ÖRNEK: Yatak odanız niuııin hangi yöneyindedir? NOT: Gazetemize — gönderilecek yazılarda bu kelimelerin Osmanlı - # caları kullanılmamasını rica ede - » (Devamı var) ye atladılar. Şoföre: — Rue de Saussaies'de emni -| yet müdürlüğü! adresi verilmişti. İşte kendisinin birinci sınıf bir Alman casusu olduğu anlaşılan! Bernhuber bu şekilde tevkif edil- miştir. Fakat kat'iyyen soğuk kanlılı ğımı kaybetmiyen Bernhuber em- niyet müdürü karşısında şaşılacak derecede sakin bir lisanla kendisi- ni şu şekilde müdafaa etti: — Büyük bir yanlışlığa düştü - ğgünüz anlaşılıyor. Herhalde ara - dığınız adam ben değilim. Nite -| kim bunu siz de pek çabuk anla - yacak, ve beni serbest bırakacak - sınız. Ben Almanım. Ve — Fransada sırf ticaret maksadile bulunuyo- rum. Bir Alman kimya fabrikatö- rünün mümessiliyim. Ve Fransa - da iki tane kimyevi madde sattım. Bunlardan biri ham kahveleri ko- laylıkla tasfiye etmekte, ve güzel bir koku vermektedir. Diğeri bu - lanik ve içilemiyecek — derecede berbat olan sulara döküldüğü tak. dirde bunları berraklaştırmakta, ve içilebilecek hale getirmektedir. Hattâ bu — maddeleri sattığım müesseselerin isimlerini de size ve rebilirim. Hakikat olup elmadığı| ni kolaylıkla tahkik edebilirsiniz. Yoksa Pariste hiç bir işle alâ - kadar değilim. — Sık sık otel ve adres, hattâ isim değiştirmenizin sebebi ne - dir.? Brenhuber — gülümsedi. Sonra gene ciddiyetini ele alarak lâkayt bir şekilde sözüne devam etti: — Ben bekârım. Güzel kadın - lardan da çok hoşlanırım. Bunun için sevdiğim kadınlara yakın ol - mak için oturduğum yerleri de - ğiştirmem pek mâkul bir sebeptir sanırım. İsmimi değiştirmeme — gelince bazı kocaların pek kıskanç olduk- ları meydandadır. Şimdi artık si: zi tamamile tatmin ettiğimi umu”| yorum. Müsaada ederseniz gide yim. — Birkaç — dakikanızı daha alacağım. Sözlerinizi gayet mâ -| kul buldum. Yalnız.. — Teşekkür ederim. Yalnız? — Yalnız bu sözlerinizi bir kâ: ğıda yazmanızı — istiyeceğim. Ne aksilik burada da mürekkep bit miş. Bir dolma kaleminiz var mı? — Var? — İsabet.. Buyurun size bir kâ: gıt! Bernhuber derhal — kâğıdı aldı. Cebinden dolma kalemiini çıkardı. Ve süratle yazmağa başladı. Ya - zı işi beş dakika kadar sürdükten| jounanonun yakçuuma Tpiğey vruos İ verdi. — Artık gidebilir miyim? — Bir saniye! Emniyet müdürü kâğıda süratle göz gezdirdikten sonra masasının | çekmecesinden başka bir k!ığıt1 çıkardı. İki kâğıdı biritirile karşe Taştırdıktan sonra bunu Bernhu - bere uzattı.: — Meaalesef artık gidemiyece - ğinizi söylemek mecburiyetinde -| yim. Şu kâğıdı tanıyor musunuz? Bernhuber kâğıda göz gezdir * dikten sonra — bembeyaz kesildi Maamafih metanetini kaybetmer di. Emniyet müdürü sözlerinde de" vam ediyordu: — Dikkat ederseniz kendi ya * zınızı tanıyacağınızı umuyorum. '| Bakın, bakın! Dolma kaleminizit ucu biraz eğrilmiş, — kâğıdı bazi yerlerinden yırtmış. Dikkat etti" niz mi? Mürekkebin — rengi, v yazı stili de ayni, Ah, ah, gördü * nüz mü felâketi? Sizi tevkif et * mek mecburiyetinde kalacağım. Şimdi de emniyet müdürünüt Bernhuber'e uzattığı kâğıdı oku * yalım: “1 — Fransız erkânıharp zabit' lerinin çoğu son günlerde komşti memleketlerden birine seyahate çıkmışlar. Bu doğru muJur? Doğ” ru ise nereye gitmişlerdir? 2 — Avusturya Başvekili Şu * şing'le Fransız hükümeti arasın * da son zamanlarda gizli konuş * malar olmuş mudur? Bu konuş * malar hangi mevzular etrafınd$ cereyan etmiştir? 3 — Avusturya kral taraftarla' rı gene son günlerde bir toplant! yapmışlar, ve bu toplantıda bir dt Fransız murahhası bulunmuş. Bi kimdir? Toplantı ne vakil Vâ ne | rede yapılmıştır?,, Emniyet müdür bundan başk$ Fransa — Sovyet Rusya — ve Kü' çük itilâf devletlerile yapılan an' laşmalara temas eden birçok sual' ler okuduktan sonra sözlerini şu * şekilde bitirdi: — Siz bu sualleri Armand Av* rousart isminde birisine verdini? Ve cevapları doğru olarak getirdi- ği takdirde buna mukabil kendisi” ne pek çok para vereceğinizi d? vadettiniz. Bernhuber artık kendisini mü * dafaa etmiyordu. Her şeyin mey * dana çıktığını anlamıştı. Hiç ce * vap vermeden başını önüne eğ * di. Fransız polisi Bernhuberin Al * manların Pariste kullandığı birif” ci sınıf casuslardan biri olduğut daha martın 12 sinde haber almıf tı. O zamandanberi kendisini & * dım adım kovalıyordu. Ve İııki. katte bir polis olan Armand AvY rousartı onun peşine — koymuşt? Armand Almandan daha kurns' çıkarak onun itimadını kazanmS ' ğa, ve esrarını ves'kalarile birlik te elde etmeğe muvaffak olmut * tu. Bu hususta kendisine aslen yeat yan olan Dina Saranni isminde artist kadın da çok yardım etmi$ Vir. Saroni güzelliği, ve mehar? sayesinde Bernhubere nkln!"! ğa, ve kendisile tesisi müna: muvaffak olmuş, hattâ bir mü det de kendisile — birlikte düti kalkmıştır. a Yapılan ilk tahkikatta B-.-m;': berin umumi harbe Alman 01" sunda erkânıharp yüzbaşılığ! j iştirak etmiş olduğu meydanaâ 9"_ mıştır. Muhakeme neticesinde ha birçok — karanlık ve mer noktaların meydana çıkacağ! muluyor.