. Kurnazca bir intikam Bulunduğu köyün istasyon me- Muruyla araları açıktı. — Bir gün tevinç içinde arkadaşına anlatma- Ba başladı: n — Şu istasyon memuru olacak Mendebura öyle bir oyun oynuyo- Tüm ki sorma.. — Nahl'oyun? |— Kasabaya gidip gelme bir ilet aldım. — E? BU güme bilet'dldm d Ma bugün köye dönmiyeceğim. Mayiyi böylece kandırdım! Ki BA X We o, sağ yanağına ne oldu? S Yeni muallimimiz solak ta.. Bir akıl hocası d.:l!l- Ayşe, komşusundan akıl ışmak istedi: — Bizim küçüğün pantalonunu _ldn'n. O kadar daraldı ki ço- Bikirtrdirimek - kabil / ölmüyor. taba ne yapayım dersiniz? Onuşusu cevap verdi: — Çocuğu da yıkayın! K, Sömurlu hava ve şemsiye — lik bakışta âşık oldum diyorlar. Buna bir çare var mıdır? — İkinci bakış.. Balık yağı Küçük Fatini annesi azarlıyor- du: — Niçin hep böyle aksilik eder- | sin bilmem ki.. Balık yağını hep büyük annen verecek değil ya.. Şimdi evde değil işte.. Onun yeri- ne ben vereyim. Küçük yağma yok der gibi söz- lerini açarak cevap verdi: — Nasıl olur anne? Senin elle- rin titremiyor ki.. Bir kaşık balık yağının hepsini içmem lâzımgele- cek!, Canbazhanede Canbazhanede programın en heyecanlı kısmını güzel bir krzın dudaklarında tuttuğu bir parça şekeri aslanın ağzına — uzatması teşkil ediyordu. Canbazhanenin müdürü işin zorluğunu anlatmak için seyircilere dönerek söze baş- dadı: — Bu numarayı tekrar edene bin lira var, Seyirciler arasında bulunan bir delikanlı ayağa kalktı: — Ben yapmağa hazırım. Yal- nız aslanın rölünü yapmak şartiy- da çalar.. olurlar! : ,f,ğ%_ Gazetelerde okudun mu, İngili: Kralının bir milyon liralık tabak ta- kımı varmış, bunların içinde yüz se- nelik olanları bile bulunuyormuş. — İngiliz sarayındaki hizmetçiler demek hiç tabak kırmıyorlar! — Şarkı söylüyor, mükemmel yüzü cüdür, çok güzel tenis oynar ve keman — Nişanlısı da biraz yemek pişirme sini biliyorsa mükemmel bir karı koca CA Çocuklardan korkmalı! — Anne, ablamla Bay Mehmet öpüşürlerken gördüm — Zarar yok. — Onlar nişanlı... Gelecek hafta evlenecekler, — Babamla hizmetçi kız ne za- man evlenecekler? . * » Büyük annesi küçük Selime na- sihat ediyordu: Eğer uslu durursan cennete ya- ramazlık yaparsan cehenneme gi- dersin! Çocuk sordu: — Peki büyük anne ama sine- maya gitmek için ne yapmalı? Güzel bir fıkra — Aklıma bir fıkra geldi. An- latmak isterim ama — daha evvel — Bu fıkra uzun ve can sıkı- cı bir şey mi? , — Hayır, Bilâkiş çok, güzel, — O halde anlat... - Böyle bir fıkra hiç anlatmamışsındır.! Sadık arkadaş Arkadaşma dert yandı: — İki gecedir. gözüme uyku girmiyor. Tam yüz İiraya ihtiya- cım var. — Niye bana söylemedin? — Teşekkür ederim, Demek ba- na yüz lirayı borç olarak verecek- sin? — Yüz liram yok.. “Ama sana mükemmel bir uvku ilâcı tarif e- Kadın — Aşağıya in. Yoksa şümdi yanına gelir, seni bir temiz döverim!