: W ç e. Nereden anlamış? Iki delikanlı konuşuyorlar: — Ayşe ile evlenmek istiyorum, — Kendisiyle konuştun mu? Razı oluyor mu? — Konuşmadım amma onun da benimle evlenmek istediği belli. — Nereden anladın? — Dün kendisine yolda rastla- dım, Elinde bir sürü paket vardı. Beni görür görmez paketleri ba- na vererek evine kadar taşıttı. Kiz — Baba korkuyorum, bir arı Belli! — Ahmed Avrupaya gidi- | | — Dolabı bırak ta evvelâ kendin atla.. yor galiba.. eri Nasıl olur, içinde karım var. (ö- |— Nereden anladın. Kendisi| zü karardığı için bu kadar yükseklen W inanma., Çünkü Avru- | atlamağa cesaret edemedi. payar gideceğini senelerdenberi - ——— söyler amma gittiği yoktur. gitmeği ağzına bile almıyor. Bu — Şimdi öyle değil.. Avrupaya| da gideceğine işarettir!. — Büyük bir tamire ihtiyaç var mı? Motörü parça parça etmiş olan şoför — Pek büyük hir şey değil.. Şoför ve müşteri | bir. cevab Sinema çıkışında şoförle pazar- Bayan, hizmetçi kızı payladı: lığa girişti: — Kız Ayşe, — nasıl oluyor da — Beyazıda kaça götürürsün? | mutfakta seni bayağı bir erkekle — Bir liraya.. görüyorum. — Bir liraya mı? Sen arkaya | Hizmetçi kız afalladı: geç.. Ben seni Beyazıda kadar on| — Bilmem. Belki de anahtar kuruşa götüreyim!.. deliğinden gördünüz! baba, şimdi gidip oynuyabilir. miyim? | tığı ve plâtin rengi aldığı zaman Dayak vemiş! Züppenin biridir, kendisini mür hiş Don Juan — zanneder. Geçtii gün arkadaşlarla otururken I'w ve hemen anlatmağa başladı: — Filânın kızını tanırsınız Y#” İşte onunla beraberdim. Birde? babası içeri girdi. — Ya otur da anlat.. — Yapamam, — Niye? Anlamıyor musun? — Anlatırım amma oturamat” çok canım yanıyor! daha ne yapsın? — Dün gece sizden aldığım ço- cuxk trampeti patlaknıuş, sesi çık- muyor. Bu nasıl iş? — Affedersiniz, — bu trampeti kendi oğlunuz icin aldığınızı söy- lememiş mi idiniz? — Evet.. — Şu halde sizi başka türlü na- | sıl memnun edebilirdin? A — Bu gece rüyamda tam sizi öpf ceğim sırada uyandım. — İktimal size tokal vurmut!” dur da ondan.. — Anne, bana bir su - gelirir. mi- sin? yeni otomobil | 1 “.;'_î::lkm HNĞ DN İki mirasyedi züppe çeti — Anne çok susadım. ——— » — Sen bana M——.*h. İ Ben de #ana benimkini *ı; Böylece, herkes ikimizin de birer otomobil aldığımızı zann” der! — Haydi yat, yoksa yukarıya gelir, seni bir temiz döverim! — Öyle ise anne, beni dörmeğe ge- lirken bir bardak su da getlir! D 2 —Bak yavrum, tırnaklarını yiye yi- we kolları ne hale gelmiş! Ebedi sevgşi Kadın, kocasına sordu: — Kocacığım saçlarım ağa - rınca da beni sevecek misin? Koca, istifini hiç te bozmıya - | rak cevap verdi: — Karıcığım, saçların kumral- laştığı, simsiyah olduğu, kızıllaş- Birinci kazazede — Tuhaf şey.. Sizi bir yerde yörmüş olacağım, İUH'_.' türlü hatırlıyanuyorum. Iİ" İkinci kazuzede — Tahi tanıyacak sanız, Eğer tanışmasaydık şimdi da olmiyacaktık. Elinden ne iş gelir | Elmanın kabukla!! Apnesi, küçük Münire sordü: Zavallı fakir bir yarudi, dindaş- ye larından birinin yanına giderek iş | — Elmayı gene soymadan mişsin ! istedi: — Bir karımla on bir çocuğum | —— Soydum anneciğim: var, bana bir iş veriniz. — Öyleyse kabuklarını ne Zengin yahudi sordu: | tın? — Yedim! — Elinizden başka ne iş gelir? İ sana karşı olan bağımı hiç gevşet tim mi? Gevşetmedim değil mi? Şimdi ne diye kuşkullanıyorsun? Aslan terbiyecisinin ker.sı Arslan — terbiyecisi Düztaban © gece canbazhanede numarasına çıkamıyacak kadar hasta idi. Ka- rısı direktöre giderek Düztaba - nım yerine çıkmak istediğini söy- ledi. Canbazhane — direktörü sor - du: — Sen aslanları idare edebi - leceğini mi sanıyorsun? Kadın bu sorguya karşı doğru- dan doğruya cevap vermiye - rek: — Düztaban onları idare edi - yor değil mi? Diyince direktör — Hem de ne iyi! Cevabını verdi. Bunun üzerine kadın: — Öryleyse düşünecek mesele yok. Çünkü ben de Düztabanı i- dare etmesini bilirim de! » y " — Affedersiniz, bBuradan birisi mer diren istetmiş, acaba kim?